1. yüz (Toplam 1 yüz)

KÜRESEL BAŞKANLIK SİSTEMİNE KARŞI MİLLİ - ÜNİTER DEVLET / MİTHAT AKAR

İletiGönderilme zamanı: Cum Kas 18, 2016 14:33
gönderen mithat akar 1923
Emperyalizm ve Ulus Devlet Arasındaki Savaş Ekseni ve Başkanlık Sistemi

1991'den sonra "Küreselleşme" adıyla "cilalanarak" dünyaya dayatılan sistemin adı, Amerikan Kapitalizmi veya emperyalizmdir. Yani Amerikan değerlerinin, Amerikan ekonomisinin, siyasetinin, kültürünün, hatta yemek alışkanlıkları ve modasının "çevre" ülkelere dayatılmasının adıdır küreselleşme. Hollywood adlı beyin yıkama mikseri ( çırpıcısı ) ile algılara hücum edilmesidir. İşgalci Amerikan askerlerinin, filmlerde “iyi adamlar” olduğu kültürün adıdır. Daha özlü bir tanımla Amerikan merkezli şirketlerin, holdinglerin, silah tüccarlarının dünyaya egemen olma biçimidir küreselleşme.
Resim


Farklı bir ifadeyle, küreselleşme, "yeni sömürgecilik" tir. ABD'nin Ortadoğu ve Asya'ya egemen olması ve bu alanda yer alan, enerji kaynaklarının, yer altı zenginliklerinin tamamına egemen olmak için, bölgede etnik boğazlaşmalar yaratmak, iç savaşlar çıkarmak, sonra da kendi yarattığı "kaos"u önlemek ve ülkelere "Barış" getirmek adına, NATO’nun ordularıyla işgal gerçekleştirmesidir. Yani küreselleşme, enerji kaynaklarını denetlemek için , Batılı devletlerin coğrafi sınırları değiştirmesi, ulusların bölünerek etni - sitelere ayrıştırılması, kısaca ulusların ve ülkelerin bütünlüklerinin ortadan kaldırılarak bölünmesidir.

Küreselleşmenin önündeki en büyük engel ise Ulus Devletlerdir. Emperyalizm, bölgesel ve küresel egemenlik sağlamak için, kendi önünde engel olarak gördüğü, küresel yayılmanın önünde set olan “Milli/Üniter Devlet” yapılarını tek tek ortadan kaldırmak zorunda kalmıştır / kalmaktadır.

Ortadoğu ile Avrasya’yı Bağlayan Kilit: ve Başkanlık Sisteminin Önemi

Ortadoğu ve Asya'nın kesiştiği yer olan Türkiye, Batılıların deyişiyle "Avrasya'ya açılan kilit" konumundadır. Bu "kilit" bir türlü açılmadığı için küresel odaklar, Türkiye’de on yıllardır "Milli / Üniter Devlet" yapısını ortadan kaldırmak, yerine "Federalizme Dayanan" bir Başkanlık sistemini Türk ulusuna dayatmak istemektedirler.

Oysa Türkiye Cumhuriyeti, Batı emperyalizmine karşı, milli bağımsızlığını sağlamak için bir kurtuluş savaşı vermiş, bu bağımsızlığı ve egemenliğini korumak için de Milli – Üniter Devlet yapısını bina etmiştir.
Resim

1923- 1938 yılları arasında, Türkiye Atatürk önderliğinde ulusal ve bölgesel stratejisini milli zemine dayandırmıştır, Batı’nın ekonomik, siyasal, kültürel ve askeri egemenlik yöntemlerine teslim olmamıştır.
Ancak O’nun ölümünden sonra, Türkiye’deki siyasi ve bürokratik elit, adım adım yeniden Batı emperyalizmine teslim olarak, Atatürk’ün belirlediği ekonomik kalkınma ve milli güvenlik anlayışını terk etmiştir.

Ancak Batılı devletler Türkiye’de genel olarak denetimi sağlamakla birlikte, bir türlü Türk milleti üzerinde istedikleri egemenliği sağlayamadı. Kimi zaman siyasi elit içerisinde, kimi zaman da askeri erkanda “genetik hafıza” nüksetmiş, Batı’nın istemediği adımlar da atılmıştır. ABD ve diğer Batı merkezli devletler, bu yüzden Türk milletine yönelik zamana yayılan, şiddet yöntemine veya “yumuşak güç” kullanma yöntemine başvurarak, aralıksız olarak Türkiye’ye ve Türk ulusuna karşı açık – örtülü operasyonlar gerçekleştirmiştir / gerçekleştirmektedir. Başkanlık Sistemi adı altında, “İdari Federalizme Dayanan” bir sistemin Türkiye’ye dayatılması da bu operasyonlardan, daha doğrusu suikastlardan biridir.


Başkanlık Sistemi, "Sistem Değişikliği" Değil Rejim Değişikliği Girişimidir

Türk ulusu ve Türk Ordusu, 15 Temmuz gibi iç savaş ve işgale dayanan bir harekatın sosyal ve siyasal sarsıntısını yaşarken, TSK Cerablus'ta, El Bab'da, Hakkari'de ve Şırnak'ta terör örgütleri ile düşük ve orta yoğunluklu bir çatışma halindeyken, bölge ülkeleri ile temel sorunlarımız henüz hallolmamışken, Başkanlık sisteminin gündeme getirilmesi, Türk ulusunda daha derin travmalar yaratmaya, daha kötüsü, keskin sosyal kutuplaşmalara yol açabilir. Türkiye’nin iç güvenlik, bölgesel güvenlik, sınır güvenliği gibi Milli Savunmaya dayanan konularda sıkıntı yaşadığı bir dönemde, Başkanlık Sistemi adı altında toplumu kutuplaştırmaya ve Milli Devletin son dinamiklerini ortadan kaldırmaya dönük bu sabotaj, Türkiye’ye dönük bir dış müdahalenin de zeminini olgunlaştıracaktır.

Sorun sadece siyasal sistemin değiştirilmesi sorunu olmaktan çıkarak, Türkiye'yi bölgesel, ulusal ve "küresel" boyutta daha derin krizlere itebilir. Küresel odakların, Türk ulusuna ve ordusuna yönelik on yıllardır sürdürdüğü asimetrik savaşın temel amacı da, bir sosyal kutuplaşma – çatışma yaratarak, Türk Ulus Devlet varlığına son vermektir. . Bu yüzden, Başkanlık Sistemi, anayasadaki ilk üç maddenin de değiştirilmesinin gündemde olduğunu düşünecek olursak, aynı zamanda bir “rejim değişikliği” girişimidir. Bu rejim değişikliğinde ise Türk ulusunun tasfiyesi planlanmaktadır. Bu konuda şüphesi olan, anayasanın değiştirilmek istenen ilk üç maddesinin yerine, hangi ibarelerin ikame edildiğini inceleyebilir. Türkiye'ye dayatılan başkanlık sistemi, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde kurulmak istenen Kürt Devleti ve Kürt Koridoru projelerinden bağımsız ele alınamaz.

Konunun başındaki “küreselleşme” tanımını hatırlayacak olursak, içinde bulunduğumuz dönem, bu açıdan “küreselleşme” ile “Milli Devletler” arasındaki savaş çağıdır. Başkanlık sistemini getirmeye çalışanlar, bu yönüyle milli devletten vazgeçen, dahası Milli Devleti ortadan kaldırmak isteyen odaklardır. Milli Devletin ortadan kalklması, milletin de siyasal. kültürel ve askeri olarak ortadan kaldırılması ve tasfiye edilmesi amacını ortaya koymaktadır. Milli Devletin yerine "İdari Federalizme Dayanan Başkanlık Sistemi"nin ikame edilmeye çalışılmasının doğal sonucu budur.

Başkanlık Sistemi dayatması, bu yüzden Batı emperyalizminin bir projesidir. Dün aynı Batı, Türk ulusunu ortadan kaldırmak için üzerimize saldırdı. Türk ulusu Atatürk önderliğinde bu saldırıya Milli Devletini kurarak yanıt verdi.

Bugün yine aynı Batı, kurduğumuz ulus devletin son kolonlarını da ortadan kaldırmak için saldırıyor.

Küreselleşmeye dayanan Başkanlık sistemine karşı, Türk ulusu yine gereken yanıtı verecektir.

Mithat Akar / Gaziantep

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226