1. yüz (Toplam 1 yüz)

Atatürk'ün Bir Dal Aşkına Yürüyen Köşkü

İletiGönderilme zamanı: Prş May 06, 2010 16:01
gönderen Deli Haydar
[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/YKR55.1.gif[/img]

Pepegillerin Aklının Eremeyeceği Bir Aşk:
Yalova'daki Yürüyen Köşk



Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, tarımda modern teknikleri kullanılması, çevre üreticilere örnek olması ve onların nitelikli fidan, fide, damızlık ihtiyaçlarının karşılanması için kişisel mülkü olan Yalova’nın doğusundaki "Millet Çiftliği"ni bu amaca uygun olarak düzenletmiştir. Çiftlik içinde, deniz kıyısında, ikameti için 1929 yılında bir çınarın yanında iki katlı mütevazi bir köşk yapılmıştır.

"Yalova benim kentim" diyen Atatürk, Yalova ile yakından ilgilenmiştir. Yalova’ya 1936 yılındaki gelişinde Millet Çiftliği’ndeki köşkün pencerelerini zarar vereceği için yanındaki çınarın dalını kesileceğini öğrenir. Ağacın bir dalının bile kesilmesini istemeyen Atatürk köşkün ağaçtan uzaklaştırılmasını ister. Görev İstanbul Belediyesi Fen İşleri Yollar-Köprüler Şubesi’ne verilir. Sorumlu baş mühendis Ali Nuri Alnar binanın temellerini açtırır. Temellerin altına zor ve çok yavaş da olsa raylar döşenir. Bina rayların üzerinde doğuya doğru yaklaşık 4 metre kaydırılır. 11 Ağustos 1936 günü yapılan bu işlemi yanında bulunan kız kardeşi Makbule Atadan, Affet İnan, Yunus Nadi Abalıoğlu, Muhafız K. İsmail Hakkı Tekçe, Yaver B.N.B. Nasuhi Bey ve diğer ilgililerle baştan sona izler.

Atatürk 11 Haziran 1937’de şahsına ait bütün taşınamaz mallar gibi bu Köşkü de Türk Milletine bağışlar. Diğer tüm köşkler gibi "Yürüyen Köşk" de halen müze olarak korunmaktadır.


[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/Image34.gif[/img]
[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/Image35.gif[/img]
[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/Image36.gif[/img]
[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/Image37.gif[/img]
[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/Image38.gif[/img]
[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/Image39.gif[/img]
[img]http://www.arastirma-yalova.gov.tr/yk55/Image40.gif[/img]

Kaynak




Resim

Atatürk’ün "Yürüyen Köşk"le Vermek İstediği Mesaj
Muhammet Altundağ


Atatürk, Yalova’ya ilk geldiğinde yatıyla kıyıları gezerken çınar ağacını görür ve yatını durdurur. Sonra kıyıya çıkıp çınarın yanına gelir. Atatürk çınar ağacının ihtişamlı görünüşüne hayran kalmıştır. Atatürk çınarın yanına köşk yapılmasını emreder ve köşk inşa edilir. Çınar ağacının dalları uzayıp köşke temas edince kesilmesi gerektiği söylenir. Fakat Atatürk, çınarın dalına zarar verilmemesi için zor bir karar verir: Ağacın dalı kesilmeyecek, bina kaydırılacak. 8-10 Ağustos 1930 arasında bina 4.80 metre civarında doğuya kaydırılır, çınar ağacının dalı da kesilmekten kurtulur.

Atatürk’ün Yürüyen Köşk’le Vermek İstediği Mesaj

Atatürk, köşkü neden bir ağaç dalından daha değersiz görerek köşkün yerini değiştirdi? Bir ağacın dalı kesilse veya kesilmese ağaca ne kadar zarar verilebilir? Atatürk’ün bu olayla verdiği mesaj tam olarak neydi? Bu soruların cevabını daha iyi anlamak için Atatürk’ün köşkü neden bu ulu çınarın tam yanı başına yaptırdığına bakmak gerekir.

Atatürk, çınar ağacının özelliklerini çok iyi biliyordu. Bu yüzden köşkü tam da bu ulu çınarın yanına yaptırmıştır. Çınar ağaçları uzun ömürlü, derin kök sitemine sahip, görkemli ve huzur veren özelliklere sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle çınar ağaçları bayrak, arma, tuğra, sancak gibi Osmanlı’nın milli sembolü olmuşlardır.

Yeni fethedilen yerlere çeşme ile birlikte çınarın dikilmesi kalıcılığın ve üstünlüğün bir ifadesi olarak bilinirdi. Ayrıca eski Türkler de ağaca büyük değer vermiştir. Kutsal saydıkları ağaçlar arasında kayın, ardıç; meyve olarak da karadut sayılabilir. Doğu Roma (Bizans) için Erguvan, Lübnan için Sedir ağacı ne kadar önemliyse Osmanlı için Çınar da önemliydi. Atatürk, Osmanlı’nın ay yıldızlı bayrağını devralarak dalgalandıran Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet ağacı olarak da aynı şekilde çınar ağacını kabul etmiştir. Çünkü Türk Devlet geleneği olan "Devlet-i Ebed Müddet" anlayışı en iyi şekilde çınar ağacı ile ifade ediyordu.

Türk bayrağının herhangi bir kenarına zarar verilmemesi gerektiği gibi çınarın da tek bir dalı kesilmemiş bunun yerine köşk yerinden kaydırılmıştır. Atatürk, "Devlet-i Ebed Müddet" zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar güçlü bir şekilde devam edeceğine inanıyordu. Bu olay Atatürk’ün “Benim nâçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.” sözleriyle hemen hemen aynı mesajı taşımaktadır.