1. yüz (Toplam 1 yüz)

Hukuk mu gukuk mu? / Levent BULUT

İletiGönderilme zamanı: Pzr Mar 24, 2019 9:44
gönderen Oguzhan34
2002'den bu yana kendileri ve AK Parti'yle ilgili yapılan her eleştiride devamlı olarak sandığı işaret ettiler. E haksız da değiller hani. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi sözü söylerlerse söylesinler, yurdum insanı yine oy vermiyor mu?
Veriyor...
İşte AK Partili yöneticiler bu verilen oylarla yaptıkları her işin doğru olduğunu sanıp, milletin kendilerine aynen devam et dediğini düşünüyor. Hatta bu durumu şöyle dile getiriyorlar, "Millet sandıkta neyi, kimi işaret ediyorsa, herkes buna boyun eğmek, bunu kabullenmek, bunun gereğini yapmak zorundadır."
Sanki hacca gidip gelen Müslümanın günahlarının temizlendiği gibi sandığın da her yanlışı temizlediğini zannediyorlar. Onlara göre iyi veya kötü, doğru ya da yanlış, sadece sandık sonucuna göre şekilleniyor.
Hâlbuki sandıktan çıkmak her yapılan yanlışı meşru kılmaz. Kılmamalı.
*
AKP'nin menfaatine gelmediğinde ise sandığın hiçbir önemi yok. Öyle ki yeri geliyor bir yandan "Sandıktan çıkan irade ne olursa olsun, bizim için değerlidir." derken, diğer yandan metal yorgunluk gerekçesiyle seçilmiş belediye başkanlarını görevden alabiliyorlar.
Hatırlayın ağlayarak ayrılanları. O zorla istifaları "Bu makamlara bağımsız adaylar olarak gelinmiyor, bir partinin gösterdiği adaylar olarak geliniyor. Dolayısıyla böyle bir adımın atılması gerektiği zaman, arkadaşlarımızın, 'Ben, bu davanın elemanıyım, benim yetkili kurullarım madem ki böyle bir kararı vermişler, ben de ilgili merciye istifamı veririm demeleri lazım." ifadeleriyle savunmuşlardı.
*
Oysa seçimle gelenin seçimle gitmesi gerekmez miydi? E hadi velev ki bu parti içi meselesi. Peki Yavaş'a yapılan yoğun siyasi saldırılara ne diyeceğiz? Kendi partisinden olmayan Mansur Yavaş için "Seçilirse hem Yavaş hem Ankaralılar bedel öder." demek ne oluyor?
E hani sandığa ve milli iradeye saygı?
Bu saldırılar, oy verecek seçmenin iradesine de saldırı değil midir? Dünyanın hiç bir ülkesinde bir devlet yöneticisi, seçimlerde bir adayı ve ona oy verecek seçmeni tehdit edemez. Tabii o ülke hukuk ülkesiyse.
Ha, o ülkede hukuk "gukuk" olmuşsa, bırakın belediye başkanı adayını, bir parti genel başkanını "Fakat hanımefendinin kaçacak deliği de yok. O milletvekili de değil. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak." sözleriyle milletin gözünün içine baka baka tehdit edilebilirsiniz!..
Görevi ülkenin ve milletinin bölünmez bütünlüğünü korumak olanların ve bunun için yemin edenlerin, Akşener ve Yavaş üstünden milleti tehdit etmesi ne acı değil mi? Son söz, Cumhur İttifakı bu seçimler için "beka" meselesi diyerek oy istiyor ya, Millet İttifakı'nın oy istemi "hukuk mu gukuk mu?" söylemiyle olmalı.
*
GÜN GELİR
Bir arkadaşım önceki akşam bir video gönderdi. Nilgün Bodur isimli hanımefendi Gün Gelir adlı bir şiiri seslendiriyor. O kadar hoşuma gitti ki sizinle de paylaşmak istedim.

"Hayat ilginç... Gün gelir, içoğlanlar, padişah olur... Hırsızlar zengin,
Metresler eş, eşekler adam olur.
Odundan kapı, taştan saray olur...
*
Gün gelir, kezbanlar destan, onları destan yapanlar, mestan olur.
Gün gelir, hadsizlik özgüven,
Saygı yalan, sevgi ise dolan olur...
*
Gün gelir, çivisi çıkar dünyanın.
Konuşamayanlar hatip, şifa veremeyenler tabip,
Yazamayanlar katip olur...
*
Ama yine öyle bir gün gelir ki ...
Verenler alır, gidenler uslanır, dönenler yalvarır...
Merdiveni koşarak çıkanların, gün gelir ayağı takılır.
Sevgisini vermeyen, gün gelir kimsesiz kalır.
Aldatan bir gün sadakat için, çalan bir gün adalet için, döven bir gün şefkat için yalvarır.
*
Piyon deyip geçme, gün gelir şah olur.
Şaha da fazla güvenme. Gün gelir mat olur...
Öyle bir gün gelir ki sen bakmazken her şey hallolur...