1. yüz (Toplam 1 yüz)

BASIN HÜRRİYETİ ADINA BAĞIMSIZLIĞI VE VATANI SATMAK / MİTHAT AKAR

İletiGönderilme zamanı: Pzr Ara 04, 2016 18:40
gönderen mithat akar 1923
Bağımsızlığı Ağzına Almayanların "Demokrasi" Martavalı

Gazi Kemal Atatürk, yabancı egemenliği ya da farklı bir ifadeyle mandacılık zihniyetinin tamamen karşısında olan bir lider olarak, topladığı ilk kongrelerde "Manda ve himaye kabul edilemez" , "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" demiş "İstiklal" ülküsünü merkeze koymuştur.

İstiklal olmadan, milli egemenliğin olmayacağını; yabancı hayranlığının işgal kuvvetlerine yol açmaktan başka bir anlam ifade etmeyeceğini çok iyi biliyordu Gazi Mustafa Kemal,. "Basın hürriyeti" konusunda, 1927'de kaleme aldığı Nutuk'ta "Basını yabancı denetiminden kurtarınız" diyerek, aslında yabancı devletlerin propagandasına yönelik bir tehdidin altını çiziyordu.

Resim

Günümüzde NUTUK'u anlamamakta ısrar eden ve kendisine "Atatürkçüyüm" diyen ancak Atatürk'ü anlamaktan uzak bir takım zihniyetler, kurucu devlet ilkelerimize nispet yaparcasına "yabancı hayranı" olan bir takım "Ali Kemal'lere" destek olmaktadırlar. Bunu da "basın hürriyeti adına" yaptıklarını ilan ediyorlar.

Bu aklı evveller, eğer Atatürk zamanında yaşasa idi, eminiz "basın hürriyeti" adına İngiliz hayranı Ali Kemallere destek olur, İskilipli Atıflara arka çıkarlardı. Tabi Seyit Rıza fotoğraflarıyla eylem yapan, genel başkanı "Dersimli" ön adını alan bir siyasetten de başka bir tavır beklenemez. Türkiye'de bir takım Batı hayranlarının anlamak istemediği gerçek, hürriyet, demokrasi gibi kavramlarla; Türk düşmanlığının ayrı değerler olduğu gerçeği. "Demokrasi", "basın özgürlüğü" gibi söylemlerle Türk düşmanlığını, bölücü propagandayı,Türkiye'yi iki kadın şeysine satanları savunmak, demokrasi savunuculuğu değil, olsa olsa "manda ve himayeyi" kabul etmektir. Çünkü Türk ulusuna küfreden kimi yazar - çizer takımı sahibinin sesi olarak konuşmakta, yazmaktadır. Bunların sahibi ise ABD, İngiltere, Fransa bilumum Batılı devletlerdir.

Türk düşmanlığını yaşam tarzı haline getirmiş, Türk'e küfrederek kabul gören bu odaklara ne adına olursa olsun sahip çıkanların kanından şüphe etmek hakkımızdır. Yabancı hayranlığını ve Türk düşmanlarını savunanlar, bugün demokrasi ve "özgürlük" adına bu şahıslara sahip çıkarken,yine demokrasi adına "milli bağımsızlık", "Türklük onur ve haysiyeti" gibi kavramlardan feragat edeceklerine eminiz.

Resim

İktidara karşı olmak adına, bizi "yandaş" olmakla suçlayan eskinin "hızlı devrimcileri" ise , kendilerinin ABD ve AB'ye yandaş olduklarının farkındadır eminiz. Ancak bu farkında olmanın, istiklali satarak demokrasi almaya kalkan odaklarda rahatsızlık yarattığını düşünmüyoruz. Ne demiş atalarımız " Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini "sevdiğim" cinsine çeker". Bu köksüzlerden bizim zaten beklentimiz yok. Ancak demokrasi adına istiklali satarak, bölücüye, Türk düşmanına arka çıkan bu zatı muhteremlerin bunu yaparken, Atatürk'ün adını ağızlarına almamalarını rica ediyoruz.
Savundukları Altan giller kadar, Ilıcak kadar dürüst olsalar yeter. Bakın onlar Atatürk için açıklıkla "Diktatör", "Soykırımcı" diyor. Siz de bu savunduğunuz işbirlikçiler kadar net olun bence.

Sürekli dönenlerin şekli belli olmaz. Bir durun da ne olduğunuzu görelim artık. Dün "AB'ye sonuna kadar karşıyım", "Cemaat örgütlenmesi dış bağlantılı" diyenlerin, o taptıkları genel başkanları "AB müzakereleri devam etsin", dediğinde ve dün karşı çıktığını iddia ettikleri cemaatin ablalarına sahip çıktığında, nasıl dut yemiş baykuşa döndüklerine tanık olduk / olmaktayız.


Bugün yabancı hayranı, Türk düşmanı görevlendirilmiş gazetecilere destek olanların, dün Ergenekon ve Balyoz tertiplerine karşı çıkmalarını samimi bulmak mümkün değil. Çünkü bugün sahip çıktığınız yazar - çizer takımı, dün Ergenekon ve Balyoz tertiplerinde Türk Subayına küfrediyordu.

Basın hürriyeti öyle mi? Siz önce Atatürk'e değiştiğiniz genel başkanınızın sultasından beyinlerinizi kurtarın da sonra hürriyeti konuşuruz efendiler.

Milli Kurtuluş Savaşı'ndan Ders Almayan İşbirlikçiler

Atatürk ne diyor yabancı hayranlığı konusunda :

Resim

"Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki Ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!” (Mustafa Kemal Paşa, 6 Mart 1922, TBMM Gizli Celse Zabıtları, Cilt:17, Sayfa:6)

Ve ekliyor Gazi Kemal "Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz."..

Dememiz o ki, uşaklıkta sınır tanımayanlardan "basın hürriyeti" konusunda ders alacak halimiz yok. Çünkü uşaklık uşaklıktır. Türk'ten uşak olmadığını Kurtuluş Savaşı tarihinde öğrenmediniz mi siz?

Mithat Akar / Gaziantep

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226