kkulaoglu yazdı:Sayın Ram ,
Siz vaad edilmiş topraklar hakkında soru sordunuz bende ayetler ve olaylar bunlardır dedim. Önce sorduğunuz soruya ve size yolladıgım linkteki yazıya bakınız.
Ayetta buna gerek yoktur. Çünkü Ayet Musanın gömüldügü yeri gösterir.Vaad edilmiş topraklar varmıdır demez. Süleymanın Krallığıda oradadır. Yani Toprakların merkezi orasıdır. Ama siz yok diye bilirsiniz buda sizin görüşünüzdür. Tabii ki saygı duyarım.
Hâlâ aynı gereksizlikler! Daha anlaşılır olsun ki gereksizlik uzamasın: Din kitaplarında "
vâdedilmiş topraklar" olarak geçen yerin
tam tanımı yoktur, Fırat ile Nil arası işaret edilir. Bu tanımlamanın ana kaynağı din kitapları ise, diğer kaynaklar yorumlardan öteye gitmemektedir.
Kayıtlarda görüşmeleri gösteriyor zaten bir oyalama politikasını yaparken nasıl bir siyaset izleyeceksiniz. İnsanların gerçekten öyle yapacağınıza emin olmanızı nasıl sağlıyacaksınız. Tabii ki adamlara birşeyler söylüyeceksiniz ki aradaki görüşme bağlarınız kopmasın. Her yeriniz düşmanken bir düşman daha kazanmak onu kullanmak varken neye yarayacaktır.
Bunlar birtakım aklama çabalarıdır. Hamit
Mezopotamya'yı verebilirim diyor, Yahudi
borçların bir kısmını ödeyebilirim diyor. Ben buradan Yüce Hamit'in müthiş bir siyâset güttüğünü çıkaracak kadar yüksek düzeyde bir düşünür! veya bir padişah/halife sevicisi değilim.
O belge görüşmelerin belli bir kısmını gösterir ama sonucu vermez. Zaten Yıldız arşivlerinin tamamı olmadığına ve bir çoğu yakıldığına göre şuan o kesinliği bulmak zordur.
Hamit uludur, yücedir; istibdadı tam bir evliyâdır. Ah o belgelik yakılmasaydı, ah! Kim bilir daha ne yüceliklerini keşfedecektik Hamit'in...
Ondan dolayı bende savda bulunsam sizde bulunsanız. Geçerli bir sonuca ulaşamayız. Ama ben sonuca bakın verilmedi diyorum. Ve dendiği gibide tahtan indirilmesinde yardımcı olundu.
Yaptığı bir çok iştede çok iyi bir siyasetçi olduğunu göstermiştir. Buda benim fikrimdir. Hatta dünyadaki genel kanıda böyledir. Ama siz etmezsiniz oda sizin şahsi fikrinizdir saygı duyulması gereklidir.
Ben kendi gerekçelerimi yeterince açık belirttim. Kurmacalarla hareket edersem, diğer yönlerini de sıralar Hamit'i vatan haini de ilân edebilirim, bu çok zor değil. Neyseki, kurmacalarla hareket eden ben değilim.
Mustafa Kemal Samsuna çıkarken herkesi oraya gidip düzeni sağlayacağına ikna etmeseydi gidebilir miydi ? Ne diyecekti yetkiyi alırken ! Ben kurtuluş savaşını başlatmaya gidiyorum mu ? Komik....
Bir daha
Mustafa Kemâl'i, -saçma sapan nedenlerle bağ kurarak- başka biriyle kıyaslar gibi kendi kafanda oluşturduğun kurmacalara âlet ederek bir saygısızlık edersen, ne
komik ne değil başka türlü açıklarım.