1. yüz (Toplam 1 yüz)

Ateşi ve İhaneti Gördük – II

İletiGönderilme zamanı: Cmt Kas 14, 2009 20:46
gönderen Oğuz Kağan
Ateşi ve İhaneti Gördük – II

Siyasi iktidarın başlattığı ancak içeriği tam olarak bilinmeyen açılımlar, bütün hızıyla devam etmektedir. Kürt açılımı, Ermeni açılımı derken sırada Kıbrıs ve Rum açılımları da bulunmaktadır. Bu gidişle daha başka açılımlar da görmek mümkün olabilecektir. Bu gördüğümüz ateşli açılım ve saçılımlar, ihanet üzerine odaklanmaktadır.

Kürt açılımı ilk ürününü 19 Ekim 2009 tarihinde vermiştir. Terör örgütü PKK militanlarından 34 terörist, Habur sınır kapısından ülkemize giriş yapmıştır. Bu teröristleri karşılamaya gelenler arasında milletvekilleri, hükümet temsilcileri ve devletin üst düzey yöneticileri de bulunmuştur. Bu teröristler üzerlerindeki yeni üniformalarla, Öcalan posterleri ve PKK bayraklarıyla, halaylarla, şenliklerle ve çiçeklerle zafer kazanmış komutan gibi karşılandılar. Bu teröristler silah bırakıyoruz ya da teslim oluyoruz demediler, Öcalan'ın siyasi iktidara sunduğu 9 maddelik bir yol haritası getirdiklerini söylediler. Türkiye Cumhuriyeti ile yapılacak pazarlığın koşullarını içeren bu 9 maddelik belgede yazılanlar, ancak zafer kazanmış bir ordunun dayatabileceği maddelerdi.

Anayasasında hukuk devleti olduğu yazılan bir ülkede, hiç kimse terör örgütünü ve yandaşlarını kahraman gibi karşılayamaz.. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkeleri yok sayılmıştır. Yapılan bu şovda yaşananlar, öncelikle o hukuk devletinin kurum ve kurallarını içine sindirmiş ve ona göre yaşam biçimini sürdüren vatandaşlarımıza saygısızlık, kanunlara aykırılık oluşturmuştur.

Daha iş yargıya gelmeden siyasi iktidar temsilcilerinin, gelenlerin serbest bırakılacağı yönünde sözler vermesi, adalet üzerindeki yürütmenin açık izlerini göstermektedir. 34 teröristin sorgulanması sürecinde de açıkça hukuka aykırılıklar ve yargı bağımsızlığı ilkelerine gölge düşürecek davranışlar yaşanmıştır. Şüphelilerin sınırdan alınıp görevli Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmeleri gerekirken, Vali Yardımcısı tarafından karşılanıp "Hoş geldiniz" denmesi, kendileri için ayrı bir seyyar mahkeme kurulması, talimatla savcı ve hakim görevlendirilmesi, hakim ve savcıların helikopterlerle kurulan seyyar mahkemelere taşınması ve sorguların burada yapılması, bu savcı ve hakimlerin şüphelilerin suç teşkil eden bazı beyanlarını tutanağa geçirmeyerek ya da bu beyanların kullanılmaması konusunda savunma avukatlarından ricacı olmaları, normal bir hukuk devletinde yaşanabilecek olay ve olgular değildir. Pişman olduklarını beyan etmeyen bu kişilerin ilgili yasadan yararlandırılarak, serbest bırakılmaları ise hukuk devleti ve adil yargılanma ilkeleriyle bağdaştırılamaz.

Habur sınır kapısından giriş yapan, ülkemizi bölmek isteyen teröristler serbest bırakılıp, demokrat sayılırken, ülkelerini seven, ulusalcı olan ve ne ile suçlandıklarını bilmeyen Ergenekon sanıklarının tutuklu olarak yargılanmaları, toplumda derin yara açmaktadır. İhanetin bedeli, ulusalcılara ödettirilmek istenmektedir. Ülkemiz, içinde bulunduğu büyük ekonomik sorunların, işsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun ve hukuksuzluğun sarmalında bocalamaktadır. Bu olayları unutturup, ihanet açılımları yapanlar, Ali Kemallerin, Damat Feritlerin, Vahdettinlerin yolundan yürümektedirler.

Yapılan tüm bu hukuksuzluklara ve rezilliklere karşı, halkımız günlerce tepkilerini dile getirmiştir. Bu tepkiler sonrasında başbakan ve AKP'nin gülü aradan üç gün geçince, bu şovun yanlış olduğunu söylemek zorunda kalmışlardır. Cumhuriyet bayramını gölgelemek amacıyla, 28 Ekim'de ikinci grup teröristin gelmesi, yoğun tepkiler yüzünden ertelenmiştir. Ama ihanette sınır tanımayanlar, TBMM'de açılım denen yutturmacanın görüşme gününü, bütün eleştirileri göz ardı ederek, büyük Atatürk'ün ölüm günü olan 10 Kasım tarihinde yapmaya karar vermişlerdir.

Gördüğümüz ateş ve ihanet devam ederken her yanda dayanacağız. Her yanda dayanacağız, emperyalistleri ve yerli-yersiz işbirlikçilerini tekrar dize getireceğiz.. Dayanacağız, bilinçli olacağız, örgütlü olacağız; azim ve kararlılığımızla büyük utkular bizi beklemektedir...


Suay KARAMAN, 11 Kasım 2009, Ulusal Gündem