1. yüz (Toplam 1 yüz)

EKONOMİ ve ÖTESİ (V)

İletiGönderilme zamanı: Pzt Oca 27, 2020 19:01
gönderen Habip Hamza Erdem
EKONOMİ ve ÖTESİ (V)
Kapital’i yeniden-okumak
Kapitalizm diyoruz, emek-sermaye falan ve çoğu kez de ‘ekonomizm’ ve ardından ‘marksizm’ diye devam ediyoruz.
Çokbilmişlerimiz ise, ‘ekonomi politiğin eleştirisi’ diye hemen Marx’tan-Engels’ten alıntı yapmaya başlıyorlar.
İşte bu sonuncular için, Alain Bihr ile birlikte, günümüzde Kapital’i nasıl (yeniden-) okumamız gerektiğini açıklamaya çalışalım.
Bihr’e göre, 1°Kapital’i doğrudan, yani roman gibi okumak var, 2° Roman gibi değil ama, baştan sonra kesintisiz okumak var, 3° Kapital’in mantığını anlamaya çalışmak için okumak var, 4° Kapital’i henüz tamamlanmamış bir çalışma olarak okumak var ve 5° Kapital’i, bir bütün olarak ‘ekonomi politiğin eleştirisi’ olarak görerek okumak var.
Türkiye’de, Marx’ı, kimi yerde ‘İktisat Biliminin Kurucusu’ olarak tanıtanlar da yok değil.
O zaman, yukarıda sözü edilen beş tür ‘okumak’ı sırasıyla ele alalım, ki ileri-geri marksizm, ekonomizm, ekonomi politik demek yerine, gerçekte şu ‘ekonomi’ ne imiş ne değilmiş, biraz daha içine girmiş olalım.
1° Eğer belli bir ekonomik formasyon üzerine, bir akademik çalışma yapılacaksa bile, Kapital üzerine yazılmış ciddî çalışmaların ‘klavuzluğu’ olmadan, Kapital’i, üç (ya da Dört) Cilt olarak okumanın, kimseye zerre kadar yararı olmaz, bu bir.
2° Kapital’i kesintisiz değil ama güya daha kolay anlaşılsın diye kimi konularına göre, örneğin ‘emek-değerin oluşumu’, ‘ilk birikim kuramı’ veya ‘kâr oranlarının düşme eğilimi’ gibi parçalayarak yayımlanmış olan kitapçık veya broşürleri okumak da pek yararlı olmayacaktır.
Örneğin, ekonomik bunalımları açıklamak için, sözde marksist çözümlemeler yapan çoğu çokbilmişin hemen ‘üretim fazlası’ ya da ‘kâr oranları’ gibi, özde ne olduklarından bihaber oldukları terim ve kavramları gelişigüzel kullandıklarını görüyoruz.
Yineleyecek olursak, bu tür yorumların hemen hemen tümünü, ‘galat-ı meşhur’ olarak değerlendirmek gerekiyor.
3° Kapital’in mantığını anlamak için okumaya gelince, burada köklü bir ‘yöntembilim’ bilgisi gerekiyor.
Örneğin, “Soyuttan somuta yükselen yöntem, düşünce için, somuta ulaşma yani onu somut düşünce olarak yeniden üretmeye dayanmaktadır” sözünden kim ne anlayabilir?
Gerçekte bu, kendisi anlamış da başkasına anlatıyormuş gibi yapanlar için tam bir ‘çokbilmişlik’ örneği oluşturmaktadır.
Oysa, ‘soyuttan somuta’ diye özetlenen akılyürütmede, Marx, parçadan bütüne giderken, bu iki anı düşüncede ayrıştırarak (soyutlama), çevrimsel bir süreç olarak yeniden üretmeye çalışmaktadır. Ve önce, somut üretim süreci (Cilt I), sonra dolanım süreci (Cilt II) ve onların birliği (Cilt III) olarak incelemektedir.
Benzer biçimde, Para-Meta-Para’ sürecini bir genel süreç olarak ortaya atsa da, sanayi sermayesi, ticaret sermayesi ve finansal sermaye gibi ‘özgül’ durumlar için de ayrı ayrı ele almaktadır.
Demek ki, hem yeterli bir yöntembilim bilgisi ve hem de ‘ekonomi formasyonu’ olmadan, Kapital’in mantığını çözümlemeye kalkışmak da boş bir çaba olacaktır.
4° Sonra, Kapital’in ‘henüz tamamlanmamış’ bir çalışma olarak görülmesi de var:
Bunu görebilmek için de, Marx’ın çalışmalarını yazıldığı zamanlara göre sıralamak gerekiyor:
-Marx’ın 1844’te başlayan yayınlarının 1857’den sonra ‘ekonomi’ ağırlıklı olduklarını biliyoruz.
-1857-58 sonrası ise, ‘Ekonomi Politiğin Eleştirisinin Temelleri’ başlıklı çalışması, ölümünden çok sonra 1939 yılında yayımlanmış (Franbsızcası 1967) olup, Almancası Grundrisse der Kritik der politischen Ökonomie (Fondements de la critique de l’économie politique)dir. Bunun sadece ilk iki bölümü ‘Eleştiriye Katkı’ (1857) olarak yayımlanmıştır.
-1861-63 döneminde, Marx 23 Defter doldurarak ‘Ekonomi Politiğin Eleştirisi’nin üçüncü bölümünü yazacaktır. İşte tam bu arada ‘Ekonomi politiğin eleştirisi’ altbaşlığıyla Kapital oluşmaya başlayacaktır.
-1863-65 arsında ise Kapital’in ilk taslak biçimi ortaya çıkacaktır.
-1865-66’da biten Kapital’in Inci cildi 1867’de, Hambourg’da yayımlanacaktır.
-1868-70 ve 1877-80 aralığında, Marx, Kapital’in IInci Cildini şöyle-böyle tamamlayabilecektir.
-1885’te Engels tarafından yayımlanan IInci Cilt, Marx’ın çeşitli dönemlerde yazdıklarının bir araya getirilmesiyle oluşacaktır.
-1894’de yine Engels tarafından yayımlanan IIIncü Cilt, Marx’ın 1863-65 dönemindeki elyazmalarından oluşturulacaktır.
-1905-10 döneminde ise, Karl Kautsky, Marx’ın 1861-63 döneminde kaleme aldığı elyazmalarından ‘Artı-Değer Kuramı Üzerine’ altbaşlığıyla Kapital’in IVncü Cildini yayımlayacaktır.
Görüldüğü üzere, Kapital’leri türdeş bir bütün olarak okumak, ya da okunduğu sanmak pek doğru olmayacaktır.
Kaldı ki, Marx’ın Eleştiriye Katkı’da söylediği üzere, “Ben burjuva ekonomisini sırasıyla Sermaye, Toprak Mülkiyeti, Ücretli Emek, Devlet, Dış Ticaret ve Dünya Pazarı olarak ele alacağım” demektedir.
Demek ki, Kapital, yazarının incelemek istediği konular arasındaki ilk ‘kategori’yi oluşturmakta ve yine Marx’ın kendi deyimiyle “ne sermaye rekabetini ve ne de krediyi kapsamamakta, sadece İngiliz ekonomistlerinin the Principles of Political Economy dedikleri » şeyi ele almaktadır.
Sadece Kapital’in ‘üretim biçimi’ni ele almaktadır da denilebilir.
Yani, dış ticaret veya Devlet konusunda, Marx’ın ilk yazmalarının dışında, Kapital’lerde çok şey bulmak mümkün olmayacaktır.
Bu bakımdan, Kapital’leri ‘henüz tamamlanmamış bir yapıt’ olarak görerek okumak gerekmektedir diyeceğiz.
5° Kapital’leri sadece ve yalnızca ‘Ekonomi Politiğin Eleştirisi’ olarak okumak.
Bu eleştiri üç boyutlu düşünülebilir:
a- Arkaik Ekonomi Politik, bir ‘bilim olarak yetersiz’dir eleştirisi: Nitekim Marx, “Bu çalışmanın amacı modern toplumun deviniminin ekonomik yasasını ortaya koymaktır” derken, asıl amacın ‘toplumsal devinim’ olduğunu düşünmektedir.
b-Kapitalizmin ‘tersine dönmüş bir dünya’ olarak görüldüğü için eleştirisi : Yani Marx, ‘Ekonomi politiği’ bir ‘dünya’ olarak görmekte, daha doğrusu, üretimin ‘kapitalist’ ilişkiler yoluyla ‘modern toplumu’ oluşturduğunu (structurant) ama burada bir tersliğin sözkonusu olduğunu göstermek istemektedir.
Bizdeki ‘üretim ekonomicileri’ bu tersliği ya görmemekte ya da zaten ‘bilmemek’tedirler.
c-Son olarak, bu tersine dönmüş dünyanın, yine kendi dinamikleriyle, yani bir yandan üretimin ‘nesnel’ koşullarının yarattığı ‘öznel koşullar’ aracılığıyla düzeleceği eleştirisi.
Ya da kısaca, insanlık tarihinin sadece ve yalnızca ‘yaşam mücadelesi’ (lutte pour la vie) olmadığı, yani ‘insanın insanca yaşaması’nın da olanaklı ve ‘olası’ olduğunu göstermeye çalışmıştır.
Bu yazıyı sonlandırırken, diyelim o zaman, ‘Marksist Ekonomi’ mi, Allah göstermesin dememek için, sadece ‘galat-ı meşhur’la değil ama aynı zamanda ‘lügat-ı fasih’le de uğraşmak gerekmektedir.
Çünkü bu konudaki çoğu ‘lügat’lar da eksik ya da çarpıtılmıştır.
(Sürecek)