1. yüz (Toplam 1 yüz)

Demokrasinin "Eksi"lerini "Artı" Yapma Mücadelesi...

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eki 02, 2011 10:24
gönderen faruk haksal
Demokratik düzenin “artı”ları” da var “eksi”leri de…
Toplumu oluşturan yurttaşların ülkenin sorunlarını tartışabilme imkanını elinde tutması ve giderek bu yolla siyaseten bilinçlenmesi olanağı en çok demokratik rejimlerde söz konusu…
Bu sorunların halkın önüne doğru ya da yalan yanlış konması bir diğer konu… Onu şimdilik geçiyoruz.
Halkın, ülkeyi yöneten kadroları değiştirebilme imkânı da demokratik rejimlerin bir diğer önemli unsuru…
Ne kadar yönlendirilirse yönlendirilsin, her şeye ve her faktöre rağmen, [teorik de olsa] böyle imkân var…
Bunları yaptığımız bilânçonun aktif hanesine yazabiliriz.
Peki eksi tarafta hangi kalemler var?..
Demokrasi Dünya’nın en pahalı sistemedir deniyor, doğrudur.
Sadece bir seçim süreci içinde tümü ile boşa giden milyonlarca çok milyonlu liraları hele bir düşünün…
Devlet hazinesinden siyasi partilere yapılan [pek-çok] milyon TL’leri de bu hesabın kuyruğuna ekleyin.
Mevcut hükümetlerin plan ve program dışında giriştiği [merdiven altı] seçim yatırımlarının faturalarını da ekleyin bu bilânçoya…
Liderlerin harcamalarını, milletvekili, belediye başkanı ve diğer adaylarının kendi kişisel harcamalarını da yazın kalem kalem…
Seçim meydanların, sokakların, caddelerin ve türlü çeşitli mahalle aralarının bayraklarla, flamalarla “süslenmesinin” bedellerini de katın hesabınıza…
Sonra yeni baştan bir daha düşünün, aklınıza gelen ve henüz gelmeyen kalemlerin ortaya koyacağı Türk lirası tepelerini hayal edin…
Ve hepsini alt alta yazarak, toplayın.
Ne çıktı?..
Ülkenin neredeyse bir yıllık bütçesine tırmanan fuzuli bir israf, boşa harcanmış TL’ler, Dolarlar, Avrolar… İmzalanmış çekler, senetler… Geleceğe ertelenen beklentilerin yeni yetme tohumları ve saire. Sonra bir kez daha ve saire…
Bu ülkenin okulsuz köylerini düşünün sonra da, ilaçsız hastalarını, gittikçe yoksullaşan halkın bir türlü karşılanamayan zaruri ihtiyaçlarını…
Düşünün!..
Ama düşünmekle kalmayın, bir şeyler yapın, küçük de olsa bir adım atın.
Bizce, mesele işte bu noktadan sonra başlıyor…
Bizce demokratik yönetim biçiminin en büyük “eksi”si çarçur edilen ülke ekonomisinin ardındaki büyük “insan erozyonu”nda yatıyor…
Demokratik yöntemin topluma yaydığı yarış kültürü, insani olan birçok öğeyi derinden etkiliyor ve insan egoizminin dinamosu olarak çirkinlikleri tahrik ediyor; geliştiriyor, sivriltiyor…
Sadece BEN!...
Ötekinin önünü kesen BEN!
Rakipleri ile dişe diş mücadele veren ve onların omuzlarına bastırarak yükselmeyi şiar edinmiş bir insanlık anlayışını dolu dizgin serbest bırakarak bu vahşetin adına “demokratik yarış” adını takan sistemdir asıl mesele!.. Ve işte, demokrasinin [bizce] en temel “eksi”si budur.
Paylaşmanın, topluma katkıda bulunmanın, iyi niyetli, erdemli, dürüst bir kişilik oluşturmanın tam karşısında, demokratik yöntemin azdırdığı çıkar duygusunu davranışlarının dinamosu haline getirmiş, gözünü kendi kişisel geleceğinin beklentileri ile kör etmiş bir garip âdemler topluluğu…
İşte bu topluluğu yarattığı âdem, demokrasinin en büyük ayıbıdır.
Bu ayıbın üzerinin, hiç değilse bir ölçüde örtülebilmesi, toplumu oluşturan bireylerin bu garip “âdem”i iyi süzmeleri, O’nun davranışlarını doğru değerlendirmeleri ve içine düştüğü çıkar-fıçısını gerçekçi bir biçimde analiz etmeleri ile mümkün olabilir.
Kim olursa olsun, elinde hangi partinin flamasını taşırsa taşısın “aday”larımızı iyi tanıyalım.
Onların sadece ağızlarından çıkan sözleri değil, davranışlarının çizdiği çizgiyi de hesabımıza katalım.
Söz uçar gider… Bunu bilelim.
İnsanın kimliği ve kişiliğidir, önemli olan… Erdemi, yapısı, kültür düzeyi ve elindeki gücü nasıl ve kimin yararına kullanacağı ya da kullandığıdır o insanın nice bir âdem olduğunu belirleyen…
İşte ancak bu nitelikte bir bilinçle baktığımız zaman demokrasinin sözünü ettiğimiz “eksi”lerinden, bir ölçüde de olsa, yara almadan atabiliriz adımlarımızı…
Yoksa?..
Yoksa bir ünlü düşünürün söylediği gibi;
- Her toplum, layık olduğu yönetime [er veya geç] kavuşur, der geçeriz bizlerde, sağlık olsun dostlar, ölenle ölünmez…

Faruk HAKSAL, 2 Ekim 2011
farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN TIKLAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.kitlecizgisi.com
http://www.dnm-ler.com