1. yüz (Toplam 1 yüz)

Meluncanlar

İletiGönderilme zamanı: Cum May 16, 2008 21:14
gönderen erenus
Brent Kennedy, 16’ncı yüzyılda Virginia ve Carolina’da yaşayan Portekizler’in yanı sıra Türkler’in de olduğunu söylüyor.

1571 yılında Osmanlı Donanması Akdeniz’de, Venedik, İspanyol, Malta ve Papa’nın donanmalarından oluşan güçlere İnebahtı Deniz Savaşı’nda (Battle of Lepanto) yenilince tahminen 10 bin kadar Osmanlı deniz askeri İspanyollar’a esir düştü. 300 gemisinden 260’ını kaybeden Osmanlı Donanması Akdeniz’de ilk yenilgiyle tanıştı. The Roanoke Voyages editörü David Beers Quinn’in araştırmalarına göre İspanyollar’a esir düşen Türk, Güney Amerika yerlileri ve Portekizler, bir başka savaşta Güney Amerika seferinde bulunan dönemin ünlü denizcilerinden İngiliz Kaptan Sir Francis Drake’in gemisine esir olarak geçti. Tutsakları Karayipler’de düşmanı İspanyollar’a karşı kullandıktan sonra Küba’da kuracağı koloniye yerleştirmek isteyen İngiliz Kaptan Sir Francis Drake’in karşısına doğal engeller çıktı. Kaptan Drake, fırtına yüzünden Küba yerine Amerika kıyılarına yanaştı. Roanoke Island, North Carolina kıyılarına gelen Kaptan Drake’ı kıyıda ülkelerine dönmeyi bekleyen İngiliz askerleri de beklemekteydi. Roanoke Island’a daha önce yerleşen Ralph Lane Kolonisi’nin askerlerine gemide yer açmak için bir yol vardı o da gemide bulunan esirleri Amerikan kıyısında kaderlerine terketmekti.

İngiliz arşivlerine göre esir Osmanlılar’dan sadece 100 tanesi 1586-87 yıllarında anavatanlarına döndüler. Kaptan Drake, gemide bulunan Osmanlılar’ın bir kısmını Cartagena (Bugünkü Kolombiya’da bir kıyı şehri), veya Santo Domingo’da serbest bıraktı. Diğer bir kısmı da Amerika kıtasında kalmak zorunda kaldı. Yaşamlarını sürdürmek ve çoğalmak için bölgedeki yerli kabilelerle tanıştılar, evlendiler ve daha sonra baskın Anglo-Sakson İngiliz güçlerine boyun eğip dinlerini değiştirdiler.

Carrol H. Goyne (Araştırmacı, Emekli Hava Kuvvetleri askeri): “1586’da Amerikakıtasına gelen İngiliz Kaptan Sir Francis Drake gemisinde sayısı tam bilinmeyen Türkler vardı. Bu Türkler’den bir kısmı kendi ülkelerine döndü ama kalanlardan bir kısmının Amerika kıtasındaki Meluncanlar’la bir bağlantısı olduğuna inanıyorum. Bu bağlantı nerede gerçekleşti tam bilmiyorum ama, 17’nci yüzılda Virginia’daki kolonilerde Türkler’in var olduğuna inanıyorum.”

Brent Kennedy, Yerli kabilelerin kullandıkları dil ve soy isimlere de dikkat çekiyor. Cherokiler’in saate kendi dillerinde “saats”, anneye “ana-ta”, babaya “atta” diye hitap ettiklerini vurguluyor. Bu kelimeler Türkçe’de saat, anne ve baba kelimeleriyle benzerlik gösteriyor. Bir başka Amerikan yerli kabilesi olan Creekler’inde kutsal adamlarına “Hadjo” olarak hitap ettiklerini dile getirirken Türkçe’de din adamlarına “hoca” denmesinin tesadüf olamayacağına dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra Meluncanlar’ın çocuklarına genellikle Didima (Didim, Aydın’ın ilçesi), Alania (Alanya, Antalya’nın ilçesi), Mahala gibi isimler verdiklerinide söylüyor.

Brent kitabında, benzerliklerden bahsederken şunları söylüyor: “Anadolu folk danslarını seyrettiğimde büyük şaşkınlık duydum. Oyunların Apalaçyalılar’ınkiyle büyük benzerlik taşıdığını gözlemledim. Yerli Amerikankabilelerden Cherokee Şefi Sequoya’nın kıyafetinin benzerlerini İstanbul Deniz Müzesi’nde gördüğüm Osmanlı Deniz Levendleri’nin kıyafetlerinden farkı yoktu.”


Brent ayrıca Türkçe’de hayır anlamı taşıyan ve başı yukarı doğru kaldırarak çıkarılan “cıkk” sesinin, kendi aile fertleri tarafından kullanılmasına da dikkat çekerek şunları dile getiriyor: “Annemin, bir şeye hayır demek istediğinde başını yukar doğru sallayıp ‘cıkk’ dediğini hatırlarım hep. Aynı davranış şeklini Türkiye ziyaretimde gördüğüm insanların da yaptığına tanık oldum.”



Kaynak:

Brent Kennedy,Joseph M. Scolnick “From Anatolia to Appalachia”


Ek Kaynak:

Brent Kennedy ve Robyn Vaughan Kennedy “The Melungeons: The Resurrection of a Proud People”