1. yüz (Toplam 1 yüz)

BİR BERBER BRE BERBER!

İletiGönderilme zamanı: Cum Eyl 20, 2019 19:37
gönderen Feza Tiryaki
BİR BERBER BRE BERBER!

Dün sabah, köy meydanında üstü yazılı- resimli, parlak pembe boyalı kocaman kasalı TIR’ı görünce küçük dilimizi yutacaktık şaşkınlıktan.

Bu ne, demeye kalmadı, uzun aracın üstündeki yazılardan durum anlaşıldı. Yük mük taşımıyor bu TIR. Bu TIR, belediyenin hizmet yarışında. Görevde! Üstüne makas tarak resimleri çizmiş, kocaman harflerle yazmışlar:

“Mobil Kuaför Hizmeti”

Köylü, şaşkınlığını atlatınca, anında işi şakaya vurdu, bir şamata, bir dalga geçme... “Bunu sen mi gönderdin? Önce falanın saçını kessinler, tutun şunu! Koşun koşun saç kestirmeyen kalmasın, saç kesimi bedava!.. Kaçırmayın!”

Böyle gülüp geçildi. Az sonra da araç oradan ayrıldı.

Bu iş gerçekten gülüp geçilecek bir şey miydi? Neler oluyordu, saç kestirmek ne zamandan beri böyle öncelikli bir ihtiyaçtan sayılıyordu? Berberlik, hizmet sayılarak, bu hizmet, toplumun ayağına getirilecek, hem de bedavaya berberlik yapılacak; bunun için büyük masraflarla kocaman bir uzun araç tutulacak, içi donatılacak, araç, tutulan berberlerle köy köy gezdirilecek...

“Berber TIR’ı” dil alışkanlığı işte, “kuaför TIR'ı ” demeliydim, artık berbere berber diyen kaldı mı, berberlik eski tekerlemelerde, şimdi birazcık Fransız takılacaksınız. “Kuaför”, artık, o saç sakal kesenlerin, saç boyayanların, saçlara şekil - biçim verenlerin adı. Cilt bakımı da yapılırmış oralarda. Ağda yapımı, el – ayak tırnağı bakımı da kuaförlerin işleri sayılıyormuş günümüzde.

Berber, saç sakal kesmeyi, traş etmeyi iş edinen kimse, diye tanımlanıyor 60’lı yılların TDK sözlüğünde. Söz, Farsça kökenli. Dilimize yerleşmiş eski sözcüklerden biri. Kuaför diye bir sözcük, o zamanlar henüz dilimize girmemiş. Kuaför, sonraki basımlarında var bu sözlüğün, kadın berberi, erkek berberi diye açıklanmış. Fransızca coiffeur sözünden gelirmiş.

Ne olmuş da dilimizdeki berber sözü Fransızcaya yenilmiş, onların bizim için hiçbir anlam taşımayan “kua”yla başlayan, yine anlamsız “för”le biten sözü, okunuşuyla dilimize sokulmuş? Nasıl özenmişiz yabancı sözlere, bizler nasıl aydınlarmışız, akıl ermiyor.

Aradan geçen yıllarda da, berber demek ayıp sayılmış, sözün okunuşu gösterişsiz, kaba bulunmuş olmalı ki, berber sözü bir kenara itilmiş. Bakın her yanımız artık kuaför. Berber mi? Ne o, sus ayıp diyecekler neredeyse bu işi tutanlar, meslekleri berber olanlar.

Tekerlemelerdeki berberi ne yapacağız?

Bir berber bir berbere diye başlayan çocuk tekerlemesi yoksa unutuldu mu çoktan? Çocuklarımızın dilini geliştirmek için söylenir bu tür tekerlemeler bilirsiniz. Ne kadar hızlı söylersen o kadar başarılısın:

“Bir berber bir berbere / bre berber gel beraber / bir berber dükkanı açalım/ demiş.”

Burada, soralım kendimize:

Berberlerin, aynası masası, makasıyla, tüm gereçleriyle uzun araçların birine konulup, köy köy, ilçe ilçe dolaştırılması, kasasında belediye adı, belediye başkanının adı yazılı olarak, eskilerin gezici köy kitaplıkları, daha eskilerin çerçileri (gezginci esnaf) gibi gezerek görev yapmaları nedendir? Bu nasıl bir ihtiyaçtan doğmuştur? Saç sakal kesilerek, tırnak kesilerek, çocukların kadınların saçları örülerek nasıl bir hizmet verilmektedir? Yapılan nedir? Berberin halka bedavadan hizmet ettirilmesi ne demeye geliyor? bir düşünelim:

Ağustos sonunda Suriye’de bir proje uygulanmış. Gülmeyin, bu yapılanın adına da “Saç harekatı” denmiş.

Tabii işin içinde uluslararası ilişkiler var. “Human Movie Team” işbirliğiyle bizdeki “gerici- bölücü” yardım vakfı (İHH) Suriye’deki sığınmacı kamplarındaki iki bin kız çocuğunun saçlarına takmış kafayı. Kız çocuklarının kafalarının süsüne, dışına... Nasılsa anneleri gibi, kara çarşaflara girecek kafaları durup dururken süslemeye karar vermişler. Kendi haberlerinde yazdıkları gibi dersek, bu çocuklara “gönüllü kuaförlük hizmeti” verilmiş.

“Hem saçlara, hem kalplere örgü” imiş projenin adı, sloganlarıysa “Saçlara örgü, yüreklere kardeşlik götürüyoruz” imiş.

Bu adı geçen kuruluşları, hareketleri ("İHH" - İnsani Yardım Vakfı- sosyal medya hareketi olarak faaliyet gösteren "Human Movie Team" işbirliğini) hiç bilmesek, amaçlarını tahmin edemesek bile, yapılan işten ve sloganlarından durumu kavrarız, işin işinde bir şeyler olduğunu, bu yapılanın normal bir iş olmadığını anlarız.

Ülkelerini darmadağın ettiklerinin kız çocuklarının git saçlarını ör. Onların başlarını yetişkin kadınlar gibi süsle, dalganı geç, sonra da resimlerini çek keyfet! Günah çıkart! Bu kadınlar, ABD’nin perişan ettiği her yerde boy gösteren artist Angelina Jolie’nin yerlisi olmalılar.

Kamplarda yaşayan, çoğu anasız babasız o kız çocuklarının tek derdi saçlarının kabartılması, saçlarına toka takılması, güzel (?) görünmeleri mi?

Çocuklar berbere (eğer evde saç kesmeyi bilen biri yoksa) yalnızca saçları çok uzayınca kestirmek için gitmezler mi? Çocuk için berber başka ne ifade edebilir ki? Saçları uzunsa evde saçlarını büyükleri örmez mi? Okula gitme yaşlarındaysalar, çocuklar saçlarını taramasını da bilir, örmesini de. Bu neyin hizmeti olabilir sizce?

Adları İngilizce olunca, bunları yabancı bir dernek falan sanıyoruz hemen. Bozuk bir İngilizceyle “İnsan Film Grubu” demekmiş adları bu videocuların. (Human; insan, Movie; film, Team; grup)

Ne demiş başkanları Tülay Hanım:

“Çocuklar çok mutlu oluyor. Kız çocukları saçlarını yaptırmak için yanımıza koşuyor. Bu projeyi geleneksel hale getirip önümüzdeki yıllarda da sürdürmeyi planlıyoruz."

Amaçları, “gelen, daha doğrusu bize bilinçli olarak gönderilen Suriyelileri bizlere sevimli göstermek, milyonlarcasının kalıcı olarak içimize karışmalarını beyinleri yıkayarak Türk toplumuna benimsetmek. Toplum yapımızı elbirliğiyle bozdurmak, ulus devletimizi tehlikeye atmak.” olamaz mı? Bu hareket çarşaflı kadınlar hareketi. Kendi saçları kara örtüler altında. Kızların saçlarıyla neden oynuyorlar, onları Suriye’deki kamplarına gidip neden süslüyorlar, bunun bir mantıklı yanıtını bulamadım. Bu saçmalık, tutarsızlık, bizim akılsız, her hıyarım var diyene tuzla koşan çok insancıl (?), sözde aydınlarımızı kandırmak için olmasın?

Antalya Belediyesi bu TIR’lı saç işini kaç yıldır yaparmış. Demek ki yeni başkan da devam ettirecek.

“Geçen yıldan DHA haberi bu, Şubat 2018’den, haberin başlığı: “Kuaför Hizmeti Aldılar”

“Mobil kuaför TIR'ında genç, yaşlı ve çocuklara saç kesimi, tıraş, cilt bakımı, el ve ayak tırnakları bakımı konularında hizmet verildi. Cilt bakımı yaptıran ve kuaför hizmeti alan kadınlar büyük mutluluk yaşadı. Çocukların da saçları tıraş edildi. Kız çocukları ise saçlarını istedikleri şekilde ördürdü.”

Bu Suriyelilere berberli TIR’larla gitmek, saçları kestirmek, başları süslemek işini üç hafta kadar önce duymuştum. Bunun üstüne, dün köyde üstünde ”Mobil Kuaför”yazlı aracı görünce hemen bu gösterici kara çarşaflıları anımsadım ister istemez.

Belediyelerin bu berber TIR’larını araştırdım, geçmiş yılların haberlerinden başka, bir iki hafta öncenin haberlerine de ulaştım.

Elmalı güreşlerine her yıl gidermiş böyle bir TIR. Anadolu Ajansı’nın konuyla ilgili haberleri var.

“Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin mobil kuaförü, 667. Tarihi Elmalı Yağlı Güreşleri'nde vatandaşlara ücretsiz hizmet verdi.
Tarihi Elmalı Güreşleri için ilçeye giden mobil kuaför tırında genç, yaşlı ve çocuklara saç kesimi, tıraş, cilt bakımı, el ve ayak tırnakları bakımı konularında hizmet verildi. Hizmetten iki günde 80 kişi faydalandı.”


Şaka gibi ama dokuz gün önce, haberciye konuşanın adı Mahmut Tıraş, Elmalı’ya Korkuteli’nden güreşleri izlemek için gelmiş:

“Mobil TIR’ı görünce sahaya girmeden önce saç sakal kesimini yaptırmak istedim. Faydalı bir hizmet. Çok memnun kaldım. Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkür ederim.”(Kaynak: Güreşlerde seyyar kuaför tırıyla halka güzellik hizmeti.)

Bu da aynı haberin başka bir yerde, muhabirinin adıyla yayınlanını, akıl almazı, beyin yakanı:

“Turistlerin kırsal bölgelere ve etkinlikleri ilgi göstermesi üzerine belediye 667. Elmalı Yağlı Güreşleri’nde seyyar ‘Mobil Kuaförü’ ile farklı bir hizmet sunarak halkı güzelleştirdi. Güreşleri izlemeye gelen 80 kişi mobil kuaförden hizmet aldı. Belediye yetkilileri insanların elini yüzünü düzelterek turizm bölgesinde yaşayan halkımızın turistlerin gözünde daha güzel ve sevimli görünmesini sağlamaya çalıştıklarını söylediler.” (Kaynak: Güreşlerde seyyar kuaför tırıyla halka güzellik hizmeti)

Neymiş okudunuz mu? Muhabirin yazdıkları akla ziyan:

“Belediye yetkilileri, insanların elini yüzünü düzelterek turizm bölgesinde yaşayan halkımızın turistlerin gözünde daha güzel ve sevimli görünmesini sağlamaya çalıştıklarını söylediler.”

*

“Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın?” demiş halkımız bu gibiler için.

Saçı değirmende ağartmışlar bu kişiler, belli oluyor. Ya da yalakalık da sınır tanımayan genç muhabirlerle karşı karşıyayız.

Bizde, ne sakala minnet, ne bıyığa derler, başı dik gezenler.

Başını acemi berbere teslim edersen bunlar gelir başına işte. Atalarımız uyarmış:

“Başını acemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin.”

Acemilik gelir geçer. Dayanırsan atlatırsın aceminin ettiklerini.

En geri dönülmez durum, saçın kesildiğinde, iş işten geçtiğinde doğruyu yanlışı anlamaktır:

“Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün!”

Feza Tiryaki, 19 Eylül 2019