1. yüz (Toplam 1 yüz)

Hakkımı helal etmiyorum!.. / Levent BULUT

İletiGönderilme zamanı: Cum Mar 15, 2019 23:30
gönderen Oguzhan34
Hikâyeyi bilirsiniz… Bir gün Hoca, komşusundan bir kazan ister, işini bitirince kazanın içine küçük bir tencere koyup geri iade eder. Kazan sahibi tencereyi görünce:

- Bu nedir? diye sorar.

Hoca cevap verir:

- Müjde! Kazanınız doğurdu.

Bu haber komşusunun hoşuna gider.

- Pekâlâ! diyerek tencereyi kabullenir.

Hoca yine bir gün komşusundan kazanı ister. Alır ama bu sefer iade etmez. Sahibi bir süre bekler. Kazanın gelmediğini görünce, Hocanın evine gelir, kazanı geri ister. Hoca üzüntülü bir çehre ile:

- Sizlere ömür, kazan öldü! der.

Komşu hayretle:

- Aman Hocam, hiç kazan ölür mü, deyince, Hoca'nın cevabı hazırdır:

- Kazanın doğurduğuna inanırsın da, öldüğüne niçin inanmazsın?

***

TÜİK, 2018 yılında Türkiye'nin yüzde 2.6 büyüdüğünü son çeyrekte ise ekonominin yüzde 3 daraldığını açıkladığında aklıma yukarıdaki Nasreddin Hoca fıkrası geldi. Büyürken fakirleşmişiz.

Düşünün... Dükkânın var; işler tıkırında, yandaki boş dükkânı da alıyorsun. İşler yolunda rafları dolduruyorsun ama gelirin azalıyor. İşte öyle bir durum.

Büyürken kişi başına geliri de azaltabilmek büyük başarı! 9 yıl aradan sonra ilk defa kişi başı gelir 10 bin doların altına düşmüş.

Hani başkanlık gelecek Türkiye şaha kalkacak, ekonomi uçacaktı?!

***

Ağızlarını her açtıklarında ekonomi çok iyi diyorlardı. Hayaller dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmekti ama gerçekler 17'incilik bile başarı diyordu.

Bir türlü anlatamadık.

Arkadaş! Üretimin yok, her şeyin ithal! Böyle bir ekonomide büyümeyi sadece gayrimenkul ve inşaat sektörüne bağlarsan varacağın yer en sonunda çıkmaz sokaktır, dedik.

Petrolümüz yok, gazımız yok, katma değer yaratan hiçbir ihraç ürünümüz yok fakat vergimiz var.

Şöyle bir bakalım: Türkiye'nin 2002-2018 yılları arası vergi geliri 4,9 trilyon lira. Bunu dolarla ifade edecek olursak 2,5 trilyon dolara yakın vergi toplanmış. Tekrar yazayım: İ-ki- bu-çuk tril-yon dolar!

Nasıl toplamasınlar ki; 50 liralık benzinin 25 lirası vergi. Yani deposu 400 liraya dolan bir araç düşünün 200 liralık benzine bir 200 lira daha veriyorsun. Böylece bir depo sana, bir depo devlete alıyorsun. Dış güçler, petrole sahip olmayıp da petrol ülkesi gibi petrolden gelir sağlayan bir ülkeyi kıskanmayıp da ne yapsınlar a dostlar!

Başka bir örnek vereyim: Almanya bir araba üretiyor. İşçiliği, parçası, elektriği, üretimi, dağıtımı, satışı ve vergisi dâhil ürettiğini 42 bin Euro civarında satıyor. Türkiye'de ise bu araca önce ÖTV uygulanıyor. Ardından ÖTV uygulanmış fiyata bir de KDV çakıyorlar. MTV'si, araç tescil masrafı falan hariç. Yani ne oluyor! Bir araba kendine alıyorsan bir araba da devlete alıyorsun... Sonra çıkıp "Almanya bizi kıskanıyor diyorsun!" Adamlar kıskanmayıp ne yapsınlar! Üretmeden vatandaşının aldığı arabadan bir otomobil parası daha alan ülkeyi kim kıskanmaz!

***

Vergi gelirleri böyleyken yetmezmiş gibi “Devlet manavlık kasaplık yapmaz." denerek devletin işletmelerini ve kurumlarını özelleştirerek 60 milyar dolar da oradan gelir sağlanmış. Elde avuçta ne varsa satılırken bu durumu Binali Yıldırım, "Türkiye dar boğaza girecek, şöyle olacak böyle olacak. Biz bu hikâyeyi daha önce de dinledik. Biz özel sektörümüze, milletimize, ekonomimize güveniyoruz, kim hangi silahıyla gelecekse buyursun gelsin. Devletin mutlaka ekonomiden çekilmesi lâzım. Ticaretten çekileceğiz." şeklinde savunuyordu. Şimdi görüyorsunuz durumu. Tanzim satış noktalarındaki kuyruğu.

***

Vergi ve özelleştirme paralarına ek olarak 2002'de 129 milyar dolar olan dış borç, 470 milyar dolara çıkmış. Bu kadar vergi toplayıp, üstüne eldekileri de satarken ne yapmışlar hangi fabrikayı açmışlar diye hiç düşündünüz mü? Yok!..

Ha pardon özür dilerim... Cumhurbaşkanlığı sitesinin sansür uyguladığı, güzide yandaş basınımızın da meyve suyu fabrikası diye lanse ettiği Coca Cola fabrikası var. Oda zaten devlet girişimi değil "dış güçler!"

***

2017'de dünyanın en büyük 17'inci ekonomisiyken, 2018 yılı büyüme rakamlarının açıklanmasıyla birlikte en büyük 20 ekonomi sıralamasında 18. sıraya geriledik. Böylece hemen altımızda olan Hollanda bizi geçti. Türkiye'nin bir sıra altında ise S. Arabistan bulunuyor.

***

Takip ettiğim ekonomistlerden Mahfi Eğilmez'e göre; Türkiye 'Slumpflasyon'a girdi. Büyüme verilerini değerlendiren Eğilmez, Türkiye'nin 2017 yılında 10 bin 546 dolar kişi başına gelir ile dünyada 64'üncü sırada olduğunu ifade ederek, " 9 bin 632 dolara gerileyen kişi başına geliriyle Türkiye, dünya sıralamasında 71'inci sıraya gerilemiş oluyor." dedi. Sonuç itibariyle hem dünyanın en büyük ekonomileri listesinde hem de dünya kişi başına gelir listesinde geriledik. Emeği geçenleri tebrik ederim!

Bu arada... Ekonomistler ne der bilmem ama, işin aslı ne biliyor musunuz? Türkiye'nin kişi başına geliri 10 bin 546 dolar dediklerinde de söylüyordum, şimdi 9 bin 632 dolara düştü dediklerinde de söylüyorum:

"Benim hakkımı kim yiyorsa haram olsun!"