1. yüz (Toplam 2 yüz)

Sandık ve Sayım Güvenliği

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 26, 2009 16:22
gönderen bezgin

Yakilmis, yok edilmis oylar---->

Arkadaslar!


Erken baskin secim olasiligini düsündünüz mü? Böyle bir secim icin partilerimizin herhangi bir calisma yapmadigina inaniyorum. Büyük bir ihtimalle tekrar gafil avlanacagiz. Sandiklarda görev almak isteyen, bilgilenmek isteyen arkadaslarimiz var mi?

Unutmayin; güvenilir secim yoksa demokrasi de yok! Bagirip cagirmaya hakkimiz da!




Sandiklarda Nasil Görev Alabilirim?


Sandıklarda gönüllü görev almak isteyenler, güvendikleri veya secmeni olduklari partinin ilce, belde, kasaba teskilatina giderek müracaat etmeliler. Eger partilerden herhangi bir ilgi görmezlerse muhtarliga da basvurabilirler. Memleketim olan Izmir'de yeterli gönüllü bulunamadigi hallerde muhtarlik, rastgele isimleri o mahallenin sandiklarina görevli olarak seciyordu, simdi düzen nasil bilmiyorum. Ama lütfen ilk önce, secmeni oldugunuz partiye basvurun, cünkü partilerin sandik görevlilerini bilgilendirdigi ücretsiz seminerler oluyor.

Bu seminerlerden, görevli olsaniz da olmasiniz da bilgilenmeniz yarariniza. Görevli olarak secilmeseniz bile, secim günü sandiklardaki herhangi bir uygunsuzluk, kanun disiligi YSK'ya bildirmek görev ve yetkimizdir.

Daha önceden deneyimli olanlar, sandıkta görev yapmış adaylar bagli olduklari yerlesim biriminin parti örgütüne bildirim yapmalilar, bu sandikta yedek degil, asil üye olmanizi saglar.

Sandik görevlisi olmak cok büyük sorumluluk, göründügü kadar da kolay degil. Yaklasik on bucuk saatiniz sandik basinda ve sonrasinda sayimda geciyor.

Oylarin konuldugu cuvali, görevim bitti diyerek, özellikle belli bir partinin secmeni oldugu bariz kimselere teslim etmemeli, oylarin teslimatina kadar yani il, ilce, belde secim kurullarina kadar eslik etmek gerekiyor. Kullanilan ulasim araclari devlet tarafindan temin edilmektedir, büyük sehirlerde ulasim sorunu yoktur. Bu kutsal görevinin tamamlanmasindan sonra sabahin ücünde evinize, ama vicdani bir rahatlamayla variyorsunuz.

YSK'dan sandik görevlisi olarak belirlenmeyen arkadaslar ise Sandik Nöbeti tutabilirler. Bu karsiligi olmayan ama, cok daha ulvi bir görev, hepimizi bekleyen.

Tesekkür ederim.

Re: Sandik Güvenligi icin Ne Düsünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 26, 2009 16:28
gönderen taironas
Sayın Bezgin ,

Sandıkta nasıl görev alınır detaylandırırsanız , seviniriz

Re: Sandık Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 26, 2009 16:55
gönderen saba
Geçen seçimlerden sonra böyle bir email aldım, moralim çok bozulmuştu. Bu doğru olabilir mi, aklım ermiyor, ama bir ihtimal bile varsa bu işi denetlemenin bir yolu olmaļı….

Seçimlerde sahtekarlık nasıl yapıldı?
Profesyonel Satisci olmadan once 7 yil bilgisayar programciligi
yaptim.Bu donemde ogrendigim en onemli kavram sudur; sanal ortam
literaturunde imkansiz benzeri bir kavram asla yoktur.Bir bilgisayar
programcisinin yaptigi engelleme,sifreleme benzeri olagan ustu olan
bir guvenlik yazilimi,diger bir programci tarafindan rahatca
kirilabilir, kilitleri acilabilir,verileri degistirilebilir. Bir atasozu
vardir hani -el elden ustundur- der.Bu soz sanal ortam icin cok
uygundur.Bir programci cozemez ise baska bir programci mutlaka cozer
istenen problemi.

Son genel secim sonuclarinin hicbir zaman hilesiz,normal sonuclar
olduguna inanmadim.Yillardir tek parti hukumeti gormemis
ulkemizde,milyonlar ca insanin meydanlarda toplanarak tepki gosterdigi
bir partinin boylesine buyuk birk oy farki ile ikdidara gelmis olmasi
mumkun olamazdi.
Bu konuda, aciklayici oldugunu dusundugum bir alinti gonderisi aldim
ve sizlerle de paylasmak istedim.

22 TEMMUZ SECIMLERININ SONUCLARI
BILGISAYARDA NASIL DEGIŞTIRILDI. ...

22 Temmuz sonuclarini AKP'nin ve Erdogan'in kendisi de
beklemiyordu cunku bu secim sonuclarini degistirme sahtekarligi
onlardan habersiz yapildi, sadece halk ve AKP bu
secim sonucuna Tarhan Erdem'in
sozde anket sonuclariyla psikolojik olarak hazirlandi.
>
> Turkiye genelinde Turkiye toplaminin %25 oylari secimin
> bitmesinin ilk bir
> saatinde merkez bilgisayari uzerinden tamamen AKP'ye aktarildi
> ve AKP secime %25 oyla baslarken digerleri sifir oyla basladi ve
> sonra normal dagilima birakildi.
>
> Bu yuzden AKP'nin gercek oylari %47 degil % 22-%28' arasindadir.
> Bunun en buyuk kaniti da benim ve birkac arkadasimin inceledigi
> tum YSK
> sonuclarinda hicbir sandikta AKP oyunun %25 altina dusmemesidir.
>
> Yani Turkiye'nin her sandik bolgesinde dort kisiden en az
> birinin AKP'ye
> oy vermesi mumkunmudur?
> Ozellikle Cankaya'da, Alsancakta ve diger tum Ataturkcu ve
> milliyetci
> sandik bolgelerinde ve sehirlerinde, kasabalarinda, semtlerinde,
> koylerinde. HAYIR mantik olarak kesinlikle mumkun
> degildir.
> Secimden emperyalist guclerin
> istedigi sonuclar cikti, Turkiye'nin verdigi
> oylar degil !
>
> SECIM SONUCLARI NASIL DEGISTIRILDI?
>
> Secim sonuclarinin hizli bir sekilde duyurulmus olmasi 22 Temmuz
> secimlerinin sonuclarina golge dusurmek icin yeterli mi?
> Ya da YSK'nin bu
> secime kismi bir bilgisayar sistemi ile girmis olmasi?
> Bizce yeterli. Ozellikle gizli servislerin dunyada bircok
> secime mudahele
> ettigi gercegini gozonune alirsak ve bazi guclere
> gore bazi ulkelerin
> kaderini insanlarinin demokrasi kandirmacasi altinda attiklari
> oylarinin secim sonucunu hakli olarak degistirebilmesinde n
> haksiz olarak degistirmek daha akillica ve daha onemli ise
> ve o ulke diger
> buyuk bir ulkenin planlarinin bas aktoru olarak
> yeraliyorsa sadece
> ve sadece bu nedenden dolayi bile yeterlidir.
>
> Iste biz yukarida saydigimiz bu olasiliklari inceleyip su
> sonuca vardik.
> Gizli servislerin secimleri etkilemeleri 1948 Italya
> secimleriyle
> basladi, daha sonra Turkiye'de 1954 yilinda Menderes'le
> devam etti
> ve bircok ulkede yapilan ve yapilmaya calisilanlardan sonra
> bugunlere gelindi. Bugun secimlerin sonuclari degistirmek
> bilgisayar ortaminda daha kolaydir.
> Turkiye'deki secimde
> hilenin nasil yapildigini su anda son asamasinda
> inceledik ve secim gecesinde tahmin ettigimiz gibi hile
> yapildigi olasiligi cok yuksektir ve bazilarinin disinda
> bu mudahale yapilirken kimsenin ruhu da ne yazikki
> duymadi, hatta AKP'liler de hilenin nasil oldugunu
> bilmedikleri icin secimde basarili olduklarini zannettiler.
>
> Su anda secim sandik sonuclarinin cogunlugunu tek tek
> kontrol ettik ve
> yuzdelerini dikkatle inceledik, bulgular tam tahmin
> ettigimiz gibi,
> sonuclar bilgisayarda saat 5:30'da ilk secim soncularinin
> gelmeye basladigi zaman il il degistirildi, AKP secime %25
> fazla oyla
> basladi, elimizde tum sandik sonuclarinin imzali belgeleri
> olsa yapilan
> hile hemen gorulebilir.
>
> Su ana kadar gordugumuz durum AKP'nin hicbir sandikta %25 altina
> dusmemesidir. Her sandiktan en az %25 AKP'ye oy cikmasi mumkun
> mudur? Hayir cunku cok partili demokrasilerde her
> bolgeden ayni sekilde oy cikmasi matematiksel olarak milyonda
> bir olasiliktir ve mantiksal olarak mumkun degildir.
> Peki bu %25'e tekabul eden
> yaklasik 7- 8 milyon oy
> nereden ortaya cikmistir? Nufus kutukleriyle secmen kutukleri
> arasindaki 7 milyon farktanmi; yani muhalefet oylarinin bir
> kisminin yok edilmesindenmi? Yoksa diger partilerin
> oylarinin secimin ilk bir saatinde sifirlanip AKP'ye
> aktarilmasi ve secimin diger partiler %0 ile baslarken AKP'nin
> %25 ile baslamasi mi? Her ikisi de mumkun. Fakat bir gercek var
> ki
> kesinlikle gozardi edilemez.
> Secimin ilerleyen saatlerinde oylari dusen bir partinin(AKP) %25
> ile
> baslayip secimi kaybetmesi imkansizdir.
> Iste hile de buradadir !
> Hilenin sekli: Bizim basindan beri tahmin ettigimiz bu sekil sandik
> secim sonuclariyla bu iddiamizi tamamen guclendirdi.
>
> Secim sonuclari YSK merkez bilgisayarindan, Cihan(Fetullah' in)
> Haber
> ajansi aksam 6 dan sonra ilk secim sonuclarini aciklamadan once,
> ilk secim sonuclarinin gelmeye basladigi saat 5:30 civarinda 15-
> 20 dakika bir gorevli tarafindan degistir ildi veya hack edildi
> ve AKP %25 oyla secim yarisina baslarken digerleri de % 0 oyla
> basladi ve saat 6:00-6:30 arasi o ana kadar alinan
> sonuclarin Turkiye'nin %50 'si oldugu ilan edildi, bu
> ayarlamadan sonra AKP'nin oylari dusse de digerlerinin yukselse
> de AKP'nin secimi kaybetme ihtimali yoktu ve plan AKP'nin en az
> 367 milletvekili cikaracak kadar yani Turkiye'nin
> en az %50 oyunu alabilecek sekilde yapildi, oysaki ileriki
> saatlerde
> sonuclar aciklandigindan mudahale yapilamadı ve bu yuzden
> AKP'nin oylari dusmeye ve CHP, MHP'nin oylari yukselmeye
> basladi, GP ve DP'nin oylari da sifirdan basladigindan
> oylari yukselse bile %10
> barajini asma olanaklari yoktu. Mantiki ve matematiksel olarak
> secim
> sonuclarinda ilk bir saatte Turkiye'nin %50 oyunu almayi
> basarmis bir parti diger yuzde ellilik oylar da okunduktan sonra
> daha da yukselmesi gerekmekted ir. Fakat oyle olmadi, merkez
> bilgisayari
> sonuclarina ilk bir saatte mudahale secimin sonucunu AKP lehine
> tamamen degistirdi. Dikkat ettiyseniz websitesindeki secim
> sonuclarindaki pdf. dosyali
> dokumanlar excel veya access programindan cikma, yani ana
> dokumanda
> yapacaginiz bir degisiklik otomatikman diger tum il ve sandik
> sonuclarini degistirebilir, sandik secim sonuclari
> fotokopi(scan) yoluyla pdf dosya programi yapilmamis bu da
> suphelerimizi tamamen
> dogruluyor.
> Bakiniz Izmir'de AKP'nin CHP ile ayni sayida oy alip 5 er
> milletvekileri
> cikarmalari olanaksizdi fakat ilk bir saatte mudahaleden
> dolayi AKP'nin (%25 + gercek deger) olarak degistirilen
> oylari mudahale sonrasi normal oylarin gelmesiyle %30'a kadar
> geriledi.
> Yani tum Turkiye sonuclarina mudahele olmasa AKP'nin gercek
> oylari
> gercekte %22+%6 veya %8=%28 veya %30 civarinda olacakti.
>
> CHP ve MHP ve diger partilerin oylari gercekte ortalamada
> birbucuk
> katlarina yakindi. CHP ozellikle Izmir'de 1 milyon secmen
> uzerinden oylarin %60'ini alip 5 milletvekili yerine 8-9
> milletvekili cikaracakti ve AKP'nin Izmirdeki toplam oy orani
> %13 olarak
> cikacakti.
>
> Ayni orani Turkiye'ye uygularsak AKP'nin gercek
> milletvekili sayisi 190, CHP'nin 190 ve MHP'nin ise 150 olacakti.
>
> Artik eskisi gibi sandiklarda hile yapmaya gerek yok, basit bir
> bilgisayar mudahalesi bir ulkenin kaderini iste boyle cizebiliyor.
>
> Bu konuda tek izlenecek yol; Anayasa mahkemesinin huzurunda tum
> imzalari kontrol edilmis sandik secmen kagitlarindaki secmen
> sayilarinin ve sandik secim sonuclarinin YSK elektronik
> kayitlariyla
> tek tek karsilastirilmasi,
>
> YSK bunu yapabilir fakat yapmiyor(hatta sandik dokumanlar inin
> aralarindan 100 adedini secip fotokopya yoluyla ellerindeki
> elektronik dokumanlarla birlikte websitesine koyabilir ve
> karsilastirma bu sekilde yapilabilir fakat bunu
> yapmiyorlar ve sandik sonuclarini
> elektronik dokuman halinde websitesine koyuyorlar, koymalari
> gereken
> fotokopya dosyasi(pdf) halinde imzalarla birlikte gercek sandik
> dokumanlaridir elektronik dokumanlar degil),
>
> Endiselendigimiz nokta yakinda birileri bu isin
> uzerine gidebilir ve gercek ortaya cikar diye merkeze getirilen
> sandik resmi belgelerini elektronik kopyalari var mazaretiyle imha
> yoluna bile gidebilir...
> Bu e-postayı lütfen
> ulaştırabileceğ iniz en fazla kişiye iletin edin..
> Bir şeyler yapılmalı ve bir
> yerden başlanmalı çok geç olmadan...LÜTFEN. .

Re: Sandık Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 26, 2009 16:56
gönderen bezgin
Tesekkürler Sayin Taironas,



Sandıklarda gönüllü görev almak isteyenler, güvendikleri veya secmeni olduklari partinin ilce, belde, kasaba teskilatina giderek müracaat etmeliler. Eger partilerden herhangi bir ilgi görmezlerse muhtarliga da basvurabilirler. Memleketim olan Izmir'de yeterli gönüllü bulunamadigi hallerde muhtarlik, rastgele isimleri o mahallenin sandiklarina görevli olarak secebilir. Ama lütfen ilk önce kendi secmeni olan partiye basvurun, cünkü partilerin sandik görevlilerini bilgilendirdigi ücretsiz seminerler oluyor.

Bu seminerlerden görevli olsaniz da olmasiniz da bilgilenmeniz yarariniza. Görevli olarak secilmesiniz bile, secim günü sandiklardaki herhangi bir uygunsuzluk, kanun disiligi YSK'ya bildirmek görev ve yetkimizdir.

Daha önceden deneyimli olanlar, sandıkta görev yapmış adaylar bagli olduklari yerlesim biriminin parti örgütüne bildirim yapmalilar, bu sandikta yedek degil, asil üye olmanizi saglar

Sandik görevlisi olmak cok büyük sorumluluk, göründügü kadar da kolay degil. Yaklasik on bucuk saatiniz sandik basinda ve sonrasinda sayimda geciyor.

Oylarin konuldugu cuvali, görevim bitti diyerek, özellikle belli bir partinin secmeni oldugu bariz kimselere teslim etmemeli, oylarin teslimatina kadar yani il, ilce, belde secim kurullarina kadar eslik etmek gerekiyor. Kullanilan ulasim araclari devlet tarafindan temin etmektedir. Bu kutsal görevinin tamamlanmasindan sonra sabahin ücünde evinize, ama vicdani bir rahatlamayla variyorsunuz.

YSK'dan sandik görevlisi olarak belirlenmeyen arkadaslar ise Sandik Nöbeti tutabilirler. Bu karsiligi olmayan ama, cok daha ulvi bir görev, hepimizi bekleyen.

Tesekkür ederim.

Re: Sandık Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 26, 2009 17:49
gönderen ulusalcı
Sandık güvenliği cok önemli bir konu. Sen istedigin kadar secime hazirlik yap, karsindaki hile yaparsa, sonuc adil olmaz.
Son belediye secimleri de saibeli gecmisti, fakat bence "muhalafet yenilgiyi hazmedemedi yaygarasi" yapilmasin diye, sandik güvenligi fazla tartisilmamisti.
Birde Sandik güvenligi üzerine sayin Emin Cölasan'in Ankara Rüzgari programinda defalarca hatirlatmalari vardi.

Not: Danimarka basbakani Rasmussen'in Türkiye'de yapilan belediye secimleri hakkinda bir söz söylemisti. Yani Erdogan'a bir gönderme yapmisti. Bunu hatirlayan varsa, buraya eklesin, bence fena olmaz.

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 26, 2009 18:02
gönderen bezgin
Tesekkürler ulusalci.


“Uluslar arası medyaya göre, seçimlerde, saat öğleden sonra 5’te sandıklar kapanmadan önce beş kişi ölmüş ve 93 kişi de yaralanmıştır. Kopenhag Kent Meclisi üyelerinden Danimarkalı Lars A.Rasmussen seçimlerin geçtiği ortamı ‘tamamen absürt’ biçiminde tanımlamıştır. Gözlemciye göre her yer polis doluydu ve atmosfer korkutucuydu.”

-“Bilgi verenlere göre iktidardaki AKP, seçmenleri, kamu çalışanlarına katılmaları konusunda baskı yapılan parti mitinglerine taşımak için, kamu toplu taşım araçlarından yararlandı” diyen Danimarkalı vekil şöyle dedi:

“-Bir başka Danimarkalı seçim gözlemcisi Kopenhag Bölge Meclisi üyesi Serdar Benli, AKP’nin varolmayan 18 bin seçmeni seçim kütüklerine kaydetmeyi denediğini bildirmiştir. 180 kişi ise daha sonra bir ahır olduğu anlaşılan tek bir adreste kaydedildi.

-Komisyon, söz konusu seçimleri çevreleyen birçok kuralsızlık karşısında, seçimlerin geçtiği ve sonuçlandığı koşullar hakkında derinlemesine bir araştırma yapıp yapmayacağını, sonuçların geçersiz ilan edilmesi gerekip gerekmediğini açıklayabilir mi?

-Komisyon ayrıca iktidarda kalmak için seçim hilesine başvuran hükümeti bulunan bir ülkeyle katılım müzakerelerini hala yönetmenin AB ilkelerine uygun olup olmadığını açıklayabilir mi?”

Vatan Gazetesi - 21 Nisan 2009
'Seçim hilesi yapan partiyle mi görüşeceğiz?'

Re: Sandık Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Sal Eki 27, 2009 2:12
gönderen İlteriş
Vatan savunmasi sandiktan baslar! Ben butun aileme, cevreme, arkadaslarima, dostlarima sandik gorevlisi olmalari yonunde baski yapacagim! Hedefim 20-30 kisiyi bireysel olarak ikna etmek.
Daha sonra kollarimi sivayip sandigin basinda, her an dovuse ve hatta catismaya dahi hazir olacak sekilde bekleyecegim!

Beni daha iyi oy calan yonetemesin, kimse ulkemi Turkiye olmaktan cikaramasin! Namussuz, namussuzlugunu yapamasin diye!

Re: Sandık Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Sal Eki 27, 2009 4:07
gönderen maydonos
Benim gibi yurt disinda yasayanlar maalesef bir sey yapamaz; ama ben sunu yapiyorum tum arkadaslarimi sandik gorevlisi olmalari icin rica da bulunuyorum. Konu acildikca animsatiyorum.

Ayrica uzulerek yaziyorum ; ikinci secenege giriyorum ki buda cok kotu bir durum. Ama olurda bir sekilde Turkiye'de olursam, olanagim olursa; kesinlikle sandik gorevlisi olurum.

Re:

İletiGönderilme zamanı: Sal Eki 27, 2009 12:00
gönderen ulusalcı
bezgin yazdı:Tesekkürler ulusalci.
Bu önemli konu icin ben size ve diger arkadaslara tesekkür ederim.

Re: Sandık Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Çrş Eki 28, 2009 2:14
gönderen bezgin
Secsis'li Secim Hileleri


Erdoğan’ın ABD’ye gitmesinin asıl sebebine kimse değinmemiş. Erdoğan’ı ve idealini bilmeyen her kafadan bir ses çıkıyor.
Şunun için gitti, şunu dedi, bunu söyledi, önce şunu söylemişti, şimdi bunu yapıyor, İMF’ye teslim olamayız, ümüğümüzü sıktırmayız, sonra gidiyor İMF’den para istiyor vb. vb. Bütün bunların hepsi boş.

Türkiye krize giriyormuş, vaziyet vahimmiş Erdoğan’nın umurunda değil. Zaten bu hususta hiçbir bilgisi de yok. Erdoğan bambaşka işlerin peşinde. Benim aklım, 22 Temmuz seçimlerindeki çok önemli bir noktaya takıldı. Siz de şimdi o zamana gidin ve anımsamaya çalışın. AKP %47 oy aldı. AKP başta herkes şaşırdı, şok oldu. Seçim sonucu gösteriyordu ki, iki kişiden biri AKP’ye oy vermiş. Gazeteciler halkın arasına giriyor soruyor “AKP’ye oy verdin mi? Yok. Yok. Yok. Bu nasıl olur? Derken, kimin ortaya çıkardığını bilmediğim bir oy kaydırma hilesi mi dersiniz, sahtekarlığı mı dersiniz ortaya çıkarıldı. İddiaya göre CHP’nin, MHP’nin, İP’sinin, HYP’nin vb. oylarından çalınıp AKP’ye aktarılmış.
Bu SECSİS adı verilen, yüksek bir teknolojiyle gerçekleşmiş. Ben şahsen SECSİS’in teknik tarafını bilmiyorum.

Bildiğim tek şey SECSİS düzeniyle bilgisayarlara girip değişiklik yapabilme özelliğine sahip bir sistem olduğu. Hani şu telefonları ve ortamı dinleyen, Erdoğan’nın yasal olmayan Örgütünde kullanılan 11 seyyar araç var ya, işte onun ama oy kaydırma tekniğini yapan teknolojik bir düzen. Bu hile üzerine, İzmirli bazı aydınlarımız, Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer başta olmak üzere bir çok vatandaş çalışmalar yaptı ve denklemi çözdüler. Oy kaydırılmasını kanıtlayan belgeler ortaya çıkardılar. Olay Yüksek Seçim Kuruluna kadar taşındı. AKP’nin bir yandaşı olan Yüksek Seçim Kurulu başkanı
olayı örtbas etmek için gerekeni yaptı ve yasayı kullandı. Bu yasaya göre, Yüksek Seçim Kurulu kararlarına, hiçbir kişi ya da kuruluş itiraz edemezdi, dava açamazdı. Böylece hilenin üstüne gidenler susturuldu, bildiğim kadarıyla olay da kapanmıştı.

Duyduğuma göre, SECSİS önceden Yunanistan’da da uygulanmak istenmiş ve ama orada bunun önüne geçilmiş. Önümüzde Yerel Seçimler ve iki yıl kadar sonra da genel seçimler yapılacak. Erdoğan’nın, bu SECSİS sahtekarlığına tekrar hayati ihtiyacı var. 22 Temmuz Genel seçimlerinde Bush’un yardımıyla SECSİS kullanıldı, nohut mercimek,
kömür dağıtmak, Allah ile aldatmak, PKK’ya yardım etmek, malum medya tuz biberi ve AKP iktidara geldi.

Bu gün saydıklarımın hepsi gene var, hatta daha da çok yoğunlukta var. Bir tek SECSİS muallakta. Şimdi ABD başkanı değişti ve Obama geldi. Ayni yardımı Obama’dan da alabilmek için Erdoğan paçaları sıvadı. Başka bahaneleri öne sürerek ABD’ye gitti. Obama Erdoğan’ı kabul etmedi ama yardımcısını vekil etti. Erdoğan onunla Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgili hiç bir şey konuşmamıştır. SECSİS’i, Obama’ya iletmesi için MİSTER’e yalvarmıştır.

Demiştir ki “bakın, Irak’ta 1,5 milyon Müslüman’ı öldüren ya da ölmelerine neden olan ABD askerlerinin salimen evlerine dönmeleri için gece gündüz dua ediyorum. Bush’un isteği üzerine, tezkereyi cebime koyarak, PKK’ya yardım ettim. Obama da Bush gibi bana yardım etmeli ve kenef kolunu çekmemeli. İktidarda kalmamı sağlarsa bugünedek olduğu
gibi istediği her şeyi yaparım.” Gerisi çelik çomak. Sonra Mister’i bıraktı ve İMF Mister’ine gitti. Başladı ona da yalvarmaya. “Aman gözünüzü seveyim, biz dışarıdan para gelsin de faizi % 17 miş, % 27 mii bize vız gelir. Faizleri ödeyecekler düşünsün. Onun için yerel seçime kadar ne yapıp yapın bana yardım edin, gerekli parayı verin, seçimden
zaferle çıkınca sizin her istediğinizi yapacağım, hamdolsun, Erdoğan sözü veriyorum” dedi.

İşte Erdoğan’nın ABD seyahatinin özeti bundan ibaret. Gene gerisi fasafiso, çelik çomak. Şimdiden söyleyeyim: Yazdıklarıma ” hayal mahsulü ve komplo” diyenlere katılmayacağım. Hala Erdoğan’dan Türkiye’nin çıkarları için birşeyler yapacağını düşünenler, hatta tahmin edenler varsa, onlar yalnız salaklar ya da Allah ile aldatılanlardır. Şimdi, SECSİS’i hatırlatarak bir kez daha vatandaşlık görevimi yapıyor, siyasi partilerimizin dikkatini çekiyorum.

Cumhur Eray - 2008

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Cum Eki 30, 2009 16:18
gönderen bezgin
Beyin yikayicilar is basinda,

Eger acilim (yani bölünme) ABD'nin istedigi sonuclara ulasirsa, sandikta ne tür hilelerin yapilacagi ortaya atilmaya baslandi.

Tarhan Erdem (Soros'la ilginc baglantilari icin tikla) beyin yikama calismalarina baslamis bile:

Bugünkü Kürt açılımı, geçmişteki tartışmalar gibi değil. Türkiye, Kürt meselesinde farklı bir sürece girdi. Bir kere Başbakan bu işin sonuna kadar arkasında duruyor. Bu açılımın başarısız olması ihtimali yok. Bu açılımdan geri dönüş yok. Bu açılım başarılı olacak. Bütün engellemelere rağmen Kürt sorunu çözüm yolunda ilerleyecek. Çok ciddi demokratik adımlar atılacak. Kürt sorunu tabii ki tamamen çözülmeyecek ama Kürt sorunu artık bugünkü gibi de olmayacak. Anayasa seçimlerden önce veya sonra mutlaka değiştirilecek. Çünkü Anayasa değiştirilmeden olmaz.



Tarhan Erdem'e göre AKP yüzde 50 alır




Hanimlar, beyler! Adamlar herseyi coktan hazirlamis, bosuna sandiga gitmesek mi :stres: ?
22-temmuz-secimlerinde-bildigim-duydugum-yontemler-hileler-t9505.html

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Pzr Kas 01, 2009 19:25
gönderen bezgin
• Erdoğan: Deniz Bey, turlara devam mı?

• Baykal: Efendim, anlayamadım?

• Erdoğan: Yani gezmeye devam ediyor musunuz, yurt gezilerine?

• Baykal: Ee, evet, evet, Dün İstanbul’da idim. Önümüzdeki günlerde ise Karaman ve İzmir illerine gideceğim. Çünkü sizin ne yapacağınız belli olmaz. Bu yüzden yurt gezilerimizi sürdürüyoruz.

• Erdoğan: Evet haklısınız, her şey olabilir.


Kaynak

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Pzt Kas 02, 2009 12:34
gönderen bezgin
Doğu'da Seçim


Şanlıurfa'dan faks gönderen bir okurum,'Doğu ve Güneydoğu'da seçim güvenliği nasıl sağlanacak?' diye soruyor. Okurumun iddiasına göre oyları aşiret reislerinin belirlediği kişiler toptan kullanıyor, sandık görevlileri de buna ses çıkaramıyorlarmış. Ayrıca, güçsüz olan aşiret güçlünün korkusundan sandığa gidemiyormuş.

'Bu nasıl olur? Türkiye'de demokrasi var. Kimse buna cesaret edemez' diyenler çıkacağı için okurumun yazdıklarını aynen size aktarıyorum.

'Şanlıurfa'nın kırsal kesimi, ile ve ilçeye bağlı köylerde seçim güvenliği tam anlamıyla sağlanamıyor. Bu bölgelere aşiretler hakimdir. Güçlü aşiret sandık başına giderken güçsüz aşiretler oylarını kullanamamaktadır. Ayrıca aşiret reisinin seçtiği bir iki kişi de oyların tamamını kullanıyor. Seçmen iradesine ipotek konuluyor. Aşiret hangi parti ile anlaşmışsa oylar toptan o partiye gidiyor. Bu ortamda demokrasiden, seçim güvenliğinden bahsedilebilir mi? Doğu ve Güneydoğu'daki illerimizin çoğunda durum böyledir. Sandık başkanı ve görevlileri de aşiretlerden çekindikleri için bu duruma karşı gelememektedirler. Kısacası insanlar kendi başlarına sandığa gidip oylarını istedikleri partiye verememektedirler. Bu konuda aşiret reisleri sözhakkına sahiptirler'

Aslında bu okurumun iddiaları yenilir yuturulur cisten değil. Ben de Doğu ve Güneydoğu'da aşiretlerin hakim olduğunu, aşiret mensuplarının da işaret edilen partiye oy kullandıklarını bilenlerdenim. Ancak oyların toptan kullanıldığını bu güne kadar hiç görmedim duymadım da. İddia karşısında çok şaşırdım.

Bu konuyu gündeme getirip yetkililerin dikkatini çekmek istedim. Doğu ve Güneydoğu illerinin, özellikle Şanlıurfa'nın Valileri, Seçim Kurulu yetkilileri konuya el atmalı. Seçime kısa bir süre kala konu irdelenmeli, çıkacak sonuca göre de hareket edilmeli.

Eğer bu iddialar doğru değilse söylenecek bir şey yok. Ancak doğru ise gerekenler de yapılmalı. Aşiretlerin sandık hakimiyetine son verilmeli. Sandık bölgelerinde güvenlik önlemleri artırılarak tüm vatandaşlarımızın oylarını kullanmaları sağlanmalı, Sandık başkanları ve görevlileri oyların topluca kullanılmasına izin vermemeli.

Batı illerinde ve şehir merkezlerinde olduğu gibi hakimiyet sağlanmalı. Vatandaş oy kabinine tek başına gitmeli ve kendi inisiyatifini kullanarak oyunu atmalı.

Tabii bunun sağlanması için de güvenlik çok önemli. Güvenlik sağlanıp vatandaşın oyunu kullanarak iradesini sandığa yansıtması demokrasimiz açısından çok önemlidir. Ayrıca, güçsüz olan aşiretlere mensup seçmenler de alınan önlemleri görerek sandık başına giderek oylarını rahatlıkla kullanabilirler. Sanırım herkesin beklentisi de rahat ve huzur içinde sandık başına gidip oyunu kallanarak vatandaşlık görevini yerine getirmektir.


Mehmet Serbes - Aksam - 22.10.2002

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Sal Kas 03, 2009 14:13
gönderen bezgin
Acilim AKP'yi cözüyor mu?


29 Ekim resepsiyonunda Erdoğan-Baykal yakınlaşmasındaki sohbeti erken seçim diyaloğu mu acaba diyerek sorgularken SONAR 'ın araştırma raporu gündeme oturdu.

Şu bir gerçek ki Türkiye önümüzdeki dönemde seçimi daha sık konuşur olacaktır. Çünkü 22 Temmuz 2007 seçimlerinin üzerinden iki seneyi aşkın bir süre geçmiştir; Mart 2009'daki AKP'nin oylarındaki düşüş eğilimi bu beklentiyi arttırmıştır.

Ancak artık bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü paranoyasına kapılmamızı gerektirecek kadar çok tecrübemiz var. Bir kere SONAR böylesi bir araştırmayı neden yaptığını soruyorum kendime. Yani herhangi siyasi partinin bu çalışmanın yaptırılmasında bir katkısı bulunmuş mu diye... Ancak Sn. Hakan Bayrakçı'nın raporunu okuduğumda bunun bağımsız yapıldığını anlıyorum. Şirket anladığım kadarıyla bir sonraki seçime damgasını vurma amacında.

Sonuçlar oldukça ilginç ve sanırım muhalefet partilerini de oldukça heveslendirecek kadar onlardan taraf gözüküyor.

AKP'nin Mart 2009'da yerel seçimlerden aldığı %38,39 oy oranının araştırmaya göre %31,68'e kadar gerilediğini;

CHP'nin yine aynı süreçte %23,08'den, %28,21'e;

MHP'nin de %15,97'den, %19,59'a yükseldiğini görebiliyoruz.

İşin AKP açısından dramatik tarafı bu göstergeler doğruysa iktidarı kaybetmek üzere olduğunu işaret etmesidir. Büyük bir ihtimalle bu rapor sonrasında Başbakan bir başka araştırma şirketine apar topar bir rapor hazırlatmak isteyecektir. Çünkü durum gerçekten ciddi sonuçlar doğurabilir.

AKP'nin bu hızlı düşüşünün arkasında yatan gerçekler ise çok daha can sıkıcı elbette. Yaz başında başlayıp, sonbahar başında iyice şiddetlenen ve bu ay ortalarında bir grup PKK'lının Türkiye'ye gelişi ile hızlanan "Açılım" sürecinin Türkiye'de AKP iktidarına yönelmiş kızgınlığını okuyoruz bu rapordan.

Raporda göze çarpan bir başka sonuç DTP'nin kazandığı oy oranına ilişkin. Mart 2009'da Türkiye genelinde aldığı oy oranı %5,7 iken, Ekim 2009'da bunu %6,62'ye çıkardığını görüyoruz.

Yani açılımın mimarı olduğunu bildiğimiz iktidar partisi hızla oy kaybederken, açılımın karşısında şiddetle direnen iki parti ile yine açılımın şiddetle destekleyicisi ve hatta süreci PKK lehine bir kazanıma dönüştürme amacındaki DTP oylarını arttırmaktadır.

Burada yine dikkat edilmesi gereken bir denklem daha var. AKP'nin kaybettiği oy oranı %6,71 oylarını yükselten partilerin toplam artış oranı %9,67.

Bu da yapılan araştırmanın en önemli açıklarından bir tanesi...

CHP ve MHP'nin açıklanmış herhangi bir ekonomik programı yokken sadece AKP'nin yaptıklarına karşı duruş sergileyerek oylarını arttırmış olmaları çok ilginç elbette.

AKP'nin bu oy kaybının arkasında 2008'in son çeyreğinde başlayarak 2009'da olanca şiddetiyle üzerimize çöken ve 2010'da etkilerini işsizlik olarak göstereceği söylenen ekonomik krize karşı bir önlem alamamasının da etkili olabileceği hesaba katılmalıdır.

Ancak görünen o ki Türkiye'de önemli bir kesim AKP'nin yönettiği ve adına demokratikleşme dediği bir takım açılım süreçlerinden rahatsızlığını ortaya koymuştur.

Başbakan'ın da açılım sürecini askıya aldığını belirten konuşmaları ve beş ay sonra gündemi tekrardan Ergenekon-darbe eksenine çekerek tekrardan "mağdur" rolüne soyunması da çok ilginç hamleler olarak göze çarpmaktadır. Belli ki Sn. Erdoğan da bir takım sonuçların farkındadır ve önlem almaya çalışmaktadır.

Bu araştırmaya yine de mesafeli durmayı seçiyorum şimdilik. Çünkü Türkiye'de ne zaman bir şeyler farklı taraflara kaymaya başlasa birileri çıkıp gündemi değiştirmeye çalışıyor. Ancak Türkiye'nin seçim sürecine girdiği de ortada.

Uzay Gökerman

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletiGönderilme zamanı: Sal Kas 03, 2009 14:26
gönderen bezgin
Şu anda AKP’yi düşürecek güç yok



Türkiye’de seçim anketleri siparişle yapılır. Bir bölümü gizlenir ısmarlayan tarafından. Amaç nabız tutmaktır. Diğer bir bölüm ise doğrudan “kamuoyunu yönlendirmek” içindir. Yakın tarihte seçim yoksa mesele de yoktur. Özgürce üfürülür rakamlar. Aslında seçim varsa da sıkıntı olmaz, burası Türkiye’dir, kimse “kardeşim senin açıkladığım rakamlarla seçim sonuçları arasında 8-9 puanlık fark var, bu ne iş” diye sormaz.

Şimdi yine başladılar. “AKP düşüyor, CHP onu yakalıyor.” Bunu diyenlerin sicili bozuk, özellikle 2007’de işin cılkını çıkaran aynı kişilerdi.

Kişiler aynı ama koşullar oldukça farklı.

AKP iki nedenle oy tabanında daralma yaşıyor. Henüz “genel olarak kriz” diyemiyoruz, burada kritik unsur işsizlik. Dinamik nüfusun küçümsenmeyecek bölümü işsizlik baskısı altındayken hükümet partisinin bundan etkilenmemesi söz konusu olamaz.

“Kürt açılımı”nın milliyetçi tepkileri dengeleyecek somut bir sonuç vermemesi de herkesin vurguladığı gibi AKP’yi kemiren faktörlerden biri.
Dolayısıyla şu an itibariyle AKP için “tek başına iktidar olamaz” diyenler daha destekli üfürüyorlar.

Ancak... Farklı koşullar derken, yalnızca AKP’yi kemiren faktörleri kastetmemiştim. 2007’den bu yana AKP’nin stratejik noktalara yerleşmede gösterdiği başarıyı, sistemin bütününü kalıcı bir biçimde etkileyecek siyasi ve ideolojik müdahaleler yapmasını, Obama ile birlikte ABD’den gelen desteğin “kalitesi”nin artışını, AKP’nin karşısındaki odak olarak gösterilen ve gösterilmek istenen TSK’nın otorite kaybını da hesaba katmak gerekiyor.

Gözüktüğü üzere, AKP’nin toplumsal tabanındaki daralma onun siyasal ve ideolojik konumunda bir sarsılmaya yol açmamıştır. Tersine, AKP bugün iki yıl öncesine göre daha fazla “iktidar”dır.

Düzen partileri doğal olarak yaklaşmakta olan seçimlerde AKP’nin köşeye sıkışabileceğinin hesabını yapıyor. Toplumda da AKP’den hoşnutsuzluk duyan kesimlerde “dişimizi sıkalım, bu sefer gidecekler” psikolojisi uç veriyor.

Eğer Erdoğan doğru söylüyorsa ya da ona tükürdüğünü yalatacak bir gelişme olmazsa, seçimlere 1.5 yıl var. Türkiye ve bölge açısından yaşamsal öneme sahip bir dönemi “seçim beklentisi”yle geçirecek bir AKP karşıtlığının herhangi bir şansı olamaz. Olamaz, çünkü ülkenin kaderini belirlemeyi bu ölçüde tekeline alan bir zihniyetin seçimleri manipüle etme yeteneği de giderek artar.

Bir de...

Bunlar seçim başarısızlığı ile elde ettikleri mevzileri terk etmezler!

AKP’nin herhangi bir parti olmadığını söylemiştik. Bugünkü misyon ve yapısıyla AKP bir “muhalefet” partisi olmaz, olamaz.


Düzen muhalefeti ne yaparsa yapsın.

Asıl önemli olan, sosyalist hareketin AKP karşıtlığına sınıfsal bir perspektif katıp katamayacağıdır. Bu perspektif olmaksızın AKP karşıtlığı bir toplumsal enerjiye dönüşmeyeceği gibi, sistemin AKP tarafından belirlenen siyasal ve ideolojik sınırlarını da asla zorlayamaz.

Seçimlere kadar günlük reflekslerini canlı tutan ama temel olarak toplumsallaşmaya odaklanan ve sandıkta da ciddiye alınacak bir sıçrama kaydeden bir sol gerekiyor.

Türkiye önemli gerilim ve hatta çatışmalara gebe. Böyle bir dönem şunun bunun kuyruğuna takılmış bir sol, emekçi halkın yıkımını engelleyemez.

Özel olarak AKP’nin yenilgiye uğratılması ise bu gerilimli dönemde solun önemli aktörlerden biri olup olamayacağına bağlıdır.

Dileyen bundan heyecan duyup kolları sıvar, dileyen oturup bekler, başka şeylerle ilgilenir.


Kemal Okuyan - soL