1. yüz (Toplam 1 yüz)

Mareşal Fevzi Çakmak'ın ölüm yıldönümü

İletiGönderilme zamanı: Prş Nis 10, 2008 8:44
gönderen Yusuf Batum
Resim

Bugun Maresal Fevzi Cakmak'in 58. olum yildonumu. Rahmetle aniyoruz.

Mustafa Fevzi Çakmak, Müşir Mustafa Fevzi Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak Paşa (doğum 12 Ocak 1876 İstanbul - ölüm 10 Nisan 1950 İstanbul) Türkiye Cumhuriyeti kurucularından. Mareşal unvanı almış Türk komutanı. Cumhuriyet döneminin ilk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 2. Genelkurmay Başkanı'dır.

Bir süre Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) 4. Şube'de görev yaptıktan sonra 1899'da Metroviçe Tümeni'nin kurmay heyetinde görevlendirildi. Balkanlar'daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907'de miralaylığa (albay) yükseldi. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde 35. Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı. 1910'da Arnavutluk'ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu'nun kurmay başkanlığı'na atandı. 1911'de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli'nin savunmasıyla görevli Garp (Vardar) ordusunun kurmay başkanlığına getirildi. Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında 21. Tümen Komutan Vekilliği, Vardar Ordusu Harekat Şubesi Başkanlığı yaptı.

Fevzi Paşa'nın, Balkan Savaşları çıktığı dönemde 21. Yakova Nizamiye Fırkası K. Vekilliği 'nde; 6 Ağustos 1912'de Kosova Kuvay-ı Umumiye Kurmay Başkanlığ ı'nda; 29 Ekim 1912'de de Balkan Harbi Seferberliği'nin başlangıcında Vardar Ordusu K. I. Şube Müdürlüğü 'nde görevlendirildiğini daha öncede belirtmiştik. Sırp Cephesi'nde Vardar Ordusu Harekât Şube Müdürü olarak bulunan Fevzi Paşa'nın başarılı askerî faaliyetlerine rağmen, Garp Vilayetleri'nde 10 Mayıs 1913'den itibaren Türk Hakimiyeti sona ermiştir.

1913'te 5. Kolordu Komutanlığı'na atandı. Mart 1915'de rütbesi mirlivalığa (tuğgeneral) yükseltildi.

Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Kafkas, Suriye ve Filistin cephelerinde savaştı. 1918'de ferikliğe (korgeneral) yükseldi.

Fevzi Paşa, V Kolordu (Osmanlı) Komutanı olarak 6 Ağustos ve 13 Ağustos 1915 tarihindeki muharebelere katılmıştır. Fevzi Paşa'nın komutasındaki XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz'dan itibaren cepheye gelerek, I. Tüm. hariç yıpranmış ve yorulmuş eski tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca İkinci Ordu (Osmanlı) Tümenleri'nin bölgeye (Kereviz Dere-Zığın Dere) gelmeleri üzerine VI. ve VII. Tümenler, Saros Gurubuna gönderilmiştir.

Düşman Kirte istikametinde yapacağı taarruzlar doğrultusunda Alçıtepe'yi almayı planlıyordu. Fakat Türk direnişi karşısında amacına ulaşamayan düşman çok fazla ilerleyememiştir. 6 Ağustos'ta düşmanın taarruz ettiği Arıburnu - Conkbayırı bölgesine gönderilen VIII. ve IV. Tüm. ile yetinmeyen Vehip Paşa, 9 Ağustos'ta Fevzi Paşa'nın komuta ettiği V. Kor. Komutanlığına bağlı V. ve XIV. Kolorduların son ihtiyatları olan 41. ve 28. Alayları da bu bölgeye gönderdi. Bölgeye gönderilen bu iki alay Conkbayırı'nın düşman eline geçmemesine ve Albay Mustafa Kemal Beyin 10 Ağustos tarihinde Conkbayırı taarruzuna yardımcı oldu. Mustafa Kemal Beyin rahatsızlığı nedeniyle 10 Aralık 1915'te Fevzi Paşa 5.Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek görev olarak Anafartalar Grubu koumutan Vekilliğine görevlendirildi (Mustafa Kemal Bey ise 16 Aralık 1915'de cepheden ayrıldı). Bu muharebelerde V. Kolordu Komutanı olarak görev alan Fevzi Bey'in komutasındaki XIII. Tüm. 21 Ekim 1915'te Keşan'a hareket etti. XIV. Tümen ise 12 Ocak 1916'da bölgeden ayrıldı.

Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri ile İstanbul'da bulunuyordu. 24 Aralık 1918'den 14 Mayıs 1919'a kadar Korgeneral rütbesiyle Osmanlı Devleti'nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (bugünkü Genelkurmay Başkanlığı) görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askeri Şura üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde harbiye nazırlığı (savaş bakanı, milli savunma bakanı) (Şubat - Nisan 1920) yaptı. Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu'daki ulusal harekete silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi.

İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin (16 Mart 1920) ardından Anadolu'ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, Nisan 1920'de Ankara'ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle karşılandı. Birinci dönem TBMM'ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920'de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

3 Mayıs 1920'de Milli Müdafaa Vekilliğine (Milli Savunma Bakanlığı) getirildi. 24 Ocak 1921'de milli müdafaa vekilliği üzerinde kalmak üzere İcra Vekilleri Heyeti Reisliğini (Başbakanlık) de üstlendi. İkinci İnönü Muharebesi'nin zaferle neticelenmesinin ardından 3 Nisan 1921'de rütbesi TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral) yükseltildi. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nde Tuğgeneral İsmet Paşa komutasındaki Garp Cephesi ordularının mağlup olup Yunanlıların Temmuz 1921'de Kütahya, Afyon ve Eskişehir'i ele geçirmelerinden sonra İsmet Paşa'nın (İnönü) yerine Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi. 3 Ağustos 1921'de Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bizzat cephede harekatı yönetti.

14 Ocak 1922'de milli müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922'de icra vekilleri heyeti reisliği görevlerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz'un hazırlıklarıyla ilgilendi. Zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın (30 Ağustos 1922) ardından 31 Ağustos'ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından Meclis adına Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı oldu

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği'nin kaldırılmasıyla; Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği 'ne atanan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim 1924'e kadar TBMM'de İstanbul Milletvekilliği görevine devam etti. Mustafa Kemal Paşa'nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924'te askerlik görevini, siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliği'nden istifa etti. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944'de 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası'na göre Tahdit-i Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı. Fevzi Paşa'nın emekliye ayrılmasından sonra 9 Mayıs 1944'te Milli Şef ve Başvekili Şükrü Saracoğlu önde gelen milliyetçileri Turancılıkla suçlayarak tutukladı. 1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM'de VIII. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946'da Meclise katılan Fevzi Paşa, partisinden ayrılarak, 19 Temmuz 1948'de Millet Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950'de Eyüp Sultan Camiinden kaldırılırken cenaze namazında o tarihe kadar Türkiye'de görülmemiş bir şekilde yüzbinlerce vatandaş bulundu.

Kaynak: Vikipedi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Fevzi_%C3%87akmak

İletiGönderilme zamanı: Cum Nis 11, 2008 13:33
gönderen Ram
Büyük asker, cumhuriyet ordumuzun Atatürk'ten sonraki tek maresali 1876 yilinda Istanbul'da, Cihangir'de dogdu. Asker bir ailenin çocugudur. Soguk, çesme Askeri Rüstiyesi ve Kuleli Idadisinde okuduktan sonra 1898'de kurmay yüzbasi olarak tahsilini tamamladi. Ordunun çesitli kademelerinde görev aldi. Birçok savaslara girip çikti. Sakarya zaferi ile maresal rütbesini aldi. 1944 yilina kadar Genelkurmay Baskanligi görevindeydi. 1950'de öldü.

Fevzi Çakmak bir asker çocugu idi. Babasi, Miralay Sirri Bey'di. Çakmakogullari'ndan Sirri Bey'in üç oglu da onun yolunda yürümüslerdi. Biri Manastir'da, digeri Çanakkale'de sehit düsmüstü. Bu kardeslerin üçüncüsünün adi Fevzi idi. Kurmay yüzbasi rütbesiyle ordu saflarina katildigi zaman önce Erkan-i Harbiye Dördüncü Subesi'ne atandi. Sonra da Rumeli'ye tayini çikti. Balkanlarda geçen sekiz yillik basarili hizmet sonunda albayliga yükseldi.

1908'de Hürriyet ilan edildigi zaman Taslica Mutasarrifi ve 35'nci firkanin kumandani idi. Ancak gülünç bir iddia ile, albayliga terfiinin bir "saray iltimasi" oldugu ileri sürülerek rütbesinden iki yildiz geri alindi. Bu düpedüz bir haksizlikti. Fakat Fevzi Bey mert bir asker ve olgun bir insandi, ugradigi bu haksizlik karsisinda dahi bir infial göstermedi. Ancak haksizlikla elinden alinan yildizlarini pek kisa bir zamanda yine alninin teri ile geri almasini bildi.

1910 yilinda Kosova Kolordusu Kurmay Baskanligi'na, kisa bir süre sonra da Garp Kolordusu Kurmay Baskanligina tayin edildi. Balkan Savasinda Vardar Ordusu Erkani Harbiye Harekat Subesi Müdürlügü görevinde idi. Savastan sonra merkezi Ankara'da bulunan Besinci Kolordu Kumandanligina getirilirken rütbesi büyümüs ve adi da Fevzi Pasa olmustu.

Birinci Dünya Savasi basladigi zaman Fevzi Pasa, emrindeki kolordu ile Çanakkale'nin savunmasina katildi. Oradan Ikinci Kafkas Kolordusu Kumandanligina tayini çikti. Koca bir ömür harp alanlarinda geçiyordu. Balkanlar'dan Kafkaslar'a kadar uzayan bu savas hayati daha sonra Suriye'de devam etti. Burada feriklige (Korgenerallige) terfi etti.

Mütarekeyi müteakip Istanbul'a tayini çikti. Bir süre Istanbul Büyük Erkan-i Harbiye Reisliginde bulunduktan sonra 1920 yili baslarinda Harbiye Nazirligi'na getirildi. Böylelikle Salih Pasa'nin kurdugu hükümette kisa bir süre Nazirlik da yapmis oldu. Bu makami isgal ederken, Anadolu'ya askeri esya ve cephane göndermek suretiyle Milli Mücadele'ye büyük katkilarda bulundu. Bu milli harekat aleyhinde siddetli tedbirler almak üzere iktidara getirilen Damat Ferit Pasa kabinesinin kurulmasindan önce Harbiye Nazirligi görevinden ayrildi. Dogruca Ankara'ya giderek milli harekete katildi.

1920 yili Nisan ayinda Ankara'ya gelen Fevzi Pasa, bir ay sonra Ankara Hükümeti'nin Milli Müdafaa Vekilligi'ne getirilirken Vekiller heyetine de reis oldu. Ikinci Inönü zaferini müteakip orgeneral rütbesi verilen Fevzi Pasa 1921 yilinda Erkan-i Harbiye Reis Vekili oldu.

1922 yili Temmuz ayina kadar on bir ay süre ile bu vazifede ve Vekiller Heyeti Reisligi'nde kaldi. Sakarya'da kazanilan büyük zaferdeki üstün hizmetlerinden ötürü Birinci Ferik (Orgeneral) Fevzi Pasa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin karari ile Müsir (Maresal) rütbesini aldi. Maresal Fevzi Çakmak büyük zafer ve cumhuriyetin ilanindan sonra Genelkurmay Baskani oldu.

Yalniz ordunun degil, bütün bir milletin en sevip saydigi bir insandi da. Benligini saran engin tevazu, sürdürdügü alabildigine sade ve tertemiz özel hayati ona ayri bir özellik vermekteydi. Bir sembol, bir bayrak olmustu milletin kalbinde. 12 Ocak 1944 günü yalniz binbir san ve serefle dolu askerlik yasantisinin degil, hayatinin da en hazin gününü yasadi Maresal Fevzi Çakmak. O gün, emekliye sevkedilmisti. 55 yil sirtinda serefle tasidigi üniformasina veda günüydü o gün. Genelkurmay Baskanligi görevine ve vücudunun bir parçasi olmus bulunan üniformasina veda etti. Bir süre evinde sakin bir hayat yasadi.

Memleket çok partili bir devreye girince o siralarda kurulmus bulunan Millet Partisi'ne girdi. Demokrasi mücadelesine katildi. Sembollesmis insan, büyük asker Maresal Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950 günü Istanbul'da hayata gözlerini yumdu. Vefati memlekette öylesine içten kopup gelen büyük bir üzüntü yaratmisti ki, Istanbul Radyosu'nun müzigi kesmemesi yüzünden radyo evi önünde iki gün süre ile büyük gösteriler yapildi. Ve cenazesi 12 Nisan 1950 günü mahseri bir kalabaligin da katilmasiyla kaldirildi. Eyüp Sultan kabristaninda topraga verildi.
Kaynak
Resim

İletiGönderilme zamanı: Cum Nis 11, 2008 14:13
gönderen Ram
MUSTAFA FEVZİ ÇAKMAK
(1876-1950)


1. MUSTAFA FEVZİ ÇAKMAK'IN AİLESİ VE ÖĞRENİM HAYATI

Fevzi Çakmak'a; Fevzi Paşa, Müşir Fevzi yada Mareşal Çakmak da denir. Cumhuriyet Ordularının iki mareşalinden -ötekisi Atatürk - biridir. Mustafa Fevzi Çakmak, 1876 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası Çakmakoğullarından, Tophane kâtiplerinden Ali Sırrı Efendi; annesi ise Varnalı Hacı Bekir Efendi'nin kızı olan Hesna Hanım dır. Fevzi Çakmak'ın babası Ali Sırrı Efendi, albay rütbesiyle Medine'de bulunduğu dönemde ölmüş ve Medine'ye gömülmüştür. Ali Sırrı Efendi ile Hesna Hanımın biri kız ve üçü erkek olmak üzere dört çocukları olmuştur. Osmanlı Ordularında topçu albayı olan Ali Sırrı Efendi, çocuklarını asker yapmayı istemekteydi. Nitekim erkek kardeşleri de Fevzi Çakmak gibi asker olmuş fakat kardeşlerinden Muhtar bey 1912 Balkan Savaşı'nda, Nazif Bey Çanakkale Savaşında ve en küçük kardeşi olan Sami Bey ise askeri ortaokula devam ettiği sırada genç yaşta vefat etmişlerdir.

Mustafa Fevzi, öğrenim hayatına beş yaşındayken İstanbul'da Sadık Hoca Mahalle Mektebi'ne yazılarak başlamıştır. Mahalle Mektebi'ndeki iki yıllık öğreniminin ardından Sarıyer'deki Hayriye Mektebine devam etti. Mustafa Fevzi on yaşına geldiğinde, Rüştiye Mektebi'ne yazılarak orta öğrenimine başladı. Bu okuldaki bir yıllık öğrenim ardından Soğuk Çeşme Askeri Rüşdiyesi'ne yazıldı ve 1890 yılında Kuleli Askeri İdadisine girdi. Bu okuldan 1893 yılında mezun olan Mustafa Fevzi 29 Haziran 1893 tarihine Pangaltı Harbiye Mektebi'ne kaydoldu. 28 Ocak 1896 tarihinde Erkan-ı Harb (kurmay) sınıfına ayrılarak; Harb Okulunu başarıyla tamamladıktan sonra 25 Aralık 1898 tarihinde Harb Akademisi'nden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olup, orduya katıldı.

2. FEVZİ ÇAKMAK'IN BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ FAALİYETLERİ

Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle orduya katılan Fevzi Bey'in ilk görev yeri; 25 Aralık 1898'de atandığı Erkân-ı Harbiye Dairesi (Genelkurmay) IV. Şube idi. Bu görevin arkasından 11 Nisan 1899'da Rumeli'ye gönderilerek Metroviça'daki XVIII. Fırka Kurmaylığı'nda görevlendirildi. XVIII. Fırka Kurmaylığı görevi ile Arnavutluk'a gelen Fevzi Bey'in ilk işi bölgeyi iyice tanıyıp kendisine verilen görevi eksiksiz yerine getirebilmek için çalışmalara ve hazırlıklara başlamak oldu. Fevzi Bey yüzbaşı rütbesinde gönderildiği Rumeli'de, 14 sene sürekli olarak kalarak 6 Şubat 1901'de Kolağası, 20 Nisan 1902'de Binbaşı, 19 Temmuz 1906'da Kaymakam ( Yarbay) ve nihayet 17 Aralık 1907'de Miralay (Albay) rütbesine yükseldi. Fevzi Bey, 29 Aralık 1908'de Kosova'ya bağlı Taşlıca Mutasarrıfı ve Nizamiye 35. Liva (Tugay) K.' lığına atandı. 1908 yılında II. Meşrutiyet'in ilanında sonra 7 Ağustos 1909'da çıkarılan Tasviye-i Rütbe-i Askeriye Kanunu ile Fevzi Bey'in rütbesi Miralaylıktan, 19 Ağustos 1909'da Binbaşılığa indirildi. 19 Ocak 1910 tarihinde Fevzi Bey'in rütbesi Tugay K.' lığına yeterli gelmeyince ordu açığına alındı. Fakat 27 Nisan 1910 yılında Taşlıca Mutasarrıflığı uhdesinde kalmak üzere Müretteb Kosova Kolordusu Karargâh ı'nda görevlendirildi. Bu görevden sonra Fevzi Bey, 3 Haziran 1910'da Mürettep Kosova Kor. Kurmay Başkanlığı 'na atandı ve 29 Eylül 1910 yılında Binbaşılığa indirilen rütbesi yeniden Kaymakamlığa (Yarbay) yükseltildi. Fevzi Bey kaymakam rütbesiyle, 15 Ocak 1911 tarihinde Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi V. Şubes i 'nde görevlendirildi. Bunu takip eden yıllarda Batı Rumeli'yi özellikle İtalyanlara karşı savunmak amacıyla oluşturulan Garp Ordusu Kurmay Başkanlıg ı 'na (18 Nisan 1911) ve daha sonra da 6 Ekim 1911'de İpek Mutasarrıflığı 'nda görevlendirildi. Fevzi Bey, 19 Ekim 1911'de İstanbul'a dönerek Genelkurmay'daki görevine devam etti. Ayrıca Dahiliye Nazırı Hacı Adil'in başkanlığındaki bir heyetle 11 Şubat 1912'de Rumeli Vilayetleri için (Kosova, Selanik ve Manastır) ittihaz olunan kararın tatbikatına geçmek üzere görevlendirildi.

3. ÇANAKKALE CEPHESİ'NDE FEVZİ ÇAKMAK

Fevzi Paşa'nın, Balkan Savaşları çıktığı dönemde 21. Yakova Nizamiye Fırkası K. Vekilliği 'nde; 6 Ağustos 1912'de Kosova Kuvay-ı Umumiye Kurmay Başkanlığı'nda; 29 Ekim 1912'de de Balkan Harbi Seferberliği'nin başlangıcında Vardar Ordusu K. I. Şube Müdürlüğü'nde görevlendirildiğini daha öncede belirtmiştik. Sırp Cephesi'nde Vardar Ordusu Harekât Şube Müdürü olarak bulunan Fevzi Paşa'nın başarılı askerî faaliyetlerine rağmen, Garp Vilayetleri'nde 10 Mayıs 1913'den itibaren Türk Hakimiyeti sona ermiştir. Fevzi Paşa, Güney Gurubu Komutanlığı'na bağlı V. Ordu K. olarak 13 Temmuz'da katıldığı II. Kereviz Dere Muharebesi'nde İngiliz ve Fransızlara karşı savaştı. Fevzi Paşa'nın Komutasındaki V. Kolordu K.' lığına bağlı IV. - VII. Tüm. Komutanlıkları cephede ve VI. Tüm. Komutanlığı ise geride bekletilmekteydi. Bu muharebeler esnasında V. Kor. Komutanlığına bağlı, VII. Tüm. Cephesi'ne yapılan İngiliz taarruzları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Fransızlar ise IV. Tüm. Cephesi'ne taarruz etmiş fakat beklemedeki VI. Türk Tüm.'nin bölgede kullanılması üzerine düşman fazla ilerleme gösterememiştir. 13 Temmuz'da cepheye gelen Fevzi Paşa'nın komutasındaki XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz'dan itibaren cepheye gelerek, I. Tüm. hariç yıpranmış ve yorulmuş eski tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca II. Ordu Tümenleri'nin bölgeye (Kereviz Dere-Zığın Dere) gelmeleri üzerine VI. ve VII. Tümenler, Saros Gurubuna gönderilmiştir.

Fevzi Paşa, V. Kolordu Komutanı olarak 6 - 13 Ağustos 1915 tarihindeki muharebelere katılmıştır. Düşman Kirte istikametinde yapacağı taarruzlar doğrultusunda Alçıtepe'yi almayı planlıyordu. Fakat Türk direnişi karşısında amacına ulaşamayan düşman çok fazla ilerleyememiştir. 6 Ağustos'ta düşmanın taarruz ettiği Arıburnu - Conkbayırı bölgesine gönderilen VIII. ve IV. Tüm. ile yetinmeyen Vehip Paşa, 9 Ağustos'ta Fevzi Paşa'nın komuta ettiği V. Kor. Komutanlığına bağlı V. ve XIV. Kolorduların son ihtiyatları olan 41. ve 28. Alayları da bu bölgeye gönderdi. Bölgeye gönderilen bu iki alay Conkbayırı'nın düşman eline geçmemesine ve Alb. Mustafa Kemal'in 10 Ağustos tarihinde Conkbayırı taarruzuna yardımcı oldu. Eylül 1915 - 9 Ocak 1916 Mevzi Muharebeleri'nde rahatsızlığı nedeniyle Anafartalar Kurmaylığı'ndan Alb. Mustafa Kemal'in 10 Aralık 1915'te ayrılması üzerine bu göreve Fevzi Paşa getirilmiştir. Bu muharebelerde V. Kolordu Komutanı olarak görev alan Fevzi Bey'in komutasındaki XIII. Tüm. 21 Ekim 1915'te Keşan'a hareket etti. XIV. Tümen ise 12 Ocak 1916'da bölgeden ayrıldı.

  • XIX. Tüm. 19 Ocak 1916
  • XV. Tüm. 17 Ocak 1916
  • XII. Tüm. 16 Ocak 1916
  • VII. Tüm. 15 Ocak 1916
  • XI. Tüm. 9 Ocak 1916
  • IX. Tüm. 14 Ocak 1916
  • VIII. Tüm. 13 Ocak 1916


4. FEVZİ ÇAKMAK'IN 1915 SONRASI ASKERÎ VE SİYASÎ FAALİYETLERİ

Fevzi Bey, Rus taarruzlarının yoğunlaştığı bir dönemde -19 Nisan 1916 - Doğu Cephesi'ne bağlı III. Mıntıka K.' lığına atandı. Daha sonra 7 Eylül 1916'da II. Kafkas Kor. K. 'lığında görevlendirildi. Böylece Fevzi Paşa, Ruslara karşı başarılı saldırılarda bulunarak; Rusların İskenderun ve Basra Körfezlerine inme planlarını tamamen ortadan kaldırdı. 5 Temmuz 1917'de Diyarbakır'da II. Ordu K. 'na atanan Fevzi Bey Şark Cephesi'nde harekât kısmen normale dönünce önce Suriye'ye sonrada Sina ve Filistin Cephelerine gönderildi. Daha sonra Fevzi Paşa, Kanal Cephesi'nden saldıran İngilizleri durdurmak üzere Mustafa Kemal'den boşalan Halep'teki VII. Ordu K. 'na tayin edildi. Bu cephede gösterdiği başarılardan dolayı Fevzi Bey'in rütbesi 28 Temmuz 1918'de Ferik (Korgeneral)'liğe yükseltildi. Ancak bir süre sonra Fevzi Bey'in hastalanması üzerine bu göreve Mustafa Kemal Paşa tayin edildi ve Fevzi Bey İstanbul'a döndü.

Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra Fevzi Paşa, Ahmet Tevfik Paşa Kabinesi'nde 24 Aralık 1918'de Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'nde (Genel Kurmay Başkanlığı) görev almıştır. Ayrıca Fevzi Bey, Mustafa Kemal'in IX. Ordu Müfettişi olarak Anadolu'ya geçmesini hazırlayanlardan biri olmuştur. Bu dönemde Yunanlıların bir zırhlısının İzmir'e geldiğini ve bazı askerlerin karaya çıktığını haber alan Fevzi Bey, karaya çıkacak askerlere ateş edilmesi emrini vermesi nedeniyle; işgalci devletlerin ve özellikle İngilizlerin hükümete yaptıkları baskı sonucu 14 Mayıs 1919'da görevinden azlettirildi. 28 Nisan 1919'da Rumeli'ye giden Heyet-i Nasiha içerisinde bulundu. Daha sonra 14 Mayıs 1919'da I. Ordu Kıtaatı Müfettişliği 'ne atandı. 3 Kasım 1919'da Meclis-i Vükela kararlarıyla Sivas'a gitmesi karalaştırılan heyete dahil edildi. Ancak Fevzi Paşa'nın Milli Mücadeleyi bastırmak ve Mustafa Kemal'i tutuklatmak üzere geldiği söylentileri Sivas'ta Fevzi Paşa aleyhine bir hareketin doğmasına neden oldu. Fakat Fevzi Paşa ile görüşen Kâzım Karabekir onun böyle bir düşüncesi olmadığını anlamıştır. Fevzi Paşa Sivas'tan döndükten sonra 31 Aralık 1919'da Askerî Şura Üyeliği 'ne atanmıştır. Daha sonra Ali Rıza Paşa ve Salih Paşa kabinesinde, 3 Şubat 1920 'de Harbiye Nazırı olarak görev aldı. 3 Mart 1920'de Ali Rıza Paşa'nın istifasıyla açığa alındı ve 8 Mart 1920 tarihinde kurulan Salih Paşa kabinesinde tekrar Harbiye Nazırı olarak görevlendirildi. Fakat 8 Nisan 1920'de kabinenin istifasıyla Fevzi Paşa'nın görevi son buldu. İngilizler, İstanbul'u resmen işgal edince Fevzi Paşa İstanbul'da yapılacak bir şey kalmadığını düşünerek 27 Nisan 1920 'de gizlice Ankara'ya gitti. 3 Mayıs 1920'de Feke Kazası Belediye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından TBMM'ne Kozan Milletvekili olarak girdi. Daha sonra kurulan ilk hükümette Milli Müdafaa Veki li, İcra Vekilleri Heyeti Müşirliğe Başkanlığı ve Ankara'da kurulan Meclis hükümetinin ilk başkanlığını yaptı. Fevzi Paşa bu son görevinde iken düzenli ordunun kurulmasında önemli hizmetleri oldu.

Fevzi Paşa hakkında Divân-ı Harp tarafından 24 Mayıs 1920'de verilen idam kararı, 27 Mayıs 1920'de pâdişah tarafından onaylandı. II. İnönü Savaşı'nın kazanılmasından sonra 3 Nisan 1921 'de 1.Ferik'liğe (Orgeneral) terfi eden Fevzi Paşa, İsmet İnönü'nün yerine 5 Ağustos 1921'de Milli Müdafaa Vekilliği'nden istifa ederek Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliğine getirildi. Fevzi Paşa gerek II. İnönü gerek daha sonra yapılan Eskişehir-Kütahya, Sakarya ve Başkumandanlık Meydan Savaşları'nda gösterdiği başarılardan dolayı rütbesi 31 Ağustos 1922'de, Müşir liğe (Mareşal) yükseltildi. Fevzi Paşa, 27 Ekim 1922'de Genel Kurmay Başkanlığı'nın yanı sıra Batı Cephesi K. ' lığına atandı. Bu dönemden sonra siyasete de atılan Fevzi Çakmak BMM'nin ikinci döneminde İstanbul Milletvekili seçildi. Ayrıca yeni İcra Vekilleri Heyeti'nde 14 Ağustos 1923 yılında Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği 'ne seçilerek; 30 Ekimde kurulan ilk Cumhuriyet Hükümeti'nde yerini korudu. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği'nin kaldırılmasıyla; Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği 'ne atanan Mareşal Fevzi Çakmak 30 Ekim 1924'e kadar askerlik görevinde bulundu. 31 Ekim 1920'de askerlik görevini, siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliği'nden istifa etti. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944'de Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası'na göre Tahdit-i Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı. VIII. Dönemde TBMM'de Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946'da Meclise katılan Fevzi Paşa, partisinden ayrılarak; 19 Temmuz 1948'de Millet Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.

Mareşal Fevzi Çakmak sağlam karakterli, dinine bağlı bir komutandı. Geniş bir kültüre sahip olan Fevzi Paşa tarih ve edebiyata meraklıydı. İngilizce, Fransızca, Arapça ve Farsça yanında bazı balkan dillerini de bilmekteydi. Fevzi Paşa, politikadan hoşlanmadığı gibi ordunun da politikadan uzak durması için çaba göstermiştir. Fevzi Paşa'nın Harb Akademisi'nde verdiği konferanslar kitap halinde Garb-i Rumeli'nin Suret-i Ziya ve Balkan Harbinde Garp Cephesi Harekâtı adıyla yayımlanmıştır. Ayrıca Büyük Harpte Şark Cephesi Harekâtı adlı bir eseri de vardır.
Kaynak

İletiGönderilme zamanı: Çrş Nis 16, 2008 0:54
gönderen soma45
sagol kardes!!!