1. yüz (Toplam 1 yüz)

Milli Kütüphaneden Ne İstediniz

İletiGönderilme zamanı: Sal Ağu 06, 2019 7:07
gönderen zafer atun
1946 yılında kurulmuş olan, ülkemizin iftiharı 1983 yılında yeni binasına taşındığında Balkanların ve Orta Doğunun en büyük kütüphanesi vasfını alan Milli Kütüphane, Başkanlığın 703 no’lu kararnamesinin 107’ci maddesi ile kaldırıldı. Dünyada Milli Kütüphanesi olmayan tek ülkeyiz artık.

Halbuki İslâm’ın kutsal kitabındaki ilk cümle “OKU” diye başlar. Bu İslâm’ın Müslümanlara ilk emridir. Ama bu yeni Müslümanlar okumaya tamamen karşılar. Cehaletin ferasetine güvenmeyi tercih ediyorlar.
Bu yeni Müslümanlar yeşile, ağaca hani dilim varmıyor ama doğaya da karşılar.
Yeşil gördüklerinde kırmızı görmüş boğa gibi saldırıp onu hemen betona dönüştürüyorlar.
Bu cahilâne işleri yüzünden yaşadığımız coğrafyanın iklimini dahi değiştirdiler.
Gene de olan biteni ısrarla anlamayıp konuyu Allah’a havale ediyorlar.
Bu ülkede eskiden yani deri topu yirmi sene önce bu kadar sel, seyelan, heyelan olmazdı. Çünkü Toprak Ana vardı. O kollardı bizi.
Bugün her karış toprağın betonlaşması ve ağaçların yok edilmesi sonucunda birden gelen sel ve su baskınları insanları yaşamdan kopartıveriyor.
Yani doğa yaptıklarınızı affetmiyor her fırsatta intikamını alıyor.
Bu ülkede eskiden hortum dendiğinde insanların aklına bahçedeki hortum gelirdi.
Biz hortumu televizyonlardan seyreder vay be yazık adamlara derdik.
Bugün hortumları da tüm yıkıcılığı ile yaşıyor deneyimliyoruz.
Allahtan evlerimiz betonarme de olan çatılara oluyor.
Bu ülkede eskiden 38 derece 40 derece 42 derece sıcaklıklar ütopik rakamlardı. Yirmi senede bir görürdük biz bu sıcaklıkları. Bugün bu sıcaklıklar normal hale getirildi. Her yıl verdikleri demeçler ile o yılın en sıcak ve kurak yıl olduğunu beyan ediyorlar. Bir yerde tüm bu olumsuzlukların müsebbibi olduklarını ikrar ediyorlar. Yaptıklarını bir nevi itiraf ediyorlar. Ama yüzleri kızarmıyor. Kızarması için yüz gerekir çünkü.
İnsanları büyük plan gereğince köylerden, kasabalardan, mezralardan sürerek şehirlere sıkıştırdılar. Şehirleri topraktan ağaçtan arındırarak beton bir kaleye dönüştürerek burada yaşamı dayattılar.
Betona dönüşen şehirler kendini soğuramadı.
Değişen iklim yüzünden şehirler yazları cayır cayır yandı kışları dondu.
Her tarafı fener alayı gibi ışıklandırmaları yüzünden, Arap hayranlıkları yüzünden gene her tarafa yapılan şelaleler ve göletler yüzünden durduk yerde oluşmayan Nem yüzünden şehirlerin havası ve yaşamı insanlar için çekilmez oldu. Zûl oldu.
Bugün Ankara’daki nem oranı İzmir’deki nem oranını geçiyor.
Ankara bir sahil şehri mi ki bu kadar nem oluşuyor.
Ama ne diyeceksiniz takdiri ilâhi.
Dünyada iklim değişimleri var, Türkiye’de olmasın mı.
Nede olsa dünya değişiyor, dünyaya ayak uydurmak gerek.
703 sayılı başkanlık kararnamesi 143 sayfadan oluşuyor, içinde neler neler yok ki.
Aklımda kalan, Seyir ve Oşinografi idaresi de yok edildi.
Denizciler artık hisleri ile hareket edecekler.
Ama bu 143 sayfanın en kötü an acı yok edişi Milli Kütüphanenin yok edilmesi oldu.
Milli Kütüphaneyi yok ederek toplumsal hafızayı da yok ettiler.
Bugüne kadar gelen tarihimizi yok ettiler.
Paha biçilemeyen el yazması kitapları, beratları, yazmaları yok ettiler.
Ne oldu bunlar dersen külliyede bina yaptık oraya taşınacak derler.
Kütüphaneler halka açık yapılardır. Yediden yetmişe tüm insanların rahatlıkla gidebildiği girebildiği yapılardır.
Sıkıyorsa külliyeye kütüphaneye gidiyorum diye elini kolunu sallaya girmeye kalk.
Memlekette demokrasi var yersen.

Bu yeni Müslümanlar bir türlü anlayamadılar anmamakla kalmayıp bunca senedir öğrenemediler de
cehaletin feraseti bilimin, ilimin, fennin ışığıyla yarışamaz.
Kuranda bile ilk ayet oku ise bir durup düşünmeniz gerekir.
Bir gülme mi geldi?
Neden ki,
Düşünme cümlesine takıldınız, hay Allah.
O zaman 80’ler dizisinin fenomen cümlesi ile sonlandırayım.
Düşünüyorum sinirleniyorum, sinirlendikçe düşünüyorum. Kısır döngü yahu.

Zafer ATUN
06/08/2019
zaferatun.wordpress.com

Re: Milli Kütüphaneden Ne İstediniz

İletiGönderilme zamanı: Cum Ağu 09, 2019 9:03
gönderen Gönül Pınar Atacı
Sevgili Zafer'in bu harika sorusuna verilmesi gereken yanıt şu olsa gerek :
Yurdun ve ulusun tüm varlıklarını ve kazanımlarını, fabrikalarını ve tarlalarını, ovalarını ve yaylalarını, bağlarını ve dağlarını, ormanlarını ve ırmaklarını, denizlerini ve göllerini haram kar, haksız rant ve kara para üretmek, türetmek ve bölüşmek için satanlar ve sattıranlar, tam 3 milyon kitap sahibi ulusal ve toplumsal kitaplıkları ve kütüphaneleri de aynı amaçları için satmak ve sattırmak istediler ve istiyorlar. Bunların hepsine ve tüm bu ihanet ve melanet kararlarına ve işlerine karşı tek ve en geniş bir Hak,Vatan ve Halk Cephesi'nde elele vermek tek kurtuluş yolu ve yöntemidir.