1. yüz (Toplam 1 yüz)

FERMAN KARAMANOĞLU MEHMET BEY'İN Mİ?

İletiGönderilme zamanı: Pzr Mar 13, 2011 19:42
gönderen sinanisildak
Sinan IŞILDAK
Tarihçi-Yazar




FERMAN KARAMANOĞLU MEHMET BEY’İN Mİ?


Türkiye Selçukluları devrinde Karamanoğlu Mehmed Bey’in Türkçe’yi resmî dil ilan edildiği söylenmektedir. Bu bilgi medya da, yazılı eserlerde ve MEB tarafından basılan kitaplarda görülmektedirler. Örneğin,Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim kurumları (Lise) için hazırlanan 9. sınıf “Tarih Ders Kitabı”nın 187. Sayfasında şu ifade geçiyor: “…Karamanoğlu Mehmet Bey 1277 yılında Konya’da açıkladığı fermanla, “Bu günden sonra divanda, dergâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” diyerek Türkçeyi devlet dili haline getirmiştir Sadece MEB tarafından değil, diğer eserlerde de bilgi yanlışlıkları bulunmakadır. Bunlar ;

“Şemseddin Mehmed Bey, Giyaseddin Siyavüş’ü hükümdar eyledikten sonra Farsça olan muherreratı kaldırarak, onun yerine Türkçe muharreratı koydurdu ...”(1)
“… Mehmed Bey ve Siyavuş (Cimri) 15 Mayıs 1277’de Konya’ya girdiler. Mehmed Bey Sıyavuş’un veziri olduğu gibi, toplanan divanda “Türkçeden başka dil kullanılmamasına karar verdi. ” (2)
“… Alâeddin Sİyavuş törenle Selcuklu sultanı ilân edildi. Karamanoğlu Mehmed Bey de vezir oldu (14 Zilhicce 675/19 Mayıs 1277). Devlete bağlı olan görevlilerin Konya’ya gelmeleri için fermanlar çıkarıldı ve “divanda, dergâhta, mecliste, meydanda hiç kimsenin Türkçeden başka bir dil konuşmaması” kararı alındı.”(3)
“… Mehmet Bey’in en önemli icraatı, kültürel alanda oldu. Vezir Mehmet Bey 15 Mayıs 1277 tarihinde yayımladığı bir fermanla “Divanda (devlet dairesi), dergâhta (saray), bergâhta (resmi toplantı), mecliste (eğlence yeri) ve meydanda (çarşı, pazar)” Türkçeden başka dil kullanılmayacağını ilan etti.” (4)

“… Karamanoğlu “Mehmet Beyin Ferman” konusunu ima yolu ile ilk başlatan M. Fuat Köprülü’nün yazdığı Türk Edebiyatı’nda Mutassavvıflar adlı eserinde, önce XIX yüzyıl tarihçilerinden Hayrullah Efendi (?-1866)’den alıntı yapıyor, “… Badehu DÎvan tertip olunup tahrirat ve evamîrin cümlesi Lisân-ı Fârsi üzere yapıldığından, Lisânı Türk mahvolmak derecesine gelmişti. Binâleyh Dîvan’da kıraat olunacak evrâkın mecmuu Lisân-ı Türkî üzre olup, elsine-i sâire ile tekellüm olunması muhkem yasak oldu.” Hayrullah Efendi bu olayın tarihini de h. 10 Zilhicce 676/4 Mayıs 1277 olarak veriyor. Görüldüğü üzre burada olayı kimin gerçekleştirdiği belirtilmemiştir. Ancak üç sayfa sonra aynı eserinde Köprülü, Türkçe o devirde (Türkiye Selçukluları) yazı dili olarak pek şâyi bulunmamakla beraber, daha Sultan Veled’den önce Anadolu’da aruz vezniyle Türkçe tasavvufî manzumeleri menkıbeler, hikâyeler yazıldığı da muhakkak gibidir.” şeklinde bir ifade kullanıyor ve buna ait verdiği notta “… Karamanoğlu Mehmed Bey’in Türkçe’yi resmî lisan yapması müsabetiyleverilen tafsilâta …” bakınız diyor. Prof. Köprülü daha sonra kaleme aldığı başka bir eserinde, (Hicrî 676)’da Karamanoğlu Mehmed Bey Konya’yı zapt ettiği zaman dîvan işlerinde yalnız Türkçe kullanılmasını emretmiş ve bir rivayete göre eski kâtiplerden birtakımını katlettirmiştir.” diyerek olayı Karamanoğlu’nun gerçekleştirdiğini açıkça kabul ettiği gibi, bunun için kan da döktürmüştür.”(5).


Türkiye Selçuklu devri müelliflerinden İbn Bibi (El Hüseyin B. Muhammed B. Ali El-Ca’feri Er-Rugadi)’nin El Evemirü’l-Ala’iye Fi’l-Umuri’l-Ala’iye (Selçuk Nâme) isimli eseri bulunmaktadır. İbn Bibi, eserinde : “… Cimri’yi büyük bir ihtişam ve debdebe içinde çok sayıda komutanı, sayısız cengaver oyuncusu, süslü candarlar, silahdar ve camedarla birlikte ata bindirip şehrin etrafında gezmeye çıktılar. Dönünce divan kurdular. Her taraftan makam sahibi kimseleri ve taraftarlarını çağırmak için fermanlar çıkardılar. “Bu günden sonra hiç kime divan’da dergâhta, bergâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşmayacak” diye karar aldılar. Birkaç gün işleri yolunda gitti. Vezirlik Karamanoğlu Mehmed Beğ’e verildi (6). Cimri (Aleaddin Siyavuş) 10 Zilhicce 675 (13 Mayıs 1277) Perşembe günü kaleye gelerek saltanat tahtına oturdu. Kendinden öncekilerin âdetine uyarak Cuma günü toplantı (mahfil) düzenleyip imamları, kadıları, Kur’an okuyanları ve hafızları çağırdılar. Yiyecek dolu sofra kurdular. Toplantı bitip topluluk dağılınca vaktinde camiye gittiler. Hutbeyi Cimri adına okudular, sikkeye onun lakabını bastılar.”(7)

Türkiye Selçukluları devri yazarlarından biri de Mahmud B. Muhammed Aksarayî’dir. “Aksarayî, Müsameretü’l-Ahbâr ve Musayeret’ül-Ahyar adlı eserinde : “Cimri taraftarları saltanat sarayının bütün mal ve hazinesini yağmaladılar. Selçuk Devleti’nin başkenti şimdi de Cimri’nin saltanatına boyun eğdi. Alçak bir şeytan, Süleyman’ın tahtına oturdu. Cimri’nin adına hutbe okundu ve para kesildi. Beraberinde getirdiği çapulcular her tarafta talana ve yağmacılığa koyuldular. Aksarayî’nin verdiği bilgilerde ne Türkçe olayı ne de Karamanoğlu Mehmed Bey’in ismi geçmektedir.” “Farsça Anonim Selçuk-nâme olarak bilinen başka bir eserdir. Eserde: “…O şahıs tahta oturdu, adına hutbe okuttular. Karaman’ın en büyük oğlunu kendine vezir ilan edindi.” Bura da Karamanoğlu Mehmed Beyin ismi geçmemektedir.”(8)


Türkiye Selçuklu devri müelliflerinin eserlerinden görüleceği üzere:

a) İbn Bibi’nin Selçuk-nâme adlı eserinde Sultan olan, adına hutbe okutulan ve para bastırılan şahıs Cimri lakaplı Siyavuş’tur, Karamanoğlu Mehmed Bey değil. Ali Sevim’in Belleten’de yayınlanan makalesinde : “… Çok geçmeden derviş kılığında kendisini Sultan İzzet’in oğlu Siyavuş olduğunu söyleyen birisi ortaya çıktı. Siyavuş, Mehmed Bey’in yanına getirdi ve Sivaslı Takî’nin “Evet, bu Sultanın oğludur ve adı Gıyaseddin Siyavuş’tur” diyerek onun sultan-oğlu olduğunu doğrulaması üzerine Mehmed Bey başta olmak üzere bütün adamları onu sultan tanıdılar.”(9)
b) İbn Bibi’nin Selçuk Nâme adlı eserine göre, Türkçenin resmî dil ilan edilmesini sağlayan Karamanoğlu Mehmet Bey’in ismi geçmemektedir. Divanda karar alındığına göre Türkçenin resmi dil ilan edilmesini sağlayan tek başına Karamanoğlu Mehmed Bey değildir. Divana Karamanoğlu Mehmet Beyîn de dâhil olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Olsa bile bu karar Divan üyeleri tarafından alınmıştır. Ayrıca İbn Bibi’ye göre Divan toplandıktan birkaç gün sonra Karamanoğlu Mehmed Bey vezir olmuştur.
c) Diğer Türkiye Selçuklu devri müelliflerin eserlerinde de divandan ya da Türkçeden söz edilmemektedir.
d) “Karamanoğlu Mehmed Bey tarafından tahta çıkartılan Siyavuş adına basılan sikkelerde sene kayıtları Arabî ibare veya rakamlardır.”(10) Siyavuş’ın tahta çıktığı sıralarda divan toplanarak karar almıştır. Bu bilgiden hareketle sadece Siyavuş’un sikkleri değil, bütün Karamanoğlu sikkelerinde Türkçe ibareler yoktur.
e) Karamanoğulları imaretlerin vakıfnamelerinde Türkçeye rastlanılmamaktadır. Örnek vermek gerekirse II. İbrahim Bey tarafından yaptırılan “Karaman imaretinin kapısının bir kanadında Arapça (Babına meftüh’in limen dehale), diğer kanadında da (Taamına halal’ün limen ekele) yazılıdır.”(11)
f) “Karamanoğlu Mehmet Bey Türkçeden başka dil konuşulmamasını emretmişse de zamanla devletin resmî dili Farsça olmuştur.”(12) “Türkçe hususundaki kararın Karamanoğlu Mehmed Bey’in fermanı ve yasağı ile değil, Selçuklu Divanı tarafından alınmıştır.”(13)


Yukarıda verdiğim bilgilerden hareketle “Bu günden sonra divanda, dergâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” bilgisinin düzeltilmesi gerekmektedir. Karamanoğlu Mehmed Bey’in “Türkçeyi devlet dili haline getirmiştir” diye bir yorum varsa, bu kararın Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından değil, Selçuklu dîvanı tarafından alındığının düzeltilmesi gerekmektedir.

Dipnotlar :
1. Uzunçarşılı İ. H., Anadolu Beylikleri, TTK, Ankara 1998, s. 6
2. Kafesoğlu İ., Türk Dünyası El Kitabı, I. Cilt, Türk Dünyasını Araştırma Enstitüsü, Ankara 2001, s. 405
3. Tanman M. B., İslam Ansiklopedisi, 24. Cilt, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul 2001, s. 455
4. Türkler Ansiklopedisi, Yeni Türkiye Yayınları, 6. Cilt, Ankara 2002,s. 705
5. Merçil E, “Türkiye Selçuklu Devrinde Türkçe’nin Resmî Dil Olmasını Kim Kabul Etti ?”, Belleten 239, Cilt LXIV-Sayı 239-Yıl 2000 Nisan, s. 55
6. Öztürk M. İbn Bibi-Selçuk Nâme, Cilt 2. TC Kültür Bakanlığı Yayınları, 1000 Temel Eser,s. 209
7. Öztürk M, age s. 210
8. Merçil E, age, s. 55
9. Sevim A., “Cimri Olayı Hakkında Birkaç Not”, Belleten, Cilt: XXV-Sayı 97-Yıl: 1961 Ocak, s. 65
10. Aykut N., “Türkiye Selçuklu Sultanı Siyavuş (Cimri)’nin Sikkeleri”, Belleten, 203, Cilt: LII-Sayı 203,-yıl 1988 Agustos 1988, s. 55
11. Gülcan A., Karamanoğlu II. İbrahim Bey ve İmareti Tarihçesi, Doğuş Matbaası, Karaman 1983, s. 55
12. Türkler Ansiklopedisi, Yeni Türkiye Yayınları, 6. Cilt, Ankara 2002, s. 459
13. Merçil E., age., s. 57