1. yüz (Toplam 1 yüz)

DEVRİMCİ KEMAL !

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eyl 08, 2019 20:56
gönderen Habip Hamza Erdem
DEVRİMCİ KEMAL !
1917 yılı Temmuz ayında (N°1, s.11) New York Times’da imzasız bir makale yayımlanıyor.
Başlığı : « Fransız ve Rus Devrimleri : paralellikler ve zıtlıklar »
Yazara göre, diyor E.J.Hopsbawm (*), « Her iki ülkede de ‘egemenler kritik anlarda akıllık edip, konumlarından feragat etmiş olsalar ve gerçek temsili kurumların oluşmasına fırsat verselerdi… asla devrim olmazdı. »
Her ne kadar yazar, iki ülkede de, nihai ve yıkıcı muhalefetin yabancı bir ülkenin kraliçesinden (birinde Marie Antionette, diğerinde Tsarina) etkilenmiş olduğunu ve bu kraliçelerin egemenler üzerinde tehlikeli bir güce sahip olduklarını yazıyorsa da ;
« İki ülkede de filozoflar ve yazarlar uzun süredir devrime hazırlanmaktaydılar » diye ekliyor.
Bu da nereden çıktı denilebilir ?
Türkiye’de yabancı ülkelerin kraliçeleri muhalefet üzerinde etkin değil, bu bir.
Sonra hangi filozof ve yazar uzun, süredir ‘Devrim’ üzerine kafa yormaktadır ?
Kuşkusuz iki sözcüğünden biri ‘Devrim’ olan yazar, çizer, siyasetçiden istemediğin kadar bulunabilir.
Ne var ki, bunlardan hiçbiri demiyelim ama pek azı, gerçekte ‘düşünmeyi bilen’lerdendir.
Denilebilir ki, o dönemde, bu iki ülkenin birinde Voltaire’ler ve Rousseau’lar, diğerinde Tolstoy’lar, Herzen’ler ve Bakunin’ler didik ediliyorsa, bugün de Türkiye’de bu benzeri düşünürlere ileri geri gönderme yapılabilmektedir.
Nitekim Halk Tv’de benzer konularda yapılan yayınlar da var.
Ancak ve ne var ki, bu tür izlencelerden ne Devrim çıkar ve ne de Hareket.
Devrimci bir parti olan ve olması gereken CHP’den ise çıksa çıksa bir ‘Devrimci Kemal’ çıkar.
CHP Genel Başkanı, Tıpkı Alman Soyal Demokrat Partisinin kuramsal önderi Karl Kautsky gibi « Biz devrimci bir partiyiz, ama asla devrim yapmayız » demektedir.
Dese de yapamaz, o ayrı tabi.
Oysa, Bismarck, 1866 yılında, «Eğer bir devrim olacaksa, kurbanları olmaktansa o devrimi kendimizin yapması daha yeğdir » demişti.
O CHP ki, ‘Devrim’ genlerinde var.
1917’lerde nasıl ‘Devrim’, Rusya ve Türkiye için ‘kaçınılmaz’ hale gelmiş idiyse, yüzyıl sonra Türkiye için yeniden ‘kaçınılmaz’ hale gelmiştir.
Ancak ortalıkta değil ‘Devrim’ yapacak, üzerinde düşünecek adam kalmamış gibi görünmektedir.
Ve savım olsun, bu CHP, bu önder takımıyla, ‘Devrim’in en büyük ‘engeli’ konumuna gelmiştir.
Yazar, çizer, sözde ‘düşünür’ takımı ise, ‘Devrim’ konusunda, bence laf ebeliği yapmanın ötesine geçememektedirler.
Oysa ‘Devrim’, « yeryüzünün tektonik tabakalarındaki kaymaya benzer biçimde, insan iradesi ve denetiminin ötesinde gerçek bir fenomen » olarak anlaşılmadıkça, gelip gelmediği ya da yakın olup olmadığı üzerine konuşulamaz.
Lafı uzatmadan başa dönelim ve bugün Türkiye’de « Egemenlerin kritik anlarda akıllık edip, konumlarından feragat edip etmeyeceklerini » soralım.
Etmezler değil mi ?
Eh ‘Devrim’ kapıya gelmiş demektir.
Kim yapacak diyorsanız, bence CHP yapabilir.
Ama Kemal Kılıçdaroğlu asla !
İşte sorun da bu ya…
Habip Hamza Erdem
(*) Fransız Devrimine Bakış, Türkçesi Osman Akınbay, Agora Kitaplığı, İstanbul, 2009, s. 53