1. yüz (Toplam 1 yüz)

mevlana'nın güzel sözleri

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eyl 14, 2008 10:28
gönderen solucan
• Yazıklar olsun ki vakit geçti, bizse çılgın asıkız, deli divaneyiz. Kıyısı belli olmayan bir
denizdeyiz. Bir gemiye binmisiz, gece, bulutlu bir gece... Allah'ın denizinde Allah'ın lütfu ile, onun
ihsan ettigi güçle, basarıyla gemimizi sürüp durmadayız.
Divan--ı Kebir
• Ey gece, neselisin, hep böyle neseli gel, neseli gel! Ömrün bitmesin, kıyamete kadar uzasın gitsin, dostun yüzünün güzelliginden, hatırında öyle bir ates var ki, ey üzüntü, eger cesaretin varsagel, benim hatırıma gir!
• "Günün aydınlıgı sensin, gamı yakan yandıran sevinç sensin, gecelerin aydınlıgı, ay ısıgı sensin, ey tatlılıklar, sekerler yagdıran bulut gel!"
hz.Mevlana(k.s)
divan-ı kebir'den
• Başını kilimin içine çekme, yüzünü örtme! Çünkü dünya, başı dönmüş, sapıklığa düşmüş bie bedendir! Sen ise akılsın; kalk görün de, sapıklık cihanı senin nûrunla aydınlansın.
Hz.Mevlâna
Mesnevî şerîf
• Aşk şeriatı, bütün dinlerden ayrıdır. Âşıkların şeriatı da Allah’tır, mezhebi de.
Lâlin, lâl olduğunu ispat eden bir damgası olmasa da ne çıkar?
Aşk, gam denizinde gamlanmaz ki!
Mesnevi Şerif...
• Kim, azgınlık etmez de bugün nefsanî duygusunu,
Şehvet arzusunu mezara gömerse,
O duygu, mezarında ona bir
Huri olur, o karanlık lahitte ona eş, dost kesilir.
Hz.Mevlana (K.S)
• Bensiz olanındır, bütün benler; -kişi-
kendisine dost değilse, herkes dostu olur.
Ayna, içinde suret bulunmazsa, değer bulur;
çünkü bütün suretleri gösterir
HZ.MEVLÂNÂ (K.S) - MESNEVİ ŞERİF
• Kâmil insanın ağlayışı, ne gamdandır, nede neşeden;
O ağlama, o gözyaşı dökme, bizim bidiğimiz ağlayış değildir. o bambaşka bir ağlayıştır.
O ağlayışın güzelliğini, ancak Rûh bilebilir; o ağlayışa binlerce gülüş kurban olsun.
Hz.Mevlâna
• Ben aşıkım aşka,aşkta sevdalı bana
Aşık tene can - ten ise sevdalı cana.
Bazen dolarım boynuna ben kollarımı.
Bazende sürükler beni canan yanına.
Hz.Mevlana
• Sütle bal gibi benimle karılsan, birleşsen ne olur? Bal, sütten kaçmaz; seninde benden kaçmaman gerek.
Sevgili, lâyık değilsem sana, yüceliğine lâyık olurum; hiçbir şey değilsem, yoksam, senin yüzünden bir şey elde ederim, bir şey olurum elbet.
Hz. Mevlâna
Dîvân-ı kebîr
• Gitsin güzelim,hepsi de, tek sen gitme.
Ey dost,ey gam ortağı,bizden gitme.
Ey gülbeşeker,şarap koy,iç,doldur,gül.
Dünya süsü saki,allesen gitme.
Hz.Mevlana
• Yeni baştan cefaya başladın, hatırla bunu, dediğini yapmadın, sözünde durmadın hatırla bunu.
Karanlık gecelerde beni yapayalnız, uyanık bıraktın da gittin, uyudun hatırla bunu.
Eteğine sarıldım; şöylece bir, eteğini çektin de gittin; hatırla bunu.
Hz.Mevlâna
Dîvân-ı kebîr
• Âşık isen, âşıklarla otur!
Gece gündüz demeden kapılarında dur!
Bu kapıdan içeri girdiğinde ise,
Yaratılmışlardan uzaklaş; yaradanla otur
Hz.Mevlana
• "Ey saki; kadehi Hakk asıgının sarabı ile doldur! Yanmıs, kavrulmus gönüllere Rabbanî sarap sun!
İlahî askla kendinden geçmis kisilerin meclisinde ekmekten az bahset Sunu iyi bil ki, ilahî ask suyuna dalmıs
kisiler, sudan baska bir seyle uzlasamazlar." hz.Mevlana(k.s) divan-ı kebir'den


• BAK.. BİLKİ DOMUZLARIN ÖNÜNE İNCİLER SERİLMEZ
MÜCEVHERDEN SAHAFLAR ANLAR ANCAK,BAŞKASI BİLMEZ
NE FARKEDER Kİ KÖR İNSAN İÇİN ELMAS DA BİR CAM DA
SANA BAKAN BİR KÖR İSE,SAKIN KENDİNİ CAMDAN SANMA...
• Cenab-ı Hakk,insan-ı kamile der ki;Ben senin dilinim,gözünüm,ben senin duygularınım,ben senin rızanım,ben senin öfkenim.
Mademki sen hayret alemine daldın kendinden geçtin,kendini hakk'a verenlerden oldun;ben de senin olurum,hadisinin sırrına erdin.
Bu bir gerçektirki;Varlığı Hakk'a verene,Hakk, kendi lutfunu,keremini ihsan eder.
Hz.Mevlana (k.s)
• Aşk-ı ezeli aşıka ilham-ı Hûdâdır
Bir neş'e nûmadır,
Tâhkik-i gönül şehrine pür nûru ziyadır
Minhâcı Hûdâdır...
Hoca beni men etme cünûniyet-i aşktan
Ver dersim o meşkten,
Bu cinnet-i aşk aşıka bir özge edâdır
Bilsen ne sefâdır...
Bir dil ki bilür aşk-ı hakikât haberinden
Söyler eserinden,
Elbette o dil beyt-i nazârgâh-ı Hûdâdır
Kal ehl-i cüdâdır...
Bir dilde ki var lezzet-i aşkın cevlânı
Eyler devranı,
Anın o gıdâsı dil-i uşşakâ devâdır
Hem rûha cilâdır...
Zahit beni ta'n eyleme kim mescide gelmez
Hakk-ı râhı bilmez,
Ben mü'tefikim kuşe-i meyhâne banadır
Mescit de sanadır...
Vaiz bana vasfeyleme ne cennet ile huri
Bilmem o huzuri,
Aşık olanın aşkla matlubu rızâdır
Bakisi hebâdır...
Emrah hüner izhâr edüb ehl-i hüner ister
Yani dürer ister,
Hak-i der-i dildârede gerçi fukâradır
Amma şuerâdır...
• Güneşin arpa büyüklüğünde bir ışığı belirse, gökyüzünde,
Samanyolunda dönüp duran sayısız yıldızı siler süpürür!
Yani, ilahî nurdan küçük bir ışın parlarsa, herşeyi alır götürür!
Sus; sus ki, susuşta yüzlerce dil, yüzlerce anlatış vardır!
Hz.Mevlana (K.S)
• Merhemimizi aşkta bulduk biz,
ve kanımızı akıttık aşk için,
ta son damlasına dek..
Her nefesimiz aşka doğru gider bizim.
Ve aşk,
nefesimizde bulur gerçek nefesini..
Hz.Mevlana
• Andolsun AŞK’a ki;
Gönül sayfamıza yazıldı.
Orada “üç harf ile beş nokta’dan”
Başka kayıt yoktur
• 'İnsanın gönlü, uyandırılacak, nurlar saçacak bir mumdur. Dostun ayrılığından ötürü bir yırtık vardır, bu yırtığın dikilmesi gerektir. Ey gönül yapmaktan ve gönül yakmaktan, gülmekten ve ağlamaktan haberi olmayan gafil! Aşk, bir geliştir, aşk bir haldir, bellenip öğrenilecek bir şey değildir'...
hz.Mevlana
• Bir süfi ,boş bir sofra görünce çoştu,sevincini belli eden
sözler söylemeye başladı.
Onu gören bir adam şaştı bu işe,"Sen niye seviniyorsunki bu kadar?Sofrada hiç bir şey yok."dedi
Süfi adama dönerek,"Sen varlık peşinde koş.Çünki sen aşık değilsin.Ekmek olmasa bile,ekmeğin aşkı , aşık olana nimetir.Aşıkların varlıkla işi olmaz.Onlar sermayesiz kardadırlar ."cevabını verdi.
• "Gel, gel aramıza katıl;
biz Hakk’a gönül vermiş aşk insanlarıyız!
Gel bize katıl da sevgi kapısından içeriye giriver,
Giriver ve evimizde bizimle beraber otur...

Gel birbirimizle içten konuşalım.
Kulaklardan gözlerden gizli konuşalım...
Güller gibi dudaksız ve sessiz gülüşelim...
Tıpkı düşünce gibi dudaksız – dilsiz görüşelim

Madem ki hepimiz biriz,
Birbirimize dilsiz- dudaksız gönülden seslenelim...
Madem ki ellerimiz kenetli,
Gel bu halden bahisler açalım

El-ayak gönül hareketlerini daha iyi anlar,
Öyle ise gel dilimizi tutalım,
Titreyen gönüllerimizle buluşalım."
/Hz. Mevlana
• Hazret-i Mevlana'nin Tasavvufunda Ask

Mevlana'nin tasavvufunda, yaratilisin, hayatin manasi asktir.
Ask ise, kimseye niyazi, ihtiyaci olmayan Allah'in vasiflarindandir.
Ondan baskasina asik olmak da geçici bir hevestir.

Yaratilisin sebebi bütün hastaliklarin takibi, böbürlenmenin,
bencilligin devasi, elemlerin merhemi ilahi asktir:
"Ask, o suledir ki, parladi mi sevgiliden baska ne varsa hepsini yakar",
"Ask, kimseye niyazi ve ihtiyaci olmayan Allah'in vasiflarindandir.
Ondan baskasina asik olma, geçici bir hevestir.",
"Ey bizim kibir ve azametimizin ilaci, ey bizim Eflatunumuz!

Ey bizim Calinusumuz!", "Toprak beden, asktan göklere çikti,
dag oynamaya basladi, çeviklesti. Ey asik! Tur'un cani oldu.
Tur sarhos, Musa da düsüp bayilmis... Kimin aska meyli yoksa o
kanatsiz bir kus gibidir. Vah ona!"
• Benim kendimden bile haberim yok. Gönlümde '' ALLAH ''tan başka bir şey mevcût değildir.
Dünkü yediğim yemek bile hatırımda yok, bu gönül hayretten, Allah'ın yarattıklarna bakıp, yaratana hayran olmaktan başka bir şeyle şâd olmuyor.
Hz.Mevlâna
Mesnevi şerîf
• Gönül evi bomboş, cennet gibi nasıl ki orada
da (cennette) fakr ve ihtiyâç yoktur âdeta.
Orada yalnız Tanrı sevgisi var. Onun vuslatı
hayalinden başka hiç kimsecikler yok.
Ben evi, iyi kötü, her şeyden sildim,
süpürdüm. Evim, tek Tanrının sevgisiyle dolu.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Dağıtmaktan dolayı elinde mal kalmazsa Hakk’ın inayeti, seni hiç ayaklar altında çiğnetir mi?
Her ekin ekenin ambarı boşalır, ama tarlasında daha iyisi olur.
Fakat tohumu ambara kor, biriktirirse zaman geçtikçe bitler, fareler o tohumu yiyip bitirir.
Eğer inciler saçarsan incilerin yüz kat fazlalaşır...
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)


• Müminin kalbi, adalet sahibi olan ve
kendisinden yardım dilenen Hakk’ın elindedir,
O’nun iki parmağı arasındadır.
Yüce Allah, “Biz gönle bakarız, su ve
topraktan ibaret olan sûrete değil”
buyuruyor.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• O büyük insanlar, Allah'ın hükümlerine râzı olmuşlardır. Başa gelen ve gelecek kazâyı defetmeyi aramak, yâni dua etmek, onlara haram olmuştur.
Allah'ın o has kulları; kazâda, başa gelen bir felâkette ayrı bir zevk bulurlar.,Kazâdan,belâdan kurtulmayı dilemek ve duâ etmek onlara âdetâ küfür gelir.
Cenâb-ı Hakk onların gönüllerine öyle bir hüsn-i zan(=güzel zan)vermiştir ki, onlar, hiç bir gam ve hiç bir musîbet yüzünden matem elbisesi giymezler.
Hz.Mevlâna
Mesnevı şerîf
• Dünya aslanı, av ve azık arar; Allah aslanıysa, özgürlük ve ölüm arar.
Mevlâna
• A varlığıyla bizi sarhoş eden; senin güzelim ırmağında yüzer, dalgalanırız biz.
Gümüşe benzeyen göğsün, altına döndürdü beni; senin birliğin yüzünden yalınkat oldum,tek kaldım.
Baş komadayım; senin güzelim topun, nasıl olur da çevgenine baş komaz?
Susayım; çünkü güzelim varlığı beni hay-huylara salmıştı; şarabı hay-huyumu yok etti gitti.
Hz.Mevlâna
Dîvân-ı kebîr
• Haddini bil de yukarılarda uçma. Uçma da kötülük çukuruna düşme!
Hz. Mevlana (k.s)
• Kalender, insan değildir.
İşte sana kısa, özlü bir söz:
0 baştan başa bakıştır, görüştür.
Gönül susarak konuşur.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Aşıklık,neşe ve keder hallerinden üstündür.Bu hallerden kurtulmuştur.Aşk bahçesinin ne ilkbaharı vardır, ne de sonbaharı.O bahçenin gülleri solmaz;daima yeşildir tazedir.
Hz.Mevlana (k.s)
• Her zahmete,kızmada,öfkelenmede,her terbiyesize kin gütmektesin.Peki ama,cilalanmadan nasıl ayna olacaksın?
Hz.Mevlana (k.s)
• Hangi gönülde senin kulun ve kölen
olduğuna dair bir damga, bir işaret yok?
Hangi dert, hangi gam vardır ki sen ona
derman olmayasın?
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Bilmediğimiz, görmediğimiz bir gök vardır ki,
o gökte bir şimşek çakınca bizler
gökyüzüne, ötelere yükseliriz. Orada
kendimizi gösterir, şu yeryüzünü de işe
yaramaz eski bir hasır gibi dürer, kaldırırız.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Akıl şahneye benzer... sultan gelince biçare şahne bir bucağa büzüldü!
Akıl Allah gölgesidir, Allah güneş... gölge, güneşe karşı dayanır, durabilir mi hiç?
Hz. Mevlana
• Ruh bağışlayan güzelden ruhunu esirgeme. O, seni kır atın üstüne bindirir.
Taçlar veren o başı yücelerden başını çekme. O gönlünün ayağındaki yüzlerce düğümü çözer.
Fakat kime söyleyeyim?Bütün köy içinde nerede bir diri? Âbıhayatın bulunduğu tarafa doğru koşan kim?
Sen bir horluk görür görmez aşktan kaçmadasın. Bir addan başka aşktan ne biliyorsun ki?
Aşkın yüzlerce nazı, edası, ululuğu var. Aşk, yüzlerce nazla elde edilebilir.
Aşk vefakar olduğu için vefakar olanı satın alır. Vefasız adama bakmaz bile.
İnsan bir ağaca benzer, ahdi de ağacın köküne. Kökün iyileşmesine sağlamlaşmasına çalışmak gerek...
Mesnevi...[/font]

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eyl 14, 2008 10:32
gönderen solucan
• "Biz, gemilere benziyoruz. Aydın denizin içindeyiz de gözlerimiz görmüyor, birbirimize çarpıp duruyoruz. Ey ten gemisine binmiş, uykuya dalmış adam, denizi gördün ama asıl denizin denizine bak. Denizin de bir denizi var, onu sürüp duruyor.
Ruhun da bir ruhu var. onu istediği tarafa çeker çevirir? Güneş bütün varlık ekinini suladığı vakit Musa neredeydi, İsa nerede? Tanrı bu yaya kiriş taktığı zaman Adem neredeydi. Havva nerede? Bu söz de noksandır, bu sözün de bir neticesi yoktur. Noksan olmayan söz o tarafa, hakikat alemine ait olan sözdür."
HZ.MEVLANA(K.S)
MESNEVİ ŞERİF'TEN
• Allah'ı kim tanır, bilir? "La"dan, inkardan
kurtulan kimse! "'La'dan, inkardan kim
kurtulmuştur?" diye sorana de ki; "Belalara
düşmüş aşık."
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Allah’tan başka her şey fânidir. Mademki
onun zatında fâni değilsin, varlık arama!
Âfetsiz, felâketsiz hiçbir köşe yoktur. Allah’ın
halvet yerinden başka hiçbir yerde

dinlenmek, rahata kavuşmak mümkün
değildir.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Evlâdım! Sen aklı, hüneri sat; hayranlığı, şaşkınlığı satın al! Küçük görülmeye, değersiz sayılmaya bak; horluğa yürü! Böylece mânâya yönel; yoksa dünyalık kazanmak için, ticaret maksadı ile Buhara'ya gitme!
Biz, ne diye bu derece söze daldık? Hikâye söyleyeyim derken kendimiz hikâye olduk gitti.
Böylece ben maddî varlığımdan kurtuldum, yok oldum, masal oldum. Bâri mânen yalvararak, inleyerek secde edenlerin arasına katılayım!
Hakk'ı arayanlar için bu söylenilen sözler hikâye değildir. Sâdık ve merhametli olan mânâ dostunun huzûrunda durumu anlatmaktır.
Hz. Mevlâna
Mesnevi şerîf
• “Ey sevimli can! Aşkın gamından uzak kalma!
Çünkü onun her nefesinde bin oruç ve
namaz vardır.”
Hz. Mevlana (k.s)
• "Dedim ki; Eğer güzelsem bu güzelliği onun lütfu olarak kabul ederim. Değilsem zaten çirkinlikler bile bana güler! Çaresi şu: Kendime bakayım kendime çeki düzen vereyim. Bakalım, ona layık mıyım, değil miyim? O güzeldir, güzelliği sever. Taze bir delikanlı, kart bir ihtiyarı nasıl seçer? Temizler, kimlerindir? Temizlerin. Şu meydandadır: Güzel güzeli sever, güzeli ister. Şunu bil ki güzel güzeli cezbe der. “ Temizler,temizler içindir” ayetini oku! "
HZ.MEVLANA(K.S)
MESNEVİ ŞERİF'TEN
• Kötü dosttan incinme, kendinden incin,kendi noksanını,kendi hatanı gör!O düşman asıl sensin,karşında düşman olarak gördüğün senin aksindir.Sakın düşmanı iki sanma.
Hz.Mevlana (k.s)
• Bu yola girerken, hasedi, kıskançlığı bırak. Çünkü hased, çekememezlik, kıskançlık gibi hâller Şeytan'ın hâlidir
Toprak ol. Yani toprak gibi tevâzû sahibi ol. Hakk erlerinin, Allah adamlarının ayaklan altında toprak ol. Ve toprak saç haset illetinin başına.
• Varlıkların kurtulmuş olanlara felek de secde eder, güneş de, ay da.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tabidir, bulut da.
Gönlü ışık yakmayı, şulelenmeyi öğrenmiş olan kişiyi güneş bile yakamaz.
Varlığını o varlığı meydana getirenin varlığında bakırı kimya içinde eritir, yok eder gibi eritir, yok eder gibi erit, yok et (de altın ol)
Sen, sıkı sıkıya ben’e, yapışmışsın. Bütün bozuk düzen işler, bütün bu perişanlıklar, ikilikten meydana çıkıyor.
Hz. Mevlana (k.s)
• Akıl geldi, âşıklara öğüt vermeyi tasarladı. Gitti yola oturdu. Yol kesmeye başladı. Gelen geçen aşıklara öğüt veriyordu.
Fakat, aşıkların başında öğüt kabul edecek yer bulamayınca hepsinin ayaklarını öptü, sonra başını alıp gitti.

Hz. Mevlana ( k.s)
• Babam: ‘Bahâeddin! Eğer bir latif sevgili sana sıkı sıkıya bağlansa, hep seninle şakalaşsa, birdenbire yüzünün şeklini değiştirip gelse ve sana: ‘Bu! Bu! Bu!’ dese ondan hiç korkar mısın?’ buyurdu. Ben de: ‘Hayır, korkmam.’ dedim. Buyurdu ki: ‘Seni sevindiren, seni sevinç ve neşe içinde tutan sevgili, seni üzen ve kendisinden sıkıntı duyduğun aynı sevgilidir. Hep O’dur, hep O’ndandır ve hep O’ndan feyizlenirsin.’”
Sultan Veled şöyle devam ediyor sözlerine: “Babamın bu hareketi ve sözleri üzerine derhal hâlim değişti, taze gül gibi açıp ferahladım. Ömrüm oldukça da başka gam yüzü görmedim ve üzülmedim, dünyanın gamı kederi yanıma yaklaşmadı.
• **Bir gün oğluna şöyle iltifatta bulundu Hz. Pir: “Ey Bahaeddin! Benim dünyaya gelişim, senin dünyaya gelmen içindi. Çünkü benim söylediğim bütün bu sözler, benim sözümdür; sen ise benim eserimsin.”
**Aralarındaki, sıradan baba-oğul ilişkisini çok aşan münasebete dair çok hoş bir hatıra anlatıyor Sultan Bahâeddin Veled:
“Bir gün bende büyük bir ruh bezginliği, iç sıkıntısı vardı. Babam hazretlerinin medresenin kapısından içeri girdiğini gördüm. Beni bezgin ve sıkıntılı görünce: ‘Birinden mi incindin de böyle sıkıntılısın?’ dedi. Ben: ‘Bilmiyorum, bu ne haldir?’ dedim.
Babam kalkıp eve girdi, bir süre sonra bir kurt postunu çevirip başına ve yüzüne geçirmiş halde, çocukları korkutur gibi ‘Bu! Bu! Bu!’ yaparak dışarı çıkıp yanıma geldi. Babamın bu hoş hareketinden bana bir gülme geldi, anlatılmayacak kadar güldüm. Babamın ayaklarını öptüm.
• Âşık kendisini bir işte muhtâr görmez, her işi ma'şûktan bilir.
'' Öyle sanırdım ayrıyım, dost gayridir, ben gayriyim
Bende olup işiteni bidim ki ol cânan imiş ''
Hz.Mevlâna '' Mescid-i Harâm, zâhir ehline göre ziyâret edilen Kâbe'dir, âşıkların ve vâsılların indinde ise visâl-i Hakk'dır'' der.
Hz. Mevlâna
Fîhi mâ fîh
• Üzüm gibi ayaklar altında tepeleniyorum.Aşk
hangi tarafa çekerse o tarafa
dönüyorum.Bana ; etrafımda niçin
dolanıyorsun dedin ! Senin tozun değilmiyim?
Kendi çevremde dolanıyorum.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Merak etme mânâ kapısını çalarsan sana açarlar” “İstek en büyük kılavuzdur” İster yavaş gitsin ister acele koşsun arayan elbette aradığını bulur.
Ey Hakk yolunda gitmek isteyen kişi bu isteğine iki elinle sarıl ! çünkü istek en iyi kılavuzdur. Topalda olsan, sakat da olsan, uyuklasan da, edepsizce bile olsa yine onun yolunda ol, ona doğru sürün, O’nu ara...
Hz.Mevlana (k.s)
• Bu dönüşü ben kendi canımdan öğrendim.
Beden kalıbına girmeden önce can âleminde
de böyle dönerdim.Bana sabır ve sükûn
daha uygundur diyorlar.Ben bu sabırı da ,
sükûnu da size bağışladım.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Ben, gönül evini iyiden de, kötüden de sildim süpürdüm; evim Allah aşkı ile doludur.
Orada, Allah'tan başka ne görürsem bilirim ki, benim değildir; benden bir şey isteyen dilencinindir! Yâni, gönlümün aynasında görünen hayâl benim değildir; benim karşıma gelen dilenciye aittir! Çünkü benim gönlümde Allah'tan başka bir şey yoktur!
Hz.Mevlâna
• Biz taş gibi sert isek de, senin mühürün uğruna yumuşar, mum oluruz.
Mum olunca da senin güzelliğinin nuruna pervane kesiliriz.
Aşk aynasının yüzünü, varlık, benlik nefesi ile bulandırmayalım, kirletmeyelim.
Mademki gönlümüz bir harabeye döndü, hiç olmazsa biz gizli defineye mahrem olalım.
Gönül masalı gibi elsiz, ayaksız kalalım da, aşıkların gönüllerinde masal gibi yer edinelim, konaklarda konaklayalım.
Hz. Mevlana (k.s)
• "Ey yüzünü görmediğim sevgili, bana bir kadeh sun. Sen benim yüzümsün, hakikatimsin, seni görmezsem şaşılmaz. Yakınlığın son derecesi, şüpheye düşme perdesiyle bürünmedir.
Sen aklımsın, seni görmezsem şaşılmaz. Karışık şeylerin birbirine girmesinden seni göremezsem şaşılacak şey değildir bu. Sen, bana şah damarımdan daha yakınken, ya diye nasıl sana hitap edebilirim? Ya uzakta olana hitaptır.
Ben, kıskançlığımdan yanımdaki sevgiliyi gizlemek, duyanları yanıltmak için dağlarda, çöllerde sana nida edip duruyorum. "
hz.mevlana(k.s)
• "Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gönülden, aşktan gelir. O gizlice niyazın, o önü sonu anman yok mu? İşte saf, halis ve hüzünlü dua odur. “Ey Tanrım ey feryadıma erişen ey yardımcım” demendir."
hz.Mevlana(k.s)
• Öyle kullar vardır ki, onların gözleri sebeplere takılmaz, sebepleri aşar. Allah'ın lûtfu ile perdeleri deler, geçerler.
Sebeplerden kurtulmuş Müsebbibü'l-Esbâb (=Sebepleri yaratanı)'ı bulmuş ârif insandan Tevhîd-i Zât (birlik sürmesini) çekerler de, illetten de kurtulurlar, sebepten de..
Onlar ne hummaya bakarlar, ne kulunca, ne de basura. Gönüllerine bu hastalıkların sebep olduğu düşüncesini sokmazlar.
Hz.Mevlâna
• Bütün geceler de; Cenab-ı Hakk'dan şöyle
hitaplar, sesler gelip durmada. "Ey kulum!
Herkes uykuya daldı, kalk! Seninle manen

buluşalım. Bu fırsatı kaçırma! Bu fırsat her
zaman ele geçmez.
Öldüğün zaman bu can bedenden ayrılınca,
bu gecelere çok hasret çekersin, özlem
duyarsın." O nedenle bir gece olsun uyuma
HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
• Sen benim canımsın, ruhumsun, bana Fatiha okuyorsun ama, sen baştan başa fatiha ol da seni gönlüme çağırayım,içime alayım.
Hz.Mevlana (k.s)
• Allah'ın hükmüne ve takdirine karşı ölü gibi olmak gerek ki, sabahın Rabbi olan Allah'tan bir kahır yarası almıyasın.
Tevekkülden daha güzel bir kazanç yoktur. Hakk'a teslim olmaktan daha hoş ne vardır?
Henüz ayakta duramayan,yürümeyen, bir şey tutamayan çocuk babasının omuzunda taşınır.
Hz.Mevlâna
• Erler sohbeti de seni erlerden eder.Katı taş ve mermer bile olsan, gönül sahibine erişirsen cevher olursun. Temizlerin muhabbetini ta... canının içine dik. Gönlü hoş olanların muhabbetinden başka muhabbete gönül verme.
Mesnevi şerif
• Güneş, her akşam ona secde eder.
Bu secde yüzünden, o padişahtan ne ziyan görür?
Ziyan görmek şöyle dursun, onun maddî varlığı,
bu secde, bu batış yüzünden can bulur,
ertesi gün yine dünyaya nurlar saçmaya başlar.
Hz. Mevlana (K.S)
• nice diller var, nice diller,
Ama hepsin de anlam bir.
Sen kapları, testileri hele bir kır,
Sular nasıl bir yol tutar, gider.
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.
HZ.MEVLANA(K.S)
• (Çırak) “usta beni (niye) azarlıyorsun” deyince ustası “(öyleyse) o iki şişenin birini kır” diye (karşılık vermiş).
Şişe bir taneydi, ama onun gözüne iki görünüyordu.(...)
(Çırak) birini kırınca diğeri de gözden kayboldu. İnsan da arzuları ve öfkesi sebebiyle (böyle) şaşı olur.
Öfke ve şehvet insanı şaşı yapar, ruhu doğruluktan ayırır.
Kin (duygusu) gelince hünerler görünmez olur, gönülden göze yüz perde iner.
Kin tutma! (Zira) kin yüzünden yol azıtanların kabirlerini kin tutanların yanına kazarlar.
Kızgınlığın cehennem ateşinin tohumudur. Kendine gel de şu cehennemini söndür. Çünkü o bir tuzaktır.
Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, cehennem ateşinin aslı oldun gitti, demektir.
Ateşin burada nasıl insanları yakarsa, ondan meydana gelen eser de orada seni yakar.
Hz. Mevlana (k.s)
• Ey benim gönlümün İçinde oturan! Gel, gönülde oturma vakti geldi.
Ey tövbe bozan! Gel, tövbeyi bozma zamanı geldi.
Ey böyle güzel, hoş renge giren, gül renkli şarab, gel, gül gibi elden ele gezmek zamanı geldi.
Hz. Mevlana (k.s.)
• Yokluk denizini anlattık, duydun ya.
Çalış da daima bu denizde ol.
Çünkü tezgâhın aslı yokluk âlemidir;orada hiçbir şey yoktur, bomboştur, oranın nişanesi bulunmaz.
Bütün ustalar, işlerini göstermek için yokluğu ve sınıklık yurdunu ararlar.
Ustaların ustası Allah’ın da tezgâhı yokluktur.
HZ.MEVLÂNÂ (K.S) - MESNEVİ ŞERİF
• Nûrun üstüne yüz kere toz, toprak atsan, yine nûr kaybolmaz. baş gösterir, görünür.
Saman nedir ki , suyun yüzünü örtsün? Balçık ne oluyor ki, güneşi gizlesin de, göstermesin.
Hz.Mevlâna
• Bugün de, her günki gibi yine harabız, yine harab olmuşuz. Endişe kapısını açma, içli feryatları ile, yanık sesiyle bize her şeyi unutturan rebâbı eline al, çalmaya başla. Mihrabı sevgilinin ilâhi güzelliği olan kimse için yüz türlü namaz, rûkü ve secde vardır. Hz. Mevlana (k.s)
• Deli divâne oldum. Bir delinin uyuması hatadır. Çünkü Deli, uykunun yolu nerededir. Bilmez ki onu bulsun da uyusun.
Allah uyumaz. O uykudan beridir arınmıştır. Sen Allah'ı o kadar düşün, o kadar sev ki Allah delisi ol ki "nerde olursan ol, ben seninle beraberim'' (Kuran-ı Kerim 57/4) Sırrına er de, Allah'la yatıp Allah'la kalkasın.
Hz. Pir (k.s)
• Bir gün Hz. Mevlananın eşi, selçuklu sarayının meşhur ressamı Aynü'd-Devle'yi çağırır ve Hz. Mevlananın resmini çizip kendisine getirmesini söyler.
Ressam çizmeye başlar. Fakat, her çizdiğinde kağıttakini ayrı,
karşısındakini ayrı görür. Tam yirmi adet kağıt eskitir.
Sonunda resimleri bir türlü mevlanaya benzetemez. Ressamın san'atı,
çizdiklerinin içinde kaybolur. Hz. Mevlana'nın ellerine kapanır:
"Bir dinin velisi böyle olursa, kim bilir nebisi nasıl olur?" diyerek,
heyecan ve dehşet içinde kalır. o halde Hiçbir ressam seni çizemez,
hiçbir fotoğraf sana benzemez.
• Güzel ve iyi sûret, bil ki kötü huyla beraber olunca bir kalp akçe bile etmez!
Çirkin ve hakir bir sûreti olanın huyu güzel olursa, ona kurban ol!
Testinin sûreti ile ne vakte dek oynayıp duracaksın? Testinin nakşından geç, ırmağa, suya yürü.
(Güzel) huy peşinde yürü, iyi huyla düş kalk. Gül yağına bak, nasıl gülün huyunu almış.
Zahmetin sebebi kötülük etmektir. Kötülüğü yaptığın işlerde gör; talihimden deme.
İyilik ettiğin müddetçe görürsün ki iyi yaşamaktasın, gönlün rahat.
Hz. Mevlana (k.s)
• Allah tarafından vahiy ve cevaba nâil olan kişi, her ne buyurursa o buyruk doğrunun ta kendisidir.
Senin cüz’î aklın onun küllî aklı vasıtasıyla küllî olur. Çünkü akl-ı kül, nefse vurulmuş zincir gibidir.
Her devirde Peygamber yerine bir veli vardır; bu sınama kıyamete kadar dâimîdir.
Tane arayana tane tuzaktır. Fakat Süleyman arayan hem Süleyman’ı bulur, hem taneyi elde eder.
Ustaya müracaat etmeksizin bir sanat tutan kişi, şehirde de alay konusu olur, köyde de!
Olmayacak şey onların himmetiyle olur. Pis şey, oraya vardı mı tertemiz olur, kutlu bir hale girer.
Halkın aynada gördüğünü pir, pişmemiş kerpiçte görür.
Hz. Mevlana (k.s)