1. yüz (Toplam 1 yüz)

İşte Böyle Sayın Seyirciler...

İletiGönderilme zamanı: Pzr Kas 13, 2011 10:39
gönderen faruk haksal
Üçüncü balyozda indirildi.
İlgili iddianame yetkili ağır ceza mahkemesine doğru yola çıktı.
Yeni sanık sayısı 367 adet subay…
Balyoz nereye indi dersiniz?..
Başındaki yönetim aracılığı ile “Yurtta savaş, dünyada savaş” ilkesini titizlikle uygulayan Türkiye’nin bu kez de deniz kuvvetlerinin bel kemiğine…
Hukukun üstünlüğü ve adalete güven konusundaki güvenirliğin gittikçe daha fazla erozyona uğradığı bir süreçten geçiyor Türkiye toplumu…
Beşiktaş ilçesinde kurulu özel yetkili ağır ceza mahkemeleri, Silivri ilçesinde bu iş için özel olarak yeniden yapılandırılan büyük bir cezaevinin içinde çalışmalarını sürdürüyor.
Tutuklu sanıklar zaten içeride…
Hatta kimileri hücrede.
Ve bu kişiler hükümlü değil, sanık, yani bir suçun sadece şüphelisi…
Ama yıllardır o kocaman hapishanede tutuklu olarak çile dolduruyor bu kişiler.
İçlerinden bir kaçı milletvekili…
Millet gitmiş oy sandığına ve bu kişileri kendilerini temsilen TBMM’ne göndermiş…
Ama bu kişiler hala tutuklu, hatta hücre hapsinde çile dolduruyor.
Peki ya tutuklu olmadan mahkemeleri süren sanıkların durumu…
Sanıyoruz onların durumu, dünyada eşi ve benzeri bulunamayacak bir garabet içinde yüzmektedir.
Çünkü bu kişiler, tutuklu olmadıkları halde her duruşmada cezaevinin içine girmekte ve cezaevinin içindeki duruşma salonunda saatlerini, günlerini geçirmektedirler.
Ve bu ülke hukuk devletidir…
Bu ülkede demokrasi vardır.
Ve bu ülkede Anayasal bir düzen yürümekte ve işlemektedir… Peki, sahiden mi?
Hay Allah!
Öte yandan tümüyle Hükümet’in şemsiyesi altına özenle yerleştirilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu [HSYK], kendisine fısıldanan talimatların yörüngesinde bağımsız olması gereken savcıların ve tarafsız olması gereken hâkimlerin tayinleri, bir başka yöreye atanmaları ve terfileri de dâhil her nevi özlük işlerine karar verme yetkisini elinde bulundurmaktadır.
Gerçekte hâkimler bağımsız değilse, dışarıdan kendilerine yönelebilecek her türlü tesire karşı korunmalı değillerse, gerçek anlamda tarafsız olabilmeleri de mümkün değildir.
Ve HSYK’nın verdiği kararlar yargı denetiminin dışındadır!..
Bir başka deyişle, hakkın tevziinden sorumlu kişiler olan hâkim ve savcıların kendi haklarını arama imkânları mevcut değildir…
Ve bu ülke hukuk devletidir!
Bu ülkede demokrasi vardır!
Bu ülkede hak arama özgürlüğü mevcuttur!.. Peki, sahiden mi?
Hay Allah!..
Bir ülkenin adalet mekanizması içinde hâkimler ve savcılar kendi haklarının savunmasını yapamıyorlarsa, o hakları ileri sürebilecekleri bir yargı organı mevcut değilse, vay ki vay sayın seyirciler, vay ki vay…
Şimdi bu satırları okuyan bir kişi çıkıp şöyle diyebilir:
- Nereden çıktı şimdi bu “sayın seyirciler” söylemi?.. Biz olsa olsa sayın okurlar olabiliriz, değil mi?..
Hayır değil.
Bile bile kullanılmıştır seyirci sözcüğü…
Ve şimdi, tam da sırası gelmişken, şu soruyu sorma zamanı gelmiştir:
- Olup bitenler karşısında seyirci değil misiniz?
Tarafsız olun lüften ve gerçekçi bir biçimde yanıt verin…

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com