1. yüz (Toplam 1 yüz)

Ceviz Kabuğu - 23 Aralık 2011 / THK Üniversitesi’nin inanılmaz hedefi 2014

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 26, 2011 12:04
gönderen Balasagun
THK Üniversitesi’nin inanılmaz hedefi 2014


Resim


İlk yerli uçağı üretiyoruz

Türkiye’nin ilk yerli uçağı için THK ve THKÜ bünyesinde çalışmalar yürütüldüğünü açıklayan Prof. Dr. Yülek, 2014 yılında üretim aşamasına geçilebileceğini söyledi...

Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Ali Yülek, “Türkiye’nin 3014 yılında yerli uçağını üreteceğini” açıkladı. Resmi açıklamaların yakın bir zamanda yapılacağını belirten Prof. Dr. Yülek, yerli uçak yapımı ile ilgili çalışmalarda büyük yol alındığını söyledi.

Bugüne kadar kamuoyunda hep “kurban derisi toplama” tartışmalarıyla gündeme gelen THK, büyük bir atılım yaparak üniversite kurdu ve hem eğitim hem de teknoloji üretimine başladı.

Ceviz Kabuğu programında önemli açıklamalar yapan Prof. Dr. Yülek, bu açıklaması ile şaşkınlık ve umut yarattı.

Duayen Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun KRT’de (Karadeniz TV) hazırlayıp sunduğu Ceviz Kabuğu’nun bu haftaki konukları, Türk Hava Kurumu Üniversitesi (THKÜ) Rektör Yardımcısı ve İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Ali Yülek ile Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Kırbıyık’tı. Aynı zamanda TÜBİTAK Ulusal Gözlem Evi Başkam olan Astronom Profesör Kırbıyık, Türkiye ve dünyadaki uzay çalışmaları hakkında önemli bilgiler verdi. Kırbıyık, “Türkiye’de de dünya benzeri gezegenler keşfetmek üzere olan biliminsanları var” dedi


Yerli otomobilden önce yerli uçak

THKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Ali Yülek, konusu havacılık ve uzay olan üniversiteleri ile Türkiye’de ilk, dünyada 38. sırada olduklarını söyledi. Hem Türkiye’de hem de dünya da havacılık sektörünün büyük bir hızla geliştiğini kaydeden Yülek, “THKÜ’de yetişen öğrencilerin Türkiye kadar dünyaya da istihdam edileceğini” belirtti.

Bu nedenle amaçlarının dünyaya pilot yetiştirmek olduğunu ifade eden Yülek, “THKÜ, Türkiye’deki gençlerin havacılıkla buluşmasını sağlayan bir üniversite. Havacılık sektörü Türkiye’de yılda yüzde 15-16 büyüyor. Sadece Türkiye değil, dünyada da pilot ihtiyacı var. Bizim amacımız dünyaya pilot yetiştirmek. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ihtiyaç büyüyor” dedi.

Türkiye’nin ilk yerli uçağı için THK ve THKÜ bünyesinde çalışmalar yürütüldüğünü açıklayan Prof. Dr. Yülek, 2014 yılında üretim aşamasına geçilebileceğini duyurdu.

Türkiye’de üniversitelerin bilimsel açıdan çok yol alması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yülek, bilimsel yayın açısından dünya geneline göre gerilerde olduğumuzu söyledi. “Bilimsel yayınlar az ama artış hızı yüksek” diyen Yülek, bir de patent konusuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Türkler patent almıyor. Çin’de yılda 300 bin patent alınıyor. Türkiye’de ise 3 bin. Vecihi Hürkuş diye birisi var bu işlerin geçmişine baktığınız zaman. Bu insanın önüne uçak yapmaması için her türlü engeli koymuşuz. Sonuçta yapmış uçağı ama, Türkiye’de lisanslamamışlar. Gitmiş Çekoslovakya’da lisanslamış. Buna rağmen Türkiye yerli otomobilden önce uçak üretmiştir. 1920’li 30’lu yıllarda 120 adet uçak üretilmiş Türkiye’de.”

Prof. Dr. Yülek, Türkiye’nin bazı sektörlere girmesini istemeyen aktörler olabileceğini söyledi ve endişesini şu sözlerle dile getirdi: “Mesela sağlık teknolojisi çok önemli bir teknoloji. Oraya bizim girmemizi istemeyen aktörler var gibi görünüyor. İnsanın ortalama ömrü uzuyor. Yaşlanan arabaların çok bakım gerektirmesi gibi, yaşlı nisanların da sağlık ihtiyacı daha çok artıyor. Önümüzdeki yıllarda tıp teknolojilerine hâkim olan ülkeler daha çok kazanacak.”


İngilizce bilim dili olamaz

İzleyicilerden gelen bir soru üzerine, eğitimde yabancı dil konusu da Ceviz Kabuğu’nda tartışıldı. THKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yülek, İngilizcenin bilim dili olduğu görüşüne katılmadığını belirtti. Yülek, “İngilizce bilim dili falan değildir, İngilizce çok basit bir dildir. Fransızca kadar bile zor bir dil değildir. Bu kadar ilerlemesinin dünyaya yayılmasının sebebi bu basitliğidir. Ama bir realite var. Bizim öğrencilerimiz mesela İngilizce bilmezse literatürü bilemez. Bunu bilmesi de gerekir bu yüzden” dedi.

Astronom Prof. Dr. Halil Kırbıyık da, “eğitimin ana dilde olması gerektiğini” vurguladı. Kırbıyık, “Yabancı dili öğrenci önünde eğitiminde bir bariyer olarak görüyorum. Çok iyi bir yabancı dil ya da ikinci dil öğretilmesinden, ama eğitimin anadilde yapılmasından yanayım” diye konuştu.

Hulki Cevizoğlu da, anadilde eğitim konusundaki duyarlılığını şu sözlerle ortaya koydu:

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Türkiye’de eğitim dilini Türkçe yapsın, her konuda masaya yumruğunu vuruyor ya bu konuda da vursun. Eğitim dilini Türkçe yapıyorum, desin.”


Türkiye dünya benzeri gezegenleri takip ediyor

ODTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Kırbıyık, son günlerde bulunan “Dünya benzeri gezegenler” hakkında Türkiye’nin de çalışmaları olduğunu söyledi. Kırbıyık, “Son yıllarda dünyaya benzeyen gezegenler gözlendi. Çok zordur bunların gözlenmesi. Türkiye’den de gözleyen arkadaşlarımız var. Bunları takip ediyorlar. 100’e yakın gezegen var böyle. Bunların içinde bazıları da doğrudan gözlenmiştir” dedi.


Büyük patlama bilmecesi

Kırbıyık, CERN’deki büyük patlama deneyinde büyük patlamayı çok güçlü kılan bulgular olduğunu, ancak henüz kesinleşmediğini kaydetti. Kırbıyık’a göre, büyük patlama var demek şu anda çok zor, ama yok demek için de çok erken. Prof. Dr. Kırbıyık, “Büyük patlama şu aşamada bulunsa bile, bunu sadece laboratuvar ortamında ispatladık denecek” diye konuştu.


UFO diye bir şey olamaz

Prof. Dr. Halil Kırbıyık, Cevizoğlu’nun sorusu üzerine, “Bir fizikçi olarak UFO diye bir şeyin kesinlikle olamayacağını söylüyorum. Bildiğimiz fizik kurallarına göre UFO olamaz. Böyle bir ileri medeniyet ise, bizimle başka bir şekilde iletişim kurar. Görünüp görünüp kaçmak olmaz. İletişim her zaman bir şekilde vardır. Keşke, olsa da görsek. Evrenin herhangi bir yerinde olabilir ama iletişimin henüz sağlandığını görmedik” dedi.


Marduk ve 2012’de kıyamet!

Prof. Dr. Halü Kırbıyık 2012’de Marduk diye bir gezegenin dünyaya çarpıp yok edeceği iddialarında da şu sözlerle karşı çıktı: “Evrenin kıyameti için 10 milyardan fazla yıl var. Ama, Dünya yok olabilir. Biz de yok edebiliriz dünyayı, bir şeyin çarpmasına gerek yok. Büyük bir kütle de dünyaya gelip çarpabilir ama dünyayı yerinden oynatamaz. Bunlar daha çok demir madeni ağırlıklı kütlelerdir. Çarptığı yeri yıkar, o doğru. NASA bütçe almak için böyle söylentiler çıkarır. Böyle bir şey geliyor diye para ister, bunu yok edeceğiz diye. Şimdilik herhangi bir tehlike yok”



Sen Atatürk’e katliamcı dersen Dünya da sana soykırımcı der!

Hulki Cevizoğlu, Ceviz Kabuğu programının başında, Fransa’daki “Ermeni soykırımı yoktur” diyeni cezalandıracak yasanın onaylanmasını değerlendirdi. Cevizoğlu, Fransa’nın tavrına gösterilen sözde tepkilerin samimi olmadığını vurguladı:

“Fransa’nın bugün yaptığı 1919’da yaptığı işle aynı. Türkiye’yi öyle görüyor o. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, koskoca Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Gül’ün telefonuna bile çıkmıyor. Bizimkiler de bunu meziyet gibi kamuoyu ile paylaşıyor. Tarihe baktığınız zaman ‘Onlar da Cezayir’de soykırım yaptı’ diyorsunuz. Ne yani onlar orada, siz de burada mı yaptınız? Bunu mu demeye çalışıyorsunuz? Sen ‘Dersim’de katliam yapıldı. Atatürk emir verdi’ dersen, elin adamı da sana ‘soykırımcı’ demez mi?” Cevizoğlu, Fransa’nın aldığı bu karara gösterilen tepkilerin yetersiz ve komik olduğunu söyledi.

“Hükümet, yaptırımlar açıklayacağına sıkıysa -ki sıkı olması gerekir- TBMM’den bir yasa çıkartsın ve kınama kararı alsın” diyen duayen gazeteci, Fransa’nın 2001’de soykırım yasasını zaten kabul ettiğini belirterek “Bugün ise bu işi katmerlediler” dedi.

Hulki Cevizoğlu, Fransa’nın Türkiye’nin yıllardır girmek istediği Avrupa Birliği’nin (AB) kurucu iki ülkesinden biri olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Fransa AB’nin kurucusu bir ülke. Almanya ile birlikte kurdu. Başımızdaki iktidar on yıldır AB diye diye Türkiye’yi oyaladı. Şimdi bu ülke, Fransa, soykırım yaptığını düşündüğü bir ülkeyi alır mı? Avrupa ülkelerinin sömürgeci tutumunu yıllardır söylüyorduk biz. O zaman bize ‘paranoya yapıyorsunuz’ diyorlardı. Şimdi o noktaya geldiler. Bazı yaptırımlar uygulayacakmış Türkiye. Tam bir komedi. Üyesi olmak istediğiniz AB’ye ve mallarına protesto yapmanız müktesebata uyar mı, iktidarda bu cesaret var mı?..

Komşularla ‘sıfır sorun’ politikasından ‘sıfır dost’ politikasına getirdiler ülkeyi. Amerika dışında dost görünen -o da göstermelik- bir ülke kaldı mı?

Türkiye onurlu bir duruş sergilemek durumunda. Yabancı ülkeler Türkiye’ye muhtaç! Türkiye, AB üyesi değil ama önemli bir pazar. Bir ülkenin nüfusu bakımından genç nüfusun çok olması büyük bir silah. Nüfus ‘milli gücün’ en önemli unsurlarından biridir. Bu gücü TBMM olarak iyi kullanmalı. Asıl, Meclis olarak kınama kararı alacaksın. Alamıyorlar, almak da istemiyorlar niyeyse? Sümsük bir dış politikamız var bizim. Danimarka’daki karikatür krizinde de büyükelçisini çağırıp, kulağından tutup kapı dışarı edemedik. Şimdi de edemiyoruz.”


Yeniçağ, 26 Aralık 2011