1. yüz (Toplam 1 yüz)

Ortadoğu'nun 'seçim' yılı

İletiGönderilme zamanı: Pzr Ara 14, 2008 1:42
gönderen Türk-Kan
Cumhuriyet / Strateji

Resim
2009’da Filistin, İsrail, Irak, İran ve Lübnan’da halk sandığa gidecek…

Ortadoğu'nun 'seçim' yılı

H. Miray VURMAY

TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası

mvurmay@tusam.net


Ortadoğu için, rutinlerin dışında bir çatışma ya da sürpriz bir savaşa sahne olmayan bu argümanlara dayanarak nispeten “sakin” sayılabilecek bir yıl olan 2008’in bitmesine günler kaldı. 2009’un yaklaştığı bugünlerde Ortadoğu’ya deyim yerindeyse fırtına öncesi bir sessizlik hakim. Zira Ortadoğu’nun en sorunlu bölgelerinde derin siyasi boşluklar bulunuyor. Giderek daha da derinleşen bu boşluklar küresel ekonomik kriz ve krizin artçı sarsıntıları ile birleşince mevcudiyetinin sınırlarını kat be kat aşan boyutlara erişiyor. Ortadoğu’daki söz konusu siyasi boşlukların başında hiç şüphesiz ki ülkelerin iç sorunları, özellikle de siyaset arenalarındaki çalkantılar geliyor. Nitekim 2009 yılı Ortadoğu’nun başat aktörlerinden olan birçok ülkede hem kendi kaderlerini hem de bölgenin -hatta belki de küresel sistemin- kaderini etkileyecek kimi zaman da bizzat belirleyecek birçok seçime sahne olacak. Ayrıca müstakbel seçimlere ek olarak, geçtiğimiz ay yapılan ABD’deki Başkanlık seçimleri sonucundaki görev değişimi de Ocak 2009’da gerçekleşecek ve bu görev değişimi Ortadoğu’yu hiç kuşku yok ki doğrudan etkileyecek.

ORTADOĞU SEÇİME GİDİYOR

2008’in son çeyreğinde patlak veren ve 2009’da bir bataklık gibi dünyayı giderek daha da derinlere çekmesi beklenen küresel ekonomik krizin etkilerine ve Obama’nın merakla beklenen “değişim” stratejilerine yönelik, yüksek oktavlarda yapılan tartışmaların arasında Ortadoğu 2009 yılında neredeyse topyekün denilebilecek bir şekilde ardı sıra seçimlere gidiyor. Her biri kendi içerisinde oldukça sancılı süreçlere gebe olan seçimlerden ilki kuvvetle muhtemel Filistin’de gerçekleşecek. Evet, yanlış okumadınız “muhtemel” diyoruz zira Filistin’in düşman kardeşleri Hamas ve El Fetih bu konuda da birbirlerine düşmüş durumdalar. El Fetih’in “Filistin Anayasası”nı referans göstererek ayak diremesine karşın Hamas’ın baskıları galip gelirse Filistin’de 9 Ocak’ta görev süresi dolacak olan Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın koltuğu için seçim yapılması bekleniyor. Ancak El Fetih kanadı Başkanlık seçimlerinin Parlamento seçimleri ile birlikte 2010 yılında yapılması gerektiğini savunuyor ve bu konuda yeniden bir resmi düzenleme yapılması için çalışmalarını sürdürüyor. Seçimler konusundaki bu “sürünceme” durumu zaten gergin olan El Fetih-Hamas ilişkilerini daha da geriyor. Filistin’deki belirsizlik süreci aynı şekilde “sürüncemede” olan İsrail-Filistin görüşmelerini de yeni bir açmaza doğru sürüklüyor.

Filistin cephesinde bunlar yaşanırken şayet Hamas’ın istediği zamanda yapılırsa Filistin seçimlerinin hemen ardından Ortadoğu’yu bir diğer önemli seçim daha bekliyor olacak. Ocak ayı sonunda Irak’ta tartışmalı vilayetler dışında bölgesel seçimler yapılacağı duyuruldu. Irak’ın henüz egemen bir devlet olmadığı gerçeği tüm çıplaklığı ile ortada durduğu ve yapılacak seçimlerin somut sonuçlar doğurmayacağı açıkça bilinse de Obama’nın merakla beklenen Irak politikası ve seçimler sonrasında Irak’ta oluşacak hava birleşince -iyi ya da kötü- Irak’ta yeni bir şeylerin olması ihtimaller dahilinde. İşte bu nedenle olsa gerek artık olağan sayılan bir takım günlük şiddet eylemleri dışında Irak’ta işgalden bu yana görülmemiş bir sessizlik var zira gündem seçimlere kilitlenmiş durumda.

Irak seçimlerinin hemen sonrasında sandık başına gitme sırası Ortadoğu’nun bir diğer barut fıçısı olan İsrail’e geliyor. Nitekim İsrail, Şubat 2009’da son derece kritik olan parlamento seçimlerine gidecek. 2006 yazında yaşanılan İsrail-Hizbullah Savaşı’ndan bu yana İsrail siyaseti bir türlü dengesini bulamadı. Son olarak da Başbakan Ehud Olmert’in hakkında açılan yolsuzluk davaları nedeni ile parti başkanlığından istifa etmesinin ardından koalisyon dağıldı ve yeni bir koalisyon hükümetinin kurulamaması nedeniyle İsrail erken seçime gitmek mecburiyetinde kaldı. Şimdilerde İsrail’de partiler hummalı bir şekilde seçimler için çalışıyorlar. Sonuçları Ortadoğu için özellikle de Filistin, Lübnan, Suriye ve İran için son derece büyük önem taşıyan İsrail seçimlerinde sandıktan çıkacak olan sonuçlar sadece İsrail’i ya da söz konusu ülkeleri değil tüm Ortadoğu’yu etkileyebilme kapasitesine sahip.

Oldukça gergin bir havada geçmesi beklenen İsrail seçimleri sonrasında Ortadoğu’daki seçim trafiği bir süreliğine rahatlayacak olsa da 2009 Haziran’ında yine bölgenin yazgısı açısından son derece hayati öneme sahip olan Lübnan’da parlamento, İran’da ise başkanlık seçimleri yapılacak. 2005 yılındaki Hariri suikastı ve 2006’daki İsrail-Hizbullah Savaşı sonrasında istikrar kelimesinin yanından bile geçemez olan Lübnan’da son dönemde yaşanan siyasi gerginlikler şu sıralar durulmuş gözükse de seçimler yaklaştıkça yeniden alevleneceğe benziyor. Lübnan ile neredeyse eş zamanlı bir şekilde, hem bölgesel hem de küresel sistemin belirleyici aktörlerinden biri olan İran’da yapılacak başkanlık seçimleri de hiç tartışmasız bir şekilde birçok açıdan dikkatleri üzerine toplayacak bir seçim olacak. Zira bu seçimlerde İran halkı Ahmedinecad’la mı yoksa başka bir isimle mi yola devam edeceğine karar vermekle kalmayacak küresel dengeleri yakından ilgilendiren bir karar vermiş olacak.

Görüldüğü üzere 2009 yılı Ortadoğu’da seçim yılı olacak. Ortadoğu’nun kare aslarının hemen hepsinde oldukça çetrefilli seçimler var. Ancak Ortadoğu’nun seçim çilesi bunlarla sınırlı kalmayacak maalesef. Nitekim Kasım 2008’de 44. ABD Başkanı olarak seçilen Barack Obama görevi 20 Ocak 2009’da devralacak. Yani ABD için olduğu kadar Ortadoğu için de Obama dönemi resmen 2009 yılında başlamış olacak. Yeni ABD Başkanının bölgeye yönelik izleyeceği politikalara dair özellikle Arap Ortadoğu’sunda, büyük umutlar oluşmuş durumda. Ne var ki Obama’nın seçim propagandasının ana sloganı olan “değişim”in yolunun uygulanabilir bir şekilde Ortadoğu’ya düşüp düşmeyeceği konusunda ciddi şüpheler var. Zaten her ne olursa olsun mevcut konjonktürde Obama’nın elinde sihirli bir değneği olmaksızın Ortadoğu’da şu an uygulamada olan saldırgan ABD politikalarını bir anda değiştirmesi, Irak’ı özgürleştirmesi, İsrail-Filistin Sorunu’nu çözmesi, Lübnan’ı istikrara kavuşturması, Suriye’yi demokratikleştirmesi, İran’ı ehlilileştirmesi kısacası Kül Kedisi hesabı bal kabağını afili bir at arabasına çevirmesi imkansız görünüyor.

Velhasıl kelam İrili ufaklı, tartışmalı tartışmasız seçimlere gebe olan Ortadoğu, 2009 yılında yoğun bir seçim trafiği yaşayacak gibi görünüyor. Elbette ki söz konusu seçimlerin sonucunda mucizeler beklenmiyor Ortadoğu’nun geleceğine dair ancak, iyi ya da kötüye doğru bir yönelim, belki yeni bir konumlanma bekleniyor. Öyle ki küresel ekonomik krizle birlikte yeni kutupların peyda olmaya başladığı dünyada yeniden dizayn edilmesine kesin gözle bakılan küresel/bölgesel sistemlerin Ortadoğu’yu etkileyeceği, aynı zamanda Ortadoğu’daki gelişmelerden etkileneceği bir dönemde, Obama’nın kastettiği gibi değil belki de ama Ortadoğu başta olmak üzere dünyada bir şeylerin değişeceği kesin.

Resim
    IRAK

    Irak Parlamentosu, Eylül ayında son derece büyük tartışmalara neden olan yerel seçimlerin 31 Ocak 2009’da kadar yapılmasını öngören yasa tasarısını oybirliğiyle kabul etti. Ancak 31 Ocak’ta yapılacak yerel seçimler tartışmalı bölgeler olan Kerkük, Süleymaniye, Dohuk ve Erbil’de yapılmayacak.

    Söz konusu tartışmalı bölgeler için ayrı bir yasa hazırlanması bekleniyor. Ancak özellikle Kerkük konusunda halen Kürtler, Türkmenler ve Araplar arasında bir uzlaşma sağlanabilmiş değil. Kerkük’ün statüsü konusunda Türkiye’nin endişeleri giderilebilmiş değil. Bölgedeki Türkmen ve Arapların sürülmesi, Kürt nüfusunun sistemli bir şekilde artırılması, kısacası Kerkük’ün demografik yapısının değiştirilmesi konusunda Türkiye’nin itirazları sürüyor. Kürtler ise 2009 sonuna kadar söz konusu bölgelerde de seçimlerin yapılması konusunda ısrarcı.

    FİLİSTİN

    Filistin’de birçok konuda olduğu gibi seçimler de toplumsal ve siyasal olarak ülkeyi bölmüş durumda. Hamas Mahmud Abbas’ın görev süresinin dolduğunu ve Ocak 2009’da yeni başkanlık seçimleri yapılması gerektiğini savunurken, El Fetih seçimlerin Anayasa’ya göre 2010’da parlamento seçimleriyle birlikte yapılması gerektiği konusunda oldukça ısrarcı bir tavır sergiliyor.

    Başkanlık seçimleri konusundaki belirsizlik bir an önce aşılmazsa Filistin’de yeniden kanlı iç çatışmaların çıkacağı düşünülüyor. Nitekim her iki taraf da birbirini tanımamaya, darbeci saymaya devam ediyor ve Filistin’in geleceğine dinamit koymaya devam ediyor.

    Halk ise bu sürüncemeden bıkmış görünüyor. Ancak bir seçim olursa şayet oyların rengi belli görünüyor. Olası bir seçimde Gazze’deki sandıklardan Hamas, Batı Şeria’dakilerden ise El Fetih çıkması bekleniyor.

    İSRAİL

    İsrail’de erken genel seçimler 10 Şubat 2009’da yapılacak.

    2006 İsrail-Hizbullah Savaşı sonrası ağır yara alan Ehud Olmert başkanlığındaki koalisyon hükümeti, aradan geçen zamanda yaralarını saramadı ve sürekli kan kaybetti. Başbakan Olmert’in hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle Kadima liderliğinden istifa etmesi sonrasında Kadima’nın yeni lideri olan Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’nin yeni bir hükümet kuramamasından sonra İsrail erken seçime gitmek zorunda kaldı.

    İsrail’de partiler son hız seçim çalışmalarını sürdürüyorlar. Bir önceki koalisyonun iki büyük ortağı Kadima ve İşçi Partisi yapılan kamuoyu yoklamalarına göre gözle görülür bir şekilde düşüşteler. Hatta kimi yorumlara göre özellikle İşçi Partisi çöküşün eşiğinde. Zirvedeki isim ise eski Başbakan Benjamin Netenyahu’nun lideri olduğu aşırı sağcı Likud.

    Kamuoyu yoklamaları gerçeğe dönüşürse, İsrail’de şiddet yanlısı şahinler yeniden iktidara gelecek. Filistin’deki karmaşık yapı ve İsrail’deki olası aşırı sağ iktidarı karşı karşıya kalırsa Ortadoğu’yu yine kanlı günler bekliyor olacak.

    İRAN

    İran’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri 12 Haziran 2009’da yapılacak.

    İran Seçim Kurulu Başkanı Ali Rıza Afşar’ın açıklamalarına göre Anayasayı Koruyucular Konseyi ve İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla belirlenen seçim tarihinde Cumhurbaşkanlığı’nın yanı sıra milletvekilliği ara seçimleri de yapılacak.

    İran'da 10. dönem cumhurbaşkanlığı seçimleri için bugüne kadar reformcu kanattan İtimadı Milli Partisi Genel Başkanı ve eski Meclis Başkanı Mehdi Kerrubi dışında resmen adaylığını açıklayan bir isim yok. Ancak, resmi olarak açıklanmasa da mevcut Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın ikinci kez aday olması bekleniyor. Öte yandan Parlamento Başkanı Ali Laricani ve eski İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin de başkanlık seçimlerinde Ahmedinecad'a karşı yarışacağı tahmin ediliyor.

    İran’da ülkeyle ilgili kararlarda son sözü söyleyen dini lider Ayetullah Ali Hamaney, Batı'nın baskılarına boyun eğmeyip nükleer programa devam eden Ahmedinecad’ı överek yeniden aday olmasını istedi. Ancak reformcu kanat ve muhafazakar kanattan gelen çatlak sesler Ahmedinecad’ın ekonomi politikalarını oldukça sert bir şekilde eleştiriyorlar. Ahmedinecadı’ın ekonomiyi layıkıyla yönetemediğini savunan muhalifler özellikle de yüksek enflasyon ve işsizlik konusunda Ahmedinecad’ı eleştiri yağmuruna tutuyorlar.

    Oldukça çekişmeli geçmesi beklenen 12 Haziran Seçimleri konusunda İran halkı henüz karar vermiş görünmüyor. Ahmedinecad, ABD karşısındaki agresif tutumları ve görece kararlı duruşu ile puan topluyorsa da ekonomideki kötü gidişat İran’da kafaları karıştırıyor.

    LÜBNAN

    Lübnan’da 2005 yılındaki Hariri Suikastı sonrası başlayan siyasi krizin etkilerinin halen kendisini gösterdiği bir süreçte Haziran 2009’da Lübnan’da Parlamento seçimleri yapılacak.

    6 ay içinde 19 kez tekrarlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerini ancak dış ülkelerin arabuluculuğu ile kerhen aşabilen Lübnan’da siyasi krizin başlıca nedenlerinden biri de mevcut seçim sistemi. Nitekim Lübnan’daki siyasi grupların Doha’da bir araya gelerek vardıkları anlaşma sonrasında çözülebilen siyasi krizi görece bitiren anlaşma metninde söz konusu seçim sisteminin değiştirileceğine dair ifadeler bulunuyor. Ancak Lübnan’da bu yönde atılmış bir adım yok henüz.

    En az Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar sancılı geçeceği düşünülen Parlamento seçimleri öncesi Lübnan’da şimdilik sular durgun ama Lübnan’dan hemen önce Ortadoğu’nun kaderini belirleyecek Irak, Filistin, İsrail ve İran’da yapılacak olan zincirleme seçimlerin Lübnan’daki ortamı doğrudan etkilemesi kaçınılmaz görünüyor.

    Halk ise diğer ülkelerde olduğu gibi karmakarışık bir vaziyette. Ancak yorumcular müstakbel seçimlerde Hizbullah’ın önemli oranda ön plana çıkacağı fikrinde birleşiyorlar.



H. Miray VURMAY - TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası, 8 Aralık 2008

Cumhuriyet / Strateji








İletiGönderilme zamanı: Pzr Ara 14, 2008 15:07
gönderen sessiz sedasız
oabamanın elinde sihirli değnek yok ama eğer değişim diyorsa ve ortadoğuda daha yumuşak amerikan politikalarından bahsediliyorsa bana göre bu demektir ki bu yıl ortadoğuda olacak bütün seçimlerde şu andakinden çok daha fazla yolsuzluklar olacak.amerika savaş seçeneğinden önce seçimlerde para ve propogandalarla, ilgili ülekelerde ki taraflar arasında ki benim tam bilmediğim dengeleri kendi lehine çevirerek ortadoğuda daha teslimiyetçi bir anlaşıyı oturtmaya çalışacaktır.zaten ortadoğuda şaibesiz seçim yoktur ama abd bu seçimlere çok daha etki etmeye çalışacaktır heralde :roll: