1. yüz (Toplam 1 yüz)

Hıyanet-i Vataniye Kanunu

İletiGönderilme zamanı: Cmt Haz 28, 2008 11:52
gönderen Türk-Kan
HIYANET-İ VATANİYE KANUNU

Kanun Numarası : 2

Kabul Tarihi : 29 Nisan 1336 (1920)




Madde 1.

Makamı Muallayı Hilafet ve Saltanatı ve Memaliki Mahruseyi Şahaneyi yedi ecanipten tahlis ve taarruzatı defi maksadına matuf olarak teşekkül eden Büyük Millet Meclisinin meşruiyetine isyanı mutazammım kavlen veya fiilen veya tahriren muhalefet ve ifsadatta bulunan, haini vatan addolunur.

(Yüce hilafet ve saltanat makamını ve Osmanlı ülkesini yabancı güçlerden kurtarmak ve saldırıları defetmek amacına yönelerek kurulmuş olan Büyük Millet Meclisi’nin meşruluğuna başkaldırma niyetinde olarak, söz, eylem ve yazı ile karşı koyanlar ve karışıklık çıkarmak isteyen kişiler vatan haini sayılırlar.)


Madde 2.

Bilfiil hıyaneti vataniyede bulunanlar selben idam olunur. Ferden zimethal olanlar ile müteşebbisleri kanunu cezanın kırk beşinci ve kırk altıncı maddesi mucibince tecziye edilirler.

(Bilfiil vatan hainliği yapanlar asılarak idam edilir. Şahsen olaylara karışanlar ve teşebbüs edenler ceza kanununun kırk beşinci ve kırk altıncı maddesine göre cezalandırılırlar.)


Madde 3.

Vaiz ve hitabet suretiyle alenen ve ezminei muhtelifede eşhası muhtelifeyi sirren ve kavlen hıyaneti vataniye cürmüne tahrik ve teşvik edenlerle işbu tahrik ve teşviki suver ve vesaiti muhtelife ile tahriren ve tersimen irtikap eyleyenler muvakkat küreğe konulurlar.Tahrikat ve teşvikat sebebile maddei fesat meydana çıkarsa muharrik ve müşevvikler idam olunurlar.

(Konuşmalarıyla halkı alenen vatan hainliği suçunu işlemeye tahrik ve teşvik edenler veya bu teşvik ve tahriki yazılarıyla ve çok değişik araçlarla yayanlar geçici kürek cezasına çarptırılırlar.Yapılan bu tahrik ve teşvik sonucunda bozgunculuk olayları çıkarsa teşvik ve tahrik edenler idam olunurlar.)


Madde 4.

Hıyaneti Vataniye maznunlarının mercii muhakemesi ikar cürüm edilen mahaldeki bidayet ceza mahkemesidir. Ahvali müstacele ve fevkalade maznunun derdest edildiği mahal mahkemesi de icrayı muhakeme ve itayı karara salahiyettardır.

(Vatana ihanet zanlılarının yetkili mahkemesi suçun işlendiği yerdeki Ceza mahkemesidir. Olağanüstü ve aceleyi gerektiren durumlarda zanlının yakalandığı yerdeki ceza mahkemesi de yargılama yapmaya ve karar vermeye yetkilidir.)


Madde 5.

Hıyaneti Vataniye maznunlarının muhakemesi bidayet ceza mahkemelerinden verilecek gayrı muvakkat tevkif müzekkeresi üzerine her halde mevkufen icra edilir.

(Vatana ihanet zanlılarının muhakemesi, ceza mahkemelerinden verilecek kesin tutuklama belgesi üzerine her yerde tutuklu olarak yapılır.)


Madde 6.

Zabıtayı adliye memurlarının tanzim edecekleri tahkikatı iptidaiye evrakı dairei istinkade tevdi olunmaksızın mahallin en büyük mülkiye memuruna ita olunur ve onun tarafından dahi müddei umumiler vasıtasıyla yirmi dört saat zarfında mahkemeye verilir.

(Adli zabıta memurlarının düzenleyeceği ilk tahkikat belgeleri o bölgenin en yüksek rütbeli mülki memuruna verilir ve onun tarafından savcılar aracılığıyla mahkemeye iletilir.)


Madde 7.

Hıyaneti vataniye maznunlarına ait muhakemat, bir sebebi mücbir olmadıkça azami yirmi dört günde bir hükme raptolunacaktır.Bu müddeti bila sebebi mücbir tecavüz ettiren mahalli zabıtası ile mahkeme heyeti kanunu cezanın yüz ikinci maddesi zeyli mucibince cürmünün derecesine göre tecziye edilmek üzere mafevki mahkemesince muhakemesi bilicra azami yirmi gün zarfında hükme raptedilecektir.

(Vatana ihanet zanlılarının muhakemesi zorunlu bir sebep olmadıkça yirmi dört günde sonuçlanacaktır. Zorunlu bir sebep olmaksızın bu süreyi aşan görevliler ve mahkeme heyeti Ceza kanununun yüz ikinci maddesi eki gereğince suçunun derecesine göre cezalandırılmak üzere ilgili mahkeme tarafından yirmi gün içinde yargılanarak bir karara varılacaktır.)


Madde 8.

İşbu kanuna tevfikan mahakimden sadır olacak muhakamet kat’i olup Büyük Millet Meclisinden badettastik mahallerinde infaz olunur.Tastik edilmediği taktirde Meclisçe ittihaz edilecek karara tevfiki muamele olunur.

(Bu kanuna uygun olarak mahkemece verilecek olan karar kesin olup Büyük Millet Meclisinin onayını müteakip bölgesinde infaz olunur. Onaylanmadığı durumlarda, meclisin vereceği karara uygun olarak hareket edilir.)


Madde 9.

İşbu ceraimin emri muhakemesi için mahkemelerce istenecek şahsa, celp ve davete hacet kalmaksızın bila hüküm ihzar müzekkeresi tasfir kılınır.

(Bu suçların yargılanabilmesi için mahkemelerce istenen kişi mahkemenin davet yazısına gerek kalmaksızın mahkeme karşısına çıkarılır.)


Madde 10.

İsyana iştirak etmeyen eşhas hakkında ligarazin isnadatta bulunanlar isnad ettikleri cürmün cezası ile mücazaat olunurlar.

(İsyanlara katılmayanlar hakkında kasten suçlamalarda bulunanlar, iddia ettikleri suçun cezası ile cezalandırılırlar.)


Madde 11.

Haklarında gıyaben hüküm sadır olan eşhas, derdestlerinde işbu kanuna tevfikan ve vicahen muhakemeleri icra olunur.

(Haklarında gıyaben hüküm verilenler, yakalandıkları anda yeniden yargılanırlar.)


Madde 12.

İşbu kanun her mahallin idare amiri tarafından nahiye ve kaza , liva ve vilayet merkezlerine ve köy heyeti ihtiyariyeleri müctemian celpedilerek işham ve sureti tebliği mutazammım hey’eti mezkure azalarının imzalarını havi zabıt varakaları tutularak idare meclislerince hıfzedilmekle beraber kavaninin neşir ve ilanı hakkındaki kanuna tevfikan ayrıca neşredilecektir.

(Bu kanun her mahallin idare amiri tarafından nahiye ve kaza ve vilayet merkezlerine ve köy ihtiyar heyetleri çağrılarak ve toplanarak yüzlerine karşı okunarak tebliğ edilir ve tebliğ edildiğine dair imzalı zabıt tutularak saklanır.)


Madde 13.

İşbu kanunun icrayı ahkamına Büyük Millet Meclisi memurdur.


Madde 14.

İşbu kanun her mahalde tarihi tebliğ ve ilanından kırk sekiz saat sonra meri olacaktır.





Kanun hakkinda ATATÜRK diyor ki:

Efendiler, Meclis, 29 Nisan 1920 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nu (127) ve sonraki aylarda İstiklâl Mahkemeleri Kanunları'nı da çıkarmakla, inkılâbın tabiî gereklerini yerine getirmiş oldu.

Efendiler, İstanbul'un işgalinden sonra başlayan birtakım yıkıcı akımlara, olaylara, isyanlara dokunmuştuk. Bunlar hızla memleketin her tarafından biribiri ardınca ortaya çıktı ve sürüp gitti.

İstanbul'da Damat Ferit Paşa, derhal yeniden iktidar mevkiine getirildi. Damat Ferit Paşa Kabinesi, İstanbul'daki bütün yıkıcı ve hain kuruluşların meydana getirdiği blok, bu blokun Anadolu içindeki bütün isyan teşkilâtı, bütün düşmanlar ve Yunan ordusu elbirliği ile aleyhimizde faaliyete geçtiler.

Bu ortak saldırı politikasının talimatı da, Padişah ve Halife'nin, düşman uçakları da dahil olduğu halde, her türlü vasıtayla memlekete yağdırdığı «Padişah'a karşı ayaklanma» (128) fetvasıydı.

Bu genel, çeşitli ve haince saldırılara karşı, biz de, daha Meclis açılmadan önce, Afyonkarahisarı'nda, Eskişehir'de ve bütün demiryolu boyunda bulunan düşman birliklerini Anadolu'dan çıkarmak, Geyve, Lefke (129), Carablus (130) köprülerini yıkmak ve Meclis toplanır toplanmaz Anadolu ulemâsının fetvasını almak suretiyle karşı tedbirlere giriştik.




127) Vatan Hainliği Kanunu'nu.
128) Hurûc ale's-sultan.
129) Bugünkü Bilecik'e bağlı Osmaneli ilçesi.
130) Bugünkü Urfa ilinin Birecik ilçesine bağlı Barak bucağı.






Saltanatı geri getirmek isteyen gericilerin çalışmaları karşısında arkadaşlarının kendisini yalnız bıraktığını gören Mustafa Kemal, 20 Mart 1923'te Konya'da yaptığı bir konuşmada Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına çekmek isteyen gericilere karşı tutumunu açıkça şu sözleriyle belirtti: "Eğer onlara karşı benim şahsımda bir şey anlamak isterseniz, derim ki, ben şahsen onların düşmanıyım. Onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim şahsi imanıma değil, yalnız benim amacıma değil, o adım benim ulusumun hayatıyla ilgili, o adım benim ulusumun hayatına karşı bir kasıt, o adım ulusumun kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı fikirde olan arkadaşlarımın yapacağı şey mutlaka o adımları atanları tepelemektir... Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim. Örneğin eğer bunu sağlıyacak kanunlar olmasa, bunu sağlayacak meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam; yine tepeler ve yine öldürürüm."

Cumhuriyet'e doğru gidiş bu kararlı sözlerle açıkça görülüyordu.

Savaş zamanının T.B.M.M.'nin görevi son bulmuştu. Bu sebeple Meclis kendini dağıtıp, seçime gitme kararı aldı. Mustafa Kemal, dağılmadan önce Meclisten 15 Nisan'da, Saltanatı geri getirmeye çalışanları vatan haini kabul eden bir kanun değişikliği ile "Hıyanet-i Vataniye Kanunu"na, ileride gerekirse yine İstiklal Mahkemeleri kurma fırsatını veren bir ek getirdi.

14 maddeden ibaret bulunan Hıyaneti Vataniye Kanunu'nun haini vatan sayılanları tarif eden l inci maddesi, 15 Nisan 1923 günlü ve 334 .sayılı Kanunla değiştirildi:

Saltanatın ilgasına ve hukuku hâkimiyet ve hükmüranîsinin gayri kabili terk ve tecezzi ve ferağ olmak üzere Türkiye halkının mümessili hakikisi olan Büyük Millet Meclisinin şahsiyeti maneviyesinde mündemiç bulunduğuna dair 1 Teşrinisani 1338 tarihli karar hilâfına veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin meşruiyetine isyanı mutazammın kavlen veya tahriren veya fiilen ankastin muhalefet veya ifsadat veya neşriyatta bulunan kesan haini vatan addolunur.

Şeyh Sait ayaklanmasıyla 25 Şubat 1925 Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nda “Dinin politikaya alet edilemeyeceği ve bu suçun da vatan hıyaneti sayılacağı”na ilişkin değişiklik (556 sayılı Kanun) yapıldı.

Dini veya mukaddesatı diniyeyi siyasi gayelere esas olan veya alet ittihaz maksadiyle cemiyetler teşkili memnudur. Bu kabil cemiyetleri teşkil edenler veya bu cemiyetlere dahil olanlar haini vatan addolunur. Dini veya mukaddesatı diniyeyi alet ittihaz ederek şekli devleti tebdil ve tağyir veya cemiyeti devleti ihlâl veya dini veya mukaddesatı diniyeyi alet ittihaz ederek her ne suretle olursa olsun ahali arasına fesat ve nifak ilkası için gerek münferiden ve gerek müçtemian kavli veya tahriri veyahut fiili bir şekilde veya nutuk iradı veyahut neşriyat icrası suretiyle harekette bulunanlar kezâlik haini vatan addolunur.


(Kanunlar Dergisi C.3, S.67 - Ayrıca 29 Nisan 1920 tarih, 2 sayılı kanun)

Kanunlar Dergisi (Kavanin Mecmuası):
Dergi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, kendi üyeleri için yayınlanmıştır. İlk olarak 1923 yılında “Kavanin Mecmuası” adı ile basılmıştır. T.B.M.M.’de kabul edilmiş yasaları ve kararları açıklamalarıyla birlikte içeren dergi günümüzde yayınlanmamaktadır.
Dergiyi benzerlerinden ayıran en önemli özelliği, yayınlanan yasaların ve yasaya ilişkin görüşmelerin Tutanak Dergisi’ndeki yerlerini göstermesidir. Bu da aranan kanun ve karalarla ilgili Meclis Genel Kurul görüşmelerine kolaylıkla bulmamızı sağlamaktadır.

İletiGönderilme zamanı: Cmt Haz 28, 2008 12:15
gönderen MedceziR
Paylaşım için sağol abla. Bugün de lazım bi Hıyanet-i Vataniye Kanunu, hem de acilen...

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 17, 2009 21:37
gönderen MansurSah
Bu izlencede Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, idam cezasıyla birlikte Hıyanet-i Vataniye kanunu, kapsamlarını da genişleterek tekrar getireceğini beyan ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=mEmCzqyvqJc