1. yüz (Toplam 1 yüz)

Atatürk ve Kürtler (3) - Sırrı Yüksel CEBECİ

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ağu 29, 2009 12:57
gönderen Oğuz Kağan
Atatürk ve Kürtler (3)

Mustafa Kemal, Türk-Kürt ayırımını hiç yapmadı.
Güneydoğu’da da görev yaptığı için, çok sayıda aşiret reisi Kürt arkadaşı vardı.
Kürtler’in Erzurum ve Sivas kongrelerine temsilci olarak katılmalarını, Birinci Meclis’e milletvekili olarak girmelerini sağladı.

En yakın çalışma arkadaşlarından Vasıf Çınar, Kürt asıllıydı. Bedirhaniler Aşireti’ne mensup bu arkadaşını İkinci Meclis’e Saruhan milletvekili olarak soktu. Milli Eğitim Bakanlığına getirdi. Vasıf Çınar da, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu Türkiye’ye kazandırdı.
Kürtler Mustafa Kemal’e ve Türkiye’ye hiç ihanet etmediler.

İhanet edenler, Milli Mücadele öncesinde de, sonrasında da bölücü Kürtler oldu.
Bugün olduğu gibi...

Bu tespitten sonra, gelelim Maltepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç’in, Mustafa Kemal’in Kürtlere özerklik vaat etmediğine ilişkin görüş ve belgelerinin son bölümüne...

*

Gazi’nin 1923’te İzmit’te gazeteci Ahmet Emin Yalman’a söylediği, kelimesi kelimesine şudur:

“... Anayasa gereğince zaten bir tür yerel özerklikler oluşacaktır. O halde hangi liva’nın halkı Kürt ise, onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir demektir... Şimdi TBMM hem Kürtlerin hem de Türklerin yetki sahibi vekillerinden oluşmuştur ve bu iki unsur bütün çıkarlarını ve kaderlerini birleştirmişlerdir. Yani onlar bilirler ki, bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olamaz.” (Bak.Mustafa Kemal, Eskişehir-İzmit Konuşmaları,1923, Kaynak Yayınları, 1999, s.103).
“Bu ifade ne demek? Net bir şekilde, ‘Otonomi olmaz!’ demek” diyor Dr. Çekiç ve devam ediyor:

“Kaldı ki 1923 yılına gelinceye kadar çok kritik dönemlerden geçilirken bile bölücü Kürtlere böyle bir taviz verilmemiştir. Örneğin Milli Mücadele’ye karşı ilk isyan hareketi, Mustafa Kemal Paşa’nın tam da Samsun’a çıktığı günlerde, Midyat, Nusaybin, Ömerkan, Dirilömer çevresinde İngiliz güdümünde ve desteğinde bir Kürt Devleti kurmak için başlatılan Ali Batı Ayaklanması’dır. (11 Mayıs-18 Ağustos 1919). Bir taraftan ülke baştan aşağı işgal edilirken ortaya çıkan bu isyancılara en ufak bir taviz verilmemiş, anlaşma yoluna gidilmemiş, sonunda isyan bastırılmıştır.”

*

İngiltere ve Fransa’nın kışkırtmasıyla Güneydoğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurmak üzere Siverek civarında ortaya çıkan Milli Aşiret Olayı... (1 Haziran-6 Eylül 1920).
Diğer bir aşiret isyanı Cemil Çeto Olayı... (20 Mayıs-7 Haziran 1920).

Bu isyanların güçlükle bastırıldığını anlatan Dr. Orhan Çekiç diyor ki:

“Nihayet tam da 2. İnönü Savaşı sürerken, Sivas, Erzincan ve Tunceli bölgelerinde iki ay süreyle etkin olan Koçkiri Ayaklanması (6 Mart-17 Haziran 1921) bile sonucu değiştirmemiştir. Kaldı ki, bu isyanı çıkartanların amacı Zara, Divriği, Refahiye, Kuruçay ve Kemah havalisinde ‘özerk bir yönetim’ kurmaktı. Durum son derecede kritikti. Yunan Ordusu 2. İnönü Savaşı’nı kaybetmese, Ankara yolu açılmış ve her şey bitmiş olacaktı.

Erzurum Kongresi bittikten sonra 12 aşiret reisine yazdığı mektuplarla, onların desteğini isterken bile, karşılığında en ufak bir ima yollu dahi olsa Kürtlere yönelik bir taviz vermedi.” (Bak. Orhan Çekiç, Samsun’dan Erzurum’a, Cumhuriyet Yayınları, İstanbul, 2007).

Kürt Sait, “Mustafa Kemal bize özerklik sözü vermişti ama sözünü tutmadı” gibi bir gerekçeyle mi isyan etti?


Sırrı Yüksel CEBECİ, 29 Ağustos 2009

Re: Atatürk ve Kürtler (3) - Sırrı Yüksel CEBECİ

İletiGönderilme zamanı: Çrş Eyl 02, 2009 11:02
gönderen maziden biri
bu konunun iknasında bazı sorunlar var ve asıl bunları aşmak gerek diye düşünüyorum,örneğin 1921 anayasasına bakıldığında bir çelişki doğuran durumlarda yok değil
ASlına bakılacak olursa sorun geçmişte kimin kime ne söz verdiği ikimin hangi sözü tutmadığı değilde,günümüze kadar yapıl(a)mamış,fikri, sanayi,kültürel atılımlar,kantarın topuzu bazı zamanlar öyle kaçmışki insanlardaki aidiyet duygusuda zamanla tükenmeye yüz tutmuş,umarım artık geçmişteki Yap(a)madıklarımızdan ders alırızda bu yaşanan acı olaylar bir daha yaşanmamak üzere tarihin sayfalarına gömülür..