1. yüz (Toplam 1 yüz)

KHK VE TERÖR / TERÖRİZM KAVRAMI ÜZERİNE / Mithat AKAR

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 27, 2017 20:40
gönderen mithat akar 1923
KHK ve Terör Kavramı

Terörle mücadele, iç güvenlik harekatlarında asli güvenlik unsurlarına yani emniyet ve jandarma teşkilatlarına ait olan bir görevdir. Belirli durumlarda TSK'ya ait olan kara ve hava kuvvetleri de bu harekat içerisinde yer alır.

Buna göre mevcut sınırlar içerisinde ya da sınır ötesinde, Türkiye'nin milli güvenliğini, toprak bütünlüğünü tehdit eden, anayasal düzeni değiştirmeye yönelik, milli/üniter devlet yapısını kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaya yönelik eylem, propaganda, silahlı ya da silahsız söylemler, yukarıda bahsettiğim temel güvenlik kuvvetleri tarafından oluşmadan önce ve ortaya çıkma halinde bertaraf edilir.

Bu temel gerçekten yola çıkarsak, Türk ulusunun ve devletinin varlığını zor kullanarak ortadan kaldırmayı amaçlayan bölücü terör, irticai ( gerici ) hareketler, etnik ve dinsel çatışma çıkarmaya dönük örgütlenmeler " terör " kapsamına giriyor.

Ancak son 20 yıldır tamamen nesnel olan mevcut terör tanımı "muğlak" yani belirsiz bir kavram haline getirilmiştir. Bu ülkenin 26. Genelkurmay Başkanı "terör örgütü lideri olmak" suçlamasıyla cezaevine gönderildi. Türk ordusunun diğer seçkin subayları da... Ergenekon ve Balyoz tertipleri hala zihinlerimizdeki tazeliğini koruyor.

Bölgesel ve küresel dengelerin sürekli değiştiği, buna bağlı olarak iç güvenlik kavramı ve sisteminin, iktidarların yaklaşımına göre sürekli yeniden dizayn edildiği bir dönemde çıkarılan ve muğlak ifadelerle öne sürülen son KHK; Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun tam ortasında bulunan topraklarımız için büyük bir tehlike arz etmektedir.

15 Temmuz iç savaş ve işgal girişimini örnek olarak gösterenler olacaktır. Evet bu dış merkezli olan ve Fethullah Gülen'ci terör örgütü eliyle gerçekleştirilen iç savaş ve işgal girişimine karşı halk nezdinde meşru bir mukavemet gösterilmiştir ki, bu inkar edilemez bir gerçektir. Ancak unutulmaması gereken iki etmen daha var.

1 - 15 Temmuz iç savaş ve işgal girişimini temelden engelleyen harekat TSK içerisindeki milliyetçi, Atatürkçü subay ve askerlerin direnişiyle gerçekleşti. Ki, bu askerlerin çoğu bir dönem "terör örgütü üyesi" olmakla suçlanan Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan komutanlarımızdı.

2 - Türkiye'de Batılı merkezlerin düşündüğü biçimde bir iç savaş planı asla karşılık bulmaz. Fakat bir dış müdahaleye zemin hazırlamak için silahlandırılmış bir takım güçler, bölgesel alanla sınırlı bir çatışma iklimi oluşturmaya çalışabilir.

Son olarak... Türkiye'de aklı başında ve iyi niyet sahibi olan milli güçlerin, yıllardır "ortak paydalarda", "asgari müşterekte birleşelim" önerilerinin​ ve "en yakın çevremizden başlayarak, kendi savunma alanlarımızı oluşturalım" şeklindeki uyarılarının önemi, umarım daha net anlaşılıyordur şimdi.

Mithat AKAR