1. yüz (Toplam 1 yüz)

NATO MERMER

İletiGönderilme zamanı: Cmt Haz 17, 2017 1:09
gönderen Habip Hamza Erdem
NATO MERMER
Daha önce yazmışımdır.
Ben Türk Ordusu’nu hem sever ve hem de güvenir(idim).
Hâlâ daha, TSK değil ama Türk Ordusu içinde gurur duyacağım, Namus ve Onururumuzu, Devlet ve Rejimimizi, Yurt ve ulusal çıkarlarımızı koruyacağından emin olduğum askerlerin olduğuna inanırım.
Bir Çetin Doğan’ın, “Ben Atatürk Devrimcisiyim” dediğinde onun gerçekten ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ olduğuna inandım.
Hani o, Ergenekon davası sırasında; “Bu savaş, Sakarya Savaşı’nda düşmanı meydanda koyup evlerine kaçanlar ile cephede can verenlerin torunlarının savaşıdır” diyen komutana inanmamak olası mıdır?
III.Abdülhamit rejimi tarafından yıllarca süründürülen ve/ya da gelecekleri karartılan tüm komutanlarıma selam olsun!
Herbirine ayrı ayrı saygı ve sevgi duyduğumu belirteyim.
Ama kimse benden Necdet ve Hulusi bey-efendilere; bir Yaşar (songüleniyi) Güler’e ne saygı ne de sevgi duymamı beklemesin.
Kimilerinin ise hertarafı ‘Atatürk’ olsa boş.
Ve boşu boşuna o yüce insanın arkasına saklanmasınlar.
Onlar, 80 tane ‘Atatürk Üzerine’ kitap yazsalar, onu anlayamazlar.
Bunlar için boş yere ‘Nato kafa’ denmemiş elbette.
Biri de çıkmış ‘meşruiyet’ üzerine konuşuyor.
Sen anlamazsın paşa, bari konuşma..
Tabur, tümen, alay her ne ise sen onların ‘iaşe’sine bak.
Çorabı var mı, botları sıkıyor mu falan..
Reo’nun tekeri tamam mı, havası nasıl filan..
Şimdi, seversin sevmezsin, Türkiye’nin Anamuhalefet partisi başkanı, ‘adalaet’ pankartını almış eline, yollara düşmüş, koşup yanında yer almak yerine; aman ‘hukuk içinde kalalım’ diye ayağına dolanma bari.
Söz bilirsen söyle ki senden ‘ibret’ alsınlar..
Değil mi ama?
Senin komutanın da ‘hukuk hukuk diye Ordu’yu darmadağın etmişti’.
Ben de ona ‘Cart curt paşa’ ismini vermiştim.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı yürüyüş ise gerçekten bir ‘kıvılcım’dır.
Ancak Türkiye’ye zarar verecek bir ‘dinamit’ değil, Türk halkını ‘dinamik’leştirecek bir kıvılcım olabilir.
Olmalıdır.
Fetö ile besmele çekip, bölünme ile kimseyi korkutmanın anlamı yok.
Emperyalizm ‘şablo’nunu da, ileri geri, ki gerçekten bilmediğiniz ortadadır, dillendirmenin alemi yok.
Bir kırk yıl daha geçse, sosyalizmi ise öğrenemeden gideceksiniz.
Kaldı ki adı bile sizi ürkütür.
Hem o ‘Demokrasi’ hıyar mıdır ki, her derde deva diye, her konuşmada altını kalın kalın çiziyorsunuz.
CHP’nin grup başkan vekili bile bilmiyor.
Herkesin herşeyi bilmesi olanaklı değil ki zaten.
Kesinlikle söyleyebilirim; 82 Anayasası’nın, YÖK’ün de denilebilir, üniversitelerinden, askeri okullarından mezun olanlar ile onların ‘hoca’larından pek azı, ‘Demokrasi, Cumhuriyet, Rejim, Sistem, Devlet’ konularını hakkıyla bilebilirler.
Çoğunun bilmesi ‘Eşyanın doğasına aykırı’ çünkü.
Kendi kendisini yetiştirmiş olanlara bir diyeceğim olmaz.
Şimdi, o ‘hukuk’ dediğiniz her ne ise, Anayasa Mahkemesi’nde mi var; Yargıtay’da mı var, Danıştay’da mı var, Yüksek Seçim Kurulun’da mı var ki, sıradan mahkemelerde de ola..
Meclis meclis deyip, insanı çileden çıkarmayın bari.
O Meclis’in ‘Başkanı’nda zerre kadar ‘eşitlik, özgürlük ve adalet’ten vazgeçtik, zerre kadar ‘müslümanlık’ mı var?
Bunlar ‘zındık, zındık’..
‘IŞİD’lilerle aynı kafadalar da, selefî mi ihvancı mıdırlar pek anlamam.
Ama bu ‘Meclis’in çoğunluğuyla ne ‘Demokrasi’ ve ne de ‘Hukuk’un birarada anılmasının ‘abesle iştigal’ olduğunu bilirim.
III.Abdülhamit’in kurmakta olduğu ‘Devlet’in de ‘Cumhuriyet’ ile ilgisi yok.
Siz anlamayabilirsiniz, ama milleti aldatmaktan vazgeçin hiç değilse.
Bir de ’15 Temmuz’-monbeş Temmuz’u gözünüzde çok büyütmeyin.
Sadec ‘kotrollü’ değil, ‘planlı’ olduğu da bir gün çıkacak ortaya..
Sonra, diyelim o ‘Darbe’ idi; ‘Devrim’den ne anlıyorsunuz Tanrı aşkınıza?
Çetin Doğan ben ‘Atatürk Devrimcisiyim’ dediydi, değil mi?
Siz değil misiniz yoksa?
‘ABD’siz darbe olmaz diyorsunuz, eyvallah; ya ‘Devrim’...?
Siz ‘Devrim’den çok korkuyorsunuz galiba.
Size bir şey diyeyim mi?
Çok içten ve inanarak..
‘Devrimci’ olmayan hiçbir asker ‘Atatürkçü’ olamaz.
Gerisi laf-ı güzaftır.
İster 80 tane kitap yazın..
İsterseniz 180 tane kitap okuyun, boş.
Atatürk demek, ‘Devrim’ demektir; AB ve ABD’siz ‘Darbe’ yapan da denilebilir.
Nokta.
‘Adalet’ yürüyüşüne dönüldüğünde, kesinlikle sürdürülmesi gereken bir eylemdir diyelim.
Sorun Berber manav davası gibi değil ama Türk halkının kendi kaderini kendisinin belirlemesi davası olarak sürdürülmelidir.
Gayrimeşru hükûmetin, Anayasa Mahkemesi’nin ‘odak’ olmakla cezalandırdığı Alaca Karanlık Partisi’nin, kapatılmış olması gereken HDP’nin yalana, yolsuluğa, bölücü ya da irticaî teröre bulasmış her kim ise, a’dan z’ye ayaklarından asılacağı güne kadar devam etmelidir.
Demokrasi de budur, Cumhuriyet de bu.
Gerisi palavradır, korkaklıktır, yalandır, kendi kendini aldatmaktır.
Hele ‘Gayrimeşru hükûmet’le ‘istikrar’ı bağdaştırmak nasıl olabiliyor, anlamanın olanağı yok.
Ozan ne demişti;
“Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar”.
Türkiye’de her nasıl olursa olsun,’istikrarsızlık bahanesi’yle halk eylemlerini çelme takanlar, korktukları için kaçmıyorlar, kaçtıkları için korkuyorlar.
Ne ki korkunun ecele yararı yok.
Habip Hamza Erdem