1. yüz (Toplam 1 yüz)

Almanya'nın Kanayan Yarası: “Yabancılar”ın Uyumu

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 06, 2008 21:56
gönderen Ram
ALMANYA’NIN KANAYAN YARASI:“Yabancılar”ın Uyumu

27 Ocak’ta Almanya’nın Hessen ve Aşağı Saksonya eyaletlerinde parlamento seçimleri yapıldı. Eyalet meclisi seçimlerini önemli yapan ise ne Aşağı Saksonya’da yaşanan seçim kampanyasında öne çıkan asgari ücret ve eğitim konusu ne de Hessen’de Avrupa’nın Londra’daki Heathrow havalimanından sonra en büyük havalimanı olan Frankfurt havalimanının alanının genişletilmesi ve gece uçuşlarına ilişkin yasağın yumuşatılmasına yönelik tartışmalardı. Aşağı Saksonya ve Hessen’deki seçim kampanyalarında yaşanan tartışmaların federal düzeye taşınmasına sebep olan Hessen Eyalet Başkanı Roland Koch’un “yabancılar” tarafından işlenen suçlarla ilgili yaptığı açıklama oldu. 20 Aralık’ta Münih metrosunda biri Türk diğeri Yunanlı iki gencin yaşlı bir Almana saldırmasının ardından “Şiddet içerikli suçların yarısının yirmibir yaşından küçük gençler tarafından işlendiğini, bu suçların yarısının ise göçmen gençlere ait olduğunu” söyleyen Roland Koch, sözleriyle Almanya’da sonu nereye varacağı belli olmayan ancak ülkedeki sosyal yapıyı tehdit eden bir tartışmayı tetikleyen isim oldu.

Muhalefet partileri Koch’u ayrımcılık yapmakla suçlarken iktidar partisi Hristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU Münih metrosunda yaşanan saldırının ardından patlak veren tartışmaların ülkede yaşayan “yabancılar”ın entegrasyon sorunu ile ilgili olduğunu söyleyerek şiddete bulaşmış 21 yaş altı gençlerin yarısının yabancı olduğu gerçeği karşısında “ıslah kampı” kurulması teklifini gündeme taşıdı. Federal hükümeti oluşturan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında görüş ayrılıklarını daha da derinleştiren Almanya’da “yabancı gençlerin” şiddete daha fazla eğilimli oldukları tartışmasının seçim kampanyasının merkezine taşındığı eyalet seçimleri 2009 yılında yapılacak federal seçimler hakkında ilk gösterge oldu. Aşağı Saksonya ve Hessen eyalet meclisi seçimleri boyunca yaşanan tartışmalar seçim malzemesi olarak kullanılmaktan hiçbir çekince duyulmayan Almanya’da yaşayan “yabancılar”a yönelik düşmanlığın artığını ve sosyal barışı tehdit eder düzeye vardığını gösteriyor.

“Yabancı” Düşmanı Kampanya ve Yükselen Irkçılık

Koch’un açıklamalarının tedirginlikle izlendiği Hessen eyalet meclisi seçimleri Almanya’nın “yabancılar”ı kendileri üzerinden yürütülen korkuya dayalı seçim politikasının ne denli tehlikeli olabileceğini gösterdi. “Almanya için 10 kişi” adlı kitabında Almanya’da yaşayan Türk kökenli siyasetçiler ile Almanya’nın gündemindeki konuları görüşen Mely Kıyak, Hessen’de Roland Koch’un seçim kampanyası boyunca kullandığı ifadelerin ancak iki hafta süre geçtikten sonra Alman gazeteleri tarafından “yabancı düşmanlığı” olarak nitelendirilmesinin ürkütücü olduğunu söylüyor. Münih metrosunda yaşanan saldırının görüntülerinin kamuoyuna yansımasının ardından, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi lideri Şansölye Angela Merkel şiddeti önleme konusunda ne yapılması gerektiği sorusunun sorulmasının gayet normal olduğunu, çünkü yabancı gençler tarafından uygulanan şiddetin görmezden gelinemeyeceğini belirterek, CDU Başkan Yardımcısı Koch’a destek verdi.

“Yabancı” gençler tarafından işlenen suç oranlarında artışın tek sorumlusunun “yabancı” gençler olamayacağı gibi “yabancı” gençlerine yönelik cezaların artırılması ve sınır dışı edilmelerin hızlandırılması sorunun çözümü için kesin çözüm olamaz. Kesin olan “entegrasyon sorunu” ile “yabancı düşmanlığı” arasında gidip gelen böylesi bir tartışmanın Almanya’da yaşayan 15 milyon “yabancı” için barış içinde birarada yaşamayı engellediği. Almanya’nın cevaplaması gereken soru “yabancı” gençlere yönelik ne tür cezalar verilmesi gerektiği değil “yabancı” gençleri suç işlemeye iten etkenlerin nasıl ortadan kaldırılacağı olmalı.

Almanya’da Kim “Yabancı”dır?

Almanya’da artan “yabancı” düşmanlığı ve yükselen ırkçılık konusunda tartışılması gereken asıl nokta kimsenin tanımlayamadığı bir kelime yani “yabancı”nın kim olduğu. İşveren adına “misafir işçi” biçiminde Almanya’ya gelen ailelerin çocuklarından yani ikinci misafir işçi nesli mi yoksa üçüncü nesil göçmenlerden mi ya da Alman kökenli olmayanlar mı “yabancı”? Almanya’nın uygulaya geldiği, ülkeye gelenlerin göçmen değil “yabancı” olarak tanımlandığı ayrımcı dışlayıcı “gastarbeiter” politikası yabancı işçilerin birgün ülkelerine geri dönecekleri varsayımına dayanıyor. Almanya’da doğuyup büyüyen, hayatının tümünü orada geçiren, ikinci misafir ya da üçüncü göçmen kuşak kendisinin “yabancı” olarak nitelendirilip anavatanına dönmesinin istenmesi karşısında tepki gösteriyor.

İkinci misafir ya da üçüncü göçmen kuşağın Almanya’da geçici değil kalıcı olduğunu kabullenmek Almanya için pek kolay olmadı. Roland Koch’un “Almanya farklı kültürlerin buluştuğu ve yeni bir kültürün oluştuğu bir yer değil. Almanya’da uzun yıllardır Hristiyan-Batı kültürü hakim. Bizim düzenimize uymayan bir yabancının burada yeri yok.” sözleri Almanya’da “yabancılar” için yaşamın pek kolay olmadığını gösteriyor.

Bugün Hessen eyalet meclisi seçimlerinde Eyalet Başkanı Roland Koch’un sözlerinin ardından Almanya’da yaşanan tartışma oldukça yapay. Almanya’da genç yaştakilerin şiddet eğiliminin problem olduğu doğru ancak bunun yalnızca “yabancı” gençler ile ilgili olmadığı açık. Ülkede 18–20 yaş arasındaki gençler tarafından işlenen suçlardan yalnızca yüzde 24.8’i Alman kökenli olmayan gençlere ait. Öte yandan Institute for Interdisciplinary Research on Conflict and Violence tarafından 2006 yılında yapılan araştırmaya göre Almanların yüzde 59,4’ü ülkede çok fazla “yabancı” olduğunu ve yüzde 35,3’ü “yabancı”ların evlerine gönderilmesi gerektiğini söylüyor. Almanya’da “Kim Gitsin?” sorunu yeni bir olgu değil. Bugün Almanya’da yaşanan “ikinci nesil misafir işçiler” ya da “üçüncü nesil göçmen”lerin entegrasyon sorunu değil aksine çokkültürlü bir Almanya’nın yaratılması sorunu.

Hristiyan Demokratlar Oy Kaybetti

Alman kamu yayın kuruluşları ARD ve ZDF’nin açıkladığı Hessen ve Aşağı Saksonya’da yapılan eyalet meclisi seçimlerinden çıkan ilk sonuçlara göre Hristiyan Demokratlar Hessen’de 2003 yılı seçim sonuçları ile karşılaştırıldığında büyük bir oy kaybına uğrarken Aşağı Saksonya’da Hristiyan Demokratlar yine kazanan isim oldu. Hessen’de Roland Koch, yüzde 36,7 oranında oy alarak bir puan fark ile Sosyal Demokrat rakibi Andrea Ypsilanti ise yüzde 36,8 oy alarak Koch’u geride bıraktı ve 1999 yılından bu yana oturduğu başbakanlık koltuğuna veda etmek zorunda kaldı. Alman halkının “yabancılar” ile bir arada yaşamak konusunda ne kadar samimi olduklarını oyladıkları Hessen’de yapılan seçimlerden çıkan sonuç Roland Koch’un “yabancı” gençler ve şiddeti merkezli seçim kampanyasının Koch’u kurtaramadığını gösteriyor. Hessen’de yaşayanlar Koch’un yabancı düşmanı seçim kampanyasının taktik bir popülizm olduğunu anlamış durumdalar. Zira Koch’un yabancıları seçim malzemesi olarak kullanması Hessen’de yaşayanlar tarafından gayet iyi bilinen bir durum.

Koch, 1999 yılında yapılan eyalet meclisi seçimlerinde başbakanlık için henüz ilk kez yarışırken Almanya’da uzun yıllardır yaşayan “yabancılar”a çifte vatandaş olma hakkını getiren Yeni Vatandaşlık Kanunu’na karşı imza kampanyası başlatmıştı. Nitekim Hristiyan Demokratlar için uzun yıllardır egemen görüş “lider kültür” (leitkultur) yani Almanya’da yüzyıllardır tek bir kültür olduğu ve Almanya’da yaşamak isteyenlerin bu kültüre uyum sağlamak zorunda olduğu yönünde olageldi. Bugün Hessen seçimlerden çıkan sonuç Almanya’da “sosyal adalet ve uyum” konusunda sevindirici bir gelişme de olsa Koch’un başlattığı tartışma Almanya’nın başını ağrıtan en büyük problem olmaya devam ediyor. Ve ancak eski Avrupalılar ile “yabancılar”ın birlikte yeni bir Almanya oluşturması gerektiğine gerçekten inanıldığı gün Almanya’da sosyal adalet ve uyumdan söz edilebilir.
Resim