1. yüz (Toplam 1 yüz)

Türkiye'nin vizyonu! / Levent BULUT

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 26, 2020 9:26
gönderen Oguzhan34
Yıl 2010. Yer Gaziantep... Reis şöyle konuştu:

"Sevgili kardeşlerim...

Zaman tünelinde geriye gidelim. Ne yaptılar? İçeride sanal tehditler, dışarıda düşman ürettiler, endişelere maruz bıraktılar, milleti korkuttular.

Ne dediler?

Türkiye'nin üç tarafı denizle, dört tarafı düşmanla çevrili dediler.

Biz ne yaptık?

Onlar gibi ufuksuz değiliz.

Vizyonsuz değiliz.

Biz geldik, bu anlayışı yıktık.

Esad kardeşimle oturduk...

Mayınları temizledik.

Vizeleri kaldırdık, kapılarımızı açtık.

*

Şimdi benim Gaziantepli kardeşim, istediği gibi Halep'e gidiyor, Şam'a gidiyor.

Vizyonumuzun en canlı tanığı Gaziantep'tir."

*

İşte Reis'in bahsettiği bu vizyonu ülkece Suriye'de, Irak'ta, Libya'daki meselelerde görüyoruz. Ülkenin itibarı hiçbir dönem bu kadar azalmamıştı. Bu vizyon sayesinde AKP öncesi soykırımı tanıyan ülke sayısı 11 iken 31'e yükseldi!

Ama nasıl yükselmesin!?

Ülkücü Şehit Mustafa Erol'un katili olduğu iddia edilen ve Ermenilere destek vererek Türk milletine soykırımcı iftirası tasarısını hazırlayan kişiyi (ismini yazarak köşemi kirletmek istemiyorum) Avusturya'ya Büyükelçi atarsan soykırım iddialarına karşı derdini layıkıyla anlatabilir misin?

*

Monşer diye küçümsedikleri diplomatların yerine bir yandan Türklüğün karşıtı bir şahsı, diğer yandan her gün her cuma bir tane ayet salladığını söyleyerek,"'Google'a gir, Kur'an'da atıyorum kardeşlik, Kur'an'da nankörlük Kur'an'da bilmem ne diye search yap hepsi çıkıyor. Oradan beğen bir tane salla gitsin" diyen şahsı Çekya'ya Büyükelçi atarsan bu ülkenin dışarıda bir ciddiyeti olabilir mi?

*

Olmuyor da zaten...

Bu yüzden bir tivitle "Ekonomini mahvederim." diyerek papazı da isterler... Adalarını da işgal ederler...

Gerektiğinde ise beyzbol sopası gösterirler...

*

Dışarıda böyleyken içerideyse bu vizyonu; tarımı bitirip samandan börülceye kadar her şeyi ithal ederek... Şeker fabrikalarını satıp dışardan şeker alarak... Liyakati ve ehliyeti önemsizleştirerek... Parlamenter sistemi kaldırarak gösterdiler.

Parti basın bülteni gibi çıkan gazeteler ve gazetecilerle de her gün bu vizyonun dibine vuruyorlar.

*

Ve bu vizyonsuzluğa yıllar sonra AK Parti Genel Başkanı 31 Mart yerel seçimlerinde 11 maddelik manifestosunu açıklarken şöyle değinmişti:

"Türkiye, uzun süre yönetimine hâkim olan vizyonsuz, öngörüsüz, kifayetsiz, umarsız hastalıklı zihniyetler elinde oyalanmıştır. Kabul etmek gerekir ki, kadim şehirlerimiz dahi bu hastalıktan kendini kurtaramamıştır."

E... Haklıydı.

Zira vizyonsuzluk topluma da sirayet etmişti. Kitap okumak, film izlemek, empati yapmak, muhtaca yardım etmek yerine toplumun vizyonu partizanlık oldu.

Kısacası hiçbir şey değilse de bu vizyon batıracak ülkeyi ama bunu bir türlü fark edemedik/edemiyoruz...



***



Mekânı kendiniz seçin

+++++



Eğer arkadaşlarınızla buluşacak ve gideceğiniz mekânı bilmiyorsanız önceden bir araştırın.

Zira hoş olmayan durumlarla karşılaşabilirsiniz...

Nasıl mı? Anlatayım...

Yoğun iş temposundan vakit kaldıkça ara sıra arkadaşlarla buluşuyoruz. Yine böyle bir gün buluşma kararında mekân seçimini Caner yaptı.

O da Zincirlikuyu'daki AVM'de bir mekân seçti.

*

Buluşma saatinden çok önce gidince, aylak aylak dolaşmayayım mekâna geçip oturayım düşüncesi hasıl oldu.

Mekâna gittim. Baktım kalabalık bir yer...

Millet yer kapmaya falan çalışıyor.

Bak iyi ki önden gelmişim, bizim için masa kapayım deyip fırladım.

*

Isıtıcılı bir masa vardı. Oraya yöneldim. Daha 4-5 arkadaş gelecek deyip en güzel masaya oturdum...

Millet geliyor yer yok...

Tur atıp gelelim diyorlar.

Tüm masalar dolu.

Ben ise 4 kişilik masada tek başıma telefonla oynuyorum...

Kendimi Recep İvedik gibi hissettim.

Utandım.

*

Bari bir şeyler yiyeyim istedim.

İşaret ettiğim garson gelince,

"Big King alabilir miyim." dedim.

O sırada elime bir kâğıt uzattı.

Menüymüş.

*

İngilizce mi Fransızca mı söylüyor anlamadım, içindekileri saydı.

Ama şunu anladım ki patates ve içecek dâhil değilmiş.

*

Neyse... Allah'tan yine de menüye bir göz atayım dedim...

Bir baktım menülerin kenarında minnacık domuz resimleri var.

"Bu ne ya!.. Mickey Mouse gibi domuz da sizin ambleminiz mi?" dedim.

Garson kızcağız gülerek, "Hayır, o domuz eti var, demek" dedi.

Gayriihtiyarî panikle "Allah belanızı vermesin sizin ya!.." cümleleri dilimden döküldüğünde garson kızın ağzı kulaklarındaydı.

*

Nihayet söylediğim menüden istersem domuz eti çıkarılabileceğini söylediler.

Bir alt menüden söylesem zaruriymiş.

Şunu tekrar belirteyim menü dediysem kuru hamburger.

Sadece pizza gibi içindekiler değişiyor.

Patates ve içecek ekstra tabii.

Ama fiyatı sanki hepsi içinde varmış gibi...

*

Diyeceğim, eğer arkadaşlarınızla buluşacaksanız, benim gibi sürprizler yaşamamak için mekân seçimini ya siz yapın ya da gitmeden mutlaka araştırın. Yoksa para verip aç kalırsınız!