1. yüz (Toplam 1 yüz)

GERİCİLİK, LAİKLİK VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ / Mithat AKAR

İletiGönderilme zamanı: Çrş Oca 25, 2017 12:02
gönderen mithat akar 1923
Gerçek Laiklik, Din Düşmanlığı ile Değil Dine Saygılı Türk Milliyetçiliği İle Olur

Birilerinin anlamadığı temel gerçeklerden biri de laikliğin, din karşıtlığını içeren bir ilke olarak değil; dinin iktidar biçimi olmasına karşı olduğu kadar, iktidarların da halkın dini inancına müdahale etmesine karşı önlem alan bir ilke olduğu gerçeğidir.

Bu cümleyi, laikliğe karşı çıkan odak ya da çevreler için yazmıyorum. Tam tersi, laiklik adı altında, mütedeyyin Müslümanların yaşam tarzına, dini inancına, kendi halinde ibadetine yönelik kimi zaman saldırı şeklini alan saygısızlığı belirtmek için yazdım.
Resim

Türkiye'de gericiliğin, milli devlet karşısındaki temel tehditlerden biri olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Ancak kavranması gereken bir başka gerçek de gericiliğin "dine rağmen, din için" şeklinde ifade edilecek ölçüde dine zarar verdiğidir. Diğer bir nokta ise aynı gerici akımların Türkiye'de yükselen milliyetçi - laik hareketin karşısında bir set olma görevi üstlendiği gerçeğidir. Yani gericilik tek başına laikliğe karşı "Şeriat Devleti" kurma amacı doğrultusunda örgütlenen bir akım değil, bununla beraber "Millet / Ulus" kavramını tahrip etmeye, ortadan kaldırmaya dönük bir proje olduğunu hesap etmemiz gerekir. Bu açıdan değerlendirecek olursak, gericilik, halkın dini inancını istismar eden, milliyetçiliğin karşısında konumlanan, Ulus devletin ortadan kaldırılmasına yönelik bir strateji belirleyen, mezhep çatışmalarını körüklemeye çalışan bir akımdır. Dolayısıyla gericilik, emperyalizmin ulus devletleri ortadan kaldırıp, Türk ulusunu Anadolu'da ve Asya'da etkisizleştirme planında kullandığı temel parçalardan biridir. Bu yüzden, gericilikle mücadele aynı zamanda emperyalizme karşı bir milli bağımsızlık mücadelesini içerir. Başka bir ifadeyle, anti emperyalist, milliyetçi eksenden yoksun bir gericilikle mücadele anlayışı, ancak gericiliğin elini güçlendirir.

Nasıl mı? Türkiye'de gericikle mücadeleyi "Batılılaşmanın bir gereği "olarak gören, bu mücadeleyi emperyalizmin siyasal bir koluyla mücadele değil de, sadece biçimsel kaygılara indirgemiş, halkın dini inancı ile ( Türkiye'de bu inanç İslamiyettir ) gericiliği ayırt edemeyen bir anlayış, haliyle "mağdur olan" bir sosyal kitle yaratır.

Gericiliğin karşısına Bat'yı koyan bir anlayış, Batı emperyalizmine karşı milli kurtuluş savaşı vermiş bir ulus için yanlış bir önermedir. Dini anlayışından dolayı ötelenmiş, dahası mağduriyet yaşayan bir sosyal kitlenin karşısına, bir de Batılılaşmayı koyan zihniyet; ancak gericiliğin eline politik bir koz vermektedir. Milliyetçilikten yoksun bir "laisizm" , halktan kendisini soyutlamış, halka yabancı bir "seçkinler sınıfı" yaratmaktadır.

Kabul edilsin ya da edilmesin, İslamiyet bu ulusun milli kültürünün bir parçası haline gelmiştir. Bu tarihsel ve sosyolojik gerçeği inkar ederek bir düşünce sistemini savunmaya kalkanlar, gerçekliğin duvarına çarparak yok olacaktır. Bir dönem "sosyete laikçilerinin" yürüttüğü bu anlayış, şimdilerde kendisini "Türkçü" olarak gören kimi birey ve gruplarda ortaya çıkmaktadır.

Türkçülüğün tarihsel, kuramsal derinliğini kavramaktan yoksun bu odaklar, ne kadar marjinal olurlarsa, İslamiyete ne kadar saldırırlarsa, ne kadar "radikal" söylemlerde bulunurlarsa o kadar "Türkçü" olunacağını sanıyorlar. Kendisini "karşıtlık zemini" üzerinden var eden bu odaklar "İslam karşıtlığı", " Kürt Karşıtlığı", hatta "Ülkücü karşıtlığı" üzerinden kendi siyasi / kişisel varlıklarını sürdürüyorlar.

Tabi ki "Kürtçü ya da politik İslamcı olalım" demiyorum. Ancak kendisini karşıtlık zemini üzerinden var eden odakların, karşıtı olduğu akım ortadan kalkınca, kendisinin de varlığı için bir neden kalmadığını belirtmek isterim. Bir dönem bütün sorunların arkasında Yahudileri gören kimi İslamcılar gibi, günümüzdeki kimi sözde Türkçüler de bütün sorunların arkasında İslam kültürünü ve inancını görme eğilimine girmektedirler. Bu arkadaşlara sormak lazım:

1 - Karşısında olduğunu iddia ettiğiniz komünistlerin İslam düşmanlığıyla, sizin İslam düşmanlığınız arasındaki fark nedir?

2- Türk milletine ( dahası büyük çoğunluğu Müslüman olan Türk Dünyasına ) önerdiğiniz seçenek nedir? Bütün Türkler Şamanizmi mi benimsesin? Her Türk Gök Tanrıcı mı olsun?

Bu tavrın, Batı emperyalizminin yaratmak istediği İslama Fobi yaratmak yönünde yürüttüğü psikolojik harekattan hiç bir farkı olmadığını belirtmek isterim.

Kaldı ki Türkçülük / Türk milliyetçiliği, Türk Devletinin kurucu ideolojisidir. Karşıtı olduğu kavram emperyalizmdir. Etnik bölücülük gibi, gericilik de emperyalizmin siyasi/sosyal kollarından biridir. Bu siyasi uzantılara karşı, Türk milletinin dini duygularını karşımıza alarak değil, bu inancı kendi politik çıkarları için kullananlara karşı koruyarak doğru temellerde mücadele verilir.

İslam düşmanlığı üzerinden Kemalizm ya da Türkçülük yaptığını iddia eden aklı evveller, büyük bir din alimi olan Şeyh Sunusi Efendi'yi Türkiye'ye davet eden ve camilerde milli mücadele için görevlendiren Atatürk'ten daha mı zekiler acaba? Veya Milli Kurtuluş Savaşı'nda camileri birer karargah olarak değerlendiren Rıfat Börekçi'den daha mı vatanseversiniz? Mehmet Akif'ten daha mı Türksünüz?

Bu yüzden benim nazarımda "Laiklik" adına bölücülerle ittifak yapan sözde muhalefet ne kadar gerici - bölücü akımlara hizmet ediyorsa, Türkçülük adına İslam düşmanlığı yapan odaklar da ABD ve NATO'ya o kadar hizmet etmektedirler.

Her derdimiz bitti, Türk milletinin dini inancını sorgulamakla mı uğraşıyorsunuz arkadaşlar? Gericiliği besleyen merkezin, küresel emperyalizm olduğunu; gericilikle mücadelenin Atatürk'ü gerçekten anlayan Türk milliyetçilerinin görevi olduğunu, dolayısıyla laik olmak için evvela milliyetçi - anti emperyalist olunması gerektiğini ikinci bir milli kurtuluş savaşında mı anlayacaksınız?

Bir gericinin Türkçülüğe ve Gazi Kemal Atatürk'e karşı olan ön yargısı ile İslam düşmanı bir laikçiliğin arasında benim açımdan hiç bir fark yoktur.

Son söz yerine: Milli Mücadele kahramanı Rıfat Börekçi, Sütçü İmam ile işgal kuvvetlerine hizmet eden Şeyh Sait, İskilipli Atıf gibi emperyalizmin işbirlikçisi olan gericiler arasındaki farkı anlayın derim.

Mithat Akar / Gaziantep

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226