1. yüz (Toplam 1 yüz)

Kubilay -Menemen Olayı-

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ara 29, 2007 19:45
gönderen Türk-Kan
Kubilay -Menemen Olayı- | Belgesel

Mustafa Fehmi Kubilay 1930 yılında Menemen'de yedeksubay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de cereyan eden hadiseler genel anlatıma göre şu seyri izlemiştir: Sabahın erken saatlerinde, çember sakallı, başlarında sarık, sırtlarında cüppe, Manisa'dan o gün gelmiş dördü silahlı altı meczup, belediye meydanında tekbir getirerek gezinmeye başladı. Bazı kaynaklar içki ve uyuşturucu tesirine atıfta bulunmakta iken, sanıklardan Sütçü Mehmet Emin sonradan ifadesinde Nakşibendilik tarikatına mensubiyet göndermelerinde bulunmuş, Manisa'da vaazında bulundukları hocaları saymıştır. Grup "biz şeriat ordusuyuz" diyerek Menemen Müftü Camiine girmiştir. Elebaşı, Giritli Derviş Mehmet, yanında da Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi. Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyledi. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." diye bağırmaya başladılar. Bayrağın altından ahaliden bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de dahil) geçirdiler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası saf insanları korkuttu.

Kubilay'in vahşice katledilmesi, devrimlere karşı bir başkaldırıştı!


Menemende ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kublay Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kublay Beyin şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemendeki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.

Menemende ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri, ona göre takip edeceği muhakkaktır. Hepimizin dikkatimiz bu meseledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur.

Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.

Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemal



2005 yapımı bir TRT belgeseli...





İzle






Görüntü: XviD 29.00fps
Süre: 24 dakika
Dosya Boyutu: 171 MB
Çözünürlük: 512x384


Resim

İndir:

Kubilay -Menemen Olayı- | Belgesel - Bölüm 1

Kubilay -Menemen Olayı- | Belgesel - Bölüm 2



Rar - Şifresi: guncelmeydan



İletiGönderilme zamanı: Cmt Oca 26, 2008 5:37
gönderen tonaco
teşekkürler.

İletiGönderilme zamanı: Pzt Şub 04, 2008 14:47
gönderen ankben
tesekkurler. evet ram abimizin dedigi gibi unutulmayacak menemen olayi, her ne kadar torunlari mecliste olsada

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 05, 2008 14:03
gönderen kaye
İnsanın seyrettikçe içi parçalanıyor, ama yine de seyretmek, seyrettirmek lazım, unutturmamak lazım, ve de düşmanı çok iyi analiz etmek gerek...

İletiGönderilme zamanı: Sal Ara 23, 2008 16:18
gönderen Türk-Kan
Devrim sehidimiz Kubilay'i saygi ile aniyoruz.

Unutmayacagiz, unutturmayacagiz!

bunu yazana

İletiGönderilme zamanı: Sal Mar 31, 2009 20:34
gönderen kurtlarla_dans
Havlayanlara yer yoktur!

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 25, 2009 18:42
gönderen AFYONLU
Eline emeğine sağlık

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 25, 2009 23:45
gönderen xytunaboyluxy
En kısa zamanda indirecem .Paylaşım için teşekkürler...

Re: Kubilay -Menemen Olayı-

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 23, 2009 0:36
gönderen Türk-Kan
Unutma, unutturma!

Re: Kubilay -Menemen Olayı-

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 23, 2009 3:43
gönderen tsduf
Tesekkurler paylasimin icin Turk-Kan, emegine saglik.

Re: Kubilay -Menemen Olayı-

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 23, 2009 4:10
gönderen Başkomutan
LAİK CUMHURİYET'İN ŞEHİDİ KUBİLAY

Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu.
Kubilay bir Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında 24 yaşında iken, İzmir'in Menemen İlçesinde askerlik görevini yapıyor.

Bundan tam 77 yıl önce, 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de irticaî bir isyan meydana geliyor. Sabahın erken saatlerinde başlarında Derviş Mehmet isimli bir yobaz olmak üzere dördü silahlı, altı kişi belediye meydanında tekbir getirerek dolaşmaya başlıyorlar. Daha sonra "Biz şeriat ordusuyuz" diye bağırarak Müftü Camii'ne giriyorlar. Camiye giren bu grup üzerinde dini ibareler yazılı bir bayrakla, camide bulunanları ve merakla cami önünde toplananları birlik olmaya davet ediyorlar. Elebaşıları olan Derviş Mehmet adlı salyalı yobaz camiide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıtıyor ve dini korumaya geldiklerini söylüyor. Arkalarında 70 bin kişilik halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ ediyor. Derviş Mehmet halka hitap ederek: "Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim" diye bağırıyor.

Daha sonra Derviş Mehmet ve arkasına takılan yobazlar, ellerindeki üzerinde dini ibareler bulunan yeşil bayrağı alıp uzunca bir sopaya takıyorlar. Yoldan geçen birine de meydanda bir çukur kazdırıp bayrağı oraya dikiyorlar.

Yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye, hep birlikte tekbir getirip zikrederek bağırıyorlar:

"Şapka giyen kâfirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir... Bize kurşun işlemez..."

Bunun üzerine yöre ahalisinden de bir alkış kopuyor... Çok geçmeden olup bitenler, ilçedeki Askeri birliğin kulağına gidiyor. Alay komutanı, Cumhuriyet öğretmeni yedeksubay Kubilay'ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderiyor. Kubilay ve emrindeki askerlerin silahlarında mermi yok. Süngülerini takıp olay yerine gidiyorlar.

Kubilay, kimsenin bu işten zarar görmemesini ve kan akmamasını istiyor. Bunun içinde emrindeki askerlerini meydanın girişinde bırakıyor ve gözlerini kan bürümüş, "Şeriat" çığlıkları atan yobazların karşısına tek başına dikilip, kan dökülmesini istemediğini ve bunun içinde teslim olmalarını istiyor. Daha Kubilay'ın son sözleri dudaklarından ayrılmadan bir silah sesi duyulur. Silahını ateşleyen bir yobazın kurşunu, silahında mermisi bile olmayan yiğit Kubilay'ı yaralayıp yere düşürüyor. Hemen ayağa kalkan Kubilay güç bir hamle ile doğruluyor ve camii avlusuna doğru kaçıyor ama yarası ona daha fazla müsaade etmiyor ve tekrar yere düşüyor...

Çevredeki kalabalık bu olayı sadece seyrediyor...Derviş Mehmet ve yobaz arkadaşları o sırada Kubilay'ın başına çöküyorlar. Derviş Mehmet çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkarıyor ve yaralı yedeksubay yiğit Kubilay'ın başını orada kesip gövdesinden ayırıyor.

Kin ve nefret yobazların gözlerini öylesine bürümüş ki, tekbir sesleri ile kesik baştan akan kanı içiyorlar. Derviş Mehmet yiğit Kubilay'ın kesik başını saçlarından tutup havaya kaldırıyor... Ve tekbir sesleri çınlatıyor meydanı... Yiğit Kubilay'ın kesik başını ellerindeki yeşil bayrağın sopasına geçirmeye çalışıyorlar ama bir türlü başaramıyorlar. Bunun üzerine oradan geçen biri kendilerine ip getiriyor ve kesik başı yeşil bayrağın sopasına ip ile bağlıyorlar...

Şehit Kubilay'ın kesik başı meydanda bir sancak gibi dururken... Tekbir sesleri yükseliyor ve "Ey ahali, din elden gidiyor" çığlıkları Menemen'de yankılanıyor.

Silah seslerini ve tekbirleri duyan bir mahalle bekçisi koşarak olay yerine yetişiyor. Bekçi Hasan belindeki silahını ateşleyip yobazlardan birini yaralıyor. Hemen ardından da yobazların açtığı ateş sonucu Kubilay'ın başucunda bekçi Hasan da şehit ediliyor. Arkadaşının yardımına koşan bekçi Şevki de yine yobazların silahından çıkan kurşunlarla şehit ediliyor...

Menemen meydanında üç şehit kanlar içinde yatıyor ve Kubilay'ın kesik başı yeşil bayrağın sopasında bir sancak gibi dalgalanıyor... Bu manzara yobazları mutlu ediyor...Bu sırada askerler olay yerine yetişiyorlar. Komutan bu manzaranın karşısında irkiliyor. Ve karşısındaki yobazlara "Teslim olun" diye bağırıyor... Yobazların yanıtı kesin oluyor:

"Bize kurşun işlemez."

Bu sözlerinin üzerine askeri birlik ateş eder. Yobazlardan bazıları orada yere serilirken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır.

Menemen olayı, genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır. Ve yiğit bir Cumhuriyet öğretmeni ile yiğit iki tane mahalle bekçisinin hayatına mal olmuştur...

Hükümet sıkıyönetim ilan eder.Orgeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Harp Divanı kurulur. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan bütün sanıklar Menemen'de yargılanır. 18 gün süren yargılama sonucunda karar açıklanır:

40 kişi sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmiş, 27 sanık beraat etmiş, 41 suçlu çeşitli hapis cezaları almıştır.

36 kişiye idam cezası verilmiştir.

Ancak bazılarının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrilmiştir.

Sanıklardan 28 kişi, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi. Atatürk'ün emri üzerine yobazlardan bazıları Kubilay'ın şehit edilip başının kesildiği yerde asıldı.

Bir sanık sehpaya götürülürken kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

Olayın hemen ardından Menemen'de devrim şehitleri bekçi Hasan, bekçi Şevki ve yedeksubay Kubilay adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar:

"İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."

Olaydan hemen sonra Atatürk, Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa'ya 28 Aralık 1930 günü bir taziye telgrafı göndererek, Cumhuriyet'e karşı suikast tertipleyen mütecavizleri lanetlemiş ve yiğit Kubilay'ı görevini yapan şehit olarak takdirle anmıştır. Atatürk; "Hepimizin, dikkatimiz, bu meseledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkıyla yerine getirmeye matuftur. Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Beğ, temiz kanı ile Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır." demiştir.

Laik Cumhuriyet'in genç öğretmeni, Atatürk'ün askeri Kubilay'ı, şeriatçı yobazlar tarafından şehit edilişinin 79. yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz...

İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.



Mustafa Fehmi KUBİLAY
(Devrim Şehidi)


Cumhuriyet’in kuruluşundan buyana, Dinci, Gerici, Yobaz ve Din Baronları tarafından, ‘Şeriat İsteme’ hayalleriyle bir çok kez isyanlara maruz kalınmış, ancak her defasında isyanlar bastırılarak, isyancıların tamamı bertaraf edilmiştir.
Bu isyanlardan özellikle ikisi çok önemlidir. Birisi; 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanıdır. Diğeri ise; yazımızın da konusu olan Kubilay olayıdır.


* * *

Mustafa Fehmi KUBİLAY, Girit’li bir ailenin çocuğu olarak 1906 yılında dünyaya gelmiştir. Öğretmendir ve 1930 yılında, 24 yaşında iken, İzmir’in Menemen ilçesinde, Yedeksubay olarak askerlik hizmetini yapmaktadır.
Cumhuriyet’in, bir fidan misali bu öğretmeni, 23 Aralık 1930 tarihinde, Manisa’dan gelen ve sabah saatlerinde Menemen’e ulaşan Derviş Mehmet adında bir dinci, yobaz, gerici ve arkadaşları tarafından başı kesilerek şehit edilmiştir. Olayın ayrıntısı defalarca gündeme gelmiş olmakla beraber; Nakşibendi Tarikatı’na bağlı olduğu mahkeme kayıtlarında yazılı olan Derviş Mehmet, etrafındaki az sayıdaki yobaz tayfasıyla Menemen’in Belediye Meydanı’na geldiğinde; kalabalık yaklaşık yüz kişiye kadar ulaşmış ve hep bir ağızdan zikir çekmeye ve şeriat ilan ettiğini haykırmaya başlamıştır. Meydanda, bu esnada oluşan kalabalığın bir kısmı bu yobazlara katılırken; bir kısmı ise sessiz kalmış, olup biteni seyretmeye koyulmuştur.
Şeriat isteyen yobazlar, bir müfreze başında kendilerine müdahale eden Asteğmen Kubilay’ı hemen oracıkta ve sonra da iki mahalle bekçisini, giriştikleri mücadele neticesinde şehit etmişlerdir. Asteğmen Kubilay’ın kafasını, bağ bahçe işlerinde kullanılan testere ağızlı kör bir bıçakla bedeninden ayırıp, yeşil bezden oluşan güya şeriat bayrağının bağlı olduğu sırığın tepesine takarak ilçede dolaştırmaya başlamışlardır. Dincilerin bu azgın ve taşkın davranışları, takviye gelen askeri birlik tarafından şiddetle bastırılmış ve Derviş Mehmet adlı yobaz vurulmuş, diğer kaçanlar ise yakalanarak haklarında soruşturma başlatılmıştır.
Olay, kısa bir sonra Mustafa Kemal ATATÜRK’e aktarıldığında; ilk tepkisini, ‘Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir.’ şeklinde göstermiştir. Kubilay Olayı’na adı karışanların hepsi mahkemelerce hak ettikleri cezaya çarptırılmış olmakla beraber; bu Olay Cumhuriyet Tarihimizdeki hüzünlü halini her daim muhafaza etmiştir.


* * *

23 Aralık 2008, Asteğmen Kubilay’ın şehit edilmesinin 78. yılıdır. Bu süre içinde bir çok badireler daha atlatılmış olmakla beraber; maalesef dinci, yobaz, gerici ve Atatürk İlke ve Devrimleri’yle Laik Cumhuriyet’in Temel Değerleri’ne ve bugüne değin elde edilmiş Kazanımları’na karşı olan Zihniyet’in, tamamen ortadan kaldırılması, özellikle çok partili siyasi hayata geçişimizden sonra mümkün olamamıştır. Bunun en önemli ve belirgin olan nedenlerinin başında; bir kısım siyasilerin, tıpkı günümüzde olduğu gibi, o dönemde de dini siyasi amaçlarına alet etmeleridir. İşin şaşırtıcı olan yanı da; Kubilay’ı şehit eden Zihniyet’in halen mevcudiyetini koruyor olması ve Zihniyet yandaşlarıyla birlikte bu kanlı olaya karışmış olanların torunlarının da; içinde bulunduğumuz bu yıllarda, devletin etkili ve üst makamlarında görev yapmış olmalarıdır.
Suçun bireyselliği ilkesinden hareketle, hiç kimseyi, geçmişte dedesinin veya bir yakınının yaptıklarından dolayı suçlu addetmek gibi bir niyetim yok. Olamaz da! Ancak; bu dinci, yobaz ve gerici takımı bulundukları makamlarda boş durmuyor, buldukları her fırsatta Atatürk ve O’na ait bütün değerlere zarar veriyor ve/veya yok etmeye çalışıyorlar.
Atatürkçü Düşünceye sahip olmak ve Laik Cumhuriyet’i korumak uğruna bir şekilde üzerlerine gidilen mürteciler, hemen her seferinde takiyye yaparak, bir manevrayla Atatürkçü görünmeye çalışıyor ve bir yolunu bulup, bu konuda Türk Ulusu’na nutuklar atmaya başlıyorlar. Ya da bir anda ortadan kaybolup, inlerine siniyorlar. Asla geri çekilme diye bir durum söz konusu olmuyor. Sindikleri inlerinden, uygun ortamın oluştuğunu gördüklerinde; bir bakıyorsunuz farklı kılık ve adlarla ancak aynı amaç için yeniden ortaya çıkmışlar.


* * *

İş, bu noktada Türk Ulusu’nun duyarlılığına dayanmaktadır. Hepimize, büyük sorumluluklar düşüyor. Sorumluluğumuzun bilinciyle hareket etmek zorundayız. Cumhuriyetimizin bu çileli ömrünün, artık refah içinde ve Atatürk İlke ve Devrimleri’nin öngördüğü şekliyle sürmesi gerekmiyor mu? Türk Ulusu olarak; Cumhuriyetimize, Temel Değerlerine ve Kazanımları’na sahip çıkmak Bize çok mu zor geliyor?
Atatürkçü Düşünce ve Laik Cumhuriyet karşıtlarının, bugün Ilımlı İslam diye bir ABD uydurmasına din diye sarılıyor olmaları, tamamen bir yalan ve göz boyamadan başka bir şey değildir. Bu sahte dindarların, dincilerin, din baronlarının, yobazların ve gericilerin içlerinde, fakir fukara olanına asla rastlayamazsınız. Bunların Müslüman olduklar bile şüpheli! Hepsinin unu da, tuzu da oldukça kurudur. Çünkü, din söyleminin arkasında yemedikleri herze yoktur.
Ey Atatürk Gençliği! Kubilay olayı başta olmak üzere; Cumhuriyet Dönemi buyunca yaşanılan dinci, yobaz ve gerici hareketler size önemli birer ders olmalıdır. Bugün karşınıza ellerinde belirli güç olarak çıkanların görüntüleri ve söylemleri sizleri yanıltmasın. Bunların din ve imanla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Birinci amaçları, toplumun harcı konumundaki Atatürkçü Düşünce’yi yok etmek, Atatürk ve O’na ait değerlerden en ufak bir iz dahi bırakmamaktır.
Kubilay gibi bir Atatürk Devrimcisi’nin, dinciler ve yobazlar tarafından şehit edilmesinin 78. yıldönümünde bunları yazmak elbette kolay değil. Bunca yıl boşuna mı gayretler gösterildi?
Atatürk ve O’na ait değer ve düşüncelerin korunmasında ve Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin muhafaza edilmesi ve ilelebet var olması için azami dikkat ve gayretin gösterilmesinde, birlik beraberlik içinde omuz omuza mücadelemizi sürdürmek zorundayız. Adamsendecilik ve duyarsızlık bugünün işi değildir!
Asteğmen Mustafa Fehmi KUBİLAY’ı bir kez daha saygı ile anıyor, O’nun ve şahsında bütün Devrim Şehitleri’nin ruhları şad olsun diyorum.

CENGİZ ÖNAL
22 Aralık 2008





Kanal B'de yayınlanan "VATAN İÇİN" adlı programda Kubilay'ın şehit edilmesi anlatıldı.Bu sözleri tekrar duyunca dehşete düştüm."Kin ve nefret yobazların gözlerini öylesine bürümüş ki, tekbir sesleri ile kesik baştan akan kanı içiyorlar"...
Ve Atatürk'ün sözleri..
"Kahramanı kadar gafili de, haini de çok bir milletiz"

Atatürk'ün Menemen kararı!..

Re: Kubilay -Menemen Olayı-

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 23, 2009 18:24
gönderen Oğuz Kağan
Paylaşımın için teşekkür ederim Türk-Kan. Devrim şehidimizi 79'uncu ölüm yıl dönümünde saygı ve sevgiyle anıyoruz.




Mustafa Fehmi Kubilay (1906-1930): mustafa-fehmi-kubilay-1906-1930-t903.html#p4962
Gündem - 23 Aralık 2007 / Menemen Olayı ve Kubilay'ı Anma Mitingi: gundem-23-aralik-menemen-olayi-ve-kubilay-i-anma-mitingi-t11736.html#p76136
Kubilay'lar Unutulmamalı - Ahmet Taner KIŞLALI: kubilay-lar-unutulmamali-t23477.html#p130338




Kubilay’ı anlatırken öldü

Akrabası olan Kubilay'ı anlatan Yakup Ürel, kürsüde kalp krizi geçirdi.

Devrim Şehidi Mustafa Fehmi Kubilay’ın akrabası Yakup Ürel, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Aydın Şubesi’nde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Kubilay’ın şehit edilişinin 79. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, ADD Aydın Şubesi’nde bir tören düzenlendi.

Törene konuşmacı olarak katılan Kubilay’ın akrabası 70 yaşındaki Ürel, katılımcılara, Kubilay’ın hayatını anlattığı sırada aniden fenalaşınca hemen Aydın Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak evli ve 2 çocuk babası Ürel’in müdahaleye rağmen kurtarılamadığı bildirildi. Ürel’in vefatı üzerine ADD’deki tören iptal edildi, ADD Aydın Şube Başkanı Çetin Ardıç, olaydan çok büyük üzüntü duyduklarını söyledi.

VATAN, 23 Aralık 2009

Re: Kubilay -Menemen Olayı-

İletiGönderilme zamanı: Pzr Ara 23, 2012 13:06
gönderen Oğuz Kağan