1. yüz (Toplam 1 yüz)

Bu şarkı burada biter !

İletiGönderilme zamanı: Pzr Şub 26, 2017 1:36
gönderen ismailşanal
Tek başına bir anlam taşımamasına rağmen Kuran'da geçen edatları çocuğuna isim olarak koyan güzel insanlarımız var. Suistimal etmeye kalkıp 'hayır' kelimesi Kuran'da defalarca geçiyor diye söze başlasak belki de propagandaya biat edecekler ama din ticareti yapacak kadar alçalanlar 15 yıl boyunca zaten mahsülü kaldırdı.
Çalmayın, öldürmeyin diyerek Allah'ın buyruklarını hatırlatanların meczup, Allah Allah nidalarıyla holdinge dönüşenlerin müspet olarak pazarlandığı bir dönemden geçiyoruz.
Eski dönemlerde mızrakların ucuna takılan Kuran sayfaları, ruhunu satan tanzimatla beraber siyasi makyaj malzemesine dönüştü.
İslam yerine İslamcılığı tercih edenlerin ilkeleri reddedip mevkilere koşuştuğunu Menderes'ten beri periyodik aralıklarla izliyoruz. Bu sapkın koşuşturma kültürsüz müteahhitler, yazarlar, politikacılar, bankacılar yaratırken materyalizme intisap eden milyonlarca vatan evladının maneviyatını, ideallerini ve ahlakını imha ediyor.

İftihar edeceğimiz ışıl ışıl gençler vasat bir iş için çırpınırken ormanları katlettiği kadar insan onurunu da katleden niteliksiz business devşirmelerine kin güdüyorum !
Anadolu'da nice ailelerin tüm varlığını adadığı melek gibi evlatları bu gri kentlerde konjonktür eteklerinde milyar dolarlık grupların sirkinde ekmek kovalıyor.

Adaletin olmadığı heryer zulümdür ki genç nüfusuyla dünya şampiyonluğuna ulaştığımız işsizlik rakamları liyakat esasını görmezden gelen bedevi yönetimin eseridir.
Bana kalırsa Türkiye'deki tüm sorunların tek kelimeyle izahıdır liyakatsizlik.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nden Milli İstihbarat Teşkilatı'na, Trt'den Milli Eğitim Bakanlığı'na kadar birçok kurumumuzu devlet disiplininden koparıp itibarsızlaştıran temel unsur liyakat zaafiyetidir. Tek bir sözcük yerine bir söz öbeği kullanmak isterseniz önerebileceğim manşeti arz ediyorum ''bıyıklı oligarşi''

Aydınlanma kadar yozlaşmanın da bulaşıcı olduğuna inanıyorum.
Ekonomi ve politika iflas etmişken taparcasına statükoya ve hükümete teslim olan güruhu müzik piyasasında eser bile diyemeyeceğimiz en berbat pop parçalarını ezbere söyleyen kalabalıklara benzetiyorum. Dünya çapında bilimsel ve tarafsız müzik otoritelerinin gıptayla baktığı Türk müziği uçsuz bir okyanus iken ekranlarda hep aynı kalitesiz seslere maruz kalıyoruz.
Benzer şekilde Türk sineması da birkaç haftada çekilen fikir ve estetikten uzak filmlere boğulurken tarihinin en absürt çağını yaşıyor.
Opera ve tiyatro mevzubahis kitle partilerinin baş düşmanları olmuş. Eser ortaya koyabilecek sanatçılara gezegenler kadar uzak olan politize magandalarımız
2. Abdulhamid Han'ın tiyatro ve müziğe düşkünlüğünü bilse muhtemelen ona da düşman kesilecekler.
Memleketin önüne Sevr Antlaşması başkanlık sistemi diye dayatılmışken sanat fantezisi mi yapacağız diye düşünüyorsanız Akp'nin ilkelleştirme güdüsüne girdiğinizden emin olabilirsiniz.
Tabana söyledikleri ne kadar basit, o kadar köfte !
Emperyalizm lokal temsilcilerini böyle yetiştiriyor. En sade haliyle sunulan mesaj tabanda en yüksek etkiye ulaşıyor. Sorgulamaktan ve araştırmaktan imtina eden kitlelerin tek işlemcili zihinleri hazır veriyle kilitlenmiş oluyor. Siz kendinizi parçalarken karşı tarafın hissiz duruşu bu sebeptendir.
Halkımızın tembelleştirilerek kalıp cümlelerle siyasi holiganlara dönüşmesini engellemek bizim elimizde.
Ne kadar eğitimsiz ve bağnaz olursa olsun Anadolu topraklarında yaşayan her bir insanımız bize tarihin ve atalarımızın emanetiyken nefret ve öfke de küresel siyonizmin vazgeçilmez silahlarıdır.
Küreselcilerin sipariş alimleri ve kıytırık tarihçilerinin masallarıyla birkaç kısa dua dışında hiçbir fıkhi bilgisi olmayan pırıl pırıl gençlerimiz siyasi konjonktürün izdüşümü olarak mezhep düşmanlığı yapmaktadır.

Akp'yi eğlenceli kılan bir özellik de her dönem tazelenen güzide ekibi...
Psikolojide özel bir tanımı var mı bilmiyorum ama kendisine hakaret eden herkesi kadrosunda ödüllendiren tuhaf bir takıntı...
Eski partisinin logosunu bile hatırlamayan Süleyman Soylu'dan, mahalle muhtarı kadar oy alamayan haspartili Numan Kurtulmuş'a kadar ortada kalan birçok evsize külliyesinde kucak açan Erdoğan'a haksızlık mı ediyoruz acaba?
Hasretle şiirler okuduğu ne idiğü belirsiz hocaefendisine mi yoksa açılımla altın çağ yaşattığı bebek katili Apo'ya mı saldırsa aktaban...
Hani bazı ülkelerde anayasa yazılı bir metin bile değilken akp istikrarla tecavüz ve yolsuzluğun kitabını yazdı, yeni birşeylere pek de ihtiyaç yok aslında...

Birkaç hatırlatmayla sefil emperyalizmin aciz kullarına sesleniyorum...
Hezimetinizin altıncı yılındasınız ve bu hafta devrilir dediğiniz ve tüm hücrelerinizle savaştığınız Esad oracıkta duruyor.
Herhangi diplomatik bir etkiniz varmış gibi blöf yaptığınız zavallı Mursi hapishanede ölümü bekliyor.

Yeni anayasaya söyleyin de yıllardır bağıra bağıra uydurduğunuz 'göklerdeki' yerli uçağımız artık yere insin.
Süzülerek inmek en güzeliydi. İnatlaştıkça tek başına iktidarda asılı kaldınız.
Çakılmaktan gayrısı yok artık...
Ekonomiyi referanduma kadar idare edebilseniz 'hayır'la kurtulabilirsiniz belki...
çok acayip muhterem Cumhurbaşkanım şöyle diyordu
tiyatral hapishanesinde: ''bu şarkı burada bitmez''

İstanbul'da etrafıma bakıyorum da artık peşkeş çekecek bir karış toprak kalmamış.
Belediyelere bakıyorum da kasada çalacak tek kuruş para kalmamış.
Binaenaleyh siz bitti demeseniz de bitiyor işte...

zaten bu şarkıyı ilk söyleyen de siz değilsiniz.
Öyle bir şarkı ki söz ab, müzik abd...

Bu şarkı burada biter !