1. yüz (Toplam 1 yüz)

‘15 TEMMUZ BAYRAMI’

İletiGönderilme zamanı: Pzt Tem 15, 2019 13:31
gönderen Habip Hamza Erdem
‘15 TEMMUZ BAYRAMI’
Bugün Türkiye’de ‘15 Temmuz Bayramı’ kutlanıyor.
Seksen küsur milyon insanda bir ‘birlik ve beraberlik duygusu’, bir ‘bağımsızlık ateşi’, bir ‘vatan-millet-sakarya’ edebiyatı ki, sorma gitsin.
Önce askerlerden başlayalım.
Hepsi birer ‘kahraman’!
Sözde ‘Fetö’nün ‘kumpas’ına kurban olup, gidip yıllarca hapishalerde yatmışlar.
Hayatları kararmış, en verimli olabilecekleri yerlere gelemeden önleri kesilmiş.
Hapishaneden çıktıktan sonra ne demişler: ‘Vatanî görevimizi yaptık’.
Yani bunların ‘vatanî görevleri’, ‘Fetö terör örgütü’ne, görevde oldukları dönemde ‘ses çıkarmayıp’, onların ‘darbe’ yapabilecekleri konuma gelmelerine göz yummakmış denilse abartı olmaz.
‘Biliyorduk ama elimizden bir şey gelmiyordu’ demekle kurtulabileceklerini sanıyorlar.
Biliyor idiysen, sana gerçekten verilmiş olan ‘vatanî görev’ini hiçbir zaman yapamamışsın denilse, ayıp mı olur yoksa günah mı?
En birincil görevin, senin ‘Tarikat’ı nizamiyeden içeri sokmamaktı diyen biri yok.
‘Askerî vesayet palavrası’ sonunda seni getirip sözde ‘15 Temmuz kahramanı’ yapmış oluyor, bu bir.
Gelelim ‘bilim kurumları’ olan üniversitelere.
‘Fetö terör örgütü’nün hemen tüm elemanlarına bakıyorsunuz, hepsi ‘Dr, doçent, profesör’ mü ne?
Çoğu ‘ilahiyatçı’ ve hemen hepsi ‘İmam Hatip’ çıkışlı.
Bunlara o akademik ünvanlar nasıl verilmiş bilen yok.
Sözde ‘Atatürkçü’ ve sözde ‘bilimci’ olduklarını söyleyenler, ‘biliyorduk ama elimizden bir şey gelmiyordu’ diyerek kurtarıyor ve kendi alanlarının ‘kahraman’ı oluyorlar bugün.
Siyasetçilere bakıyoruz.
‘Biliyorduk ama elimizden bir şey gelmiyordu’ diyorlar.
Yargıç ve Savcılar, ‘Biliyorlardı ama ellerinden bir şey gelmiyordu’.
Polisler, ögretmenler, memurlar ve sendikacılar ‘Biliyorlardı ama ellerinden bir şey gelmiyordu’.
Gazeteci ve yazarlar ‘Biliyorlardı ama ellerinden bir şey gelmiyordu’.
Yahu bu Fetö, ‘terör örgütü lideri’ mi yoksa ‘büyücü’ mü?
Seksen küsur milyon insanın nasıl ‘elini ayağını bağlamış’, bilen varsa beri gelsin.
Peki bu ‘Fetö terör örgütü’ diyelim ‘iktidar’ oldu, ne yapacaktı?
Sivas’taki ‘İstiklâl caddesi’nin adını ‘Muhammede Mursi Caddesi’ diye mi değiştirecekti acaba?
Kamu kurumlarının levhalarındaki ‘Türkiye Cumhuriyeti’ ibaresini mi söküp atacaktı?
Sayamayacağımız kadar, ‘akıl almaz’ ve Türkiye’nin içeriden bölünüp parçalanmasına yol açan ‘iğrenç’ eylemleri mi yapacaktı?
Seksen küsur milyon insanın seksen milyonunun en az iki-üç kuşak tarih öncesine geriletilmesine mi yol açacaktı?
Herşeyden vazgeçtik, 15 Temmuz’un üzerinden tam üç yıl geçmiş ama henüz kökünden ‘temizlenememiş’miş.
Zaten temizlenemez idi.
Çünkü AKP’nin ‘önde gidenleri’ Fetöcüdür.
CHP’nin, MHP’nin ve bilimum siyasal partilerin içinde ‘Fetöcü’ vardır.
Fetöcü olmak için illa ‘Fetullah Gülen’in adamı olmak gerekmez.
‘Fetöcülük’,‘fenomenolojik’ bir ‘fenomen’dir.
Kenan Evren ve Turgut Özal’la başlar, AKP ile ‘zirvesi’ne ulaşır.
AKP’den kopacak olan parçalarla ‘bölünerek gelişecektir’.
Bugün tukaka olan ‘Fetöcülük’, özünde bir ‘dünya görüşü’dür, bir ‘vizyon’.
‘Zamanın Ruhu’ değil ama ‘zamane’ bir ‘görüş’.
Ki, seksen küsur milyonun seksenin de içine işlemiştir.
Bugün ‘Fetö’ye en karşı olanların içinde bir başka ‘fetöcülük’ yatmaktadır.
Bir ‘sözde hoşgürü’ de denilebilir.
Dr Recep’e hoşgörü, murdar Binali’ye, Abdullah Gül’e, Beşir Atalay’a, zamanın Ali Dibo’suna, Ali Babacan’a, Bekir Bozdağ’a, Cumhurbaşkanlığı ‘İstişare Kurulu Üyelerine’, aklınıza gelen ve gelmeyen, gelmiş geçmiş tüm Bakan, bakan yardımcılarına, her rütbeden komutanlara, vali ve kaymakamlara, yüksek ve alçak yargıçlara, öğretim üye ve elemanlarına ‘hoşgörü’.
Şimdi çıkıp ‘nutuk’ atmakla, fetöcülüğe karşı olunduğu sanılıyor.
‘Dünyaya bakışınızı’ değiştirmediğiniz müddetçe ‘fetöcülük’ hem içinizde uyuyan bir güç olarak kalacak ve hem de hep iktidarda olacakatır.
Attığınız bayram nutukları ise suya yazılmış bir yazı olarak kalacaktır.
Bu ülkenin selameti için ise, zerre yararı olmayacaktır.
‘15 Temmuz Bayramı’ imiş.
Hadi canım sende!