1. yüz (Toplam 1 yüz)

Kıbrıs Türkü 'vicdani ret'e karşıdır... / Hüseyin Macit YUSUF

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 17, 2019 10:36
gönderen Oğuz Kağan
Kıbrıs Türkü 'vicdani ret'e karşıdır...

Kendini bilmez üç beş Rum sevici, askerlikten yırtmak ve gürültü çıkararak KKTC'nin 'toplumsal birlik ve beraberliği'ni zayıflatmak üzere yeniden iş başındadır. Vahim olan memleketin tek derdi buymuş gibi iktidardaki koalisyonun acilen konuyla ilgili yasa taslağını Meclis'e getirmesidir. Bunca önemli hayati konu varken vicdani ret konusunu gündeme getirenler hata yapmaktadır...

Vicdani ret konusu KKTC'de ilk kez tartışılmamaktadır. KKTC'yi, kahraman mücahit ve Mehmetçiklerimizi zayıflatmak amacıyla zaman zaman gündeme getirilmektedir. KKTC yasalarla idare edilmektedir ve yasalarımıza göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşı olan her kişi değiştirilmiş şekliyle 59/2000 sayılı KKTC Askerlik Yasası gereğince askerlik ödevini yapmakla yükümlüdür. Askerlik ödevi vatani görevdir ve yasanın belirlediği durumlar dışında bundan kaçınılması kesinlikle düşünülmemelidir. Özellikle KKTC gibi bir ülkede, komşumuz Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin varlığımızı yok etmeye çalışmak üzere silahlandığı ve Rum Millî Muhafız Ordusu'nu (RMMO) güçlendirmeye çalıştığı, açık bir tehdit oluşturduğu bir dönemde vicdani ret savsatası ile askerlikten kaçmaya, askerî gücümüzü zayıflatmaya çalışmak doğru bir aklın ürünü değildir.

Her ülkenin ordusu ne kadar güçlü ise düşmanlarının saldırılarına karşı bir o kadar caydırıcı olur. Zayıfa herkes saldırır, güçlüye saldırmak için 100 kere düşünmek lazımdır. Allah'a şükür, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Kıbrıs Türkünün can ve mal emniyetini sağlamaktadır. Anadolu'nun her köşesinden kardeşlerimiz hudutlarımızda nöbet tutarken Kıbrıslı Türklerin kendi öz topraklarında bu kutsal görevden kaçması, GKK saflarında yerlerini almaması utanç vesilesidir ve onurlu bir davranış değildir.

Vicdani retçiler kimlerdir?

KKTC'deki, Güney Kıbrıs ve emperyalist merkezler tarafından desteklenen vicdani retçiler, "Rumların Kuzey'den sürüldükleri, KKTC'nin şiddet tekeli ile oluşturulduğu, Kuzey'in işgal altında, Türk askerinin ise işgalci olduğu"nu ortaya koyan kendini bilmezler sürüsüdür. Bunlar zaman zaman Lefkoşa'da BM'nin kontrolünde bulunan ara bölgedeki tesislerde toplantılar yapmakta, kendilerini anti-militarist, savaş karşıtı vicdani retçiler olarak tanıtmakta ancak ne var ki gençlerimizin askerlikten soğumaları için ellerine verilen fonları bol keseden kullanmaktan kaçınmamaktadırlar.

Rum Yönetimi yoğun bir silahlanma faaliyeti içerisindedir. Rum gençlerini erkek kadın ayırımı yapmaksızın oluşturulan milis gücüne alıp silahlı eğitimden geçirmekte iken, KKTC'de askerlik yapmamak için gündeme "Vicdani Ret"i getirmek hangi akla hizmettir? Kökleri dışarda olan bu kendini bilmezler muhakkak cezalandırılmalı ve faaliyetleri yasaklanmalıdır. Askerî konularda, güvenlik konularında, özgürlükler ABD ve birçok Avrupa ülkesinde kısıtlanırken ve vatan hainliğine varacak şekilde bu tür gruplar cezalandırılırken KKTC'deki bu laçkalığı, bu başıboşluğu anlamak oldukça güçtür... Özellikle Güney Kıbrıs ile herhangi bir barış anlaşması yok iken ve ateşkes koşullarında ilişkiler yürütülürken bu tür hareketler ulusal güvenliğimizi zafiyete uğratacak türdendir ve kesinlikle engellenmelidir.

Uluslararası Savaş Karşıtları (WRI) örgütü gençlerimizi örgütlemekte ve kendi ülkeleri için, KKTC için zarar verecek çalışmalara yönlendirmektedir, bunların faaliyetleri de engellenmelidir. Aklı başında olan herkes savaşlara karşı olmalıdır ancak ülkemizin askerî gücünü zayıflatacak yasa dışı faaliyetler içerisinde bulunanlar da engellenmelidir.

AİHM kararı Kıbrıs'ta emsal değildir! Uygulanamaz...

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vicdani reddi bir hak olarak tanımasını öne sürerek bu hakkı KKTC'de kullanmak isteyenlere söyleyecek çok lafım vardır. AİHM'in bu kararı muhakkaktır ki barışın, huzurun hüküm sürdüğü, sınırdaş/komşu ülkelerin birbirlerine karşı dostane ilişkiler içerisinde olduğu tehdit oluşturmadığı toplumlar için geçerlidir. Bizde durum böyle midir?

Rum pusuda beklemekte ve adayı Helen yapacağı günün sinsi planlarını yapmaktadır.

Hükümet'in tuttuğu yol yanlıştır...

Rum Yönetimi silah yoluyla gerçekleştiremediğini, KKTC iç cephesini çökerterek gerçekleştirmeye çalışmakta ve bu amaçla da ajanlık, psikolojik harekât, kara propaganda faaliyetleri dahil olmak üzere hatırı sayılır bir bütçe ayırmıştır. Vicdani ret konusu ile KKTC'nin askerî gücünü zayıflatmaya yönelik Rum propaganda çalışmalarına maalesef KKTC koalisyon hükümeti Meclis'e sunduğu yasa tasarısı, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da verdiği destekle katkı koymaya çalışmaktadır. BÖYLE GAFLET GÖRÜLMEMİŞTİR...

Hüseyin Macit YUSUF, 17 Ocak 2019
hmyusuf1@gmail.com