1. yüz (Toplam 1 yüz)

DİYARBAKIR, ANKARA, GAZİANTEP, İSTANBUL, KAYSERİ: TÜRKİYE BİR “CEPHE” ÜLEKSİ / Mithat AKAR

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ara 17, 2016 11:32
gönderen mithat akar 1923
Gaziantep, İstanbul / Beşiktaş, Kayseri: Türkiye "Cephe" Ülkesi Oldu

Resim

Saldırı, Kayseri gibi terör eylemlerinin gerçekleşmediği bir il olarak özellikle hedef seçildi. Terör eylemi bir zaman planlaması dahilinde, il merkezi ve çevresinin en kalabalık olduğu zaman diliminde, yani askerlerin çarşı izni kullandığı hafta sonu günü, özellikle belirlenmiştir. Daha önce İstanbul / Beşiktaş'ta gerçekleşen terör saldırısının "seçici" bir merkez olarak Çevik kuvvet otobüsünü hedef aldığını, Kayseri'deki eylemin, Beşiktaş'taki terör eyleminin bir devamı olarak planlandığını özellikle belirtelim. Bu sabah saat 08:45'te Kayseri'de gerçekleşen terör saldırısı da, İstanbul / Beşiktaş'ta olduğu gibi istihbarata dayalı bilgi dahilinde, seçici bir merkeze yönelik gerçekleştirilmiştir. Yani Kayseri 1.Komando Tugayı personeli hedef alınmıştır.

Kayseri 1.Komando Tugayı, geçtiğimiz yaz Temmuz ayında bölücü terör örgütüne yönelik "meskun mahalde çatışma" yaşamış, deneyimli askeri personeli barındıran bir tugaydır. ( Hakkari / Çıkurca'da birçok çatışmaya girdiler )

Bununla beraber sivil bir otobüsün, askeri personeli taşıdığı ve saat kaçta nereden geçtiğinin terör örgütü tarafından önceden belirlendiğini vurgulamamız gerekiyor.

Terör örgütünün belirlediği hedefin, seçkin bir askeri birlik olması; izne çıkan askeri personeli taşıyan aracın, nereden, hangi saatte geçtiğinin belirlenmesi bölücü terör örgütünün bir strateji dahilinde, daha da kötüsü gözleme ya da bilgiye dayanan bir istihbarat bilgisi dahilinde bu eylemi gerçekleştirdiğini açıkça gösteriyor.

Evet son bir haftada gerçekleşen terör saldırıları, bir strateji dahilinde, bilgiye ve istihbarata dayalı, asli güvenlik unsurlarını hedef alarak gerçekleştiriliyor. Ancak iki gerçeği net olarak bilince çıkarmamız gerekiyor:

1 – Türkiye uzun zamandır vurguladığımız gibi bir cephe ülkesi haline gelmiş durumda ve bir vekalet savaşının tam göbeğinde bulunuyor.

2 – Hedef alınan Türk ulusunun bütünüdür. Terör örgütü, milletin en kuvvetli direnek noktalarına saldırarak toplumda güvensizlik ve kırılganlık yaratmak, toplumun genelinde korku yaratmak ve bu yolla milli direnme gücünü ortadan kaldırmak istiyor.

Soruna doğru tanı koymazsak, doğru çözüm yöntemleri de üretemeyiz. Koymuş olduğumuz tanı, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi “vekaletler savaşı” yöntemine dayanan bir Karma / Hibrit Savaşla karşı karşıya olduğumuzdur.

Irak ve Suriye’de yaşanan iç savaşın, dalgalar halinde Türkiye’yi vurduğunu sürekli dile getirdik. İşte örnekleri…

14 Aralık 2016 tarihli "Kerkük'ta Susanlar, Halep'e Karşı Sahaya İniyor" başlıklı makale…"Suriye, 911 Km. ile Türkiye’yle en uzun sınır hattına sahip olan bir ülke. Sınır komşusu olmamız nedeniyle, Suriye’de yaşanan sosyal, siyasal, kültürel hareketlilik diğer sınır komşusu ülkelere olduğu gibi Türkiye’ye daha kısa zamanda ve kolay bir biçimde yansıyor. Bu geçirgenlik durumuna terör de dahildir. Suriye'de beslenen terör, cephe gerisi olarak Türk topraklarını kullanmaktadır. Terör, sadece hedef aldığı ülkede değil, cephe gerisi olarak kullandığı ülkelerde de istikrarsızlık ve kaos yaratır. "

"Türkiye'de 2011'den bu yana kent merkezlerinde patlayan bombaların ve gerçekleştirilen terör eylemlerinin, öncelikli belirleyenlerinden biri Suriye'de yaşanan Batı destekli iç savaştır. Dünya tarihindeki en uzun iç savaşlardan biri olan, Suriye iç savaşı; Türkiye'de ABD'nin örtülü operasyonlarına, küresel odakların istikrarsızlaştırma planlarına zemin oluşturmuştur. Daha özlü bir ifadeyle, Suriye'de iç savaş, Türkiye'de dar kapsamlı bir iç çatışma alanı oluşmasına neden oldu."

11 Aralık 2016 tarihli "ABD Destek Verdiği Terör Örgütünün Saldırısını “Korkakça” Olarak Değerlendirdi! " başlıklı makale…"Türkiye, Irak ve Suriye savaşları açısından, bölgesel olarak Ortadoğu’da “cephe” ülkesi konumundadır. Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar’da ise merkez ülke konumunda bulunmaktadır."

30 Kasım 2016 tarihli “ 'FIRAT KALAKANI' ESAD’A KARŞI MI TERÖRE KARŞI MI İCRA EDİLİYOR?" başlıklı makalede…"ABD ve diğer Batılı ülkelerle birlikte, Ortadoğu'da faaliyet sürdüren Batı destekli terör örgütlerinin üstlendiği temel rol; sadece Suriye'de değil, Suriye'de yaratılan istikrarsızlığın daha derin biçimleriyle Türkiye'ye yansıyan sonuçları ile karşımıza çıkacaktır ve çıkmaktadır. Nitekim 2011’den bu yana Batı eliyle organize edilen Suriye'deki yaşanan iç savaş Türkiye'de de belli bir oranda, dar alanda daha şiddetli çatışmalar ve terör eylemlerinin artması şeklinde ortaya çıktı bugüne kadar. "

Amacım, “Biz zaten söylemiştik” düşüncesini ifade etmek değil. Ancak neyle karşı karşıya olduğumuzu ve terörün bölgesel ve küresel dinamiklerini ortaya koymak ve buna bağlı olarak millet olarak bizim de nasıl bir strateji belirlememiz gerektiğinin önemini vurgulamak.

Gün, parti merkezli siyaset yapmak, muhalefetçilik oynamak, marjinal tavırlarla milletten uzak durma günü değil. Gün, Türk ulusunu hedef alan terör örgütlerine ve onları vekil tayin eden yabancı devletlere karşı, hangi partiye oy verirsek verelim, millet olarak ortak bir akıl ve duygu geliştirme günüdür. Gün, kendi aile çevremizden, mahallemizden, atölyemizden, fabrikamızdan, köyümüzden ve ilçemizden başlayarak Kuvvayı Milliye’yi örgütleme günüdür. Bu milleti teslim alamayacaksınız…

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, Türk milletine baş sağlığı diliyorum.

Mithat Akar / Gaziantep

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226