1. yüz (Toplam 1 yüz)

Ülke, Şeriata Ve Faşizme Doğru Giderken Onlar Sadece Seyrettiler… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Pzr Ağu 02, 2020 10:37
gönderen Gamze Okur
“Ülke, Şeriata Ve Faşizme Doğru Giderken Onlar Sadece Seyrettiler…”


Hırsızlar, talancılar, şeriatçılar, kanunsuzlar kara bulutlar gibi çöktüler sevgili yurdumuzun üstüne.

Yüzyıllar boyunca kanımız, canımız pahasına koruduğumuz, uğruna şehitler verdiğimiz ata mirasımızı, kültürümüzü, ulusal varlıklarımızı, vatanımızı şeriatçılara, yobazlara teslim ediyorlar şimdi…

Peki, bütün bu olup bitenlerde tek suçlu AKP mi?

Bizim hiç suçumuz yok mu?

Dinci faşizm, bağıra bağıra, mehter marşı ile gelirken; TBMM, Çankaya, Devlet, ordu, Milli Eğitim birer birer teslim alınırken, bütün bu olup biteni tribünlerden maç izler gibi izleyenlerin hiç mi suçu yok?

Ey halkım, senin hiç mi suçun yok?

“Evet, ama yetmez” diyen demokrasi hokkabazları, sizin hiç mi suçunuz yok?

Abdullah Gül’leri Çankaya’ya çıkaran, iktidarla birlikte Atatürk’e ve Atatürk dönemine saldırılar düzenleyen muhalefetin hiç mi suçu yok?

Ne diyordu Uğur Mumcu:

“Bir toplum böyle çöker işte; devletin yerini kaba kuvvet alır, susulur… Yasanın yerini din alır korkulur… Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler… Eller, kollar bağlanıp götürülür… Vuran vurur, öldüren öldürür… Ve bütün bunlardan sonra, bir çete gelir ve devleti teslim alır…”

Değerli yazarımızın yıllar önce söylediklerini bugün bire bir yaşıyoruz…

İktidar mücadelesi uzun, ince, zahmetli bir yoldur. Dikenlerle, çalılıklarla kaplıdır.

Emperyalist devletlerin baskıları karşısında boyun eğmek, gerilemek, onların oyununa gelmek, şeriatçı iktidarla dayanışma içerisine girmek, çözüm değildir. Zorluklar, engeller ancak aktif mücadele ile aşılabilir.

İşte Mustafa Kemal’i, Mustafa Kemal yapan bu devrimci pratik ve eylem anlayışıdır.


Onun ölümünden sonra CHP’yi ve bazı sol kadroları 1923 devriminden koparan, emperyalizme ve gerici çevrelere yaklaştırıp, ülkenin adım adım yarı bağımlı bir yapıya dönüşmesine neden olan şey, bu atılımcı, mücadeleci, devrimci niteliklerin kendisinden sonra gelenlerde bulunmayışından, belirli bir hedeflerinin olmayışından kaynaklanmaktadır.

Oysa siyasal partilerin görevi, iktidar mücadelesi yapmaktır, koltuk değnekliği değil…

Muhalefette kalmak, muhalefete mahkûm olmak, devrimci mücadeleyi dört duvar arasına hapsetmek, direnişlerden ve eylemlerden uzak, her şeyi laf kalabalığı ile sadece konuşarak, eleştirerek çözümlemeye çalışmak, yani kısaca “Sözde muhalefet”le yetinmek, vakit öldürmekten başka bir şey değildir.

Bu ülkeyi Cumhuriyet yıkıcılarından, vatan satıcılarından kurtarmak istiyorsak eğer, iktidar olma mücadelesine halkımızla birlikte omuz vermek zorundayız. Ancak bu yolla “sözde muhalefet”in yerini “gerçek muhalefet” alabilir.

Devrimci liderlerin başarılarında başta gelen etken; onlar önce ideoloji planında hedeflerini belirlerler, sonra uygulama aşamasına geçerler.

Yani teori ile pratiği birleştirirler. Somut hedefler seçerler. Boş işlerle uğraşmazlar…

Daha öğrencilik yıllarında Mustafa Kemal “Evvela sosyalist olmalı, maddeyi anlamalı” demişti. Elbette sosyalist değildi o. Ama araştırıyordu. Yolunu yöntemini bulmaya çalışıyordu.

Mustafa Kemal, ideolojisini “Tam bağımsızlık” ilkesi üzerine yapılandırmıştı.

Gerçekleştirmek istediği ikinci değişim ise saltanat ve hilafetin yerine Cumhuriyeti kurmaktı.

Hedefinde emperyalist güçler vardı. İktidar olmak vardı. Daha Samsun’a çıkmadan önce, denizlerimize giren düşman donanmaları için söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözü, onun bu konudaki kararlılığını ortaya koyması açısından çok önemli bir ipucudur.

Devrimin adresini saptamıştı. Gideceği yeri çok iyi biliyordu.

Düşüncelerini eylem alanına aktarabilmek için Anadolu’ya geçmesi gerekiyordu. Çünkü o bir eylem adamıydı. Gerektiğinde tüm resmi sıfatlarını, görevlerini, giysilerini fırlatıp atabilecek bir yapıya sahipti.

Nitekim attı da…“Hatay krizi” yıllarında Hasan Rıza Soyak’a söylediği şu sözler onun bu yanını çok iyi ortaya koyuyordu:

“Eğer diplomatik yolla halledemezsem, yapacağım şey Cumhurbaşkanlığından hatta milletvekilliğinden istifa etmektir. O zaman, resmi bir görevim kalmaz, sivil bir fert olarak Hatay’a gider, tıpkı Samsun’a gittiğimde olduğu gibi milis kuvvetlerin başına geçerim ve bu uğurda savaşırım ama sonunda mutlaka başarırım...”

İşte bu özellikler ve nitelikler, bizim muhalefet liderlerinde yok. Yani sonuca ulaşmak, sonuca varmak gibi bir istekleri ve planları da yok…

Ne “ Şiş yansın ne kebap” diyorlar. İktidar, iktidarda kalsın, muhalefet muhalefette kalsın, arada bir yanlış, ters uygulamalar karşısında sert sözler söyleyelim, keskin çıkışlar yapalım, yüreklere su serpelim, halkı rahatlatalım, düzen devam etsin, gitsin… Ne iktidarın keyfi bozulsun ne bizim…

Sanki başkanlar gökten zembille inmiş gibi, sanki başkanlar bir kez seçildi mi “ilahi bir kudret” kazanıyormuş gibi, yandaşları da onlara laf söyletmiyorlar… Sorgulayanlara da “Sen AKP’li misin” diye soruyorlar.

Bir kez daha sesleniyorum: Ben AKP’li falan değilim. Atatürkçüyüm. Zaman, “Gökten ne yağarsa yağsın, yerin kabul etmesi” zamanı değildir. Zaman, parti önderlerini ve yöneticilerini ilahlaştırıp, her dediğine baş sallama, “evet” deme zamanı değildir.

Hele hele, kıvırtmanın, gevezeliğin, particilik oyunları oynamanın zamanı hiç değildir. Zaman mücadele zamanıdır. Eleştirme, gerçekleri söyleme, Atatürk çizgisinden sapanları, saptıranları, ihanetleri teşhir etme zamanıdır.

UYARIYORUZ: ATAMIZA, ALTI OKUMUZA SAHİP ÇIKALIM… VATANIMIZA SAHİP ÇIKALIM…

(alieralp37@gmail.com)

Re: Ülke, Şeriata Ve Faşizme Doğru Giderken Onlar Sadece Seyrettiler… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Pzr Ağu 02, 2020 20:18
gönderen Ali Eralp
Teşekkürler can yoldaşım Gamze. Nicedir makalelerime verdiğin emek için sana teşekkür edecektim, bu güne dek geldi. Yayınlamak için hayli uğraşıyorsun. Yüreğine sağlık sevgili arkadaşım. Sağolasın, varolasın. Sevgimle.

Re: Ülke, Şeriata Ve Faşizme Doğru Giderken Onlar Sadece Seyrettiler… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Sal Ağu 04, 2020 16:09
gönderen Asun Kale
Yıllardan beri CHP gerçek muhalefet yapmadı. Hiçbir gerici kalkışmayı ve değişikliği önlemedi. Tarikatlara, mollalara göz yumdu. Atatürl ülke yüzyinden silinirken oralı bile olmadı. Sadece konuştu, konuştu, konuştu... Sonuç: SIFIR eldevar sıfır... Ali Eralp bakın bunu ne güzel açıklamış:

"Ne “ Şiş yansın ne kebap” diyorlar. İktidar, iktidarda kalsın, muhalefet muhalefette kalsın, arada bir yanlış, ters uygulamalar karşısında sert sözler söyleyelim, keskin çıkışlar yapalım, yüreklere su serpelim, halkı rahatlatalım, düzen devam etsin, gitsin… Ne iktidarın keyfi bozulsun ne bizim…

Sanki başkanlar gökten zembille inmiş gibi, sanki başkanlar bir kez seçildi mi “ilahi bir kudret” kazanıyormuş gibi, yandaşları da onlara laf söyletmiyorlar… Sorgulayanlara da “Sen AKP’li misin” diye soruyorlar.

Bir kez daha sesleniyorum: Ben AKP’li falan değilim. Atatürkçüyüm. Zaman, “Gökten ne yağarsa yağsın, yerin kabul etmesi” zamanı değildir. Zaman, parti önderlerini ve yöneticilerini ilahlaştırıp, her dediğine baş sallama, “evet” deme zamanı değildir."

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ağu 05, 2020 10:24
gönderen Gönül Pınar Atacı
Bu MUHTEŞEM yazısı için sevgili Ali’ye ve onu çok güzel alıntılar yaparak paylaşmış bulunan sevgili Asun’a ve de üstün ve özgün editorü ve redaktörü sevgili Gamze’ye en yürekten tebrikler, içten selamlar, mut ve umut dolu günler, yeni başarılar ve konuyla ilgili özel bir ithaf

BU İHANETİ VE MELANETİ DELİĞE SÜPÜRMEK İÇİN

İnsana, vatana, ulusa,bilime,sanata ve kültüre bu BOP'cu ihanet
Ve buna bağlı o en örtülü ve en örtüsüz Beşinci Kol'cu melanet
Bütün insani,vatani,milli,hukuki,askeri,dini ve ahlaki değerleri yoketti.
Atatürk’e,Altı Ok’a ve sosyal medyaya en yeni bir barbar saldırıya geçti.

Meydanları boş bulduğunu ve cezasız kalacağını sanan
Ve tüm suçları ve günahlarını örtbas etmeyi taslayan
Bu ihaneti ve melaneti ve hizmetcilerini çıktıkları deliğe süpürmek
İçin tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi kurmak gerek.

Bu,en insani,vatani,milli,hukuki,askeri,ahlaki ve dini bir görevdir
Bu göreve maddi ve manevi katkı ise her vatansever için bir ödevdir.
Bu en kutsal ve yüce ulusal ve toplumsal ödevi ve görevi savsaklayanlar,
Bu derin ihanetin ve melanetin can ve kan öğüten değirmenine su taşırlar.

Gönül Pınar Atacı, 5.Ağustıs.2020

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ağu 05, 2020 10:24
gönderen Gönül Pınar Atacı
Bu MUHTEŞEM yazısı için sevgili Ali’ye ve onu çok güzel alıntılar yaparak paylaşmış bulunan sevgili Asun’a ve de üstün ve özgün editorü ve redaktörü sevgili Gamze’ye en yürekten tebrikler, içten selamlar, mut ve umut dolu günler, yeni başarılar ve konuyla ilgili özel bir ithaf

BU İHANETİ VE MELANETİ DELİĞE SÜPÜRMEK İÇİN

İnsana, vatana, ulusa,bilime,sanata ve kültüre bu BOP'cu ihanet
Ve buna bağlı o en örtülü ve en örtüsüz Beşinci Kol'cu melanet
Bütün insani,vatani,milli,hukuki,askeri,dini ve ahlaki değerleri yoketti.
Atatürk’e,Altı Ok’a ve sosyal medyaya en yeni bir barbar saldırıya geçti.

Meydanları boş bulduğunu ve cezasız kalacağını sanan
Ve tüm suçları ve günahlarını örtbas etmeyi taslayan
Bu ihaneti ve melaneti ve hizmetcilerini çıktıkları deliğe süpürmek
İçin tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi kurmak gerek.

Bu,en insani,vatani,milli,hukuki,askeri,ahlaki ve dini bir görevdir
Bu göreve maddi ve manevi katkı ise her vatansever için bir ödevdir.
Bu en kutsal ve yüce ulusal ve toplumsal ödevi ve görevi savsaklayanlar,
Bu derin ihanetin ve melanetin can ve kan öğüten değirmenine su taşırlar.

Gönül Pınar Atacı, 5.Ağustıs.2020

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ağu 05, 2020 10:24
gönderen Gönül Pınar Atacı
Bu MUHTEŞEM yazısı için sevgili Ali’ye ve onu çok güzel alıntılar yaparak paylaşmış bulunan sevgili Asun’a ve de üstün ve özgün editorü ve redaktörü sevgili Gamze’ye en yürekten tebrikler, içten selamlar, mut ve umut dolu günler, yeni başarılar ve konuyla ilgili özel bir ithaf

BU İHANETİ VE MELANETİ DELİĞE SÜPÜRMEK İÇİN

İnsana, vatana, ulusa,bilime,sanata ve kültüre bu BOP'cu ihanet
Ve buna bağlı o en örtülü ve en örtüsüz Beşinci Kol'cu melanet
Bütün insani,vatani,milli,hukuki,askeri,dini ve ahlaki değerleri yoketti.
Atatürk’e,Altı Ok’a ve sosyal medyaya en yeni bir barbar saldırıya geçti.

Meydanları boş bulduğunu ve cezasız kalacağını sanan
Ve tüm suçları ve günahlarını örtbas etmeyi taslayan
Bu ihaneti ve melaneti ve hizmetcilerini çıktıkları deliğe süpürmek
İçin tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi kurmak gerek.

Bu,en insani,vatani,milli,hukuki,askeri,ahlaki ve dini bir görevdir
Bu göreve maddi ve manevi katkı ise her vatansever için bir ödevdir.
Bu en kutsal ve yüce ulusal ve toplumsal ödevi ve görevi savsaklayanlar,
Bu derin ihanetin ve melanetin can ve kan öğüten değirmenine su taşırlar.

Gönül Pınar Atacı, 5.Ağustıs.2020

Re: Ülke, Şeriata Ve Faşizme Doğru Giderken Onlar Sadece Seyrettiler… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ağu 05, 2020 20:46
gönderen Kurtlu Adalet
Ahlakli ve karakterli insan yetismiyor, ulkeden adam cikmiyor, istisnalar haric. Milli Kurtulus Atilimini gerceklestirmek gerek, kesinlikle bir parti kurup ulke yonetimini de demokratik bir sekilde elde etmek gerek. Detaylar ile bogulmadan, sizler de kendi fikirleriniz icin bir kadro olusturun. Bir cekirdek kadro icin kac tane karakterli insan akliniza geliyor? Benim aklima gelenler Sinan Meydan, Banu Avar, Ihsan Eliacik simdilik. Cindeki Komunist Parti gibi bir devrim partisi, ve bir devrim kadrosu olustursak, kimlerin isimlerini bu kadro icin onerirsiniz? Bir hareket baslatmak gerekiyor, yoksa bu yuzyil da iskalanacak Turkiye tarafindan. Bunu okuduysaniz, sizler de bu cekirdek kadro icin onereceginiz isimleri siralayiniz. Butun bunlar basarilabilir, herseyin bir usulu var tabii, buyuk bir Turk Medeniyeti kurmak da mumkun bu sartlar altinda Turk Cumhuriyetlerini biraraya getirerek, devrimler uygulayarak, ama herseyin bir usulu var, bunlar uygulanmaz ise olmaz tabiki. Bunun olmasi icin ona gore davranilacak. Bunu basarmak geyet mumkun, ama dogru kisiler ile.

Re: Ülke, Şeriata Ve Faşizme Doğru Giderken Onlar Sadece Seyrettiler… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Prş Ağu 06, 2020 19:18
gönderen Ali Eralp
Teşekkürler sevgili arkadaşlarım Asun, Gönül, Kurtlu Adalet sağolun, varolun. Sevgili Gönül'ün o o muhteşem dizelerini herkesin okumasını dilerim. Selamlar, sevgiler.