1. yüz (Toplam 1 yüz)

“Her Düğünde Damat, Her Cenazede Ölü” Olanlar ve Omurgasız Siyasetin Yarattığı Yapı / Mithat AKAR

İletiGönderilme zamanı: Prş Kas 17, 2016 0:45
gönderen mithat akar 1923
Batı'nın Yarattığı Omurgasız Yapı Ya da "Oportünizm"

Resim

Omurgasızlarla yol yürünmez. Omurgasız organizma, bulunduğu kabın şekline çok rahat girer. Kimi zaman Türkçülere, kimi zaman bölücülere, kimi zaman sistem içindeki partilere göz kırpar. Çünkü omurgasız olduğu için, hangi biçimde olduğu belli değildir ve her biçime çok rahat girer. Daha farklı bir ifadeyle, omurgasızlar aynı zamanda "güç merkezine " göre hareket ederler. Bu tip karakterleri küçükken sokaklarda oynadığımız topaçlara da benzetebiliriz. Bilirsiniz topaçlar da güç merkezine göre döner. Kimi zaman "sağ" tarafa, kimi zaman da "sol" tarafa döner. İpi ne taraftan sardığımıza ve hangi tarafa güç merkezini verdiğimize bağlıdır bu durum.

Milletin başarısını kendi başarısı ile sınırlı tutar. Yani kendisi biraz yol kat edince, "millet yürüyor" der; kendisi korkarak geri çekildiğinde "millet korkuyor" der. Oysa Türk milleti hep aynıdır. Denetleyebildiği kuvvetlerle ittifak yaparken, denetleyemediği, sistem dışına çıkarak tavır koyan kuvvetlerden uzak durmaya çalışır. Çünkü o sistem içerisinde yer etmiştir. Sistemin zarar görmesi, kendisine de zarar verir.

Dün düşman ilan ettiğini, bugün müttefik ilan edebilir. Yarını Tanrı bilir. Kendi denetleyemediği kuvvetler etkin olmaya başladıkça, bu durumdan rahatsız olur. Onların etkinliğini kırmaya, bunu beceremiyorsa da dedikodularını yapmaya çalışır. Önemli olan kendisinin yanında beş – on kişilik fazladan bir kuvvet olsun.

Dünya görüşü ile karakteri bütündür yani. Kişisel ufku ve kişisel çıkarları uğruna herkesle pazarlığa oturur. Zaman zaman en gözü pek "vatansever" olur. Ancak vatanseverlik, kişisel çıkarlarını zedelediği zaman, bir anda "U" dönüşü yapar ve arka planda sürekli tuttuğu sistemin kanatları altına sığınır.


Söylemleri yuvarlaktır. Çünkü her an her kalıba girecek bir karakter inşa etmek zorundadır.
"Türk Milliyetçiliği" , "Türk Devrimi", "Milli Egemenlik - Milli Bağımsızlık", "Ulus Devlet - Üniter Devlet" gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kolonlarını savunmak ona göre sakıncalıdır. Zinhar, Türkçülük, asla yapılmamalı. Çünkü bu temel kavramlar kimileri için ürkütücüdür. Ayrıca bu kavramlar "yuvarlak" değil, "köşeli" kavramlardır. Her yiğit ya da yiğide bu kavramların arkasında duramaz. Eğer o anda bu temel kavramlar "popüler" olan kavramlarsa, bu kavramlara geçici olarak sahip çıkabilir. Hatta bu kavramları ilk kendisinin bulduğunu bile iddia edebilir. Çünkü o, her zaman "güçlü" olarak gördüğünün yanında saf tutar. Bu yüzden siyaseti sürekli değişkendir.

Sosyalistlerin esas aldığı teorisyenlerden biri "küçük burjuvaziyi" tanımlarken şu cümleyi kuruyor : "Onlar her düğünde damat, her cenazede ölüdürler." Kimi sosyalistler bu karakterleri eleştirirken "oportünist" ibaresini kullanırlar. İşin mizahi yanı bu ibareyi kullananlar da genelde "oportünist" olanlardır. Ben sosyalist olmadığım için, solcuların kendi arasındaki tartışmayı onlara bırakıyorum. Ancak doğruya doğru… Ben onların "oportünist" dediklerine,"fırsatçı", "çıkarcı", "kaypak", "omurgasız", "güce tapan" demeyi daha uygun görüyorum. Bizim Anadolu'da halkın anlayabileceği dilde konuşmak önemlidir. Sürüngenler de, omurgasız varlıklardır. Bu yüzden her zaman sürünmeye mahkumdurlar.

Tabi ki, bu bireylerin karakterini yaratan temel olgu, sosyal -siyasal sistemlerin kendisidir. Birey, içinde bulunduğu toplumsal ilişkilerin bütününe göre bir düşünce yapısı bina eder. Yani üretim ilişkileri, mülkiyet biçimi, hukuksal yapı, eğitim sistemi gibi temel etmenler bireyin algısını ve düşünce yapısını şekillendirdiği gibi, medya da "beşinci güç" görevini üstlenerek, sisteme uygun sosyal gruplar oluşturmayı hedefler.

Tabi diyalektik bilimin doğası gereği, her kavram, her güç, her baskı kendi karşıtını da yaratır.
Yani bu omurgasız siyasal - kültürel yapının yanında, programı net, anlaşılır, milletle bütünleşen, yol haritası dostun da düşmanın da anlayacağı bir biçimde belli olan "Milli Kuvvetler" de toplumsal yaşamdaki yerini alacaktır / almıştır.
Milli Kurtuluş Savaşı'nın doğası ve bu doğanın milli - toplumsal yapısını doğru anlayanlar, tarihe de doğru yön verecek kadroları kendi bünyesinden çıkaracaktır. Çünkü tarihi doğru anlayanlar, geleceğe de doğru yön verecek kuvveti yaratırlar.

Nokta...

Mithat Akar

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226