1. yüz (Toplam 1 yüz)

BUNALIMI ANLAMAK ÜZERİNE (IV)

İletiGönderilme zamanı: Cmt May 11, 2019 3:17
gönderen Habip Hamza Erdem
BUNALIMI ANLAMAK ÜZERİNE (IV)
Lenin’den Dilberay’a
Geçenlerde yaşamını yitiren Dilberay, « şu hayatta ne kadar güzel insan tanıdıysam hepsi de bu gapitalizmden nefret ediyolardı. ..bu gapitalizmin çok şerefsiz bi şey olduğu besbelli!' demiş.
Her ne kadar , « benim böyle şeylere aklım ermez gardaş » diye eklemişse de, aklı erenlerin « gapitalizm iyidir ama emperyalizm kötü » diyerek gapitalizdemden de ‘onursuz’ olduklarını söyleyebiliriz.
Çünkü bunlar ‘bilmemeye yeminli’ tiplerdir.
Hem kapitalizmi iciğine-cıcığına kadar inceler ve tüm kötülüklerini görürler ve hem de gördüklerini görmezden gelerek, ‘insan’, insan merkezli’ türü yalanları söylemekten çekinmezler.
Şimdi şu ‘kapitalizmin en yüksek aşması’ denilen emperyalizmin, günümüzde, 31 Devletin dünyanın geriye kalan 166 Devletini nasıl soyduğuna yakından bakabiliriz.
Başında ABD ve İngiltere olmak üzere, 27 Avrupa Birliği üyesi Devlet, Japonya ve 2016’dan itibaren Çin’den oluşan bu 31 Devlet, paraları olan Dolar, Sterlin, Avro, Yen ve Yuan aracılığıyla dünyanın geri kalan 166 Devlet’ini ‘sömürmek’tedirler.
Avrupa Birliği içinde Almanya ya da Fransa’nın Polonya ya da Yunanistan’ı nasıl sömürdükleri konusu ayrı ve ‘ikincil’ bir sömürü yoludur, ki yeri geldiğinde ona da değinebiliriz.
Yazı dizisine başlarken, ABD’nin akıl almaz boyutlardaki cari açık rakamları ile bu açığın finansmanı için FED’in bastığı para miktarları vermiştik.
Eğer bu dolarlar ‘karşılıksız basılmış’ olsa idi, ABD $’ı, Sterlin, Avro, Yen ve Yuan gibi diğer ‘egemen para’lar karşısında değer yitirecek yani ABD, İngiltere, AB ülkeleri, Japonya ve Çin’e göre daha ucuz bir ülke konumuna gelecek, bir anlamda bu sonuncu dört ülke dış ticarette cezalandırılmış olacaktı.
O zaman, dengeyi sağlamak için, bu dört ülkenin, ABD’nin bastığı dolarlar kadar kendi egemen paralarını basmaları gerekmektedir. Yani ABD’nin ‘karşılıksız dolar’ basması, İngiltere, AB, Japonya ve Çin’in de ‘karşılıksız para’ basmaları sonucuna yolaçmış olmaktadır.
Böylece başta ABD olmak üzere, İngiltere, AB Devletleri, Japonya ve Çin paralarının ‘uluslararası para’ (mal-para) niteliği dolayısıyla, ‘karşılıksız’ bastıkları paralar karşılığında, dünyanın geri kalan ülkelerinden bir o kadar ‘mal ve hizmeti’ karşılıksız (yani bedava) olarak satın alabilmektedirler.
Bunun adı, artık ‘gapitalizm’ mi olur ‘emperyalizm’ mi, yoksa başka bir adla mı anmak gerekir, pek önemli değil, ancak böyle bir ‘alış-veriş’in olduğu da apaçık ortadadır.
O arada, ABD deyince, kırmızı görmüş boğa gibi ‘emperyalizm’ diye homurdananların, emperyalizmin nasıl bir şey olduğu konusunda, oturup biraz daha düşünmeleri ya da biraz daha okumaları gerekir denilebilir.
Parası ‘konvertibl’ olup, ‘mal-para’ olmayan Rus Rublesi, Güney Kore won’u, Hindistan Rupi’si ya da Türk Lirası gibi paralar, ancak Merkez Bankalarındaki yukarıda sayılan beş paradan biri ya da doğrudan altın rezervine bağlı olup, bir anlamda o rezerv miktarının ‘fotografını’ yansıtmaktadırlar.
Yani, ABD ‘karşıklıksız para’ bastı diye Türk lirası değerlenmez, Türk lirasının değeri hazinesindeki altın ya da döviz miktarının yüksekliğine bağlıdır.
Seçim meydanlarında ABD’ye kafa tutuldu diye ABD, Türk lirasının değerini düşürücü komplolara girmez, seçim nedeniyle hazine tamtakır olduğu zaman Türk lirası değer kaybeder.
(Sürecek)