1. yüz (Toplam 1 yüz)

Patlıcan eşittir mermi / Savaş SÜZAL

İletiGönderilme zamanı: Pzt Şub 11, 2019 10:26
gönderen Oğuz Kağan
Patlıcan eşittir mermi

Artık Türk siyaseti için yazacak şey kalmadı gibi bir şey. Hani genç nesiller bilmez ama günün siyasi diyaloglarını dinlerken yeni bir şey bulamayan siyasetçilerin kazıyarak eskiyi kullanmaları da hiç eğlenceli değil. Tüm bunları çocukluğunda yaşamış biri olarak gülsem mi ağlasam mı artık bilemiyorum. Örnek mi, “patlıcan biber diyaloğuna mermi konusunu yerleştirme” çaresizliğin son misali.

Veya dahi damadın dâhiyane buluşu tanzim satışları. İsterseniz tanzim satışlarından başlayalım. Çünkü AKP iktidarının yeni bir şey sunuyormuş gibi ortaya atılan bu fikir Cumhuriyet tarihinde değişik isimler altında birçok kez denenmişti. Sorunu çözdü mü dersiniz? Cevabını yazıdan sonra siz bulun.

Önce duyduklarınıza biraz bozulacaksınız ama demokratik veya serbest piyasa sistemlerinde tanzim satışı martavalı yürümedi yürümez. En son örnek Venezüella, gördüğünüz gibi tanzim satış mağazalarının rafları boş. Biz bu işi reisin sık sık saygı ile söz ettiği Menderes hükümetlerinde yaşamıştık. Hani tek partili dönemden özgürlük ve demokrasi dolu çok partili Demokrat parti yönetimine geçmiştik ya, yani özgürlükler diye diye baskının uygulandığı zaman ortaya çıkmıştı.

Türkiye’de tanzim satış çabası merkezi hükümetler yerine yerel yönetimler Belediyeler tarafından ilk defa hayata geçirildi. İlk olarak İstanbul’da her şeyin hızla pahalandığı yıllarda İstanbul Belediyesi İsviçreli bir şirket olan Migros ile anlaşarak 20 gezici kamyon-bakkallık anlaşmasını yürürlüğe soktu. Bu Migrosları daha sonra Koç grubu aldı ve dükkânlaştırdı, sonra el değiştiren Migroslar ve iki yıl önce de KİPA’larla birleşti.

1956 yılında da devlet gıda maddelerini tanzim edebilmek için Gıda ve İhtiyaç maddeleri sözlerinin baş harflerinden oluşan GİMA adı altında dükkânlar açtı. Bu dükkânlarda yıllarca hizmet verdi. Daha sonra 1970’li yıllarda 1973 yılında İzmir belediyesi tanzim satış mağazaları olan TANSA’ları başlattı. Daha sonra İstanbul belediyesi de 1976 yılında çeşitli ilçelerde TANSA’lar açtı. Bu mağazalar yıllar sonra özel sektöre devredildi.

Aslında bu tanzim satış mağazaları bir yerde Süpermarketlerin doğuş nedeni oldu. Yani bu sistem geleneksel mahalle bakkallığının da ipini çekti. Özetle tanzim satışları, haksız rekabet ve dürüst bir serbest piyasa sistemi olmayan ülkelerde yalnızca haksızlıkları örten ve rahatsızlıkların gazını alan yaşanan boyutları kısa bir süre azaltan bir geçici önlem oldu. Damat kusura bakmasın ama ben bu kadar yıllık gözlemlerim sonucunda bu konunun soruna merhem olacağı kanaatinde değilim. İnşallah olur.

Gelelim ikinci konumuz, patlıcan-biber fiyatları ile mermi fiyatını karşılaştırmak. Bir kere baştan hatırlatayım. Biri tarlada yetişiyor, öteki fabrika da. Öncelikle AKP iktidarı rant için memlekette tarla bırakmadı. Her yer beton yığını ve her şey dışardan ithal ediliyor. Bir zamanlar kendi kendine yeterli olan Türkiye’m, “Hey gidi geçmiş günler hey”. Dolayısıyla istikrarsız dolarla ithal edilen yiyecek maddelerinin yükselmesi doğal.

Mermiye gelince. Askerliğini kantin subayı olarak yapan bir kişinin bu ikisi arasında bağ kurması da normal. Bizim de Kırıkkale de ve başka illerde cephane ve çeşitli silahları üreten fabrikalarımız var. Veya var dı. Ama işbaşında ki iktidar bu fabrikalara elin Arap’ını ortak ediyor. Bunlar ABD’de ve öteki ülkelerde gizliliği olan milli sır diye bilinen tesislerdir. Gerçi dünyada hiçbir ülke (kapitalist ABD’de dâhil) Postanelerini, devlet bankalarını, Resmi bankalarını, silah fabrikalarına en azından yabancı ortak almadılar. Harp okullarını, askeri okullarını, kapatmadılar.

Kalkın siz ağzı sıkı olmayan birde askerlik konusunda baldırı çıplak İsrail önünde arkasına bakmadan kaçan dünyanın alay konusu onlarca Arap ülkelerinden birine milli sırrınızı emanet et. Hoş bu iktidar değil miydi ülkenin en gizli odasına Kozmik adaya kim olduğu sonradan ortaya çıkan hâkim ve savcıları sokan. Gerçi dönemin genelkurmay başkanı Başbuğ geçen sonbaharda oraya girilmesine izin vermenin doğru karar olduğunu savunabilecek kadar angut olabilmişti.

Şimdi bu kafayla ve aldığı askerlik eğitimi ile hiç cephe görmemiş bir kişinin mermiyi patlıcan biber hesabıyla tasarlaması normal değil mi? Genel Kurmay Başkanlığı yapan şimdiki savunma bakanı eski mektep arkadaşlarının sınıf arkadaşlarının yanına gidememesi ne kadar normalse bu da o kadar normal. Benden bu kadar söylemesi.

Gelelim öteki önemli konulara. Washington, daha önce yazdığım gibi Venezüella altınları konusunda Ankara’yı uyarmış. Bu arada Maduro’nun ziyareti ardından hızla bir milyar dolarlık Venezüella altını bizim topraklarımıza girmiş. ABD bir daha uyarmış. Rıza Sarraf uyarılarını hatırlayarak kon nereye gidebiliyor görüyorsunuz. Geçen hafta Washington’da Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve yamakları bu konuda tekrar uyarılmış. Suriye ABD’nin umurunda değil.

Suriye’de ise Esad ile görüşmeler devam ediyor. Rivayet o ki Çamlıca camiinde ilk namazı Esat kılacakmış. Dimyata pirince giderken evdeki nohuttan olmak bu olmalı.

Savaş SÜZAL, 11 Şubat 2019