1. yüz (Toplam 1 yüz)

Türkiye'ye Dedeağaç-Rakka hattında ABD kuşatması / Cahit Armağan DİLEK

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 05, 2019 12:42
gönderen Oğuz Kağan
Türkiye'ye Dedeağaç-Rakka hattında ABD kuşatması

Gelecek bilimci Alvin Toffler, 1990'lı yılların başlarında yayımladığı "Savaş ve Savaş Karşıtı Mücadele" kitabında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kurulan "gizlilik" tuzağından bahsederken aslında gizli denilen bilgilerin %90'ının açık kaynaklarda yer aldığını belirtir.

ABD'nin gizli küresel plan ve projelerine gelindiğinde de durumun aynı olduğunu görürüz. ABD'nin ne yaptığı ne yapmak istediği çok açıktır. Saklama ihtiyacı hissetmemektedir. ABD planlarını deşifre etmek için çok da uzman olmaya gerek kalmadı neredeyse.

ABD'nin Türkiye politikaları incelendiğinde de aynı resmi görüyoruz. 2015 yılında 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'nde yayımlanan bir makalemde ABD'nin Türkiye ile çalışmaktan uzaklaştığını, Türkiye'yi ortaklık ve müttefiklik yapılacak ülkeler arasında saymadığını gösteren tespitlerimizi ortaya koymuştuk.

2015'ten sonra Türkiye'nin çevresinde olup bitenler, bu bölgelere yönelik ABD yaklaşımları ve uygulamaları da bunu teyit etmektedir. Zaten Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nde "dönüştürülecek" ülkelerin arasına dahil ettiği Türkiye ile nasıl gerçek ortaklık yapabilirdi ki?

Buna rağmen Türkiye'de iktidar, ABD öyle görmese de, stratejik ortaklık kavramına sarılıp ABD ile yanyana fotoğraf vermekte ısrar ediyor. ABD algı yönetimi kapsamında fotoğrafta yer alıyor ama aklı Yunanistan ve GKRY'de, PYD/YPG'de.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, bugün Yunanistan'da. Gündemin ana maddesi 1990 tarihli Yunanistan-ABD savunma işbirliği anlaşmasının kapsamının genişletilmesi ve süresinin uzatılması.

ABD'nin Ege'nin en güneyinde Girit adasındaki Suda deniz ve hava üssü olduğunu biliyoruz. Ve şimdi ABD Ege'nin en kuzeyinde Türk sınırının dibinde Dedeağaç limanında da üs kolaylıkları el etme imkanı buluyor. ABD Balkanlara denizden ulaşma için yeni bir hat kurmuş oluyor.

Yenilenip kapsamı genişleyecek anlaşama kapsamında ayrıca ABD'nin halen Yunan topraklarında kullandığı Suda, Larissa, Srefanovikio gibi üslerin imkan kabiliyetlerinin yeni teknoloji sistemlerle geliştirilmesi de sağlanacak.

Yunan basınında yer alan haberlere göre Larissa'daki hava üssüne istinaden uçuş yapan ABD İHA'larının elde ettiği bilgilere Yunan tarafının ulaşımı söz konusu olacak. Bir nevi müşterek istihbarat paylaşım merkezi oluşturuyorlar yani. Amerikan İHA'ların Ege'de topladığı istihbarat, çoğu TSK faaliyetleri olmak üzere Rusya da hedef olacaktır, Yunanistan'ın elinde olacak.

Bu arada Rumlar, İsrail'e sipariş verdiği 4 adet insansız hava aracından ilkini teslim aldı. Aerostar Tactical UAS (TUAS) imalatı İHA'lar sınıfının en verimli ve uygun maliyetli sistemlerinden biri olarak tanınıyor. Yangın izleme haricinde Rumların MEB sahalarının gözetlemesinde bu İHA'ları kullanacağı bildiriliyor.

İsrail'in Rum-Yunan ikilisiyle askeri ittifaka dönüşen ortaklıklarına ABD'nin de katıldığı biliniyor. Dolayısıyla İsrail'in desteğini ABD'ninkinden ayrı görmemek lazım. ABD'ye Rum kesiminde üs verme arayışları sürüyor. Yunanistan ve GKRY'deki ABD'li büyükelçiler Yunan-Rum ikilisinin anlaşmalara aykırı ilan ettikleri ve uyguladıkları her hamlenin arkasında olduklarını, onların yayınladıkları haritaları kabul ettiklerini açıkça beyan ediyorlar.

Daha önceki aylarda da ABD'nin Yunanistan'da üs alması konuları gündeme gelmiş, bu köşede de Türkiye'yi kuşatmaya yönelik bu hamleler konusunda uyarmıştık. Aynı konu MSB Akar'a sorulduğunda iki NATO müttefiğimizin ilişkilerinin gelişmelerinden memnun oluruz mealinde konuşmuştu.

Halbuki olay bundan daha da ötesiydi ve Türkiye'ye karşı Ege ve doğu Akdeniz'de kurulan kuşatmanın göstergesiydi.

Zamanında görülemeyen Türkiye karşıtı bu gelişmelerin elbette bedeli de ağır olabilecek. Aynı Suriye kuzeyinde olduğu gibi.

IŞİD'le mücadele bahanesiyle ABD'nin PYD/YPG'ye 50 binlere varan TIR'larla verilen askeri desteğe zamanında müdahale etmeyen Türkiye şimdi Fırat'tan Rakka'ya oluşmuş PKKistan bölgesiyle karşı karşıya kaldı. Ve Türk yetkililer halen güvenli bölge kapsamında oyalamaya izin vermeyeceğiz açıklaması yapabiliyor. Ortada oyalamayı geçen, Türkiye'ye düşman bir yapının oluşmasıyla karşı karşıyayız.

Buna rağmen MSB Akar önceki günkü görüşmesinde ABD'li mevkidaşına bizim bildik görüşlerini aktardığını açıklarken, aynı görüşemeye ilişkin ABD tarafının açıklamasında güvenli bölge ifadesi kullanmayıp her iki bakanın güvenlik mekanizmasının sınır güvenliği ve IŞİD'le mücadeleye katkı sağlayacağının teyit edildiği ve askeri operasyonlarda işbirliği ve koordinasyon olduğu bildiriliyor. 

Akar'a sormak lazım. Gerçekten görüşmenizde bunları konuşup teyit ettiniz mi? Eğer öyleyse Türk kamuoyuna şikayet edercesine açıkladıklarınız ne anlama geliyor? Kim kimi oyalıyor ve kandırıyor?

ABD'nin Türkiye düşmanlığı ve Dedeağaç'tan Rakka'ya kuşatması
açıkça ortadayken güvenli bölgede ABD oyalaması ve aldatması açıkça devam ederken halen bir gece ansızın gelebiliriz hazırlıklarımız B, C planlarımız tamam denilmesinin zamanı çoktan geçti.

Artık yapılması gereken ABD'ye Fırat'ın doğusunu terk etmesi için NOTA ve kısa bir süre verip peşinden operasyona başlamaktır.


Cahit Armağan DİLEK, 5 Ekim 2019
cahitdilek@yahoo.com