1. yüz (Toplam 1 yüz)

CUMHURBAŞKANINA HAKARET

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 24, 2018 21:35
gönderen Habip Hamza Erdem
CUMHURBAŞKANINA HAKARET
Cumhurbaşkanı görmemişler için yazıyorum.
Fransa’dan..
Fransa Cuhurbaşkanı Emmanuel Macron şöyle ya da böyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanıdır.
Meşru.
Kuşkusuz seçim sisteminin azizliği diyelim, ama meşru olarak seçilmiştir.
Bir tek olsun oy çalınmamış, bir tek olsun, bir sandıkta hile yapılmamıştır.
Toplam oyların yüzde sekiziyle mi onuyla mı seçilmiş olması, meşruiyetine halel getirmez.
Bugün de kurucusu olduğu İleri Cumhuriyet Partisi’nin (La République en Marche) Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak Fransa’yı idare etmektedir.
Derken 17 Aralık 2018 tarihinde Sarı Yelekliler adıyla bir ‘halk hareketi’ başladı.
Bir ‘Halk Başkaldırısı’ da denilebilir.
Fransız halkı, salt yeni parti ve onun lideri Emmanuel Macron’a karşı değil ama onlarca yıllık başıbozukluğa, siyasîlerin ayak oyunlarına, Avrupa Birliği’nin Fransa’nın ‘egemenlik hakları’nı kısıtlamış olmasına ve kanımca çok daha belirleyici olan dünyasal ekonomik bunalımın (2008) artçı dalgalanmalarına tepki olarak sokaklara çıktılar.
Çünkü neo-liberalizm insanları nefes alamaz duruma getirmişti.
Ne var ki, halk bu, hem de insanlık tarihine yaptığı devrimlerle öncülük etmiş bir halk.
Bir kez sokağa çıkınca, salt ‘alım gücümüzü artırın’ demekle kalmadı, sistemi değiştirin dedi.
Macron ilk adımda, programında olmamasına karşın ve bütçede yer almamasına karşın, on-oniki milyar Avroluk bir paket açmak zorunda kaldı.
Ancak Sarı Yelekliler, yetmez, seçim sistemini de değiştirin, nisbî seçim sistemine geçin; önemli yasalarda ‘Yurttaş İnisiyatifi’ne başvurma kuralını getirin dedi.
Bir tür ‘doğrudan demokrasi’ye geçiş olacak Yurttaş İnisiyatifi Halkoylaması (Referandum d’Iniciative Citoyenne) uygulaması yani.
Öyle ki, kimi yasaların koyulması ya da uygulamadan kalkması için, sadece Cumhurbaşkanı değil ama yurttaşlar da halkoylamasına gidilmesini isteyebilsin.
Daha bir dizi ‘yurttaş istekleri’ ya da ‘şikayetleri’ şimdiden Belediye Başkanları’nın açtığı ‘defterler’e yazılmakta.
Bu, öyle sigara kutusuna yazılmış istek ya da şikayetler değil, daha Fransız Devrimi sırasında uygulanan İstek/şikayet Defteri (Cahier de Doléances)’dir.
Ve Cumhurbaşkanı Macron ve Hükûmeti, bütün bu istek ve şikayetleri ülke çapında tartışmaya açıp gereğini yapmak için plan ve program yapmakta.
Macron da, Sarı Yelekliler hareketi için, ‘haklı ve yerinde’ bir harekettir (juste et légitime) demekte.
Başbakanı ve bakanları dahil, bu hareket ‘meşru’dur demekteler.
Saygı duymaktalar ve gereğini yapacaklarına ilişkin sözler vermekteler.
İçlerinden biri olsun, bu ‘baldırıçıplaklar’, şu ‘kendini bilmezler’ dememekteler, diyemezler.
Portakal mıdır limonmudur diyecek olsalar, gözlerinin üstüne portakalı limonu yiyebilirler.
Ve Sarı Yelekliler, Macron’a yönelik ‘Hey çingene in oradan’ diye pankart açıp sokaklarda rahatça yürüyebilmekteler.
O, Türkiye’de gösterildiği biçimde, polisin gaz sıkıp cop sallaması sadece ve ancak Sarı Yelekliler’in içlerine karışan ‘bozguncu/kapkaçtıcı’lara yöneliktir.
Ve yine, mecliste çoğunluğu bulunan Macron’un partisinden ya da başka herhangi bir parti taraftarlarından biri, sokaklarda yürüyenlere çıt çıkaramazlar.
Bir an için, Türkiye’de olduğu gibi, zırzop bir politikacının “Bizim çocukları evde zor tutuyorum” dediğini varsayalım.
“Salmazsan alçaksın!” yanıtını alacağına kuşku yoktur.
Hele üzerine lazım olmayan başka bir zırzop politikacının “Sokağa çıkın da görelim” diyebilmesi, Fransa’da düşünülemez bile.
Bu sonuncu tip politikacılar, üstelik gayrimeşru yollarla Devlet’i ele geçirmiş olanları Avrupa’da göremezsiniz.
Bu gayrimeşru ve alçak politikacılar ancak Avrupa dışındaki ülkelerde yaşayabilmekteler.
Ve bu sonuncuların polisi, candarması, ordusu ve dinadamı kılığındaki maaşlı/maaşsız milis güçleri de vardır.
Savcıları ve yargıçları..
Boynukalınları..
Gazeteci ve televizyoncuları vardır.
Ne kadar eleştirirsek eleştirelim, bugün Fransa’da Burjuva Devlet, burjuvaya özgü bilgi, bilinç ve ağırbaşlılıktadır.
Türkiye’de ise Devlet’in içi boşlatılmıştır.
Cumhuriyet yı-kıl-mış-tır.
Türkiye halkı ise, ne kadarsa artık, tutsaktır tutsak.
Oturup ağlamayıp da, e ben ne yapayım?