Ulusal Sorun / Nam-ı Diğer Nevres
Gönderilme zamanı: Pzr Eki 20, 2013 19:19https://twitter.com/namidigernevres
Türkiye'de yaşanan sorunlar, en sonunda gelip tek ana soruna bağlanır: Ulusal sorun.
Türkiye, 'kendisini mahvetmek isteyen emperyalizmin' ve bu yurdu 'yutmak isteyen kapitalizmin' kuşatması altındadır. Bu kuşatma hayatın her alanına sızmakta, ülkenin tüm yaşamsal işlevlerini tekletmekte, toplumun sağlığını, geleceğini tehlikeye sokmaktadır.
Türkiye'deki ana çelişki, bu yurdun insanları ve küresel emperyalizm arasındaki çelişkidir. Bu, bir ulusal varoluş sorunu anlamına gelir. Ulusal varoluş sorunları tek yöntemle çözülür: Ulusal bağımsızlık atılımları!
***
Halkın emeği ile halkın varsıllığını amaçlayan devlet düzeneği, kendi varlığını kendi eliyle yokeden bir karadeliğe dönüşmüştür. Bugün Türkiye'nin ekonomik varlığı, ülke için üretimden yoksun, göstermelik bir çizelgeden ibarettir.
Siyasi erk, anlaşmalarla ve ulusötesi düzlemlerde dışarıya teslim edilmiş, Türkiye Batı'ca yönetilir kılınmıştır.
Bağımsızlığını yitirmiş yönetim, ulusal sağlık tasarıları üretme gücünden yoksundur. Eğitim, emperyalizme memur ya da dirençsiz kuşaklar yetiştirme dizgesi biçimindedir. Ulusal üretime dayanmayan yönetim, toplum için işlevsel bayındırlık atılımları yapamamaktadır. Ordu, yönetim eliyle sahte davalarla 'kafeslenmiştir'. Türk Askerinin yüzyıllardan getirdiği nitelikler çürümektedir. Emperyalizmin akçelediği 'siviltoplum' tüm yurtta etkindir ve halkı emperyalizmin isteğine göre yoğurmaya çalışmaktadır.
Türk Ulusunun bulunduğu nokta, ölüm kalım noktasıdır. Çözüm, ulusal bağımsızlıkçı, halkçı bir dizgeyi egemen kılmaktır.
Türkiye; ulusçu, halkçı, antiemperyalist ve antikapitalist bir yaşayışa gereksinim duymaktadır.
Bu, cumhuriyetin özüne dönüş demektir.
Türkiye'de yaşanan sorunlar, en sonunda gelip tek ana soruna bağlanır: Ulusal sorun.
Türkiye, 'kendisini mahvetmek isteyen emperyalizmin' ve bu yurdu 'yutmak isteyen kapitalizmin' kuşatması altındadır. Bu kuşatma hayatın her alanına sızmakta, ülkenin tüm yaşamsal işlevlerini tekletmekte, toplumun sağlığını, geleceğini tehlikeye sokmaktadır.
Türkiye'deki ana çelişki, bu yurdun insanları ve küresel emperyalizm arasındaki çelişkidir. Bu, bir ulusal varoluş sorunu anlamına gelir. Ulusal varoluş sorunları tek yöntemle çözülür: Ulusal bağımsızlık atılımları!
***
Halkın emeği ile halkın varsıllığını amaçlayan devlet düzeneği, kendi varlığını kendi eliyle yokeden bir karadeliğe dönüşmüştür. Bugün Türkiye'nin ekonomik varlığı, ülke için üretimden yoksun, göstermelik bir çizelgeden ibarettir.
Siyasi erk, anlaşmalarla ve ulusötesi düzlemlerde dışarıya teslim edilmiş, Türkiye Batı'ca yönetilir kılınmıştır.
Bağımsızlığını yitirmiş yönetim, ulusal sağlık tasarıları üretme gücünden yoksundur. Eğitim, emperyalizme memur ya da dirençsiz kuşaklar yetiştirme dizgesi biçimindedir. Ulusal üretime dayanmayan yönetim, toplum için işlevsel bayındırlık atılımları yapamamaktadır. Ordu, yönetim eliyle sahte davalarla 'kafeslenmiştir'. Türk Askerinin yüzyıllardan getirdiği nitelikler çürümektedir. Emperyalizmin akçelediği 'siviltoplum' tüm yurtta etkindir ve halkı emperyalizmin isteğine göre yoğurmaya çalışmaktadır.
Türk Ulusunun bulunduğu nokta, ölüm kalım noktasıdır. Çözüm, ulusal bağımsızlıkçı, halkçı bir dizgeyi egemen kılmaktır.
Türkiye; ulusçu, halkçı, antiemperyalist ve antikapitalist bir yaşayışa gereksinim duymaktadır.
Bu, cumhuriyetin özüne dönüş demektir.