1. yüz (Toplam 1 yüz)

Hırsız Ekonomisi

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ağu 31, 2019 11:29
gönderen zafer atun
Sosyal devlet Vergi devletine, Liberal ekonomi de hırsız ekonomisine dönüştü.
Vatandaş ise sağmal inek haline getirildi.
Yaşadığımız coğrafyada hayatımızın her dakikasında itina ile soyuluyoruz.
İşe giderken ulaşım kanalı ile, işyerinde patron, devlet iş birliği ile, içtiğimiz çay içtiğimiz sigara yediğimiz yemek kanalı ile, eve dönerken aracımız varsa ve kullanabiliyorsak alabildiğimiz benzin ile (%70’i vergi, Araç vergisini saymıyorum) geçtiğimiz/geçmediğimiz otoban geçiş ücreti ile, kısacası dolaylı ve dolaysız vergiler yolu ile hunharca ve itinayla bazen incitmeden bazen incitilerek soyuluyoruz.
Akşam oldu eve geldiniz soygun durmuyor devam ediyor. Kapıdan girdiğiniz andan itibaren, ışığı açtığınızda veya doğalgazlı ocağınızı yaktığınızda soygun hemen tekrar başlıyor.
Sofraya koyduğunuz suda bile belli bir M3 aşıldığında fiyat katmerleniveriyor.
Sonra utanmadan suratınıza baka baka diyorlar ki efendim çamaşırı gece yıkayın elektrik az gelsin; gece tarifesinden fiyatlandıralım.
Suda da gece tarifesi mi veya yemeği ısıtırken daha az ödeyelim diye gece tarifesi mi isteyeceğiz.
O sosyal devlet nerede kaldı.
Nerede Cumhuriyetin vatandaşlarına verdiği önem ve değer.
Günümüz dünyası pazarlama dünyası.
Sloganı ise hep Kazan, kazan, kazan, sömürücülerin literatüründe kaybetmek kelimesi yok.
O kelime vatandaş literatüründe en üst sıraya yerleştirilerek vatandaşa kanıksattırıldı.
Kaybeden her zaman daima vatandaş.
Televizyon kanallarında vatandaş ile yapılan röportajlarda, gelen zamma ne diyorsunuz diye sorulduğunda artık alıştık gibi abuk ve teslimiyetçi bir cevap alınıyor.
Evet vatandaş alıştı. Alıştırıldı.
Neden? diye sormayı unuttu.
Niçin hiç aklına gelmiyor.
Herkesi tek tip insana çevirdiler. İnsanları robotlaştırdılar.
Daha kaba tabiriyle insanları aptallaştırdılar.
Vatandaş her olan biteni sinesine çekmeye tepkisiz kalmaya ayarlandı.
Sürekli yaşantısından ve yaşam kalitesinden taviz veriyor.

Bu insan tipi zaten emperyalist güçlerce Türkiye laboratuvarında 30-40 yıl önce imal edilmişti.
Bu gördüklerimiz onlar ve çocukları. Kalanlar da üzüm üzüme baka baka misali.
Ülke üzerindeki insanların yaşam koşulları günden güne zorlaşırken, insanlar artık köle haline getirilmişken nasıl sorgulasınlar, neden soru sorsunlar.
Aksi davranış vatandaşı açlığa yokluğa mahkum etmez mi?
Eder, vatandaş da bunun bilincinde zaten.
Ona göre davranıyor. İşçi ve memur maaş zamları 8 seviyesinde yapılıp devlet korunurken vatandaşın gırtlağına çöküldüğü kimsenin umurunda olmadı.
Bu eşitsizlik açlık fakirlik ve sefaletin yarın büyük sosyal sorunlara yol açacağı inatla görmezden geliniyor.
Egemenlerin akıllarındaki ise, gittiği yere kadar uyanıklığı.
Devir Liyakât değil Biât devri.
Artık eskisi gibi vatandaş para harcayamıyor, çünkü cebinde para kalmadı.
Eskisi gibi ev, araba, borcuna giremiyor. Çünkü bu emtialar haddinden fazla pahalandı. Almaya artık gücü yetmiyor.
Paranın maliyeti de günden güne fazlalaşıyor.
Artık tüketimi dizginledik diyebilirler.
Çünkü vatandaş yiyeceğini bile artık kısıtlı alabiliyor.
Eti unuttu, ardından peyniri de unutacak gibi görünüyor.
Bu olan bitenden ise, gerek yönetim, gerekse olmayan denetim kesiminin hiç rahatsız olmaması ilginç.
Kaosun bile bir düzeni vardır diye boşuna denmemiş.
Şimdi bekle gör dönemi.
Hep birlikte bekliyoruz!!!
Neyi göreceğimizi ise süreç gösterecek…

Zafer ATUN
31/08/2019
zaferatun.wordpress.com