1. yüz (Toplam 1 yüz)

DEVLET Mİ DEDİNİZ ? (IX)

İletiGönderilme zamanı: Cum Haz 21, 2019 14:11
gönderen Habip Hamza Erdem
DEVLET Mİ DEDİNİZ ? (IX)
Kuram ve pratik
Başından buyana Devlet’i kuramsal olarak ele alıyoruz, ama yer yer ‘pratik’ten de örnekler vererek akılyürütmemize destek arıyoruz.
Şimdi, Türkiye’de ‘İçişleri Bakanlığı’nı ‘işgal’ eden birinin, Sayıştay ile ilgili değerlendirmesine ilişkin Emre Kongar’ın yorumuna bakalım:
-“İçlişleri Bakanı sözlerine dikkat etmelidir. Onun Sayıştay’ı eleştirmesi Sayıştay’ı etkilemez, ama Sayıştay’ın İçişleri Bakanı’nı eleştirmesi, onun Yüce Divan’a gitmesine yolaçabilir”.
Güzel.
Bu değerlendirme ‘doğru’mudur? – Evet.
Olması gereken midir? –Evet.
Hukuksal mıdır? –Evet.
Modern midir? – Evet.
Çağdaş mıdır? - Evet
Yasal mıdır? – Evet
Anayasal mıdır? – Evet
Türkiye bakımından ‘geleneksel’ midir? – Evet.
Ee peki nasıl oluyor da, yasanın, anayasanın, modern Devlet geleneğinin ‘gerekleri’ yerine getirilmiyor?
-Çünkü Türkiye’de Modern Devlet ‘yıkılmıştır’, ‘lağvedilmiştir’, ‘İlga’ edilmiştir.
O ‘eski’ Anayasa, yani 1960 Devrimi’nin getirdiği Anayasa, kendisini ‘Tebdil, tağyir ve ilga’yı değil gerçekleştirenler, buna teşebbüs edenleri bile’ ‘ölüm cezası’yla cezalandırmayı öngörmekte idi.
Şimdi o Anayasa’yı, Devleti ‘salt kendi niyet ve amaçları’ doğrultusunda, başta başlangıç maddeleri olmak üzere, madde madde, paragraf paragraf aşağılık sıçanlar gibi, kemiren ve delen, bir ‘iktidar’la karşı karşıyayız.
O Anayasa’nın, Siyasal Partiler başta olmak üzere, ‘Parti’, ‘Seçim’, ‘Sandık’, ‘Millî İrade’ ve Yüksek Seçim Kurulu konusundaki ‘geleneği’ tümden ortadan kaldırılmıştIr.
Son tümceden olarak, diyelim Başkanlık Rejimi’ne ilişkin ‘halkoylaması’nda, ‘mühürsüz zarfların geçerli’ olabileceğine karar veren YSK başkan ve üyeleri’nin, o kararları almasının ‘olanaksız’lığı bir yana, o kararları alanların o gün Yüce Divan’a gönderilmeleri gerekirdi.
Gitse ne olacaktı diyorsanız, o Anayasa Mahkemesi yani bu Anayasa Mahkemesi de, Haşim Kılıç’ın Anayaya Mahkemesi’ne atandığı günden itibaren, ‘işlev’ini yıtirmiştir.
Eğer Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesi olsa idi, AKP denilen Parti’nin, kurucu genel başkanı Türkiye’de ‘Muhtar’ bile olamayacaktı.
‘Siyasal Parti’ olarak varlığına gözyumulsa bile, Anayasa’yı ‘ihlal’ ettiği için ‘kapatılmış’ olacaktı.
Sayıştay Sayıştay olsa idi, son onyedi yıldır görev yapan ‘Bakan’ların hemen hepsi, evet evet tümüne yakını, Yüce Divan’da yargılanarak siyasal yaşamlarına son verilecek ve büyük cezalara çarptırılacaklardı.
Askeri Mahkemeler olsa idi, 15 Temmuzlar olmayacaktı.
Bugün ortalıkta general diye dolanan çoğu kişi, Ordu’dan ‘ihaç’ edilmiş edilmiş olacaktı.
Danıştay Danıştay olsaydı, bugün bürokrasinin, yani ‘Devlet’i temsil eden ‘masa’ların başında bugünkü kişiler asla olamayacaktı.
Bu ‘tıynetsiz’ kişilerin ne Vali, ne Kaymakam, ne Müdür ve de Genel Müdür olmaları mümkün olmayacaktı.
Maliye, Hazine, DPT, DİE (ben bu kurumları hep eski ünvanlarıyla anmaktan yanayım) gibi ‘kurum’lar ‘kurumsal varlık’larını korumuş olsalardı, ne Türkiye bugünkü kadar borçlanmış olacak, ne bugünkü kadar ‘kamu düşmanı yatırımlar’ yapılmış olacak ve ne de bugünkü gibi ‘zıldırzop’ ve sonradan görmüş bir ‘lümpen burjuvazi’ doğmuş olacaktı.
Diyanet İşleri Başkanlığı gerçekten Diyanet’le ilgilenecek olsaydı, bugünkü asalak ve zır cahil imam ve müftüler olmayacak, müslümanlık saygın dinler arasında yerini alabilecekti.
Siyasetçiler gerçekten ‘Politikacı’ olabilselerdi, neredeyse bin yıldır söylenip gelen ‘Halkın sesi her zaman hakkın sesi’ değildir (Vox populi vox dei) diyecek ve ‘halk dalkavukluğu’ yapmayacaklardı.
Askerler eğer ‘Türk Subayı’ olabilselerdi, ‘vesayet’ palavrasına sarılmayacak, sadece dış düşman değil ama gerçekte ‘İç Düşman’ olabileceğini görebileceklerdi.
Kısası halamın şeyi gibi, eğer bunlar olabilseydi demek durumdayım.
Yani kuramsal olarak ‘Devlet’ Devlet olabilseydi, halkı değil ama önce kendisini koruyabilseydi, bugün Türkiye’de de bir ‘Devlet’in olduğundan sözedilebilecekti.
Olmadığı için bugün IŞID türü bir Devlet ve Bağdadî gibi bir ‘Başkan’ınız var.
(Sürecek)

Re: DEVLET Mİ DEDİNİZ ? (IX)

İletiGönderilme zamanı: Cmt Haz 22, 2019 15:07
gönderen Gönül Pınar Atacı
MUHTEŞEM bir irdeleme ve genelleme. Üstün ve özgün yazarı sevgili Habip Hamza Erdem'i en kalbten kutlamak gerek.