1. yüz (Toplam 1 yüz)

Serdar Ateş:14 ŞUBAT'TA; ENGİZİSYON RUHUNU, YAŞATANLARIMIZ VAR !

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 14, 2017 19:22
gönderen A. Serdar Ateş
25 Aralık Hz. İsa'nın doğumunu, 31 Aralık Yıl dönümü - Nardoğan Bayramı ile karıştıran zihniyet; 14 Şubat'ta da esiyor.
Esiyor esmesine de, estikçe; hem akıldışılığı hem de taraftarlık için, ötekileştirmeci bir insanlık dışılığı beraberinde yaymaya çalışıyor.

Resim

Esasen Kapitalizm'in tüketim amaçlı pohpohladığı ve popülist hale getirdiği 14 Şubat; Anadolu'da tarım toplumlarının Aşk ve Şarap günü (diyonisos festivali) iken;
Roma'da 4. yüzyılda halen Pagan Bayramı olarak kutlanması sebebiyle hristiyan -pagan çatışmasını doğurmuştur.

Toplumca adet haline gelmiş bu günün; hristiyanlarca kutlanmasının meşru hale gelebilmesi; ve günün hristiyanlık inancına atıf yapılabilmesi için; 4. yüzyıldan başlayarak, Aziz Valentine Günü olarak kutlanmaya başlanır. Bu şekilde hem kutlama dinselleştirilir; hem de, Anadolu kökenciliği ve pagan sembolizmi yok edilerek, millileştirilir.

Resim
(Bu yazıyı yazan aklın devleti, Roma İmparatorluğudur sanırım.Sonra memlekette Türk'e dair ne varsa ,düşman olan bu akla, ''Türk düşmanı gavurlar'' deyince, kızıyorlar ama... Neyse... :) )

Roma'nın otoriter ve zalim hükümdar imparatoru Cladius; özellikle güçlü ve otoritetesine bağlı bir ordu arzusunu; Askerlere evlilik yasağı getirerek gerçekleştirmek istemiştir.

Eşyanın ve ruhun tabiatına aykırı bu durum karşısına; askerler gizli olarak evlenmeye başlar.Bu durumda en büyük yardımcıları da, Papaz Valantine adındaki bir din adamıdır.Bu durumu öğrenen Cladius, kendi yasağına uymayan Papaz Valentine'ı idama mahkum eder ve Valentine halkın gözü önünde dövdürterek öldürtür.
14 Şubat, Valentine'ın öldürüldüğü gündür.

Günün bir diğer manası ise özenle seçilmiştir ki; 14 Şubat Fransa ve İngiltere'de kuşların çiftleşme günüdür.''Kumruların aşkı'', ''aşık kumrular'' deyişi de buradan gelir.

Hal böyleyken; İmparator Cladius aklıyla; 14 Şubat'ı fuhuş bayramı ilan etmek: Dinini sadece; kendinden farklı olanı, ötekileştirmeyle yaşayacağına inanan cahil dinidarlarımızın, yine okkanın ucunu kaçırdıkları bir buhrandır.

Hak dediğimiz şey, evrensel ve ilahi bir kavramdır.Hakkın suistimali zulmü doğurur.eğer bir yerde zulüm varsa; insanın din-dil-ırk-mezhep ayrımı yapmaksızın gerçeği ve adaleti savunması gerekir.
Çünkü; küfür kelimesinin asıl manası; gerçeği gizleyen,hakka uymayan -adil olmayan kimse demektir.; Din'in asıl kelime manası ideal yol ve yaşamsal varlık muhasebesidir.

Dinler; temelde, ahlakı insanlara hakim kılmak için; insanın, insana nefretini bitirmek ve gerçeğin herkesçe bilinmesi için ; buna yönelik olarak hayatın okunması-anlaşılması ve yaşanmasına dair rehberlik etmesi için insanlığa gönderilmiş öğretilerdir.

Hal böyleyken; vakaya, salt bölgesel-dinsel- mezhepsel bakmak ; gerçekte, içinde Türklerin de olduğu tarihi ve kültürel bir anlamı kaçırmak demektir.

Roma uygarlığın temelinin kendinden geldiğini öne sürer ve tüm varolan medeniyeti doğudan çalarak; Avrupa merkezileştirirken; tarihsel manada, Batı merkezli tarih tezini yüzyıllardır yerleştirmeye çalışmıştır.Gerek arkeolojik çalışmalar; tarihi çalışmalarda batı tarih tezininin tamamen bir kabulden meydana geldiğini kanıtlama başlamışken, varolanı telin önemli bir ayrıntıyı da unutmamamıza sebebiyet vermektedir: Asyetik (Türk) tarih tezi...

Gerek Göbeklitepe, gerekse yeni arkeolojik veriler, kaya yazıları; Türklerin binlerce yıldır Anadolu'da Hitit'ten Truva'ya dek; her yerde her devlet içinde olduklarını göstermektedir. Anadolu demek, Türk demektir ! İşin ilginci; Türk insanının uzak olduğu bu gerçekliği, Ruslar bizden çok önceden beri bilmektedir.Tarihçi Sinan Meydan'ın ifadesiyle;''1071 Anadolu'ya ilk geliş değil, son geliş tarihimizdir'' .Bu balkımdan Sevgililer Günü olarak ifade edilen kültür; batıdan değil, bizzat Anadolu'nun mirasını içermektedir.

Kavram karmaşasını aşarken; ifadeler oldukça önemlidir. Sevmek-Sevilmek veya Aşk ; sevişmek- seks veya fuhuş değildir. İnsanoğlu, konuşarak - sosyal ilişki kurarak anlaşır.
Daha da acısı; birisini manen tanımadan; sevmeden-sevilmeden evlenmeye dair bir birliktelik sözkonusuysa; bu bir, gayri insani menfaat birlikteliğidir.

Yunus Emre-Şems- Hacı Bektaşi Veli'ler gibi nice aşık ve alimin yetiştiği bu topraklarda; kapitalizmin şaha çıkardığı ve tüketim gününe çevirdiği günü; dinsel anlamda yasaklamak; sadece kapitalizme kazandırır.Çünkü bu gerici komedyen akıllara gülen- kızan her birey; sözde eleştinin tam tersi yönde hareket edecektir.

Çiçeklerin çiftleşmesi sözkonusu olduğundan; Bahar Bayramı'nı da pagan veya islam dışı olarak niteleyecek akılların; mitoz bölünerek, eşey yolda çoğalmalarını mı bekleyelim ?
Yoksa, sevmek ve sevilmekten; sadece fuhuşu ve zinayı anladıkları için mi üzülelim, bilemiyorum.

Tüketerek sevmeyi; maddi hediye alarak, bir kalbe girilebilme ihtimalini ise reddediyorum.

Her aklı, önce sevgiyle düşünmeye; sonra Tanrı'ya emanet ediyorum...
Yılın bir günü değil...Her günü !
İnadına...Sevgilerimle...

Resim

Gelin tanış olalım,
İşin kolayın tutalım.
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
Yunus Emre

Serdar Ateş
14.02.2016

facebook.com/yazarserdarates
twitter: @ates_serdar
İnstagram:@serdaraates