2. yüz (Toplam 2 yüz)

Re: KPSS-2010'da Kopya Skandalı!

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eyl 18, 2010 22:39
gönderen Oğuz Kağan
KPSS eğitim bilimleri sınavı iptal edildi

KPPS Eğitim Bilimleri testinde ortaya çıkan kopya iddiaları nedeniyle haftalardır tartışılan, “sınavın iptal edilip edilmeyeceği” konusuna YÖK son noktayı koydu.

280 bin öğretmen adayını kapsayan Eğitim Bilimleri testi iptal edildi. Bu adayların aldıkları puanlar geçersiz sayılarak yeni sınav yapılacak. ÖSYM, yeni sınav takvimini önümüzdeki günlerde açıklayacak.

YÖK iptal kararına ilişkin şu bilgiyi verdi: “Denetleme Kurulumuz, savcılık ve Devlet Denetleme Kurulu’nun yürüttüğü ortak çalışmalar sonrasında kopya şüpheleri kesinleşti. 350 kişinin tam puan almasıyla ortaya çıkan bu skandalda kopyanın elden ele dolaştığı iddiaları da kuvvetlendi. Kimin haklı kimin haksız olduğu konusunda da net bir hüküm verilemedi. İlk etapta sadece tam ve yüksek puan alan adayların sınavını iptal etmeyi düşünmüştük. Ancak araştırmalar sonucunda ulaştığımız bilgiler içinden çıkılmaz bir hal aldı. Çünkü 280 bin kişinin içinden sorumluları bulmak gerçekten çok zor.”

ÖSYM’den yapılan yazılı açıklamada ise şöyle denildi: “10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan Kamu Personel Seçme Sınavının (KPSS-Lisans) Eğitim Bilimleri Testi, sınav sürecinde bazı usulsüzlüklerin meydana geldiği kanaatine varıldığından, telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkmasını engellemek için iptal edilmiştir.” KPSS’de soru sızdırıldığı yönündeki iddialar nedeniyle ÖSYM, aralarında KPDS ve TUS’un da bulunduğu 12 sınavın ertelendiği duyurmuş, bu sınavların bu yıl içinde yapılmasının planlandığını açıklamıştı.

En kısa sürede sınav

ÖSYM yetkilileri, KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nın da iptal edilen diğer sınavlar için planlandığı gibi bu yıl içinde yapılacağını, ancak öğretmen atamaları da göz önünde bulundurularak tarihin en erken olacak şekilde belirleneceğini bildirdi. Yetkililer, KPSS Eğitim Bilimleri sınavı için yeniden başvuru alınmayacağını, 10 Temmuz’daki sınava girenlerin, yeniden yapılacak sınava katılacaklarını ifade etti.

Sorular bluetooth’la gönderilmiş!

Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) skandalıyla ilgili soruşturma devam ederken, polis TUS, LYS, LGS, YGS ve ALES sorularını ele geçirip 3 ile 5 bin TL karşılığı satan çeteye dün operasyon düzenledi. Aralarında öğretim görevlilerinin de bulunduğu çete üyelerinin, bazı sınavların cevaplarını, sınava girenlere bluetooth’la gönderdikleri anlaşıldı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Bürosu ekipleri, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS), Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS), Lise Giriş Sınavı (LGS), Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı’nda (ALES) kopya ihbarları üzerine 6 ay önce soruşturma başlattı.

Soruları ele geçirdiler

Ankara Cumhuriyet Savcısı Cihan Kısa’nın talimatıyla şüphelileri takibe alan polis, birbirleriyle irtibatı olduğu belirlenen iki ayrı çetenin farklı yöntemler kullandığını tespit etti.

Liderliğini Ankara’daki bir devlet üniversitesinde öğretim görevlisi olan O.A.U.’nun yaptığı ilk çetenin, soruları sınav tarihinden önce ele geçirdiği, 3 ile 5 bin TL arasında sattığı saptandı. Ancak ÖSYM’den soruların nasıl çalındığı konusunda herhangi bir ipucuna rastlanmadı.

Liderliğini Ö.F.’nin yaptığı diğer çetenin aynı sınavlara yüksek lisans öğrencilerini soktukları, bu kişilerin sınavın ilk yarım saatinde tüm soruları cep telefonuna görüntülü olarak kayıt ettiği, ardından sınavı terk ederek soruların cevaplarını bulup bluetooth aracılığıyla daha önce anlaştıkları kişilerin cep telefonuna gönderdikleri anlaşıldı.

Ev ve işyerleri de arandı

Delillerin toplanmasının ardından dün İstanbul, Ankara, Konya, Malatya, Elazığ, Bursa, Sakarya, Karaman, Adana ve Bolu’da eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. 30’u çete üyesi, 25’i sınavlarda kopya çektiği belirlenen toplam 55 kişi gözaltına alınarak Ankara’ya getirildi.


Gazete5, 18 Eylül 2010

Re: KPSS-2010'da Kopya Skandalı!

İletiGönderilme zamanı: Cum Kas 12, 2010 20:28
gönderen Oğuz Kağan
KPSS sonuçları açıklandı, tam puan alan yok!

Soruların sızdırıldığı gerekçesiyle iptal edilerek 31 Ekim 2010'da yeniden yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı sonuçları açıklandı.

Sınavı düzenleyen Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), sınav sonuçlarını değerlendirme çalışmasını tamamladı.

Sonuçlar, ÖSYM'nin ''www.osym.gov.tr'' internet adresinden öğrenilebilecek.

Öte yandan, Milli Eğitim Bakanlığı atayacağı 30 bin öğretmen kadrosu için hangi branşta kaç öğretmen alınacağını ve öğretmenlik branşlarının taban puanlarını belirleyecek. Daha sonra adaylar için başvuru duyurusu yapılacak.

ÖSYM, KPSS Eğitim Bilimleri sınavında tüm sorulara doğru cevap vererek 120 net yapan adayın bulunmadığını, en yüksek netin 111 olarak hesaplandığını, sınava giren 2 bin 718 adayın 100 ve üzeri net yaptığını bildirdi.

ÖSYM'den yapılan açıklamada, 31 Ekim 2010 Pazar günü 81 il ve Lefkoşa'da gerçekleştirilen sınava 235 bin 134 adayın katıldığı belirtildi.

Sınava katılım oranının yaklaşık yüzde 80 olarak hesaplandığı ifade edilen açıklamada, ''ÖSYM tarafından 5 Ekim 2010 tarihinde ve sonrasında kamuoyuna duyurulan sınav güvenlik tedbirlerinin bu sınavda da etkin ve başarılı biçimde uygulanması sonucunda sınav sorunsuz tamamlanmıştır'' denildi.

-280 ADAYIN SINAVI İPTAL-

Geçerli özel kimlik belgesi olmaksızın sınava girmek isteyen, kural dışı davranışlarıyla sınav düzenini bozan ve cevap kağıtları üzerinde kopya incelemesi yapan istatistiksel analiz çalışması sonucunda toplam 280 adayın sınavının, ÖSYM Yürütme Kurulu kararı ile iptal edildiği vurgulanan açıklamada, sınavı geçerli olan adayların, toplam 120 soruya verdikleri doğru ve yanlış cevaplardan hesaplanan net soru sayısı ortalamasının yaklaşık 65 olarak gerçekleştiği kaydedildi.

Bu sınavda tüm sorulara doğru cevap vererek 120 net yapan aday olmadığına işaret edilen açıklamada, en yüksek netin 111 olarak hesaplandığı, sınava giren 2 bin 718 adayın 100 ve üzerinde net yaptığı belirtildi.

YÖK BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı sonuçlarına göre, sınavda tüm soruları yapan aday bulunmadığını, en fazla 111 net yapan olduğunu belirterek, ''Böylece kopya iddiaları güçlendi'' dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, soruların sızdırıldığı iddiasıyla iptal edilerek, 31 Ekim 2010'da yeniden yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada, sonuçlara göre sınavda tüm soruları doğru yanıtlayan aday bulunmadığını, 120 sorudan en fazla 111 net yapan aday olduğunu kaydetti.

Özcan, bu sonuçlara göre, sınavda soru sızdırılması ya da kopya iddialarının güçlendiğini belirterek, bundan sonraki görevin savcılığa düştüğünü ifade etti.

Özcan, soru üzerine, ÖSYM'nin yapısında değişiklik öngören kanun taslağını sunduklarını ve bu taslağın kanunlaşmasını beklediklerini bildirdi.


AKŞAM, 12 Kasım 2010





ÖSYM'den KPSS'de örtbas uygulaması

ÖSYM, bugün sonuçları açıklanan KPSS’de kopyacıların sonuçlarının görülmesini engellemek için skandal bir önlem aldı.

Önceki KPSS’de gerçekleşen örgütlü kopya skandalıyla mağdur edilen milyonların hakkını teslim edecek olan ÖSYM, bunu yapmak yerine kopya skandalının açığa çıkartılmasında çok işe yarayan internetten sorgu sistemini değiştirerek, TC kimlik numarası bilinen kişilerin sonuçlarının öğrenilmesinin önüne geçti. Böylece, önceki sınavda kopya çektiği tespit edilen ve TC kimlik numaraları bilinen adayların, bu defaki sınavda ne sonuç aldıkları kontrol edilemiyor.

Önceki sınavda kopya skandalının tam boyutuyla açığa çıkması, bir hacker’ın ÖSYM’nin sistemine girip sonuçları incelemesi sayesinde olmuştu. 350 kişinin eğitim bilimleri sınavından tam net yaptığını gören hacker, sonuçları biraz karıştırınca yüksek puan yapanların bir önceki sınavda 40 puanı dahi aşamamış olduklarını fark etmişti.

Tam puan yapanları biraz daha araştıran hacker, bunların bir kısmının çift olduklarını, 350 kişiden 228’inin özel okul ve dershanelerde çalıştıklarını ortaya çıkarmıştı.

İlk adımı hacker atmıştı, ancak skandalın boyutlarının açığa çıkarılması sürecinde herkesin bu kimlik numalarını kontrol edebilmesinin büyük payı olmuştu.

Kopya skandalının ardından uzun süre böyle bir şeyin söz konusu olmadığını iddia eden AKP, ÖSYM ve yandaş basın, meselenin sadece sınav kolay olduğu için puanların yükselmesinden ibaret olduğunu iddia etmişti. Bugün açıklanan sonuçlar, bu iddiayı yalanlamak için veri sunabilir. Ayrıca bugünkü sınavda, önceki sınavda kopya çekenlerin kaç puan aldıkları kontrol edilecek, böylece büyük düşüş yaşandıysa bu kişilerin kopya çektikleri kesinlik kazanacaktı.

Gerçi bu ihtimale karşı örgütlü kopyacıların, örgütlü önlem aldıklarını düşündürecek bir gelişme yaşanmıştı. Dün Abbas Güçlü, Milliyet gazetesindeki köşesinde sınav öncesi topluca sağlık raporu alındığını, önceki sınava 15 bin kişi girmediği halde bu sınava 50 bin kişinin girmediğini yazdı. Güçlü’nün bu sınavda kimsenin tüm soruları doğru yapamadığı iddiası da bugün doğrulandı.

Normalde herhangi bir sağlık raporu almak, hiçbir işe yaramıyor. Zira sınavın telafisi yok, kaçıran adaylar bir sonraki sınavı beklemek zorunda. Buna rağmen sağlık raporu alınması, ancak bir kişinin belli bir sebepten girmediği iddia edildiği takdirde (önceki sınavda kopya çektiği için yüksek almıştı, bu defa düşük alınca bu anlaşılacağından korkarak girmedi gibi), söz konusu kişinin gerçekten hasta olduğunu kanıtlama amacı taşındığını düşündürüyor.

Örgütlü kopyacıların örgütlü bir önlem aldıkları izlenimi doğsa da, sınavdan sonra buna gerek kalmadığı görüldü. Çünkü ÖSYM, minare hırsızlarının kılıfını kendi elleriyle hazırladı. Bugün sorgu sayfasına girenler, eski sınavların tersine bu defa puanlarını görmek için TC kimlik numarasının yanı sıra, "Aday Şifresi"ne de ihtiyaç duyduklarını gördüler. Birçok aday, başvuru kitapçığında bulunan bu şifreyi çoktan kaybettiği için puanını dahi göremedi.

Aday şifresi, eski sınavlar da dahil bütün sınavlar için uygulamaya konuldu. İptal edilen sınavın eğitim bilimleri hanesine dair sonuçlar da gösterilmiyor ve sadece bu sınavın iptal edildiği ibaresi yer alıyor. Böylece bu karşılaştırmayı yapmanın da önüne geçilmesi amaçlanıyor.

TRT’den mi ders aldılar?

Geçtiğimiz hafta soL, KPSS’deki skandalın devamı niteliğinde büyük bir skandalı açığa çıkarmış, KPSS kopyacılarından ikisinin TRT’ye başvurduğunu ve referans olarak AKP’li bakan ve milletvekillerini gösterdiklerini ortaya çıkarmıştı. (İlgili haber: KPSS skandalında ikinci perde TRT'de) soL, bu gerçeği TRT sayfasındaki sorgu ekranında, kopyacıların TC kimlik numaralarını girerek kanıtlamıştı. TRT, birkaç saat içinde bu sayfadaki sorgu ekranını kullanıma kapatmıştı. ÖSYM’nin bugünkü adımı, önlemin baştan alındığını düşündürüyor.


SOL Haber, 12 Kasım 2010

Re: KPSS-2010'da Kopya Skandalı!

İletiGönderilme zamanı: Pzr Kas 14, 2010 23:43
gönderen GEZGİN
bu sınava gırmıs cok arkadasım var ve cok mantıksız bır hesaplama ornegı yapıldı. İptal olan sınavda 8000 kişi 100 net uzeri yaparken bu sınavda sayı 400 e düşmüş. Şimdi bu durumda egerkı ortalama dustuyse puanların artması gereklı. Ancak cogu arkadaşımda netı 10-15 arası artıp puanı dusenler , puanı 1 -2 artanlar mevcut. Ayrıca şifre olayı baslı başına skandal. Kopyacıları yada bu sebekeyı koruduklarının acık kanıtı .

Re: KPSS-2010'da Kopya Skandalı!

İletiGönderilme zamanı: Cum Kas 26, 2010 19:20
gönderen Oğuz Kağan
‘Süper’ler döküldü!

31 Ekim’de tekrarlanan KPSS Eğitim Bilimleri testinde kopya çektiklerinden şüphelenilen adaylar, önceki puanlarını aşamadı. Eğitim Bilimleri testinde 120 sorunun tamamını yapan adaylar bu sefer 75’i zor aldı.

10-11 Temmuz’da gerçekleştirilen Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS), 350 adayın Eğitim Bilimleri testinin 120 sorusunu da doğru yanıtlaması sınav sorularının sızdığını ortaya çıkarmıştı. Sınavın Eğitim Bilimleri testi iptal edilmiş ve 7 bini 100 ve üzeri net yapan 295 bin aday 31 Ekim’de tekrar sınava girmişti. 50 bin adayın girmediği sınav sonuçlarını ise ÖSYM, sonuç açıklama sayfasına kimlik numarasının yanı sıra, aday şifresi getirerek saklamış oldu. Ancak adayların kaç puan aldıkları Milli Eğitim Bakanlığı’nın atamalarla ilgili hazırladığı tercih sayfasında anlaşıldı.

Çiftler beraber aşamadı

Kopya çektiği belirtilen adayların hiçbiri iptal edilen sınavda aldıkları puanları aşamadılar. Sınavda evli oldukları ve beraber 120 net yaptıkları için çok tartışılan matematik öğretmeni L.Ç. bir önceki sınavda 99.4 puan alırken, bu sınavda 97 puan aldı. Eşi S.Ç. ise iptal edilen sınavda 97.5 puan alırken bu sınavda 91 puan aldı. Bir diğer çift B.Y. ve R.Y. da, bir önceki sınavda 120 tam net yaptıkları için tartışma konusu olmuşlardı. Türk Dili ve Edebiyatı mezunu B.Y. tekrar yapılan sınava girmezken, aynı okuldan tarih öğretmeni eşi R.Y. bir önceki sınavda 97.5 sonucu almasına rağmen, bu sınavda 20 puan düşük alarak 77 puan aldı.

TRT’ciler de döküldü

VATAN’ın daha önce gündeme getirdiği bazı kopyacıların TRT’ye başvurması skandalı da, tekrarlanan KPSS’de yine kendini hatırlattı. Çünkü TRT’ye başvuran ve önceki KPSS’den yüksek puanlar alan bazı adaylar, bu sınavda adeta döküldüler. Bu adaylardan sınıf öğretmeni H.B., önceki sınavda 93 puan almasına rağmen, tekrarlanan sınavda 73 puan alabildi. 31 Ekim’deki sınava girmediğini söyleyen ve TRT’ye başvuran adaylardan A.S.’nin ise yalan söylediği ortaya çıktı. Önceki sınavdan 95.7 puan alan A.S. bu sınavdan 78 puan aldı.


VATAN, 25 Kasım 2010

Re: KPSS-2010'da Kopya Skandalı!

İletiGönderilme zamanı: Pzr Kas 28, 2010 15:45
gönderen Oğuz Kağan
KPSS'deki rezalet 'net'leşti!

Kopya ve sızdırma iddiaları nedeniyle yenilenen KPSS'de sarsıcı tablo. Eğitim Bilimleri Sınavı'nın şampiyonları adeta döküldü. İlkinde full çeken aday, MİT kontrollü sınavda fena çakıldı. Net sayısı 120'den 67'ye düştü.

ÖSYM Başkanını koltuktan edip yenilenen KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı'nda 'net' tablo. İlk sınavın başarılı adayları, ikinci sınavda aynı 'performansı' gösteremedi. Kimilerinin net oranı yarı yarıya düştü. 120'de 120 yapan bazı adaylar bu kez 70'i bile göremedi.

İptal edilen sınavda tulum çıkaran adayların, yenilenen sınavdaki sonuçlarına AKŞAM ulaştı. Rakamlar hayli çarpıcı. İlk sınavda 120 net yapıp toplamda 95,767 puan alan V.Ş., bu kez 67 netle ancak 80.903'e ulaşabildi.

EŞLER DE ÇÖKTÜ

120'de 120 yapan adaylardan H.B.'nin puanı 93'ten 73'e düşerken, yine sınavda full yapan eşi N.B ise bu kez sınava bile girmedi. Sınıf öğretmenliği mezunu E.C. de iptal edilen sınavda 118 doğru 2 yanlış yaparak 94.500 puan elde etmişti. E.C. tekrarlanan sınavda ise ancak 72.255 puan alabildi.

SAVCILIK İNCELİYOR

ÖSYM'nin söz konusu verileri ayrıntılı bir rapor halinde soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan'a verdiği ve soruşturmanın derinleştirildiği öğrenildi. Bazı adayların ifadeye çağrılabileceği de belirtiliyor. ÖSYM, yenilenen KPSS'nin ardından adayların bilgilerine erişimi 'aday şifresi' yöntemiyle yasaklamıştı. Full çeken 354 adayla 100 net ve üzeri yapan binlerce adayın bilgileri kamuoyundan gizlenmişti. Söz konusu 354 adaydan 80'inin sınava girmediği, doğru yanıtlayan tek bir adayın dahi olmadığı ortaya çıkmıştı. AKŞAM'ın ulaştığı sonuçların ardından '120 soruda 120 yapan adaylar şimdi kaç puan aldı?' sorusuna da yanıt bulunmuş oldu. ANKARA

BU LİSTEDE BİR TUHAFLIK VAR

İptal edilen sınavın şampiyonları, yenilenen KPSS'de çuvalladı. İşte bazı örnekler:

Aday İlk sınav neti-puanı - Yenilenen sınav neti-puanı

V.Ş. 120 net 95.767 puan - 67 net 80.903 puan
B.O. 118 net 94.531 puan - 60 net 77.988 puan
E.C. 117 net 94 puan - 45 net 72.255 puan
H.İ.B. 118 net 94.785 puan - 92 net 90.228 puan
A.S. 120 net 93.533 puan - Sınava girmedi
B.K. 120 net 94.700 puan - 95 net 89.287 puan
R.N. 120 net 97.065 puan - 95 net 93.226 puan
A.İ.A. 118 net 93.293 puan - 76 net 81.253 puan
S.A. 109 net 88.447 puan - 83 net 81.568 puan
A.A. 113 net 91,261 puan - 75 net 80.952 puan
N.G. 117 net 92,548 puan - puanı taban altı
B.Ö. 115 net 93.594 puan - puanı taban altında


Gerçek Gündem, 28 Kasım 2010

Re: KPSS-2010'da Kopya Skandalı!

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 08, 2010 18:44
gönderen Oğuz Kağan
Kopyacılar öğretmen oldu!

Kopya skandalı nedeniyle ertelenen öğretmen atamaları dün yapıldı. Kopya çekilen ilk sınavda tam puan alanlar, dün “öğretmen” oldular. Uzun süredir soruşturma yürüten polis ise hâlâ suçluları bulabilmiş değil!

Türkiye’nin gündemini çok uzun süre meşgul eden kopya skandalı nedeniyle sürekli ertelenen öğretmen atamaları dün yapıldı. Önceki sınavda şüpheli bir şekilde tüm soruları doğru yapan bazı kişiler dün öğretmen oldular. Uzun süredir soruşturma yürüten polis ise hâlâ suçluları bulabilmiş değil!

Oldukça fazla kanıt, gazetelerde ve elektronik medyada ortaya dökülmüşken, polise verilmiş itiraf ifadeleri bulunuyorken henüz kayda değer bir sonuç alınamaması, üstüne üstlük kopya çekilen ilk sınavda tam puan alanların soruşturulacağı söylenmesine rağmen dün öğretmen olarak atanmaları, bu kişilerin bazı çevreler tarafından korunuyor olabileceği sorusunu akıllara getirdi.

Tam puan alan kopyacılar atandı

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, iptal edilen KPSS'de tam puan alan adayların TC kimlik numaraları ile atama sorgulamalarını yaptıklarını ve büyük bir kısmının Bakanlık tarafından atandığını tespit ettiklerini söyledi.

Koncuk açıklamasında şu bilgilere yer verdi: “İptal edilen sınavda 120 net yapan adayların büyük bir çoğunluğu atanmış. Birinci tercihine atanan adayların ağırlıklı olması da dikkatimizi çekti. Biz elimizdeki TC kimlik numaraları ile gerekli sorgulamayı yaptık. İptal edilen sınavda tam puan alanların bir kısmı yenilenen sınava girmemiş, bir kısmı da tercih yapmamış. Ama ikinci sınava girerek gerekli puanı alan bazı tam puancılar atanmış. Bunlar, kopyacı olma ihtimali yüksek olanlar.

“Aslında burada bakanlığın yapacağı bir şey de yok. Önemli olan savcılıktan gelecek sonuç. Kopyacılar en kısa zamanda tespit edilmeli ve onların atamalarının iptal edileceği duyurulmalı. Bu vicdansızlar, 'Atamam iptal edilecek' korkusuyla yaşamalı. Binlerce masum insanın emeğini çiğneyip, hakkını yiyen hırsızlar bu endişeyle yaşamalı.”


Daha ifade bile vermediler

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan'ın talebi doğrultusunda ÖSYM'den istenen, sınavda tam puan alan 350 kişinin yer aldığı liste, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaşalı henüz bir hafta olmasına rağmen, içinde şüpheli “tamcıların” da olduğu öğretmen atamaları dün yapılmış oldu.

Daha önce verilen bilgilere göre söz konusu kişilerin kademe kademe ifadelerinin alınacağı ve bu çerçevede Ankara'da ikamet eden kişilerin Savcı Sakınan'a ifade verecekleri, diğer illerde yaşayanların ise talimatla ifadelerine başvurulacağı belirtilmişti. Aylardır herkesin gündemini meşgul eden, birçok insanın mağdur olmasına sebep olan Türkiye tarihinde ki bu en büyük kopya skandalında varılan son noktanın bundan ibaret olması ayrıca düşündürücü.

Soruları cemaatten aldım

Daha önce kopya skandalında tutuklanan “Reis” lakaplı öğretim üyesi, soruları cemaate yakın kişiler aracılığıyla ele geçirdiğini itiraf etmişti.

Çete lideri olmakla suçlanan Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Okulu'nda öğretim görevlisi olan Oruç Ali Uğur, ifadesinde, geçtiğimiz yıl yapılan Polis Meslek Yüksek Okulu sınavlarını da kendisinin iptal ettirdiğini belirtmişti.

1998- 2000 yılları arasında MHP Genel Merkezi'nde büro memuru olarak çalıştığı öğrenilen Uğur, polise verdiği ifade de şunları söylemişti: “Polis Meslek Yüksek Okulları öğrenci adaylığının iptalini sağladığım yönündeki suçlama kısmen doğrudur. Ancak soruları çalan ben değilim. Cemaatten aldım. Kadirli'li olan bir hemşerim cemaate mensup bazı kişilerin sınav sorularını tanıdıkları kişilere dağıttıklarını söyledi. Ben de cemaatle içli dışlı olan akrabam Ö.L.E' ye söyledim. Soruları aldı ve bana faksladı.”

Tam puan alanların 228’i "özel" dershanelerden

ÖSYM'nin veri tabanına ulaşıp, adaylarla ilgili sonuçlardaki çarpıklıkları internette paylaşan, ismini vermek istemeyen 'Kopya Skandalı' ve 'Leonardo' kod isimli iki kişi, ulaştıkları tüm belgeleri savcılığa ulaştırdılar. Skandalın nasıl ortaya çıktığı da anlatılmıştı:

“Sonuçların açıklandığı gece ÖSYM'nin sitesine girdim. Sitede aday işlemleri sistemi olan ais.osym.gov.tr bölümünde aspx.net açığı olduğunu gördüm ve hackledim. Bu bir tür form açığıdır. Sisteme girdim ve tüm adayların sonucu önümdeydi. İlk 2.600 TC kimlik numarasına baktım. 350 kişi eğitim bilimlerinden tam net yapmıştı, onu fark ettim. Artı 2.600 kişi 95 ve üstü puan almış. 1.200 kişi de 98 ve üzeri puan almış. Bu 1.200 kişi önceki sınavda 40 puanı aşamamıştı, bunu görünce şoke oldum. Hemen araştırmaya başladım. Eğitim bilimlerini eksiksiz yapan 350 kişinin isimlerini araştırdım. 228'i özel dershanelerde ve okullarda çalışan öğretmenler çıktı.”

Kopyacılar korunuyor mu?

KPSS kopya skandalına, yukarıda bir kısmı verilen polis ifadeleri ve eldeki somut veriler ışığında bakılınca, bunun büyük bir organizasyonun sonucu olduğu tüm kamuoyu tarafından paylaşılıyor. Buna rağmen hâlâ bu konuda ilerleme kaydedilmiş değil. Tutuklanan sanıkların soruları cemaatten aldıklarını itiraf etmelerine rağmen, ilk elden bazı kişilerin tutuklanmasıyla soruşturmaların kapatıldığı görülüyor. Üstüne dün ifade vermeyen şüphelilerin öğretmen olarak atandığı belirlenince, bu kişilerin bazı çevrelerce korunduğu gerçeği ortada duruyor.


SOL Haber, 8 Aralık 2010

Re: KPSS-2010'da Kopya Skandalı!

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 29, 2010 22:31
gönderen Oğuz Kağan
KPSS Skandalı Neden Ortaya Çıktı

“Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi”nin adı değiştiriliyor ve “Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi” oluyor. Ancak, Merkezin kısa yazılışında bir değişiklik olmuyor ve ÖSYM olarak kalıyor.

Değişiklik keşke yalnızca adında olsa… Bakanlar Kurulu’nca kabul edilip, TBMM’ne gönderilen “Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı”na göre, ÖSYM statüsünden personeline kadar her şeyiyle değişiyor.

Günümüzde ÖSYM, 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nın 10. maddesinde düzenlenen, YÖK’ün üst kuruluşları arasında yer verilen, YÖK’e bağlı, ayrı bir kamu tüzelkişiliği ya da idari ve mali özerkliği bulunmayan, YÖK’ün belirlediği esaslar içinde, YÖK’ün verdiği görevleri yapan bir örgüt. ÖSYM Başkanı’nı da, 2547 sayılı Yasa’nın 52. maddesine göre YÖK Başkanı atıyor.

Tasarıyla ÖSYM, YÖK’ten bağımsız, kamu tüzelkişiliğine, idari ve mali özerkliğe sahip, ayrı bir kamu kuruluşu olarak yeniden oluşturuluyor. YÖK’le ilgisi, yalnızca “ilgili kuruluş” olması. Artık, sınavlara, ölçme, değerlendirme ve yerleştirmeye ilişkin esasları YÖK değil, ÖSYM belirleyecek.

Bunun için, karar organı olarak bir “Yönetim Kurulu” oluşturuluyor. Yönetim Kurulu 7 üyeden oluşacak. ÖSYM Başkanı ve 2 yardımcısı dışında Kurul’da, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, Devlet Personel Başkanlığı ve Devlet üniversiteleri birer üyeyle temsil edilecek. Yani kısaca sınavlar konusunda tüm inisiyatif siyasal iktidara geçecek.

Bu inisiyatif hangi sınavları kapsayacak? Tasarıya göre, ÖSYM,

- Yükseköğretime girişteki tüm sınavlarda,
- Yükseköğretim kurumlarındaki atama ve yükseltmelere esas olacak sınavlarda,
- Kamu kurum ve kuruluşlarında işe almadan yükseltmeye kadar yapılacak tüm sınavlarda,
- İsteyen özel hukuk tüzel kişiliklerine ilişkin ölçme ve değerlendirmelerde,
Görevli ve yetkili olacak. Dolayısıyla siyasal iktidara teslim edilecek bu sınavlar, güvenilirliklerini de yitirecek.

ÖSYM BAŞKANININ ATANMASI

Öte yandan, düzenleme, yükseköğretim boyutuyla anayasal kuralla da bağdaşmamaktadır. Çünkü, tasarıda, ÖSYM Başkanlığı’na, sınav sorularının oluşturulması, ölçme, değerlendirme ve yerleştirme yöntem ve süreçlerinin seçimi ve uygulanmasında hiçbir organ, makam, merci ya da kişi tarafından talimat verilemez düzenlemesine yer verilmiştir. Oysa Anayasa’nın 131. maddesinde, yükseköğretimi planlamak, düzenlemek, yönetmek ve denetlemek görev ve yetkisi YÖK’e verilmiştir. Yasa tasarısının, “ölçme, değerlendirme ve yerleştirme” konusunda ÖSYM’ye verdiği yetki yasalaşırsa, anayasal yönden sorun yaratacağı düşünülmektedir.

ÖSYM Başkanı, Devlet üniversitelerinde görev yapan profesörler arasından YÖK tarafından önerilecek 3 aday arasından ortak kararname ile atanacaktır. Ortak kararname demek, bir bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nca imzalanacak bir kararname demektir. Yani ÖSYM Başkanı siyasal iktidarca atanacaktır. YÖK tarafından üç aday seçilmesi sonuca etkili değildir. Çünkü YÖK’ün, siyasallaştığı ve siyasal iktidarın isterleri dışına çıkamadığı, yükseköğretimin dinci bir yapıya kavuşturulması için aldığı kararlar ve rektör seçimleriyle ortaya çıkmıştır.

Ayrıca, Başkan’ın tam bağlılığını sağlayabilmek için, siyasal iktidarca görevden alınmasının yolu da açılmıştır. Tasarıya göre, atanmak için gerekli koşulları taşımadığı ya da kaybettiğinin saptanması ya da görevini yerine getiremeyeceğinin YÖK kararıyla belirlenmesi durumunda, Başkan, görev süresi dolmadan da atandığı yöntemle görevden alınabilecektir. Böyle bir statünün bağımlılık konusunda ne kadar etkili olabileceği ise açıktır.

KPSS SKANDALINA BİR DE BU GÖZLE BAKIN

Bir başka olumsuzluk, ÖSYM’nin ihalelerinde yaşanacaktır. Tasarıda, soru hazırlama, donanım ve yazılım olarak bilgisayar ve iletişim altyapısı, baskı, paketleme, taşıma, dağıtım, güvenlik ve işgücü hizmetlerinin satın alınmasında, gerçek kişiler, kamu tüzel kişileri ya da özel hukuk tüzel kişilerinden mal ve hizmet alımlarında 4734 sayılı Kamu İhale Yasası’nın uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır. Böylece yandaş kayırma ihaleleri için bir piriz daha açılmaktadır. Çünkü, hem ihale yöntemleri siyasal iktidarın isterleri doğrultusunda bir yönetmelikle düzenlenecek, hem de bu ihaleler Kamu İhale Kurumu’nun denetiminden uzak kalacaktır.

Tasarının incelenmesinden bir başka sorunun personel konusunda yaşanacağı anlaşılmaktadır. Geçici maddelerde yapılan düzenlemeye göre, bugünkü ÖSYM’nin Genel Sekreteri’nden müdür yardımcılarına kadar tüm unvanlı kadrolarında çalışanların kadroları iptal edilmekte, görevlerine son verilmekte ve bu personelin tümü “araştırmacı” kadrolarına atanmaktadır.

Bu düzenleme, her hukuk devletinde olması gereken hukuk güvenliği ilkesine ters düşmektedir. Çünkü, hukuk güvenliği ilkesi kazanılmış hakların korunmasını öngörür. Kuşkusuz statü hukukunda “beklenen hak” ile “kazanılmış hak”kın birbirinden ayrılması gerekir. Ancak, Anayasa Mahkemesi kararlarında da vurgulandığı gibi, elde edilmiş, öznel duruma gelmiş bir hak, artık kazanılmış haktır ve bu hakka dokunulması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Üstelik bir personelin görevden alınmasının gerekçesi olmalıdır. Yasayla da olsa “ben yaptım oldu” mantığı hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.

Yapılan bununla sınırlı değildir. Yukarıda belirtilen unvanlılar dışındaki personel de kadrolarıyla birlikte YÖK’e devredilmektedir. Böylece, ÖSYM kadrolarının sil baştan oluşturulmasına olanak yaratılmaktadır.

Bunca aykırılıklara karşın, tasarının yasalaşması durumunda, Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması bir sonuç yaratacak mıdır, bilinmez. Yüksek Mahkeme’nin son Anayasa değişikliğinden sonra nasıl siyasallaştırıldığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Zaten yapılmak istenen de bu değil miydi? Önce “Hükümetin tasarıları TBMM’nde değiştirilemez” denildi ve milletvekilleri baskılandı, muhalefet yok sayıldı; sonra da “TBMM’nde kabul edilen yasalar Anayasa Mahkemesi’nce nasıl iptal edilir” söylemiyle bu iptallerin önünün kesilmesinin anayasal önlemi alındı.

İsterseniz bir de, bu tasarıya neden olan ÖSYM’deki gelişmeleri anımsayın. KPSS’de yapılan yolsuzlukların sızdırılması ile yola çıkılmadı mı? Buna ilişkin soruşturma hala bitirilmezken ÖSYM yasası çıkarılıyor bile. Yani “amaç hasıl oluyor”.

Şimdi hep birlikte “ileri hukuk devleti” ve “ileri demokrasiye” geçişimizi kutlayabiliriz.


Bülent SERİM, 29 Aralık 2010