Fetullahçılar, Kadiriler ile el ele...
Gönderilme zamanı: Cum Ara 28, 2007 0:25
Kurtlar Vadisi Pusuda, Teşkilat tetikte
Kurtlar Vadisi; Irak, Terör ve Pusu serileriyle devam etti. Türk halkı tarafından çok sevildi. Bu filmlerin yapımcısı Pana Film şimdi de, Selman Kayabaşı tarafından yazılan ve günümüz olaylarıyla da birebir örtüşen Teşkilat romanını takibe aldı. Timaş Yayınlarından çıkan politik kurguda,
Selçukludan Türkiye Cumhuriyetine kadar olan Türk devletlerinde, devletin devamlılığı ve çıkarlarını koruyan bir teşkilattan söz ediliyor. Türkiye-İsrail ilişkileri, Ortadoğudaki gelişmeler, PKK, Kürt meselesi ve Kuzey Irak bu kitabın konuları arasında yer alıyor.
Türkiye, İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peresin ziyaretinde savunma sistemleriyle ilgili bir anlaşma imzaladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haremüşşerifte kazı yapan İsrail hükümetini sert bir dille uyardı. PKK, Türkiye, ABD, Talabani ve Barzaninin anlaşmasıyla köşeye sıkıştı. Bu, birbirinden bağımsız olarak gerçekleşen üç olay, henüz meydana gelmeden önce bir kitapta yer alıyordu. Gazeteci-yazar Selman Kayabaşının Teşkilat isimli politik kurgu romanı, bundan bir ay önce Timaş Yayınlarından çıktı. Konu ettiği gelişmeler nedeniyle dikkat çeken kitap, Kurtlar Vadisinin yapımcısı Pana Filmden film teklifi de aldı. Selçukludan Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetine kadar var olan ve devletlerin geleceğine yön veren derin bir teşkilatın varlığı üzerine kurulu romanın yazarı Kayabaşı, romanın filme aktarılmasının iyi bir hizmet olacağını düşünüyor: Bu filmin çekilmesiyle Türkiye Cumhuriyetinin Osmanlı Devleti ile bağı ve ilişkisi açıkça anlatılmış olur. Sultan Vahdettinin hain olmadığı ve Mustafa Kemal ile arasında geçen olaylar sinema diliyle anlatılırsa belki tarih kitaplarından daha fazla etkili bir şekilde insanlarımızın zihnine yerleşebilir.
Ram Not I: Vahdettin hainini, şirin göstereme çabaları boşadır. Hele hele Mustafa Kemâl ATATÜRK üzerinden kullanma taktiği, çok çok "sevgi kelebekleri" olarak tabir ettiğim Fetullahçı gençlerin Atatürk'e öfkesini az da olsa dindirir. Nasıl olsa Atatürk'ü daha sonra yine kötüleriz diyorlardır, varsın uğraşsınlar. Kulun bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır...
Kasım ayı başında piyasaya çıkan romanda, henüz gerçekleşmemiş üç olaya dikkat çekiliyordu. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peresin, geçtiğimiz günlerde yaptığı Türkiye ziyareti sürerken; ajanslar iki ülkenin Türkiyeye Arrow füze savunma sistemi ve Ofek casus uydusunun satılmasına ilişkin üst düzey görüşmeler yaptıklarını duyurdu. Oysa Peresin ziyaretinden önce dağıtıma çıkan kitapta bu bilgi vardı. Kitapta, Pentagon yetkilileri İrandan İsraile atılacak olan füzelerin, ancak İsrail sınırına girdikleri zaman vurulabildiğini belirterek kimyasal başlık taşıyan füzeleri İsraile ulaşmadan durdurmak için, Türkiye ile anlaşmak ve Arrow savunma sistemini Hakkâride kurmak zorundayız. ifadeleri kullanılıyor.
Kitapta önceden yer verilen diğer bir konu da PKK ile ilgili. Avukatlar aracılığıyla örgütün komuta kademesine iletilen mektupta Türkiye-ABD işbirliğinden, Talabani ve Barzaninin PKKyı sattığından bahsedilerek, Kuzeydeki yönetimle bağlantıya geçenlerin cezalandırılması isteniyor. Örgütte infazlar başlıyor, liderlerin de içinde bulunduğu pek çok kişi infaz ediliyor. Cemil Bayıkın geçtiğimiz hafta gazete manşetlerine çıkan panik açıklamaları kitaptaki metinlerle örtüşüyor. Kendilerinden şartsız ve zamansız ateşkes ilan edilmesinin ve silahların bırakılmasının beklendiğini belirten Bayık, Bizi kurbanlık koyun yapmaya çalışıyorlar. sözleriyle feveran etmişti. Bayık, Türkiye ve ABD, PKKnın tasfiyesi için anlaştı. Kuzey Iraktaki Kürt yönetimi de PKKyı silah bırakmaya ve teslim olmaya zorluyor. demişti.
Bir diğer olay da İsrail hükümetinin Haramüşşerifte yürüttüğü kazı çalışmasıyla ilgili. Kitapta MİT ile birlikte çalışan bir profesör, kazılarla ilgili başbakana bilgi veriyor. Başbakan duydukları karşısında sinirlerine hakim olamıyor. Gerçekten de Başbakan Erdoğan, o günlerde Türkiyede bulunan İsrail heyetini kazılar konusunda sert bir dille uyarmıştı.
Ram Not II: O kazılar, asla ve katha durdurulmadı. Tayyip efendi, sadece ses verdi, İsrail de kazmayı Tayyip'e verdi. Şimdi sadece Haremüşşerif'te değil, Türkiye Cumhuriyeti'nde kuyu kazılıyor!
Sungur Fırat, Gülü cumhurbaşkanı yapan isim
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın geçtiğimiz ay gerçekleşen ABD gezisine katılan Genelkurmay İkinci Başkanı, İlker Başbuğ da kitaptaki karakterlerden biri. İsmi geçmeyen general, planlanan İran müdahalesinde Türkiyenin ABD ile hareket etmeyeceğini belli etmesinin ardından öldürülüyor. Türkiyenin İranla arasının bozulması için işlenen cinayet, MİT içindeki Amerikancı yapı Hüccetiye mekanizması tarafından gerçekleştiriliyor. Öldürülen kişi aynı zamanda 2 bin 300 yıldan beri devleti korumakla görevli gizli Teşkilatın başkanıdır. Cenazeye katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Koç, JİTEM Başkanı Faik, Emniyet Genel Müdürü Ahmet Altun, Bağdat Büyükelçisi Samet Karadağ, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İsmail Nedim, yazar Handan Elmas, ünlü işadamı Ersin Akman ise Teşkilatın Anadolu hücresine kayıtlı. Dışişleri Bakanı Ahmet Koçun aslında eski Dışişleri Bakanı Abdullah Gül olduğu iddia ediliyor. Başkan öldüğü için Teşkilatın üzerinde beş köşeli yıldız bulunan sancağı gizli bir törenle Sungur Fırata teslim ediliyor. Kitabın yazarı Selman Kayabaşı, 69 yaşındaki Sungur Fıratın gerçek hayatta kimi temsil ettiğini söylemiyor. Kayabaşı, cumhurbaşkanlığı adayının açıklanacağı saatlerde Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşen ve Cumhurbaşkanı Gül olsun. diyen kişinin Sungur Fırat olduğunu iddia ediyor. e.dolmaci@zaman.com.tr
Ram Not III: Fantezinin de bir sınırı var yahu, Musa'nın Gül'ü derin ötesi çıktı. E o zaman Teşkilât'ın başı Suud Kralı ABDullah... Bunu okuyan süzme Fetullahçı veledler ne yapsın, yazık...
DÜNDEN BUGÜNE TEŞKİLAT
Atatürk ve Turgut Özalın da yer aldığı söylenen Teşkilat, kitapta şöyle tarif ediliyor: Bu teşkilat, 1060 yılına kadar Tuğrul Beyin kardeşi Çağrı Bey tarafından idare edildi. Çağrı Bey döneminde, Teşkilat-ı Mahsusa, bin yıllık devlet geleneğimizin mirasıdır beyler! Bu miras; Oğuz Kağandan gelir, Alparslana uzanır, Sultan Fatihle devam eder ve Abdülhamitten bize geçer. Bilge Kağanın, kardeşi Kül Tigini doğuya gönderirken; Ertuğrul Gazinin, Osman Beyi Söğüte yolcu ederken teslim ettiği hazine, Teşkilat-ı Mahsusanın harcını oluşturur. Bugün, mirasın korunduğu sandık bende, sandığın anahtarı Abdülhamittedir! Teşkilat; Trablusgarp, Hicaz-ı Arabistan, Bağdat, Kafkasya ve Hindistan hücrelerinden oluşuyordu.
Ram Not IV: Yaşasın Amerikan Turanı...
POLİS OLACAKTI, TERÖRİST OLDU
Kitapta polis olmak isteyen; ancak daha sonra dağa çıkan bir Kürt gencinin hikâyesi de yer alıyor. Yazar Kayabaşının Hepsi gerçek. dediği hikâye şöyle: 74te, Türk Ordusunda Rumlara karşı savaşan amcam, son yıllarında Mahzunu dağa çıkarmak için çok uğraştı. Mahzun, babasını tersleyip benim peşimden İstanbula geldi. Okumak istiyordu. Mahzun, baskılara kulak tıkadı, dağa çıkmayı kabul etmedi. Liseyi bitirip polislik sınavını kazandı. Okula yazılamadı. Ama dağa da çıkmadı. 2004ün Mayıs ayında, Beşiktaşta, Barbaros Bulvarındaki altgeçit inşaatında çalışmaya başladı. Mayısın yirminci gününde, şantiye şefinin parası çalınmış. Muhtemelen parayı çalan o iki çocuk, ağız birliği edip, İçimizde tek Kürt Mahzundur, parayı da o çalmıştır. demişler. Usta, çocukları ciddiye almamış ama Mahzun kendisine söyleneni çok ciddiye almış.
EMİNE DOLMACI
Kaynak->Pazar ZAMAN - Fetoş
Başta Mustafa Kemâl ATATÜRK'e olmak üzere, Eşref Sencer ve Süleyman Askeri gibi değerlere büyük saygısızlık ediyorlar. Fetullah'ın ve kelebeklerinin kirli siyaseti, bu değerler üzerinden de iş yapamayacak!
Kurtlar Vadisi; Irak, Terör ve Pusu serileriyle devam etti. Türk halkı tarafından çok sevildi. Bu filmlerin yapımcısı Pana Film şimdi de, Selman Kayabaşı tarafından yazılan ve günümüz olaylarıyla da birebir örtüşen Teşkilat romanını takibe aldı. Timaş Yayınlarından çıkan politik kurguda,
Selçukludan Türkiye Cumhuriyetine kadar olan Türk devletlerinde, devletin devamlılığı ve çıkarlarını koruyan bir teşkilattan söz ediliyor. Türkiye-İsrail ilişkileri, Ortadoğudaki gelişmeler, PKK, Kürt meselesi ve Kuzey Irak bu kitabın konuları arasında yer alıyor.
Türkiye, İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peresin ziyaretinde savunma sistemleriyle ilgili bir anlaşma imzaladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haremüşşerifte kazı yapan İsrail hükümetini sert bir dille uyardı. PKK, Türkiye, ABD, Talabani ve Barzaninin anlaşmasıyla köşeye sıkıştı. Bu, birbirinden bağımsız olarak gerçekleşen üç olay, henüz meydana gelmeden önce bir kitapta yer alıyordu. Gazeteci-yazar Selman Kayabaşının Teşkilat isimli politik kurgu romanı, bundan bir ay önce Timaş Yayınlarından çıktı. Konu ettiği gelişmeler nedeniyle dikkat çeken kitap, Kurtlar Vadisinin yapımcısı Pana Filmden film teklifi de aldı. Selçukludan Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetine kadar var olan ve devletlerin geleceğine yön veren derin bir teşkilatın varlığı üzerine kurulu romanın yazarı Kayabaşı, romanın filme aktarılmasının iyi bir hizmet olacağını düşünüyor: Bu filmin çekilmesiyle Türkiye Cumhuriyetinin Osmanlı Devleti ile bağı ve ilişkisi açıkça anlatılmış olur. Sultan Vahdettinin hain olmadığı ve Mustafa Kemal ile arasında geçen olaylar sinema diliyle anlatılırsa belki tarih kitaplarından daha fazla etkili bir şekilde insanlarımızın zihnine yerleşebilir.
Ram Not I: Vahdettin hainini, şirin göstereme çabaları boşadır. Hele hele Mustafa Kemâl ATATÜRK üzerinden kullanma taktiği, çok çok "sevgi kelebekleri" olarak tabir ettiğim Fetullahçı gençlerin Atatürk'e öfkesini az da olsa dindirir. Nasıl olsa Atatürk'ü daha sonra yine kötüleriz diyorlardır, varsın uğraşsınlar. Kulun bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır...
Kasım ayı başında piyasaya çıkan romanda, henüz gerçekleşmemiş üç olaya dikkat çekiliyordu. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peresin, geçtiğimiz günlerde yaptığı Türkiye ziyareti sürerken; ajanslar iki ülkenin Türkiyeye Arrow füze savunma sistemi ve Ofek casus uydusunun satılmasına ilişkin üst düzey görüşmeler yaptıklarını duyurdu. Oysa Peresin ziyaretinden önce dağıtıma çıkan kitapta bu bilgi vardı. Kitapta, Pentagon yetkilileri İrandan İsraile atılacak olan füzelerin, ancak İsrail sınırına girdikleri zaman vurulabildiğini belirterek kimyasal başlık taşıyan füzeleri İsraile ulaşmadan durdurmak için, Türkiye ile anlaşmak ve Arrow savunma sistemini Hakkâride kurmak zorundayız. ifadeleri kullanılıyor.
Kitapta önceden yer verilen diğer bir konu da PKK ile ilgili. Avukatlar aracılığıyla örgütün komuta kademesine iletilen mektupta Türkiye-ABD işbirliğinden, Talabani ve Barzaninin PKKyı sattığından bahsedilerek, Kuzeydeki yönetimle bağlantıya geçenlerin cezalandırılması isteniyor. Örgütte infazlar başlıyor, liderlerin de içinde bulunduğu pek çok kişi infaz ediliyor. Cemil Bayıkın geçtiğimiz hafta gazete manşetlerine çıkan panik açıklamaları kitaptaki metinlerle örtüşüyor. Kendilerinden şartsız ve zamansız ateşkes ilan edilmesinin ve silahların bırakılmasının beklendiğini belirten Bayık, Bizi kurbanlık koyun yapmaya çalışıyorlar. sözleriyle feveran etmişti. Bayık, Türkiye ve ABD, PKKnın tasfiyesi için anlaştı. Kuzey Iraktaki Kürt yönetimi de PKKyı silah bırakmaya ve teslim olmaya zorluyor. demişti.
Bir diğer olay da İsrail hükümetinin Haramüşşerifte yürüttüğü kazı çalışmasıyla ilgili. Kitapta MİT ile birlikte çalışan bir profesör, kazılarla ilgili başbakana bilgi veriyor. Başbakan duydukları karşısında sinirlerine hakim olamıyor. Gerçekten de Başbakan Erdoğan, o günlerde Türkiyede bulunan İsrail heyetini kazılar konusunda sert bir dille uyarmıştı.
Ram Not II: O kazılar, asla ve katha durdurulmadı. Tayyip efendi, sadece ses verdi, İsrail de kazmayı Tayyip'e verdi. Şimdi sadece Haremüşşerif'te değil, Türkiye Cumhuriyeti'nde kuyu kazılıyor!
Sungur Fırat, Gülü cumhurbaşkanı yapan isim
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın geçtiğimiz ay gerçekleşen ABD gezisine katılan Genelkurmay İkinci Başkanı, İlker Başbuğ da kitaptaki karakterlerden biri. İsmi geçmeyen general, planlanan İran müdahalesinde Türkiyenin ABD ile hareket etmeyeceğini belli etmesinin ardından öldürülüyor. Türkiyenin İranla arasının bozulması için işlenen cinayet, MİT içindeki Amerikancı yapı Hüccetiye mekanizması tarafından gerçekleştiriliyor. Öldürülen kişi aynı zamanda 2 bin 300 yıldan beri devleti korumakla görevli gizli Teşkilatın başkanıdır. Cenazeye katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Koç, JİTEM Başkanı Faik, Emniyet Genel Müdürü Ahmet Altun, Bağdat Büyükelçisi Samet Karadağ, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İsmail Nedim, yazar Handan Elmas, ünlü işadamı Ersin Akman ise Teşkilatın Anadolu hücresine kayıtlı. Dışişleri Bakanı Ahmet Koçun aslında eski Dışişleri Bakanı Abdullah Gül olduğu iddia ediliyor. Başkan öldüğü için Teşkilatın üzerinde beş köşeli yıldız bulunan sancağı gizli bir törenle Sungur Fırata teslim ediliyor. Kitabın yazarı Selman Kayabaşı, 69 yaşındaki Sungur Fıratın gerçek hayatta kimi temsil ettiğini söylemiyor. Kayabaşı, cumhurbaşkanlığı adayının açıklanacağı saatlerde Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşen ve Cumhurbaşkanı Gül olsun. diyen kişinin Sungur Fırat olduğunu iddia ediyor. e.dolmaci@zaman.com.tr
Ram Not III: Fantezinin de bir sınırı var yahu, Musa'nın Gül'ü derin ötesi çıktı. E o zaman Teşkilât'ın başı Suud Kralı ABDullah... Bunu okuyan süzme Fetullahçı veledler ne yapsın, yazık...
DÜNDEN BUGÜNE TEŞKİLAT
Atatürk ve Turgut Özalın da yer aldığı söylenen Teşkilat, kitapta şöyle tarif ediliyor: Bu teşkilat, 1060 yılına kadar Tuğrul Beyin kardeşi Çağrı Bey tarafından idare edildi. Çağrı Bey döneminde, Teşkilat-ı Mahsusa, bin yıllık devlet geleneğimizin mirasıdır beyler! Bu miras; Oğuz Kağandan gelir, Alparslana uzanır, Sultan Fatihle devam eder ve Abdülhamitten bize geçer. Bilge Kağanın, kardeşi Kül Tigini doğuya gönderirken; Ertuğrul Gazinin, Osman Beyi Söğüte yolcu ederken teslim ettiği hazine, Teşkilat-ı Mahsusanın harcını oluşturur. Bugün, mirasın korunduğu sandık bende, sandığın anahtarı Abdülhamittedir! Teşkilat; Trablusgarp, Hicaz-ı Arabistan, Bağdat, Kafkasya ve Hindistan hücrelerinden oluşuyordu.
Ram Not IV: Yaşasın Amerikan Turanı...
POLİS OLACAKTI, TERÖRİST OLDU
Kitapta polis olmak isteyen; ancak daha sonra dağa çıkan bir Kürt gencinin hikâyesi de yer alıyor. Yazar Kayabaşının Hepsi gerçek. dediği hikâye şöyle: 74te, Türk Ordusunda Rumlara karşı savaşan amcam, son yıllarında Mahzunu dağa çıkarmak için çok uğraştı. Mahzun, babasını tersleyip benim peşimden İstanbula geldi. Okumak istiyordu. Mahzun, baskılara kulak tıkadı, dağa çıkmayı kabul etmedi. Liseyi bitirip polislik sınavını kazandı. Okula yazılamadı. Ama dağa da çıkmadı. 2004ün Mayıs ayında, Beşiktaşta, Barbaros Bulvarındaki altgeçit inşaatında çalışmaya başladı. Mayısın yirminci gününde, şantiye şefinin parası çalınmış. Muhtemelen parayı çalan o iki çocuk, ağız birliği edip, İçimizde tek Kürt Mahzundur, parayı da o çalmıştır. demişler. Usta, çocukları ciddiye almamış ama Mahzun kendisine söyleneni çok ciddiye almış.
EMİNE DOLMACI
Kaynak->Pazar ZAMAN - Fetoş
Başta Mustafa Kemâl ATATÜRK'e olmak üzere, Eşref Sencer ve Süleyman Askeri gibi değerlere büyük saygısızlık ediyorlar. Fetullah'ın ve kelebeklerinin kirli siyaseti, bu değerler üzerinden de iş yapamayacak!