YERİN KULAĞI MI VAR ?
Gönderilme zamanı: Cmt Eki 14, 2017 20:53YERİN KULAĞI MI VAR ?
Tam iki gün önce idi.
Bir arkadaş sohbetinde, Ecevit’in ABD Başkanı karşısındaki duruşunu örnek vermiştim.
Biri alçakgönüllü ama kendinden emin.
Diğeri n’oldum delisi olmuş bir ‘kovboy’.
Tam iki gün önce bu anımı anlatarak, Dr Recep’in davranışlarının ‘sahte kovboy’ları anımsattığını söylemiştim.
Şimdi televizyonda, o fotoğrafın Türkiye’nin ‘gündemi’ne getirildiğini duydum.
Yerin kulağı var sanki.
Yoksa, Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanı beni de mi dinletiyor, henüz çözemedim.
‘Dostum Trump’ deyip, karşılıklı ayak ayak üstüne atmak çok şey değildir.
‘Sicil’iniz temiz olacak.
En önce de onurlu olacaksınız.
Karşıdaki terbiyesiz bir tutum almışsa, ona bir ‘Devlet Başkanı’nın nasıl durması geretiğini siz gösterebileceksiniz (*).
O amuda kalktı diye siz de üryan gezmeyi düşünmeyeceksiniz.
Eğer koca bir Devlet ve yüce bir Millet size ‘emanet’ edilmişse, onu salt kişisel hobi ve folilerinize kurban etmeyeceksiniz.
O arada, Devlet Bahçeli’nin Devleti’nin cumhurbaşkanı için 2017 yılı onların 2071’i olacak demiştim.
2018’i göremeyecekler.
Aynı haber programında, Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanının 2018 yılı 18 Mart’ında Çanakkale Belediye Başkanını ‘konuşturmama talimatı’ verdiğini de duydum.
Demek ki, o, 2018 yılında da, Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanı olacağını umuyor.
Benim bir yıl yanılmış olacağıma üzülmem desem doğru olmaz.
Ancak daha ikibuçuk ayımız var.
İkibuçuk ayda neler olmaz ki..
Bakarsınız, zevcelerini Amerika istemiş.
Olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz.
Efendim hem resmi nikâhlı ve hem de imam nikahlı.
ABD istedi mi, ‘nikâh’a falan bakmıyor biliyorsunuz (*).
Zarrap nasıl ‘zevce’yi bırakıp gittiydi, değil mi ama?
Demek ki olabiliyormuş.
Devlet ve Ulus, her iki kavram da, ilk ortaya çıktıklarında, bir ‘ortak akıl’ (idée collective) bir temsil (représentation) olarak kabul edilmişlerdir.
Belli bir coğrafya, sembol ve değerleri ‘temsil’.
Şimdi sen kalk, sembol ve değerleri yok say; coğrafyayı unut.
Varsa yoksa, karım, kızım, damadım ve Zarrap gibi ‘yurtsever yurttaş’ mı ne de.
Ben de kalkıp, sana ‘sayın cumhurbaşkanı’ diyeyim.
El insaf yani...
Peki Devlet Bahçelikgiller nasıl diyorlar demeyin sakın.
Onaların da, kendilerine göre sembol, değer ve coğrafyaları var demek ki.
Hepsinden vazgeçtik, Hollywood filmelerindeki bazı ‘oturaklı kovboy’lar gibi olsa bari.
İlla altın arayan ve altından başka hiç bir değeri tanımayan ‘aşağılık kovboy’lar gibi olacak.
Kasabayı ataşe vermekten çekinmeyen.
Alçak ve namussuz.
Ne var ki, bu tiplerin sonu Hollywood filmelerinde hiç iyi bitmemekte, değil mi ama?
Hiç değilse sonları benzemesin diyecektim,
ne ki, bu gidişle benzeyecek gibi görünüyor.
Seneryosu ABD’de yazılmış filmler Asya’dakiler gibi biter mi?
Habip Hamza Erdem
(*) Sana da beyzbol sopası gösterdiler demek, ‘politikacılık’ değildir. Karşıdakinin düzeyine düşmektir.
(**) Burada da ‘mahrem’-namahrem sözkonusu değildir. ‘Zevce’ de kocası kadar batmış demektir. Böyle olduğunu bile bile mahrem-namahrem edebiyatına sarılanlar ancak kendi kendilerini aldatmış olurlar.
Tam iki gün önce idi.
Bir arkadaş sohbetinde, Ecevit’in ABD Başkanı karşısındaki duruşunu örnek vermiştim.
Biri alçakgönüllü ama kendinden emin.
Diğeri n’oldum delisi olmuş bir ‘kovboy’.
Tam iki gün önce bu anımı anlatarak, Dr Recep’in davranışlarının ‘sahte kovboy’ları anımsattığını söylemiştim.
Şimdi televizyonda, o fotoğrafın Türkiye’nin ‘gündemi’ne getirildiğini duydum.
Yerin kulağı var sanki.
Yoksa, Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanı beni de mi dinletiyor, henüz çözemedim.
‘Dostum Trump’ deyip, karşılıklı ayak ayak üstüne atmak çok şey değildir.
‘Sicil’iniz temiz olacak.
En önce de onurlu olacaksınız.
Karşıdaki terbiyesiz bir tutum almışsa, ona bir ‘Devlet Başkanı’nın nasıl durması geretiğini siz gösterebileceksiniz (*).
O amuda kalktı diye siz de üryan gezmeyi düşünmeyeceksiniz.
Eğer koca bir Devlet ve yüce bir Millet size ‘emanet’ edilmişse, onu salt kişisel hobi ve folilerinize kurban etmeyeceksiniz.
O arada, Devlet Bahçeli’nin Devleti’nin cumhurbaşkanı için 2017 yılı onların 2071’i olacak demiştim.
2018’i göremeyecekler.
Aynı haber programında, Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanının 2018 yılı 18 Mart’ında Çanakkale Belediye Başkanını ‘konuşturmama talimatı’ verdiğini de duydum.
Demek ki, o, 2018 yılında da, Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanı olacağını umuyor.
Benim bir yıl yanılmış olacağıma üzülmem desem doğru olmaz.
Ancak daha ikibuçuk ayımız var.
İkibuçuk ayda neler olmaz ki..
Bakarsınız, zevcelerini Amerika istemiş.
Olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz.
Efendim hem resmi nikâhlı ve hem de imam nikahlı.
ABD istedi mi, ‘nikâh’a falan bakmıyor biliyorsunuz (*).
Zarrap nasıl ‘zevce’yi bırakıp gittiydi, değil mi ama?
Demek ki olabiliyormuş.
Devlet ve Ulus, her iki kavram da, ilk ortaya çıktıklarında, bir ‘ortak akıl’ (idée collective) bir temsil (représentation) olarak kabul edilmişlerdir.
Belli bir coğrafya, sembol ve değerleri ‘temsil’.
Şimdi sen kalk, sembol ve değerleri yok say; coğrafyayı unut.
Varsa yoksa, karım, kızım, damadım ve Zarrap gibi ‘yurtsever yurttaş’ mı ne de.
Ben de kalkıp, sana ‘sayın cumhurbaşkanı’ diyeyim.
El insaf yani...
Peki Devlet Bahçelikgiller nasıl diyorlar demeyin sakın.
Onaların da, kendilerine göre sembol, değer ve coğrafyaları var demek ki.
Hepsinden vazgeçtik, Hollywood filmelerindeki bazı ‘oturaklı kovboy’lar gibi olsa bari.
İlla altın arayan ve altından başka hiç bir değeri tanımayan ‘aşağılık kovboy’lar gibi olacak.
Kasabayı ataşe vermekten çekinmeyen.
Alçak ve namussuz.
Ne var ki, bu tiplerin sonu Hollywood filmelerinde hiç iyi bitmemekte, değil mi ama?
Hiç değilse sonları benzemesin diyecektim,
ne ki, bu gidişle benzeyecek gibi görünüyor.
Seneryosu ABD’de yazılmış filmler Asya’dakiler gibi biter mi?
Habip Hamza Erdem
(*) Sana da beyzbol sopası gösterdiler demek, ‘politikacılık’ değildir. Karşıdakinin düzeyine düşmektir.
(**) Burada da ‘mahrem’-namahrem sözkonusu değildir. ‘Zevce’ de kocası kadar batmış demektir. Böyle olduğunu bile bile mahrem-namahrem edebiyatına sarılanlar ancak kendi kendilerini aldatmış olurlar.