1. yüz (Toplam 1 yüz)

Ergenekon mu? / Erol MANİSALI

İletiGönderilme zamanı: Sal Ara 04, 2018 8:59
gönderen Oğuz Kağan
Ergenekon mu?

12 Eylül’ün Amerikancı postallılarından, FETÖ’nün İslamcı imamlarına uzanan kumpasın adı

2008’de FETÖ tarafından fiilen devreye sokulan Ergenekon, 12 Eylül’de Amerikancı askerlerle başlatılan sürecin, Gülen’in imamları ile sürdürülen son safhasıydı.

Amaç, BOP hedefinin göbeğindeki Türkiye’nin parçalanarak C. Rice’ın “resmen” ilan ettiği gibi 23 ülkenin sınırlarının ve rejimlerinin değiştirilerek ABD (ve Batı) çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi idi. Bu arada İsrail’in de güvenliği için, Kürdistan kukla devletinin kurulması planlanmıştı.

Hedef bugün hem Kuzey Irak, hem de Kuzey Suriye’de fiilen, “ABD, S. Arabistan, İsrail, Fransa ve İngiltere’nin de desteği ile” yürütülmeye çalışılmaktadır. Binlerce TIR ölçeğinde YPG ve PKK’ye verilen silahların ve yeni kontrol noktalarının amacı budur. Hedef Türkiye’dir.

13 Nisan 2009’da Levent’teki evim FETÖ’cü polisler tarafından sabahın kör karanlığında basıldığında, operasyonun akademik ayağının bir parçası olarak seçildiğimi anlamıştım.

Haberal’dan Hilmioğlu’na yedi profesörle birlikte sürecin içine sokulurken FETÖ’nün polisleri ve savcıları çok “planlı” bir biçimde hareket ediyorlardı. Adeta, senaryosu yazılmış bir filmde rol alan aktörlere benziyorlardı.

Beşiktaş’taki çakma mahkemede beni 6 gün uykusuz bıraktıktan sonra sorgulayan Zekeriya Öz, oyununu çok güzel oynadı. Onun tutuklama talebini yerine getirmek üzere hazır bekleyen hâkim benimle konuşurken yüzüme bakamıyor, yere bakıyordu: kendisini, “Yüzüme bak, yere bakma” diye uyardım, duymazlıktan geldi: görevi belliydi, emir FETÖ’den çoktan gelmişti bile.

Bana, “iki defa ağırlaştırılmış müebbet isteyen” savcı, daha sonra mahkûmiyet kararı veren hâkimler şimdi neredeler: bir kısmı yurtdışına kaçtılar, diğerleri de FETÖ’cü oldukları için içeri atıldılar. “Malum” ameliyatımla birlikte, “ellerinde kalacağımdan korktukları için”, tutuksuz yargılanmama karar verdi FETÖ’cü hâkimler.

En başta avukatlarım, bana 3 klasör dolusu “iddianame” getirdiler, iple bağlıydı. O ipleri hiç açmadım, hiç bakmadım, özellikle yaptım bunu. Türkiye ve bölge üzerinde FETÖ ve arkasındaki odakların yazdıkları “komplo senaryosunu” neden okuyacaktım ki! Yemin ediyorum, iplerini bile açmadım, hâlâ duruyor: insanlık suçu, hukuk suçu ve darbe kanıtları olarak saklayacağım.

ABD, Rusya, Çin ve FETÖ’ler

Biz içerde kendi ulusal çıkarlarımızı koruyacak bir demokratik düzen konusunda yetersiz kaldığımız zaman içimize FETÖ’ler, DEAŞ’lar hep şırınga edilmişlerdir.

Bugün de Suriye ve Kuzey Irak’ta ABD ve bazı AB devletlerinin yürütmekte oldukları fiili gelişmeler, büyük tehlikenin bitmediğinin göstergeleridir. Biz Türkiye içinde, siyasal partiler ve diğer sivil toplum örgütleri olarak “asgari müşterekler” oluşturamadığımız sürece, tehdit ve tehlikeler giderek artacaktır.

Bu konuda, siyasiler başta olmak üzere “toplumu kutuplaştırmadan, birleştirici ve bütünleştirici öğeleri öne almak gerekir”. Hepimizin aynı gemide olduğumuzu aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamalıyız.

Önce “ben” yerine, önce “biz, ulusumuz” diyerek yaklaşmaktan başka yol yoktur. Bu beceriyi (ve özveriyi) göstermezsek hepimiz de aynı gemide batar gideriz, aynen Titanik gibi...

FETÖ’nün (ve arkasındakinin) kurduğu öldürücü kumpastan, en azından bu dersi çıkarmak zorundayız. Ergenekon kumpası, Türkiye’yi yıkmaya ve parçalamaya yönelik emperyalist projenin, 12 Eylül’den sonraki en önemli basamağı olarak uygulanmak için başlatılmıştır.

Önlemler erken alınsaydı, bu kapsamdaki “insanlık dışı olaylar ve de 15 Temmuz 2016 FETÖ girişimi” en baştan engellenmiş olacaktı. Geç de olsa hukuk, “Ergenekon senaryosunun, FETÖ ve arkasındakinin bir kumpası olduğunu kabul etti”.

Erol MANİSALI, 4 Aralık 2018
erolmanisa@yahoo.com