1. yüz (Toplam 1 yüz)

Osmanlı Padişahlarının Ölüm Nedenleri

İletiGönderilme zamanı: Pzt Nis 28, 2008 16:05
gönderen Pınar
36 Osmanlı padişahının 27'si çeşitli hastalıklar sonucu vefat ederken, 1'i savaş meydanında şehit düşmüş, 4'ü öldürülmüş, 1'i zehirle intihar etmiş, 1'i zehirlenmiştir. 2 padişahın ecelleriyle mi öldüğü, yoksa öldürüldükleri mi hala tartışmalıdır. Bunlardan en gizemlisi Fatih Sultan Mehmet'in ölümüdür. İşte Osmanlı Sultanlarının ölüm nedenleri:

OSMAN GAZİ:
OSMANLI İMPARATORLUĞU'NUN KURUCUSU OLAN OSMAN GAZİ 1326'DA KALP YETMEZLİĞİNDEN ÖLDÜ.







ORHAN GAZİ:
82 YAŞINDAYKEN FELÇ YÜZÜNDEN 1362'DE ÖLDÜ.







İKİNCİ MURAD:
ŞİDDETLİ BİR BAŞ AĞRISI SEBEBİYLE YATAĞA DÜŞTÜ VE ÜÇ GÜN SONRA 3 ŞUBAT 1451'DE ÖLDÜ. ÖLÜM SEBEBİ BEYİN KANAMASI 
VEYA BEYİNDEKİ BİR TİMÖRDÜR.






YAVUZ SULTAN SELİM:
21 EYLÜL'Ü 1520'Yİ 22 EYLÜL'E BAĞLAYAN GECE KANSERDEN VEFAT ETTİ.







KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN:
1566'DA SİGETVAR KUŞATMASININ SON GÜNÜ 6/7 EYLÜL GECESİ BEYİN KANAMASINDAN ÖLDÜ.







İKİNCİ SELİM:
CARİYE KOVALARKEN ÖLDÜ. BİR HAMAM ALEMİ SIRASINDA CARİYELERİ KOVALARKEN DÜŞÜP, YARALANDI. 
1574'TE GÖĞÜS BOŞLUĞUNDA MEYDANA GELEN KANAMA YÜZÜNDEN ÖLDÜ.






ÜÇÜNCÜ MURAD:
17 OCAK 1595'TE PROSTAT KANSERİNDEN ÖLDÜ.







ÜÇÜNCÜ MEHMED:
BİR GÜN SARAYA DÖNERKEN YOLDA KARŞILAŞTIĞI BİR MECZUB, "56 GÜN SONRA GELECEK KAZADAN KURTULAMAZSIN. 
GAFİL OLMA PADİŞAHIM" DEMİŞTİ. BU OLAY ÜÇÜNCÜ MEHMED'İ DERİNDEN ETKİLEDİ. PADİŞAH YEMEDEN, İÇMEDEN KESİLDİ
VE 22 ARALIK 1603'TE KALP KRİZİ GEÇİREREK ÖLDÜ.





BİRİNCİ MUSTAFA:
OSMANLI TARİHİNDE TEK "DELİ" PADİŞAHI OLAN SULTAN MUSTAFA 1623'TE TAHTTAN İNDİRİLDİKTEN SONRA 
20 OCAK 1639'DA BİR SARA NÖBETİ SIRASINDA ÖLDÜ.






DÖRDÜNCÜ MURAD:
OSMANLI İMPARATORLUĞU'NU ESKİ PARLAK GÜNLERİNE DÖNDÜREN DÖRDÜNCÜ MURAD, GENÇLİK DÖNEMİNDE ÇEKTİĞİ 
SIKINTILAR VE ÇEVRESİNİN DE ETKİSİYLE AŞIRI DERECE DE İÇKİYE DÜŞKÜNDÜ. 8 ŞUBAT 1640 GECESİ SİROZDAN ÖLDÜ.






DÖRDÜNCÜ MEHMED:
1687'DE TAHTTAN İNDİRİLDİKTEN SONRA DÖRT YIL SONRA 4 YIL HAPİS HAYATA YAŞADI. YAKALANDIĞI ZATÜRRENİN İLERLEMESİ 
SONUCU 6 OCAK 1693'TE ÖLDÜ.






İKİNCİ SÜLEYMAN:
40 YIL SARAYDA HAPİS HAYATI YAŞADIKTAN SONRA 1691'DE TAHTA ÇIKTI. VİYANA BOZGUN YILLARINDA SIKINTILI GEÇEN 
DÖRT YILLIK BİR PADİŞAHLIĞIN ARDINDAN 6 ŞUBAT 1695'TE BÖBREK YETMEZLİĞİNDEN ÖLDÜ.






İKİNCİ MUSTAFA:
1703'TE BİR İSYAN SONUCU TAHTTAN İNDİRİLDİ BU OLAYIN ÜZÜNTÜSÜNÜ ÜZERİNDEN ATAMADAN 
29 ARALIK 1703'TE PROSTAT KANSERİNDEN ÖLDÜ.






ÜÇÜNCÜ AHMED:
EĞLENCELERİYLE MEŞHUR LALE DÖNEMİ'NİN PADİŞAHI OLAN ÜÇÜNCÜ AHMED, 1730'DA PATRONA İSYANI SONUCU TAHTTAN İNDİRİLDİ. 
YILLARCA TOPKAPI SARAYI'NDA HAPİS HAYATI YAŞADIKTAN SONRA, ŞEKER HASTALIĞININ VÜCUDUNDA
MEYDANA GETİRDİĞİ TAHRİBATIN SONUCUNDA 24 HAZİRAN 1736'DA ÖLDÜ.





BİRİNCİ MAHMUD:
21 YIL PADİŞAHLIK YAPTIKTAN SONRA, 13 ARALIK 1754'TE BİR CUMA NAMAZI DÖNÜŞÜNDE SARAYA DÖNERKEN ATTAN DÜŞÜP 
BEYİN KANAMASI GEÇİRİP ÖLDÜ.






BİRİNCİ ABDÜLHAMİD:
1787-1791 OSMANLI-RUS SAVAŞI SIRASINDA, ANAPA KALESİ'NİN RUSLARIN ELİNE GEÇTİĞİ HABERİ ÜZERİNE BEYİN KANAMASI GEÇİRDİ 
VE BİR SÜRE SONRA 7 NİSAN 1789'DA ÖLDÜ.






İKİNCİ MAHMUD:
OSMANLI MODERNLEŞMESİNİN BAŞLATICISI OLAN İKİNCİ MAHMUD AŞIRI DERECEDE İÇKİ İÇERDİ. 28 HAZİRAN 1839'DA VEREMDEN ÖLDÜ.







ABDÜLMECİD:
TANZİMAT DÖNEMİNİ BAŞLATAN SULTAN 25 HAZİRAN 1861'DE BABASI İKİNCİ MAHMUD GİBİ VEREMDEN ÖLDÜ.







BEŞİNCİ MURAD:
TAHTTA EN KISA SÜRE DURAN OSMANLI PADİŞAHIDIR. MÜZMİN ŞEKER HASTASI İDİ. BU HASTALIĞIN VÜCUDUNDA 
MEYDANA GETİRDİĞİ TAHRİBATIN NETİCESİNDE 29 AĞUSTOS 1904'DE ÖLDÜ.






İKİNCİ ABDÜLHAMİD:
"KIZIL SULTAN MI, ULU HAKAN MI" DİYE OSMANLI TARİHİNİN EN ÇOK TARTIŞILAN PADİŞAHI OLAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD, 
10 ŞUBAT 1918'DE BEYLERBEYİ SARAYI'NDA 76 YAŞINDAYKEN YAKALANDIĞI ZATÜRRENİN İLERLEMESİ SONUCU VEREMDEN ÖLDÜ.






BEŞİNCİ MEHMED REŞAD:
MÜZMİN ŞEKER HASTASI İDİ ŞEKERİN VÜCUDUNDA YAPTIĞI TAHRİBAT SONUCUNDA 3 TEMMUZ 1918'DE ÖLDÜ.







ALTINCI MEHMED VAHİDEDDİN:
SON OSMANLI PADİŞAHI OLAN VAHDETTİN SAN- REMO'DA 16 MAYIS 1926'DA KALP KRİZİNDEN ÖLDÜ.







FATİH SULTAN MEHMET:
EN ESRARENGİZ ÖLÜM;  OSMANLI TARİHİNİN EN GİZEMLİ ÖLÜMÜ FATİH SULTAN MEHMED'İNKİDİR. FATİH SULTAN MEHMED, 
MAYIS 1481'DE MISIR MEMLÜK DEVLETİ ÜZERİNE SEFERE ÇIKTI. GEBZE YAKINLARINDA HASTALANINCA BAŞHEKİMİ LARİ MÜDAHALE
ETTİ, ANCAK SULTANI TEDAVİ EDEMEYİNCE ESKİ BAŞHEKİM YAKUP PAŞA, SULTANI İYİLEŞTİRMEKLE GÖREVLENDİRİLDİ. YAKUP PAŞA,
BAZI İLAÇLAR VEREREK PADİŞAHIN SANCISINI AZALTMAK İSTEDİ FAKAT İLAÇLARIN BİR FAYDASI OLMADI. FATİH KISA BİR KOMADAN
SONRA 31 MAYIS 1481'DE GEBZE'DE HÜNKÂR ÇAYIRI (TEKFUR ÇAYIRI)'NDA ÖLDÜ. FATİH DÖNEMİ UZMANI FRANZ BABİNGER,
SULTANIN ZEHİRLENEREK ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ İDDİA ETİ. BU GÖRÜŞ İLİM ÇEVRELERİNDE GÜNÜMÜZE KADAR SÜREN TARTIŞMALARA SEBEP
OLDU. ŞEHABEDİN TEKİNDAĞ VE BAŞKA BİLİM ADAMLARI DA SULTANIN ÖLÜMÜNÜN ECELİYLE OLDUĞU, ZEHİRLENMEDİĞİNİ SAVUNDULAR.
BÜTÜN ARAŞTIRMALARA RAĞMEN FATİH'İN ÖLÜMÜNDEKİ ÇÖZÜLEMEDİ.
SULTAN ABDÜLAZİZ:

İNTİHAR MI ETTİ? ÖLDÜRÜLDÜ MÜ? 1861 İLE 1876 YILLARI ARASINDA OSMANLI TAHTINDA BULUNAN SULTAN ABDÜLAZİZ DE 
FATİH'TEN SONRA ÖLÜMÜ EN FAZLA TARTIŞILAN PADİŞAHTIR. TAHTTAN İNDİRİLDİKTEN BİRKAÇ GÜN SONRA 4 HAZİRAN 1876'DA
FERİYE SARAYI'NDA BİLEKLERİ KESİLMİŞ BİR HALDE BULUNAN PADİŞAHIN TAHTAN İNDİRİLMENİN ÜZÜNTÜSÜ İLE İNTİHAR
ETTİĞİ SÖYLENİR. ANCAK ÖLDÜRÜLMÜŞ OLMA İHTİMALİ DAHA KUVVETLİDİR.



YILDIRIM BAYEZİD:

ZEHİRLE İNTİHAR ETTİ. EN BÜYÜK OSMANLI KOMUTANLARINDAN OLAN YILDIRIM BAYEZİD 1402'DE ANKARA MUHAREBESİ'NDE 
TİMUR'A ESİR DÜŞMÜŞTÜ. İÇİNE DÜŞTÜĞÜ DURUMU HAZMEDEMEYEN PADİŞAH, YÜZÜĞÜNDEKİ ZEHİRİ İÇEREK 8 MART 1403'TE
AKŞEHİR'DE İNTİHAR ETTİ. ZEHİRLE ÖLEN BİR DİĞER OSMANLI PADİŞAHI DA AYNI İSMİ TAŞIR. FATİH'İN OĞLU İKİNCİ BAYEZİD,
NİSAN 1512'DE ASKERİN İSYANI SONUCUNDA OĞLU YAVUZ SULTAN SELİM LEHİNE TAHTTAN ÇEKİLDİKTEN SONRA ÖMRÜNÜN KALANININ
GEÇİRECEĞİ DİMETOKA'YA DOĞRU YOLA ÇIKTI, ANCAK BURAYA VARAMADAN 21 MAYIS 1512'DE YOLDA ÖLDÜ. MUHTEMELEN YAVUZ,
İLERİDE BİR TAHT KAVGASINI ÇIKMASINI ÖNLEMEK İÇİN BABASINI ZEHİRLETMİŞTİ.

BİRİNCİ MURAD:

ŞEHİD OLAN TEK PADİŞAH. HARP SAHRASINDA ŞEHİT OLAN TEK OSMANLI PADİŞAHIDIR. 15 HAZİRAN 1389'DA SIRPLAR'IN BÜYÜK 
BİR BOZGUNA UĞRADIĞI BİRİNCİ KOSOVA SAVAŞI'NIN SONUNDA, SIRP KRALI LAZAR'IN DAMADI MİLOŞ OBRONEVİÇ PADİŞAHIN
HUZURUNA ÇIKTIĞI SIRADA, GÖĞSÜNDE SAKLADIĞI HANÇERİ BİRİNCİ MURAD'A SAPLAYARAK SULTANI ŞEHİD ETTİ.




İKİNCİ OSMAN:

OSMANLI TARİHİNDE BİR İSYAN SONUCU ÖLDÜRÜLEN İLK PADİŞAH İKİNCİ OSMAN'DIR. İKİNCİ OSMAN, ÇEVRESİNDEKİLERİN YANLIŞ 
YÖNLENDİRMESİ VE KENDİSİNİN DE GENÇLİĞİNİN VERDİĞİ TECRÜBESİZLİKLE ASKERİN İSYANINA SEBEP OLDU. SADRAZAM DAVUD PAŞA
VE YANINDAKİLER YEDİKULE'DE GENÇ PADİŞAHI BİR KEMENTLE YAKALAYIP, BOĞDULAR.




SULTAN İBRAHİM:

ÖLDÜRÜLEN BİR DİĞER OSMANLI PADİŞAHI SULTAN İBRAHİM'DİR. SULTAN İBRAHİM, 7 AĞUSTOS 1648'DE TAHTTAN İNDİRİLİP, YERİNE 
KÜÇÜK YAŞTAKİ OĞLU MEHMED GEÇİRİLMİŞTİ. ANCAK TAHTTAN İNDİRİLEN PADİŞAH KAPATILDIĞI YERDE ON GÜN KALABİLDİ. FERYATLARI
BÜTÜN SARAY HALKINI ETKİLİYORDU. SULTAN İBRAHİM'İ YENİDEN TAHTTA ÇIKARMAK İSTEYENLERİN SAYISI ARTINCA, KÖSEM SULTAN VE
DEVLET İLERİ GELENLERİ SULTANI 18 AĞUSTOS 1648'DE BOĞDURTTULAR.



SULTAN ÜÇÜNCÜ SELİM:

OSMANLI TARİHİNDE ADI YENİLİKLERLE ANILAN SULTAN ÜÇÜNCÜ SELİM, KABAKÇI İSYANI'YLA MAYIS 1807'DE TAHTTAN İNDİRİLİP, 
YERİNE DÖRDÜNCÜ MUSTAFA GEÇİRİLMİŞTİ. SARAYDA HAPSEDİLEN PADİŞAHI TEKRAR TAHTA ÇIKARMAK İÇİN NİZÂM-I CEDİT
TARAFTARLARI RUSÇUK'TA ÖRGÜTLENDİLER. ALEMDÂR MUSTAFA PAŞA, BİR ORDUYLA İSTANBUL'A GELEREK, SULTAN SELİM'İ
TEKRAR TAHTA ÇIKARMAYA TEŞEBBÜS ETTİ. ANCAK TEDBİRLİ DAVRANMADIĞI İÇİN DÖRDÜNCÜ MUSTAFA TARAFTARLARI 28
TEMMUZ 1808'DE ÜÇÜNCÜ SELİM'İ ÖLDÜRDÜLER.


ÜÇÜNCÜ SELİM:

ÜÇÜNCÜ SELİM'İ ÖLDÜRTEN DÖRDÜNCÜ MUSTAFA DA AYNI AKIBETE UĞRADI. ASKERLERİN DÖRDÜNCÜ MUSTAFA'YI TEKRAR TAHTA 
ÇIKARMAYA TEŞEBBÜS ETMESİ ÜZERİNE TAHTINI EMNİYETE ALMAK İSTEYEN İKİNCİ MAHMUD ONU 17 KASIM 1808'DE BOĞDURTTU.








KAYNAK

İletiGönderilme zamanı: Cum Haz 06, 2008 22:56
gönderen zambak25
Pınar, paylaşım için teşekkürler

İletiGönderilme zamanı: Cmt Haz 07, 2008 12:29
gönderen MedceziR
Pınar, paylaşım için sağol, ama IV. Murad'ın içki içmekten dolayı öldüğü yalan...

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 12, 2008 6:11
gönderen erenus
Pınar, bilgiler için teşekkürler ama kaynak bana biraz güvensiz geldi....

Kendi tarihimiz konusunda, ne yazık ki hayli karanlıktayız. Osmanlı anlatıları, malesef genelde.....Tarih yerine destan

Bu durumu Atatürk'te su sözleri ile dile getirmiştir.

" … Osmanlı tarihi baştan nihayetine kadar hakanların, padişahların, şahısların, en nihayet zümrelerin hal ve hareketlerini kaydeden bir destandan başka bir şey değildir..." 17.02.1923, İzmir İktisat Kongresinin Açış Söylevi.


Osmanlı zamanında tarih yazan övgü misyonerleri... Neşri, Naima ve diğerleri, geçimleri sarayca karşılanan kişilerdir.Osmanlı tarihçilerinin eserleri padişahlardan takdir alma kaygısıyla yazılmıştır. Onların eserlerinde halkın yaşam tarzı, sosyal ve ekonomik yapı, hele hele düşünce ve yorum yoktur.

Tarihimizi genelde batılı kaynaklardan öğreniyoruz

Ünlü Türkolog Cahen’in söylediğine göre; Ertuğrul Gazi öldüğünde kimi kaynaklara göre 52 kimilerine göre 96 yaşındaydı.

Osman Gazi, onun belki en küçük, belki de en büyük oğlu idi. (Bulanık)

Bazı kaynaklara göre, göçebe bir aşirete mensup, okuma yazma bilmez, Müslümanlığı sonradan kabullenmiş Türkmen çocuğu, başka kaynaklara göre korsan, Cahen’e göre Selçuklu Sarayı’nda gençken dikkati çekmiş bir devlet adamı idi.


OSMAN GAZİ’nin (?-1326) özgeçmişi, destansı öykülerle doludur. Neyin gerçek, neyin hayal olduğu pek belli değil. Anlaşılıyor ki, tebaası arasında bugünlere yazılı eser bırakan kimse yok.


Ama şu belli ki, yaşadığı zamanlarda kardioloji bilimi, kalp yetmezliğini tehşis edecek kadar gelişmiş olmamalı... :lol:


Benim okuduğum çeşitli kaynaklarda ORHAN GAZİ’nin (1326–1360) arasında hüküm sürdüğü rivayet edilir. Ölüm sebebi bilinmemektedir.


İKİNCİ MURAD:

ŞİDDETLİ BİR BAŞ AĞRISI SEBEBİYLE YATAĞA DÜŞTÜ VE ÜÇ GÜN SONRA 3 ŞUBAT 1451'DE ÖLDÜ. ÖLÜM SEBEBİ BEYİN KANAMASI
VEYA BEYİNDEKİ BİR TİMÖRDÜR.


Allahtan her baş ağrısı çekip yatağa düşen beyin kanamasından ölmüyor. Bu günkü teknoloji ile bile bu tip tanılarda bir hata payı oluyor.

Hangi marka (MR)magnetik rezolans cihazı kullanılmış acaba...:lol:

YAVUZ SULTAN SELİM:

21 EYLÜL'Ü 1520'Yİ 22 EYLÜL'E BAĞLAYAN GECE KANSERDEN VEFAT ETTİ.


Hangi Onkoloji Merkezi tanı koymuş... :lol:

BÜTÜN ARAŞTIRMALARA RAĞMEN FATİH'İN ÖLÜMÜNDEKİ ÇÖZÜLEMEDİ.


Fatih, Gebze’de zehirlenerek öldürülür. Çağ kapatmış birisini onbeş kez öldürmeye çalışmak ve sonunda zehirlemek sadece bizans entrikaları ile açıklanır... :!:

Neden? Sebebi, oğlu Cem’i veliaht göstermesi, onun da Türklerin tarafını tutmasıdır. Bu tehlikeyi önlemek için Bayezid’i tutan devşirme partisi, cinayeti tezgâhlar. İki ulak yola çıkar; biri Cem’e, öteki Bayezid’e haber götürmektedir. Bayezid taraftarları, Cem’e giden haberciyi yolda öldürürler. Gerisi malum…

Ayrıca diğer padişahların ölüm sebeblerinde de dikkatimi çeken günümüz için bile iddalı teşhisler gözden kaçmıyor.

MedceziR, IV. Murat, içkiye aşırı düşkünlüğü ile de tanınan bir padişahtır. Bu yüzdendir ki, ayyaşlığı bugün dahi dillerde dolaşan Bekri Mustafa'ya sarayda görev verdiği ve işret sofrasında kendisiyle yarenlik ettiği söylenir. Evliya çelebinin notları da bu bilgileri destekler niteliktedir. IV. Murat, siroz hastalığından, 1640 yılında henüz 28 yaşında iken hayata gözlerini yumdu.

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 12, 2008 10:16
gönderen MedceziR
erenus, IV. Murad'ın içkiye 'aşırı düşkünlü'nü nerden öğrendin acaba?

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 12, 2008 11:14
gönderen Pınar
MedceziR, Benim araştırdığım bütün kaynaklarda içkiye düşkünlüğü ve buna bağlı hastalıklar (siroz, niksir) yüzünden öldüğü anlatılıyor.

Sen o yüzden ölmediğini nerden öğrendin? Hayır değilse doğrusunu bilelim yani :hmm:

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 12, 2008 11:43
gönderen erenus
MedceziR, IV. Murad Bekri Mustafa ile sarayda pişpirik oynamak için buluşmuyorlardı. Evliya çelebinin notlarına göre ikisi bir elmanın yarısı gibiydiler. :lol:

Reşat Ekrem Koçu(1905-1975 -Tarihçi, yazar) içki yasağının en amansız döneminin Sultan IV.Murat zamanında yaşandığını belirtmiştir. Üstadın deyişi ile ne gariptir ki, ayyaşların piri Bekri Mustafa’da o dönemde yaşamıştır.Reşat Ekrem Koçu, Evliya Çelebi Seyahatnamesinin (1943-1967, 6 cilt) bazı bölümlerini bugünkü dile aktardı. Bunun dışında özel ilgi alanı olan söylenceler ve halk hikayelerini araştırmaya ve ortaya çıkarmaya çalıştı.

Aşağıdaki dialogun benzeri, İstanbul Kanatlarım Altında isimli yapıtta da kullanıldı.

Evliya Çelebinin Aktardığı halk söylencesi yazdı:Bekri Mustafa Üsküdar İskelesi’nde kayıkçılık yaparken bir gün Sultan Murat ile Sadrazam Bayram Paşa tebdili kıyafet gelip Bekri Mustafa’nın kayığına binmişler. Kıyıdan bir hayli açıldıktan sonra Bekri Mustafa rakı testisini çıkarıp birkaç yudum çekmiş... Bunu gören padişah:

“Baba testiyi uzat birkaç yudum da ben içeyim” demez mi!..
Bekri Mustafa gülerek;
“Sen içemezsin oğul, içindeki su değil rakı” demiş.
Padişah, neden içemem deyince de Bekri Mustafa ;
“Tahammül edemezsin hem kendinizi hem de beni yakarsınız”
Ne var ki, rakı testisi kayıkta elden ele dolaşmaya başlamış... Bir ara padişah;
“Baba sen padişah yasağından korkmaz mısın deyince Bekri Mustafa:
“ Korkarım ama padişah beni burada nereden bulacak”.
“Ya ben haber verirsem “
“Veremezsin sen de içtin, kellelerimiz beraber gider.”
Bunun üzerine çakır keyif olan Sultan Murat:
“Ya ben padişah, bu adam da Sadrazam Bayram Paşa ise” deyince Bekri Mustafa, kürekleri bırakıp kahkahayı koyvermiş:
“Seni köftehor, ben demedim mi, tahammül edemezsin. Şunun şurasında iki yudum rakı içtin biriniz padişah diğeriniz de sadrazam oldu ...”


Devam edelim...

IV. Murad'ın Şeyhülislamı Zekeriyazade Yahya Efendi bakın şiirinde ne diyordu:

"Mescitte riyamişler etsin ko riyayı
Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai..."


(Bırak mescitte ikiyüzlüler devam etsin riyakárlığa/ Sen meyhaneye gel ki orada ne riya var ne riyakár.)


Bogdan Prensi ve Voyvodasi Dimitri Kandemir'in Osmanli Imparatorlugu'nun Yükselis ve Çöküs Tarihi isimli kitabında IV. Murad ile ilgili daha detaylı bilgiler bulabilirsin.

Buda kesmez ise, kendisi 11 kitap yazmış olan Osmanzade Taib Ahmed (1660-1724). (Padişah özel kátipliği ve tarihçiliğini yapmış..22 padişahın hayatını kaleme almış) "Hadikatü'l-müluk" adlı eserinde detaylı bilgi olduğunu duydum.

"Telhisü Mehasini'l-adab"

Taib Ahmed Efendi' nin meşhur Arap ilahiyatçı/edebiyatçı Cahiz'in (776-868) "Minhacü's-süluk" ile tarihçi Mustafa Ali Efendi'nin (1541-1600) "Mehasinü'l-adab" isimli kitaplarının sadeleştirilmiş bir özeti olduğu söylenen eserindeki IV. Murad bölümlerini araştırıp okuyabilirsin.

"....Ve bunu alışkanlık haline getirdikten sonra tek başına içmekten hoşlanmamaya başlar ve müftü ile kazaskeri de kendisiyle birlikte içmeye zorlardı.......Fakat şaraptan hoşlandığı kadar, afyon ve tütünden de o kadar nefret ederdi. Bundan ötürüdür ki, bu i-ki maddenin kullanılmasını ölüm cezasıyla yasaklar....... ..."

"..................Bu suretle başkenti öyle büyük bir korku kaplar ki, hiç kimse adını bile söylemeye cesaret edemez olmuş. Kalp hastası olan­lar ve afyon çiğneyenler Murad'ın adını duydukları zaman bayılırlarmış. Çünkü bunları asla esirgemez ve ya hepsini öldürür.............."




Dr. Erhan Afyoncu yazdı:Yasak, Dördüncü Murad'ın iktidarı boyunca sürecek, içki ve tütün kendisinden sonra tahta geçen kardeşi Sultan İbrahim zamanında serbest bırakılacak ama Dördüncü Murad, bizzat yasak ettiği içkiden hiç vazgeçmeyecek ve 1640'ın 9 Şubat'ında hayata henüz 29 yaşındayken içki yüzünden veda edecekti.


IV. Murad'ın tütünü ve içkiyi yasaklamasını sebebini geniş şekilde öğrenmek isterseniz, günümüzün önde gelen genç tarihçilerinden olan Dr. Erhan Afyoncu'nun "Osmanlı'nın Hayaleti" isimli kitabının bu konu ile ilgili bahsini okuyun.

Hükümdarın koyduğu içki yasağının dini sebeplerden değil, sadece ve sadece iktidarının güçlenmesi için tatbik edildiğini görür ve yasağın gerisinde yatan sebepleri bütün ayrıntılarıyla öğrenebilirsiniz.

Benim için her zaman, asıl kaynak Evliya Çelebidir.

MedceziR, bu konu ile ilgili olarak hala bir karşı fikir sahibi iseniz, lütfen salt önermeler yerine kaynak gösteriniz.

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 19, 2008 12:06
gönderen apollo
Pınar, eline sağlık ,güzel paylasım ...

padişahların ölüm sebepleri

İletiGönderilme zamanı: Cmt Şub 14, 2009 4:41
gönderen feth35
Efelik yapmak yerine, kaynak göstererek yorum yapiniz. Gereksiz yere büyük puntolarla yazmayiniz!

İletiGönderilme zamanı: Pzr Şub 15, 2009 9:14
gönderen İlteriş
Buradaki gundemle alakasi yok belki ama bir konuya dikkatinizi cekmek istiyorum

erenus yazmis;
Tarihimizi genelde batılı kaynaklardan öğreniyoruz


Evet Erenus haklisin, ama maalesef haklisin:-(

Tarihimizi Dogulu kaynaklardan ogrenmeliydik, ogrenmeye calismaliydik. Orta Asya'daki tarihimize ve edebiyatimiza iliskin eserlerin yuzde 90'i ya Cince ya da Rusca! ve maalesef bu eserlerin de kendi icinde yuzde 90'i henuz ne Turkceye ne de Ingilizceye cevrilmis, orada Kril alfabesi Ruscasi ve Cin alfabesi Cincesi ile duruyor. Bu ulkenin tarihcileri ne yapiyor, neden yan gelip yatmislar bugune kadar?
Dil-Tarih ve Cografya Fakultesini en cok onem verdigi egitim kurumlarindan birisi olarak acan Ataturk'un Turkiye'si neden Turk Tarihini arastiran yeterince Tarihci yetistirmiyor?


Ornegin Turk ve Altay dilleri ailesi ve etnolojisi ile ilgili derleme yapan su sitedeki yapilmis yayinlar ve tezler listesine bak;

http://altaica.ru/e_papers.htm

%99 Rusca, ve bu eserlerin cevirilerini aradim, Turkceleri zaten yok. Ingilizcelerini ariyorum, cok kisitli!

Tarihimiz kesfetmemiz icin bizi bekliyor ve cok buyuk bir tarihimiz var. Ama bu calismalari Turkceye ceviren veya kendi ozgun arastirmalarini yayinlayan Turk Tarihcisi yok denecek kadar az.

Utanc verici bir durum!

İletiGönderilme zamanı: Pzr Şub 15, 2009 11:14
gönderen antalyalim
"B... yoluna gitti niyazi" lafi büyük ihtimalle ikinci Selim öldükten sonra bulunmustur :P