1. yüz (Toplam 1 yüz)

''İş'te yüksek öğretim'' raporu

İletiGönderilme zamanı: Cmt Haz 14, 2008 15:18
gönderen Pınar
''İş'te yüksek öğretim'' raporu

ATO raponuna göre her 100 yüksek okul mezunu gencin 36'sı atıl durumda.

Ankara Ticaret Odası (ATO), her 100 yüksek okul mezunu gencin 36'sının atıl durumda bulunduğunu, bunların yüzde 72'sinin de işsiz ve iş aramaktan ümidini kesmiş gençlerden oluştuğunu bildirdi.

ATO'nun, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı ''İş'te yüksek öğretim'' başlıklı rapora göre, Türkiye'de 20-24 yaş grubunda, askerlik görevini yapmakta olanlar ile hastane ve cezaevinde bulunanlar hariç, 510 bin yüksek okul mezunu genç bulunuyor.

Sadece 281 bini çalışan bu gençlerin 44 bini yüksek lisans, dil ve mesleki eğitim gibi çeşitli kurslarla eğitim ve öğretim hayatına devam ederken, geri kalan 185 bin genç ise atıl durumda bekliyor.

Yüksek okul mezunu atıl gençler içinde en büyük grubu işsizler oluştururken, bu 185 bin gençten 109 bini günlerini iş arayarak geçiriyor. Bu da her 100 yüksek okul mezunu gençten 21'inin işsiz olduğu anlamına geliyor.

24 bin yüksek okul mezunu genç ise iş bulmaktan ümidini kestiği için iş aramıyor. Atıl yüksek okul mezunu gençlerin yüzde 72'si, işsiz ve iş aramaktan ümidini kesmişlerden oluşuyor. Yüksel okul mezunu gençlerin sadece yüzde 55'i iş bulabiliyor.

-EN YÜKSEK İŞSİZLİK ORANI OKUMUŞ GENÇ KIZLARDA-

ATO'nun raporuna göre, yıllardan beri gençlerin işsizlik oranları toplam işsizlik oranlarının çok üzerinde seyrederken, işsizlikten en fazla bunalan gençler de yüksek okul mezunları oluyor.

2007 yılı sonuçlarına göre, yüzde 19,9 ile toplam işsizlik oranının 10 puan üzerinde olan 20-24 yaş arası genç işsizlik oranları yüksek okul mezunlarında yüzde 28'e yükseliyor.

Çalışma hayatı içinde çok az yer alan kadınların eğitim seviyesi arttıkça işgücü piyasası içinde yer alma talepleri de artıyor. Bu olgu, hem istihdam hem de işsizlik rakamlarında kendini gösteriyor. Yüksek okul mezunu genç kızlarda işsizlik oranı yüzde 30,4 ile en yüksek seviyeye ulaşıyor.

-DÖRTTE BİRİNDEN FAZLASI BİR YILDAN FAZLA SÜREDİR İŞ ARIYOR-

Tüm gençlerin üçte ikiye yakını (yüzde 65) daha önce bir işte çalışırken işsiz kalanlardan oluşuyor. Bu oran, yüksek eğitimlilerde tersine dönüyor ve yüksek okul mezunu işsizlerin üçte ikisini ilk kez iş arayanlar teşkil ederken, bu gençlerin yüzde 27,5'i bir yıl ve daha uzun süredir iş arıyor.

-YÜKSEK EĞİTİM, İSTİHDAMA KATILIM ORANLARINI ARTIRIYOR -

İstihdama katılım ve kayıtlılık oranları, yüksek eğitimlilerin işgücü piyasası dinamiklerinde diğer gençlerden daha avantajlı oldukları kısmı oluşturuyor.

Tüm gençlerin istihdama katılım oranları yüzde 40 iken, eğitim seviyesi arttıkça istihdama katılım oranları da yükseliyor. Lise altı eğitimlilerde yüzde 39 olan istihdama katılım oranı, yüksek okul mezunlarında yüzde 55'e yükseliyor.

Özellikle eğitim seviyelerine göre fark kızlarda daha da artıyor. Kızlarda yüzde 25 olan ve erkeklerin 33 puan altında seyreden istihdama katılım oranı, yüksek okul mezunlarında erkeklerin seviyesine yaklaşıyor ve yüzde 52 oluyor.

-KAYIT DIŞILIK DAHA AZ-

Eğitim, gençlerin kayıtlı çalışma oranlarının da yükselmesine yol açıyor. Yüksek okul mezunu gençlerin çoğunluğunun 10 ve daha fazla kişi çalıştıran işletmelerde çalışmaları ve bu işletmelerin küçük işletmelere nazaran daha çok kayıt altında bulunmaları ve gençlerin bilinç seviyelerinin yükselmesi sonucu kayıtlı çalışanların da sayısı artıyor.

Tüm gençlerde yüzde 46 olan kayıtlı çalışma oranı, yüksek okul mezunlarında yüzde 82'ye yükseliyor.

-ATO BAŞKANI AYGÜN-

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, yüksek okul mezunu genç işsizlerin durumunun içler acısı olduğunu belirterek, ''Okul sıralarında 13-15 yıl dirsek çürütüyor, gelecek hayalleri kuruyor, mezun olduktan sonra iş bulamadığı için tüm hayalleri suya düşüyor. Gençlerin hayalleri ile birlikte Türkiye'nin geleceği de suya düşüyor'' dedi.

İstihdam yaratılamadığı için gençlere yapılan yatırımın karşılıksız kaldığını vurgulayan Aygün, gençlerimizi atıl bırakılması durumunda kalkınmanın hayal olduğunu ifade etti.

Eğitim sisteminin ilk öğretimden başlayarak günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmesi ve teknik liselerle birlikte üniversitelere ağırlık verilmesi gerektiğini vurgulayan Aygün, şunları kaydetti:

''Hedef, üniversite açıp, diplomalı işsiz yaratmak değil, ihtiyaç duyulan mesleklerde eğitim verecek üniversite açmak olmalı. Eğitimin, insan kalitesindeki ve ülke kalkınmasındaki pozitif etkisi göz ardı edilemez. Yüksek eğitimli gençlerde işsizlik oranları yüksek olmakla birlikte, çalışma hayatında daha avantajlılar. İstihdama katılım ve kayıtlı çalışma oranları diğer gençlerden çok daha yüksek.''

Resim