1. yüz (Toplam 1 yüz)

"BİZDEN YANA OLMAYAN DÜŞMANDIR" ALGISININ KÖKENİ/ Mithat AKAR

İletiGönderilme zamanı: Pzr Kas 05, 2017 21:29
gönderen mithat akar 1923
"Bizden Yana Olmayan Düşmandan Yanadır" Sabit Düşüncesi

Ben bu cümleyi ilk kez ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgal etmeden önce, 11 Eylül saldırısından hemen sonra yaptığı açıklamayla Oğul Bush'tan duymuştum. Bush, hala birçok soru işaretini "arkada" bırakan 11 Eylül saldırısından hemen sonra, bu açıklamayı yapmış ve "Haçlı Seferi başlatıyoruz." demişti.
Resim

Bush, aslında Amerikan Devleti'nin resmi görüşünü yansıtıyordu bu cümleyle. Bizden yana olmayan, bize destek vermeyen teröre destek veriyor, algısı oluşturmak; bu algı üzerinden doğal kaynakları zengin olan ülkeleri işgal etmek, o ülkelerde iç savaş, etnik - mezhepsel boğazlaşma yaratmak gibi operasyonlara, kendince "meşru" bir zemin oluşturuyordu ABD.

Aynı dayatmacı düşünce, bütün sömürgeci - emperyalist devlet yapılarında görülmektedir. Hitler'in Almanyası, Stalin'in Rusyası, Bush'un ABD'si... Günümüzde özü itibariyle değişen bir yönelimi de yok bu dayatmacı mantığın. Fakat, mevcut dayatmanın merkezi bu kez küresel merkezler ve ona bağlı olan güçler tarafından üretilmekte.

Bütün tutucu - bağımlı siyasi örgütlerde de aynı yaklaşımı görmek mümkün. "Bizden olmayan düşmandır ya da düşmana hizmet ediyordur." sabit doğrusu, tek gerçek olarak kabul edilmekte. Toplumu atomize eden, ortaklaşa yaklaşımı baltalayan, ortak fikir üretmeyi engelleyen bu mekanizma iktidarda olan güç için de, iktidara karşı olduğunu iddia eden yapılar için de geçerli. İktidar "Bize karşı olan bölücüdür,cemaatçidir, dış düşmanlara hizmet ediyor" derken, iktidara karşı olduğunu iddia eden kimi yapıların söylemcileri de "Bize karşı olan, bize destek vermeyen iktidara destek vermiş sayılır. Bunlar bizim düşmanımızdır." mantığı ve hırsı ile duruma yaklaşmaktadır.

Niğde'nin Ulukışla ilçesinde, 20 Mart 2014'te bir terör saldırsı gerçekleşmiş, gerçekleşen terör saldırısında Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu ile polis memuru Adem Çoban şehit olmuştu. Saldırıyı gerçekleştiren teröristin sorgusunda "Biz Müslüman değil miyiz, neden bize saldırıyorsun?" sorusu üzerine terörist "Hayır, siz bizden değilsiniz. Müslüman da olamazsınız.Tek Müslüman biziz" yanıtını veriyor.
Niğde'de Türk askerini ve polisini şehit eden teröristin mantık yürütmesinden tutun, Ortadoğu,K.Afrika ve Asya'yı kana bulayan ABD'nin resmi devlet görüşüne kadar; "Bizden olmayan düşmandır" algısı aynı öteleyici, ayrıştırıcı, dağıtıcı zihniyetin ürünüdür.

Durup dururken bunları neden açıklıyorum? Değil mi!
Son dönemde Batı merkezli küresel odakların Türk ulusunu ayrıştırıcı çabaları hız kazandı. Siyasi tercihlerden, yaşam tarzına; etnik aidiyet üzerinden ayrılık duygusu yaratma amacından, inançlar üzerinden çatışma yaratma amacına kadar Batı,bizi karşı karşıya getirmeye, mümkünse bir çatışma iklimi yaratmayı amaçlıyor.

Partiler, Batı destekli Sivil Toplum Örgütleri ( NGO'lar ), uluslaşma yerine bölgeciliği öne çıkaran farklı dernekler; aynılıkları değil, farklılıkları öne sürerek BİZİ, BİZE YABANCILAŞTIRMAYA dönük bir süreç başlattı.
Resim
Milli / Üniter Devlet yapısının, siyasal ve kurumsal anlamda büyük oranda tahrip olmasıyla beraber, medya ağı üzerinden küresel kültürün toplumun belli kesimlerinde etki yaratması, magazin kültürünün evlerimize her saat taşınması, kolay yoldan köşeyi dönme hayallerine dönük yarışma programlarının artması ile birlikte, aile ve toplum bağlarımız zayıflatılmak isteniyor. Zayıflayan bağlarımızı kendisine dayanak yapmak isteyen küresel merkezler, ayrışan ve iradesi teslim alınan Türk ulusunun daha kolay teslim alınacağını hesap ediyor. Batı üzerinden planlanan ayrıştırıcı operasyona Türk milletinin yenik düşmemesi gerekiyor.

Bu açıdan, partileri, memleketleri, köyleri, spor takımlarını merkezimize alıp; "ötekileri" düşman ilan etmek, ancak küresel güç odaklarının işini kolaylaştıracaktır.

Küresel devletlerin ayrıştırıcı saldırısına karşı yegane mukavemet gücü ise Türk ulusunun VATAN ortak paydasında bir araya gelmesi. "Benim partim", "Benim derneğim", "Benim köyüm" yerine köyüyle, kasabasıyla, ili ve ilçeleriyle "BENİM VATANIM" dersek düşmanın oyununu bozan ilk adımı atmış oluruz. Biraz daha MİLLİ düşünürsek, daha gerçekçi olan ortak paydada buluşma iklimini güçlendireceğiz emin olun.

Mithat Akar
https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226