2. yüz (Toplam 3 yüz)

İletiGönderilme zamanı: Cmt Haz 07, 2008 20:37
gönderen ironman
dwnload olarak konsaydı guze olurdu :idea: :) youtube ta kapalı oldugu icin gzkmuyor

İletiGönderilme zamanı: Çrş Kas 26, 2008 12:20
gönderen lafebesi
saol cok guzel olmus bu yazı dınlerken hem dusundurup hem grurlandırıp hem ezıyor ınsanın ıcını

İletiGönderilme zamanı: Pzr Mar 01, 2009 23:14
gönderen PearL-GraiN
Türk-Kan, çok teşekkürler

Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir.

herşeye rağmen Ne Mutlu Türküm Diyene

İletiGönderilme zamanı: Pzr Mar 01, 2009 23:36
gönderen antalyalim
Türk olmak AKP ye oy vermemektir...

İletiGönderilme zamanı: Pzr Mar 01, 2009 23:46
gönderen kush
tesekkürler

İletiGönderilme zamanı: Pzt Mar 02, 2009 0:26
gönderen abosgal
bu güzel yazı amerikada türk derneklerimizin faaliyetlerinde bir çok yerde okunmuştur...

İletiGönderilme zamanı: Pzt Mar 02, 2009 13:59
gönderen Efe
ironman yazdı:dwnload olarak konsaydı guze olurdu :idea: :) youtube ta kapalı oldugu icin gzkmuyor


İzlenceyi başka bir siteye yükledim ve videoyu değiştirdim umarım şimdi gözüküyordur.

Re: Türk Olmak Nedir? | Video

İletiGönderilme zamanı: Çrş May 20, 2009 0:27
gönderen devimsel
Video'yu izledim yazinizi okudum.yalniz anlayamadiğim bir şey var video da "Türk olmak milliyetçi olmaktır,vatanına,yurduna,tarihine sahip çıktığınca" diyor. Siz bunu "Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıktığınca. Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıkmadığınca." biçiminde yazmışsınız.
Kasıtlı yazmadığınızı düşünüyorum.Sakın yazmak istediğiniz "Türk olmak faşist olmaktir,..." yerine "Türk olmak faşist olmamaktır,..." biçiminde olmasın.
Eğer dediğim gibi ise yazınızı düzeltirseniz sevinirim.

İletiGönderilme zamanı: Çrş May 20, 2009 3:24
gönderen sessiz sedasız
valla ne gariptir ki bu videoyu samanyolu tv de izlemiştim.o arap milliyetçilerinin pek Türklükle alakası yok ama :twisted:

İletiGönderilme zamanı: Çrş May 20, 2009 3:34
gönderen sessiz sedasız
Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıktığınca. Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıkmadığınca.


devimsel arkadaş zaten doğrusu bu..."vatanına sahip çıkarsan faşist derler, vatanına söver, sahip çıkmazsan da demokrat ve çağdaş derler" demek istiyor.yalnış anladın heralde... :)

İletiGönderilme zamanı: Çrş May 20, 2009 10:25
gönderen Raider_Turk
"Türk olmak bir taklit veya şahsi tercih olmaktan ayrı bir gerçeklik'tir."

Re: Türk Olmak Nedir?

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 17, 2009 14:51
gönderen antalyalim

Re: Türk Olmak Nedir?

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eki 18, 2009 0:21
gönderen kubudak
TÜRK "'A-H-L-A-K'"I
Merhum Ziya Gökalp, Türklerin ahlakta birinci olduğunu söylerken, milli bir övünme duygusuna kapılmış değildi. Çok tarih okumuş, milli maziyi öğrenmiş ve düşmanlarımızın bizim hakkımızda söylediklerini belledikten sonra bu hükmü vermişti.
Burada ahlakın hangi sebepler ve tesir edici şeyler altında meydana geldiğini inceleyecek değiliz. Yalnız şu kadar söyleyeceğiz ki, ahlakın meydana gelmesinde coğrafyanın tesiri yoktur. Bu sözümüzün en büyük delilili de, aynı coğrafya alanında yaşamış olan eski Romalılarla yeni İtalyanların ahlakça birbirinin hemen her alanda zıddı olmalarıdır.
Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir.
Türk ahlakı en eski çağlardan beri toplumcudur. Yani Türklerde toplumun menfaatı insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli şahsiyetler daima saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete değer vermeyen Türk ahlakı, şahsiyete saygı göstermiştir.
Milattan önceki yüzyıllarda Kunlar, çocuklarını, topluma faydalı olabilecek bir terbiye ile yetiştirirlerdi. Topluma faydası dokunamayacak kadar yaşlanmış olanlar ise intihar ederlerdi.
Askeri ruh, hayatın her yerinde hakimdi. Savaşta ölmekten gurur duyarlar, yatakta ölmekten korkarlardı. Bu ihtimalle benizleri sararırdı. İslamiyetten önceki Türklerde İslamlığın cenneti gibi bir vaad yoktu. Böyle olduğu halde, şeref saydıkları için, savaşta ölmek isterlerdi.
Bir milletin yükselmesi için birinci şart olan disiplinde eşleri yoktu. Meşhur Mete (=Motun), sadakatlarını denemek istediği askerlerine, sevgililerine ok atmayı emrettiği zaman, bu buyruğu hepsi yerine getirmişlerdi.
Doğru sözlü idiler. Kunların baş düşmanı olan Çinliler bile onların çok doğru sözlü olduklarını, o kadar ki, verdikleri sözür yeter olduğunu yazarlar.
Açık sözlü idiler. Dalkavukluğun ne olduğunu bilmezlerdi. Vicdani kanaatlarını hiç çekinmeden söylerlerdi. Hükümdarlar da bu sözleri hiç kızmadan dinlerler ve doğru bulurlarsa uygularlardı. Milattan önce II:Yüzyıl'da Kun yabgusu Türkleri Çin medeniyetine sokmak istediği zaman, başvezir buna şiddetle karşı koymuş ve sözlerini hükümdara kabul ettirmişti. Miladın VIII.Yüzyıl'ında Bilge Kağan, Buda dinini kabul etmek istediği zaman, meşhur Bilge Tonyukuk kabul etmemiş, deliller sayarak hükümdarı caydırmıştı. Yine VIII.Yüzyıl'da Bögü Kağan, Manihaizmi devlet dini olarak kabul etmek istediği zaman, tarkanlar, yani bakanlar, avam dini olarak gördükleri Manihaizmin kabulüne şiddetle karşı durmuşlardı. Her ne kadar Bögü Kağan tarkanları dinlemeyerek millete yeni dini kabul ettirmiş ise de, tarkanlar vicdani kanaatlarından dönmemişler, prensip sahibi olduklarını ispat etmişlerdi.
Mohaç meydan savaşından sonra, savaş alanını gezen Kanuni Sultan Süleyman'ın bir sorusuna bir sancak beğinin verdiği cevap da doğruluk ve açık sözlülüğün güzel bir örneğidir.
Türk beğleri dalkavukluğun ne olduğunu bilmedikleri,devşirmeler ise bunda pek usta oldukları için, II.Murad çağından sonra memleketin yüksek mevkilerine devşirmeler gelmeye başlamış ve milli ahlakın bozulmasına sebep olmuşlardır.
Türkler, en eski çağlardan beri kımız, şarap ve rakı içerek sarhoş olurlar, fakat ciddiyetlerini, vakarlarını asla bozmazlardı. Ziya Paşa'nın XIX. Yüzyılda yazmış olduğu:
Bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde İşret, güher-i ademi temyize mihektir.
Beytini sanki hepsi biliyordu. Değil sarhoş olup cıvımak, sendelemek bile ayıptı.
Cengiz Han'ın oğlu Çağatay, bir gün, küçük kardeşi olup büyük kaanlık mevkiinde bulunan Ögedey ile birlikte çok içerek ciddiyete aykırı sayılabilecek bir harekette bulunmuş, ertesi gün Ögedey'e giderek bir gün önceki hareketinden dolayı kendisinin cezalandırılmasını istemişti.
Aksak Temür'ün de günlerce süren toylarda boyuna şarap içtiği olur, fakat ne neşeye kapılır, ne kimsenin gönlünü kırar, ne de devlet işlerinde aksaklık yapacak bir buyruk verirdi. Türklerin cinsi ahlakları da yüksekti. Yuva, aile ve evdeş muhterem sayılırdı. Evli bir kadına taarruzun cezası idamdı. Kadın hürdü. Kocası uzak yolculuğa gitmiş olsa bile eve gelen yabancı erkeği konuklardı. Kendisine saygı gözü ile bakıldığı için bundan bir kötülük de doğmazdı. Anadolu Yörüklerinde ve Türkmenlerinde, Türkistan'ın göçebelerinde bu adet hala vardır.
Eski Türklerin ahlak ve adetlerinin büyük bir kısmını aynen saklamış olan Türkistan Kazaklarının bazılarında şöyle bir adet vardır: Bir genç erkek evlenmek istediği kızın çadırına üç gece gizlice girer. Kızla birlikte yatarlar, kızın babası ve anası bunu sezseler bile ses çıkarmazlar. Üç gecede erkek, kendisiyle evlenmesi için kızı radı edebilirse dördüncü günü babasına giderek kızı ister. Kandıramazsa çekilir, gider. Fakat bu üç gecede en ufak bir uygunsuzluk olmaz. Erkek ve kız, birbirlerine karşı hiçbir kötü düşünce beslemez Bu da gösteriyor ki, Türkler hem ahlaklı, hem de iradeli bir millettir. Zaten bu ikisi, çok kere birlikte bulunur. Yaşayıp yükselmek, ahlaklı ve iradesi sağlam milletlerin hakkıdır.
Biz bu Türk ahlakına tam olarak sahip bulunduğumuz zamanlarda yükseldik. Yabancıların ahlakını alarak bozulduğumuz zaman düşüp geriledik. Yükseldiğimiz zamanlar bu toprak, büyük milli davalar için kendilerini feda eden; yalan, iki yüzlülük bilmeyen, vicdanını satmayan insanlarla dolu idi. Niğbolu'da 60.000 Türk, birleşik Avrupa'yı yenerken; Yavuz, korkunç çölleri aşarken; Kanuni, boy ölçüşmek için Charles-Quint'in ordusunu ararken böyle yıkılmaz ruhlu bir topluma dayanıyordu.
Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiçbir şey olmaz.

(Çınaraltı, 7.sayı, 20 Eylül 1941)
Hüseyin Nihal ATSIZ

Re: Türk Olmak Nedir?

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eki 18, 2009 1:20
gönderen eskibirdost
Türk anadan, Türk babadan doğan! Soyunda dönme olmayan, Türk oglu Türk, olarak diyorum ki: "Ne mutlu Türküm diyene"'diyen herkes Türk'tür.

Re: Türk Olmak Nedir?

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eki 18, 2009 2:07
gönderen İlteriş
eskibirdost yazdı:Türk anadan, Türk babadan doğan! Soyunda dönme olmayan, Türk oglu Türk, olarak diyorum ki: "Ne mutlu Türküm diyene"'diyen herkes Türk'tür.


Fakat sizin bu gorusleriniz, Azeri bayragini cope atan zihniyetin Cankaya'daki temsilcisi tarafindan "ilkellik" olarak nitelenmisti.

Baska bir konu basligi altinda da "Ne Mutlu Turk'um Diyene" sozunun ilkellik oldugunu dusunen ABDullah Gullerin "Ermeni Acilimini" ustelik "Azerbaycan'i karalayarak' desteklemeniz, kafanizin karisik oldugunu, ya da milletinizi nasil seveceginizi, onu nelerin felakete goturecegini dogru analiz edemediginizi ortaya koyuyor.